Hatay´da Gezi Parkı eylemcilerine para dağıtılarak provokasyon yapıldığı ihbarı üzerine ´casus evlerine´ ikiz baskın düzenlendi. Eski Bakan Zekeriya Temizel´in kızı Selin Temizel´in de aralarında bulunduğu Alman Arche Nova ve İngiliz MapAction üyesi 8 kişi gözaltına alındı. 6 yabancı ajanlık suçlamasıyla sınır dışı edildi. Alman vakıflarının Gezi olaylarına aktif desteğinin Başbakan Erdoğan´a sunulan Gezi raporunda yer aldığı ileri sürülmüştü. Yine Alman vakıflarından Ergenekon sanıklarına para yardımı Ergenekon davasında belgelenmişti. Benzer bir durum Mısır´da da gündeme geldi. Eski Bakan Temizel´in kızı Türkiye´de yakalanırken ABD´li Bakan´ın oğlu da Mısır´da yakalandı. Yabancı vakıfların Mısır´da siyasi faaliyetlerde bulunduğu, Mursi´nin devrilmesinden 1 ay önce sonuçlanan davada kanıtlandı. ABD Ulaştırma Bakanının oğlu da dahil 43 vakıf yöneticisi hapis cezası aldı.
05.07.2013 14:09 Hatay´da Gezi Parkı eylemlerini provoke ettiği iddia edilen Alman yardım kuruluşu Arche Nova üyelerinin kaldığı eve operasyon düzenlendi. Maliye eski Bakanı Zekeriya Temizel´in kızı Selin Temizel´in aralarında bulunduğu 5 kişi gözaltına alındı.
NUSAYRİ FİŞLEMELERİ
Operasyon e-posta ihbarıyla başladı. İhbarda, bazı yabancıların kiraladıkları evde eylem organize ettiği ve göstericilere para dağıttığı ifade edildi. Selin Temizel ile Alman Natia S, İrlandalı Simon B, Arap uyruklu Usame H. ve Sinan G, casusluk suçlamasıyla gözaltına alındı.
Savcılık ifadelerinin ardından yabancı uyruklu üç kişi sınır dışı edildi. Evde bulunan 50 bin dolar, 70 bin euro ve 50 bin liraya el kondu. Ele geçirilen dokümanlarda Hatay´da yaşayan Nusayrilere ilişkin bilgiler olduğu belirtildi.
İKİNCİ DALGA İNGİLİZ MAP ACTION´A
Hatay´da aynı gerekçelerle ikinci casusluk operasyonu İngiliz yardım kuruluşu MapAction üyelerine yönelik gerçekleştirildi. İngiliz James A., Bruce S. ve İspanyol George G. gözaltına alındı. 3 yabancı sınır dışı edildi.
´Kızım vatanına bağlı biri´
Almanya´da tıp doktoru olan kızı Selin´in insani yardım için Hatay´a geldiğini ifade eden Zekeriya Temizel, konuyla ilgili şunları söyledi: ?Kızım vatanına milletine bağlı biri. Bir işyerinden bilgisayar satın almışlar. Firma ödemeye rağmen bilgisayarı teslim etmemiş. Tartışma olmuş. Konu polise yansımış. Bunun dışında kim gözaltına alınmış, neyle suçlanmış bilgi sahibi değilim. Benim kızım ülkesi aleyhine hiçbir oluşumda yer almaz.?
İzinsiz faaliyet ´kışkırtma´
Arche Nova üyelerinin Dışişleri Bakanlığı, AFAD veya Hatay Valiliği´nden izin almadığı belirlendi. Şehirdeki Gezi eylemlerine Türk bayrakları ile katıldıkları belirtilen şüpheliler, Esed yanlısı Nusayriler´i Suriyeli sığınmacılara karşı kışkırtmakla suçlandı.
Kürt bölgesi için Barzani´yle görüşme
Arche Nova, 1992´den beri uluslararası düzeyde faaliyet gösteren bir yardım kuruluşu. Etiyopya, Burkina Faso, Kenya, Kongo, Uganda, Haiti, Myanmar ve Japonya´da faaliyet gösteren kuruluş, Suriye´nin Kürt bölgesinde temsilcilik kurmak için Mesud Barzani ile görüşüp yardım istedi. (Bugün)
ALMAN VAKIFLARI TAKSİM GEZİ´DE ETKİN ROL ALDI
Bugün gazetesinde verilen yukarıdaki ayrıntılar şaşırtıcı değil. 1 ay önce gerçekleşen ve 2 hafta boyunca devam eden Taksim Gezi olaylarında Alman vakıflarının da etkin rol aldığı iddia edilmişti. Buna göre, eylemlere katılan ya da destek veren güçlerle ilgili bir rapor hazırlandı ve Başbakan Erdoğan´a sunuldu. Ayrıntıları AK Parti Merkez Karar Yönetim Kurulu´nda da konuşulan rapora göre; 8 Alman vakfı protestoların bitmemesi için eylemcilere kol kanat gerdi. Daha önce terör örgütlerine yardım yaptığı ifade edilen bu vakıflar eylemcilerin gıda sorunu yaşamaması için Taksim Meydanı´na sürekli yemek servisi yaptı.
ALMAN VAKIFLARINDAN ERGENEKON SANIKLARINA PARA
Bu, Alman vakıflarıyla ilgili ilk iddia da değil aslında. Almanya´nın Türkiye üzerindeki siyasi nüfuz çabasının çok fazla olduğu, defalarca belgeleriyle kanıtlandı. O kadar ki, Başbakan Erdoğan, 2011 Ekim ayında yaptığı bir konuşmasında konuya değinme ihtiyacı hissetti. Alman vakıflarının PKK´ya ve CHP´li belediyelere yardım ettiğini dile getiren Erdoğan, şunları da söylüyordu: Alman vakıflarının, uzun zamandır Türkiye´de ne yazık ki buna benzer bazı girişimleri olmuştur. Hatta ana muhalefet partisine bu şekilde yardım konusu tartışma konusu da olmuştur, tartışılmıştır, medyada bu yayımlanmıştır. Fakat tabii o gündür bugündür bu iş üzerine gidilmediği için belki belli noktada kalmıştır.
Başbakanın dile getirdiği CHP ve PKK´ya finansal yardımın ötesinde de durumlar söz konusu idi. 2002 sonunda silahlı saldırıda hayatını kaybeden Prof. Dr. Necip Hablemitoğlu´nun bu vakıfların Türkiye´deki etkilerini araştırdığı sırada öldürüldüğü iddia ediliyor. Ölümünde Ergenekon örgütünün parmağı Ergenekon davasında gündeme geldi. Yine davada Alman vakıflarının Türkiye´deki siyasi etkileri de gündeme geldi. Mahkeme bu iddiaların üzerine gitti. Alman vakıflarının Türkiye´deki Ergenekon sanıklarına paralar gönderdiği belgelendi.
Yine Almanya, Ergenekon firarisi Bedrettin Dalan´a sahte pasaport verecek kadar ileri gitti. Onu Türkiye´ye iade etmeyi reddediyor. Yine Alman derin devleti Türklere yönelik dönerci cinayetlerinin ardından çıktı. Türklere yönelik kundaklama olaylarının ardında da aynı gücün rol aldığı şüphesi var. Alman ve Türk kontrgerilla teşkilatlarının hala güçlü olduğu Alman araştırmacılar tarafından da dile getiriliyor.
Taksim Gezi olaylarının kışkırtılmasında vakıfları aracılığıyla Almanya´nın rol aldığı iddiasıyla örtüşen başka bilgiler de var. Alman Başbakanı Merkel, Gezi olaylarında skandal sayılabilecek ifadelerle Türk devletini eleştirdi. Durumu G-8 toplantısına getirebileceklerini belirtti. Alman medyası, Başbakan Erdoğan´ı ve hükümetini açık düşman ilan eden bir yayın politikası izledi.
ABD ve İngiltere´nin durumu da farklı değil. Avrupa parlamentosu Gezi olaylarında polis müdahalesini kınarken aynı günlerde İngiltere´de gerçekleşen müdahaleye ise en ufak bir ses çıkarmadı. Örnekler çoğaltılabilir. Görüldüğü gibi Gezi olayları yabancı unsurlar tarafından desteklendi. ABD´nin CNN televizyonu, 1 milyon katılımlı AK Parti mitingini hükümeti protesto gösterisi diye inanılmaz bir çarpıtmayla göstermekten çekinmedi. Yabancı gazeteci ve parlamenterler Gezi protestolarına aktif katıldılar. Kendi medyaları dahi bunları eleştirdi, ´kendi ülkenizdeki benzer olaylara tepki vermezken orada ne işiniz var´ diyerek. Bu güçler AK Parti hükümetini devirme çabasında aktif rol aldılar. Tüm bunların organize olduğuna şüphe duyulmuyor.
MURSİ DÖNEMİNDE YABANCI VAKIFLAR´A BASKIN YAPILDI
İlginçtir benzer bir tartışma Mısır´da yaşandı. Önceki gün canlı yayında duyurulan bir askeri darbe ile seçimle gelmiş olan Mısır Devlet Başkanı Muhammed Mursi devrildi. Mursi´nin yönetime gelmesine yol açan Tahrir´deki halk ayaklanması 1,5 yıl önce 11 Şubat 2011´de sonuçlanmış, Mısır diktatörü Hüsmü Mübarek istifa etmişti. Yeni hükümetin ilk icraatlarından birisi, yabancı vakıfların Mısır´daki siyasi faaliyetlerinin üzerine gitmek oldu. 2011 sonunda yabancı vakıflara baskınlar yapıldı. Gözaltılar yaşandı. 43 sanık hakkında açılan dava 4 Haziran 2013´te sonuçlandı. Mısır Ceza Mahkemesi, sanık olarak yargılanan sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcilerini siyasi faaliyetler yürüttüğü gerekçesiyle 1 ila 5 yıl arasında hapis cezasına çarptırdı.
BAKAN ZEKERİYA TEMİZEL´İN KIZI TÜRKİYE´DE, ABD´Lİ BAKANIN OĞLU MISIR´DA YAKALANDI
Amerika Birleşik Devletleri Ulaştırma Bakanı Ray Lahood´un oğlunun da aralarında bulunduğu 16 Amerikalı hakkında 5 yıl hapis cezası verildi. Dava sonucunda Alman Konrad Adenauer Vakfı´nın yöneticilerine ve büro sorumlularına da 5´er yıla kadar varan hapis cezası verildi. Toplamda 43 sanığın tümüne ceza verildi. Mahkeme ayrıca sivil toplum kuruluşlarına ait tüm evrak ve dokümanlara el konulmasını ve ofislerinin kapatılmasını kararlaştırdı. Mısır Başsavcılığı söz konusu kişilerin sivil toplum kuruluşu adı altında ülkede siyasi faaliyetler yürüttüğünü, 2012 Mart ve Aralık ayları arasında izinsiz açılan 6 kuruluşun temsilcisinin, yabancı kaynaklardan fon sağladığını ortaya koydu.
Başbakan Erdoğan´ın da dile getirdiği gibi Türkiye´de yabancı vakıfların üzerine Mısır´daki kadar henüz gidilmemiş olsa da, konu Ergenekon davasında kısıtlı şekilde gündeme gelmiş olsa da, Almanya ve diğer Batı ülkelerinin, vakıfları aracılığıyla, Türkiye ve Mısır gibi ülkelerde siyasi çalışmalar yaptığı, beğenmedikleri hükümetlere karşı bazı siyasi parti ve örgütlere maddi destek verdiği iddiaları, Mısır´daki yargılama sonucunda kanıtlanmış oldu. Ve bu yargılama Mursi´nin devrilmesinden 1 ay önce Haziran başında sonuçlandı. Bu durum aynı zamanda, Batı´nın Mursi´den niçin nefret ettiğini, bu vakıflar üzerinden Batı´nın Mısır halkı arasında nasıl çalışmalar yaptığını ve muhtemelen Mursi karşıtı hareketlenmeyi ve askeri darbeyi örgütlediğini de düşündürdü. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(05 Temmuz 2013, 14:09)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
TAKSİM GEZİ OLAYLARIYLA İLGİLİ MANŞETLERİMİZ
Belgeleriyle Gezi´nin Ardındakiler
Mısır Alman vakıflarını yargılıyor
Mısır´da askeri darbe oldu
Düşünen adam da olacak mı?
Mısır ve Türkiye için tarihi gün: 11022011
Taksim Tahrir olmaz