Mısır ordusunun askeri darbe yaparak halkın yüzde 52´sinin oyunu alarak seçilmiş devlet başkanını devirmesi tüm dünyada endişeyle izleniyor. Dün gerçekleşen darbe sonrası resmi açıklama yapan Avrupa Birliği darbeyi eleştirmekten kaçındı. Darbelere karşı tereddütsüz karşı olduğu ileri sürülen birliğin bu tavrı üyeleri arasında da rahatsızlığa yol açtı. Mısır´da ise darbecilere karşı direnişin başladığı bildirilirken, çeşitli kentlerden çatışma haberleri geliyor.
04.07.2013 13:23 Mısır´da askerin darbe yaparak yönetime el koyması tüm dünyada şaşkınlıkla karşılandı. Bu şaşkınlık özellikle, askerin göz korkutarak devlet başkanına geri adım attıracağını ve herşeyin demokrasi içerisinde kalarak çözüleceğini umut eden Batı ülkelerinde yaşanıyor. ABD Başkanı Obama, demokrasilerde seçimde elde edilen çoğunluğun yeterli olmadığını açıklayarak darbeye dolaylı olarak destek verdi. Askeri darbelere karşı net tavır koydukları bilinen Avrupa Birliği ülkelerinin tavrı da şaşırtıcıydı. Birliğin, Mısır´daki darbe sonrası dün yaptığı darbeyi adeta hoş görür tarzdaki açıklaması bazı üye ülkelerde rahatsızlığa yol açtı.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, Mısır´da ordunun yönetime el koymasının ardından AB adına yaptığı açıklamada darbecileri eleştirmekten kaçınırken Mısır´da bütün tarafları serbest ve adil cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin yapılması ve anayasanın onaylanması dahil hızla demokratik sürece dönmeye zorluyorum. Bunlar ülkenin kaldığı yerden devam edebilmesi ve demokratik dönüşümünü tamamlayabilmesi için tamamen kapsayıcı yaklaşımla yapılmalı ifadesini kullandı. Ashton açıklamasında Umarım yeni yönetim bütünüyle kapsayısı olur temennisinde bulundu. Açıklama öncesinde Mısır´da darbeye destek veren muhalefet lideri Muhammed el-Baradai ile telefonda görüşen Ashton´ın bu tavrı, ordunun atadığı yönetimle çalışma iradesi olarak değerlendiriliyor.
İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt ise Ashton´dan farklı bir açıklama yaptı. AB´nin daha kapsamlı bir açıklama yapmasına ihtiyaç var. İstişareler devam ediyor diyen Bildt, Mısır´da herkes demokratik ilkelere ve anayasal düzene saygı göstermeli uyarısında bulunarak, darbecilerin bazı televizyon kanallarını kapattığı haberlerini endişeyle karşıladığını belirtti.
AB kaynakları, birçok üye ülkenin, Ashton´dan daha kapsamlı ve daha demokratik bir açıklama bekleyen İsveç´e destek verdiğini belirtiyor. AB´nin bir askeri darbe karşısındaki bu onaylar tavrının birlik üzerinde büyük bir tartışma başlatması bekleniyor.
İLGİNÇ HÜKÜMET DEVİRME TEKNİĞİ
Askerlerin devirdiği ve gözaltına aldığı Devlet Başkanı Muhammed Mursi seçimlerde halkın yüzde 52´sinin oyunu alarak yönetime gelmişti. Onu deviren ordu ise Mursi´yi istemeyen halk kesimlerini darbe gerekçesi olarak gösteriyor. İlginçtir, 1.5 yıl önce Mısır´ın Tahrir meydanında gerçekleşen halk ayaklanmasında da devrik Mübarek rejimini savunan kalabalıklar ayaklanan kesimlere saldırmıştı. Yani Mursi´yi devirmek isteyenler yeni ortaya çıkmış değil. Mursi yaklaşık 1 yıldır yönetimde. Ancak tıpkı AK Parti hükümetinin ilk yıllarında Cumhurbaşkanı Necdet Sezer, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay´ın verdiği iptal ve veto kararlarıyla sıkıntı yaşamasında olduğu gibi Mısır´da da devlet kurumları Mursi´nin icraatlarına karşı sürekli direndi. Geçen 1 yıllık sürede Mursi aslında sürekli protesto edildi. Karşı devrim olarak nitelenebilecek olan eski rejimin güçleri ile taraftarları meydanları hiç terketmediler. Geçtiğimiz günlerde meydanları iyice dolduran bu kalabalıklar Mursi gitmedikçe gösterileri sona erdirmeyeceklerini açıkladılar. Ardından askerler devreye girdi. Süreç dün darbe ile devam etti.
İlginç değil mi? Bir meydanı doldur. Diktatör Mursi gitmedikçe gösteriler sona ermeyecek de. Ardından ordu devreye girsin ve ya bu kalabalıklarla uzlaş ya da yönetime el koyacağım desin. Kabul etmeyince de darbe yapsın. Bu yöntem pekala Türkiye´de de ya da başka bir ülkede de kullanılabilir. Gezi parkına yığılan kalabalıklar, ya da daha önce Cumhuriyet mitinglerinde olduğu gibi alanları dolduran kalabalıklar, Tayyip Erdoğan gitmedikçe gösterilere son vermeyeceğiz diye pekala tutturabilir. Gezi olaylarında açıkça görüldü ki, Batı Tayyip Erdoğan hükümetine karşı tavır alacaktır. Darbeleri kötü gördüklerini söyleseler de Batı, mutlaka haklı bir gerekçe gösterecektir. Yine olaylar zincirinde sıradaki halka olarak, Mısır´da olduğu gibi gösteriler uzadıkça TSK´nın devreye girmesi ihtimali artacaktır.
35´nci madde değişikliğinin askeri engelleyeceğini sanmak saflıktır. Bu saflara bir şeyi hatırlatmak gerekir. Mısır´da darbeciler canlı yayında darbelerini dünyaya duyurdular. Haklılıklarını savundular. Batı dünyası ise darbeye sert tepki vermek yerine onaylar tarzda mesajlar verdi. Önceki gün Tahrir meydanında Mursi´yi devirmek için toplanan kalabalıklar içinde şok eden bir vahşet yaşandı. Hollandalı bir bayan muhabir toplu tecavüze uğradı. Muhabirin çığlıkları görüntüleri izleyenleri şok etti. Ortaya çıkan görüntülerde bir grup Mursi karşıtı eylemcinin, kadın muhabiri kollarından çektiği ve kapalı bir ortama götürdüğü görülüyordu. Bu sırada muhabir çığlıklar atıyordu. İzleyenleri şok eden çığlıklar arasında Hollandalı bayana tecavüzde bulunuluyordu. Saldırının ardından Kahire Hastanesi´nde tedavi edilen ve operasyon geçiren kadının daha sonra ülkesine döndüğü öğrenildi.
Mısır´da yapılan da aslında bu değil mi? Bayan muhabire saldıran Mursi karşıtları, askeri yönetim ve Batı, demokrasiye toplu tecavüz yapmaya kalkıştı. Canlı yayınlandı. Seçimlere kadar bekleyemeyen, beklemek de istemeyen kalabalıklar, karşı kalabalıklar hiçe sayılarak asker ve Batı tarafından desteklendi. Demokrasiye tecavüz edildi. Batı´nın bu tecavüzü masum gösterecek gerekçeleri olduğuna ise kuşku duyulmuyor.
Silahlı Kuvvetler Başkanı ve Savunma Bakanı Orgeneral Sisi´nin devlet televizyonundan yaptığı darbe ilanını bütün dünya canlı yayında izledi. Bildiriyi okurken Ezher Şeyhi Ahmed el Tayyib, Kıpti lider 2. Tawadros, muhalif lider Muhammed el Baradey, Selefi Nur Partisi Temsilcisi Muhammed Abdulaziz ile gösterileri organize eden İsyan Cephesi temsilcisi de Sisi´nin yanında hazır bulundu. Darbecilerin ilk icraatlarından biri, Mısır´ın tarihinde 1400 yıl sonra bir hristiyanın devlet başkanlığına getirilmesi oldu. Bu ilginç atamanın, darbe için kendilerine destek veren Batı´ya bir teşekkür anlamına geldiği yorumları yapılıyor.
MURSİ DÖNEMİNDE YABANCI VAKIFLAR´A BASKIN YAPILDI
Tam bu noktada araya ilginç birkaç cümle ekleyelim. Geçtiğimiz günlerde Gezi olayları vesilesiyle ilginç bir görüşü dile getirenler oldu. Buna göre, 1,5 yıl önce Mısır Tahrir meydanında gerçekleşen ayaklanma ile Hüsnü Mübarek´in devrilmesinde Batı güya Mısır halkına destek vermiş ve Gezi olaylarında adı geçen Gene Sharp isimli CIA bağlantılı bir uzmanın kuramları ile Mübarek rejimi devrilmişti. Bu iddianın ne kadar desteksiz bir görüş olduğun Düşünen adam da olacak mı? başlıklı haberimizde ortaya sermiştik.
Tahrir´de 1,5 yıl önce yaşanan halk ayaklanması incelendiğinde bu iddianın o halk hareketini lekelemek için kullanıldığını anlamak hiç de zor değil. Devrilen lider Hüsnü Mübarek´in tıpkı daha önce devrilen İran Şahı gibi ABD´nin Ortadoğu´daki en yakın müttefiği olduğunu, benzer şekilde İsrail´in de en güvendiği lider ve komşu olduğunu bilmeyenler bu tür psikolojik hamleleri yapabilir, leke sürmeye kalkabilir.
Tahrir ayaklanması 11 Şubat 2011´de sonuçlandı. Mısır diktatörü Mübarek istifa etti. Yeni hükümetin ilk icraatlarından birisi, yabancı vakıfların Mısır´daki siyasi faaliyetlerinin üzerine gitmek oldu. 2011 sonunda yabancı vakıflara baskınlar yapıldı. Gözaltılar yaşandı. 43 sanık hakkında açılan dava 4 Haziran 2013´te sonuçlandı. Mısır Ceza Mahkemesi, sanık olarak yargılanan sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcilerini siyasi faaliyetler yürüttüğü gerekçesiyle 1 ila 5 yıl arasında hapis cezasına çarptırdı. Amerika Birleşik Devletleri Ulaştırma Bakanı Ray Lahood´un oğlunun da aralarında bulunduğu 16 Amerikalı hakkında 5 yıl hapis cezası verildi. Dava sonucunda Alman Konrad Adenauer Vakfı´nın yöneticilerine ve büro sorumlularına da 5´er yıla kadar varan hapis cezası verildi. Toplamda 43 sanığın tümüne ceza verildi. Mahkeme ayrıca sivil toplum kuruluşlarına ait tüm evrak ve dokümanlara el konulmasını ve ofislerinin kapatılmasını kararlaştırdı. Mısır Başsavcılığı söz konusu kişilerin sivil toplum kuruluşu adı altında ülkede siyasi faaliyetler yürüttüğünü, 2012 Mart ve Aralık ayları arasında izinsiz açılan 6 kuruluşun temsilcisinin, yabancı kaynaklardan fon sağladığını ortaya koydu.
Bu durum, Batı´nın Mursi´den niçin nefret ettiğini, bu vakıflar üzerinden Batı´nın Mısır halkı arasında nasıl çalışmalar yaptığını ve muhtemelen Mursi karşıtı hareketlenmeyi örgütlediğini de düşündürüyor.
DİRENİŞ YAYILIRSA ASKER VE BATI ZOR DURUMDA KALACAK
Mısır´da bundan sonra ne olacak?.. Asıl soru bu. Olayların darbe ile sona erdiğini ileri sürenler var. Ancak tersini söyleyenler de. Gelen haberler de bunu gösteriyor. Darbeciler tarafından gözaltına alınan Devlet Başkanı Mursi, darbeyi tanımadığını açıklamış, taraftarlarına direniş çağrısı yapmıştı. Mısır´da çeşitli kentlerden çatışma haberleri geliyor.
ÇATIŞMALAR YAYILIYOR
Ordunun yönetime el koymasının ardından ortalığın karıştığı, çeşitli kentlerde çıkan olaylarda ölü sayısının arttığı haberleri geliyor. Bu haber yayına girildiğinde ölü sayısının 11´e ulaştığı biliniyordu. AA muhabirinin hastane ve emniyet kaynaklarından aldığı bilgiye göre, kuzeydeki İskenderiye ve güneydeki el-Minye kentinde Mursi destekçileri ve karşıtlarının gösterilerinde 5 kişi hayatını kaybetti. Çatışmalarda İskenderiye´de 3 kişi hayatını kaybederken ülkenin güneyindeki el-Minye kentinde ise ilk belirlemelere göre 2 kişinin öldüğü, 3´ü polis 25 kişinin yaralandığı ifade edildi.
Ordunun kararı Asyut, el-Minye ve Asvan kentlerinde Mursi destekçileri tarafından protesto ediliyor. Güney´deki el-Minye kentinde göstericilerin, polise ait bazı kurumlara saldırdığı, Asvan kentinde de bir polis aracının ateşe verildiği bildirildi. Polis ve askerin göstericileri dağıtmak için gaz bombası kullandığı olaylarda çok sayıda yaralı bulunduğu belirtiliyor. Marsa Matruh kentinde emniyet müdürlüğüne yönelik roketli saldırıda da 6 polis hayatını kaybetti.
Bu durum ise 1,5 yıl önceki duruma geri dönüldüğünü gösteriyor. Yani giderek güçlenen görüşe göre, Mısır´da herşey yeni başlıyor.. 1,5 yıl önce Mısır´a demokrasiyi getiren halk kitleleri askeri darbe ile bastırılmaya çalışıldı. Demokrasi mücadelesi tekrar başlıyor. Bu açıdan, Mısır yönetimine el koyan askerlerin, direnişin yayılması halinde, kendilerine destek veren Batı´nın demokrasinin beşiği olduğu inancını da kendileriyle birlikte bataklığa sürükleyeceği ileri sürüyor.
(Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
MISIR´DA KANLI SABAH------------------------------------------------------------------------------------
05.07.2013 11:03 Mursi yanlısı İslamcı militanlar polis ve ordu merkezlerine eş zamanlı saldırı düzenledi. Mısır´ın Sina Yarımadası´ndaki ordu kontrol noktaları ve bir polis merkezine roketatar ve makineli tüfeklerle düzenlenen eş zamanlı saldırılarda bir asker öldü. AFP´ye konuşan sağlık yetkilileri, Sina Yarımadası´nın kuzeyindeki El Gura köyündeki ordu kontrol noktasına açılan ateşte bir askerin hayatını kaybettiğini, iki askerin de yaralandığını söyledi. Güvenlik kaynakları, militanların Refah sınır kasabasındaki bir polis merkezine ve askeri istihbarat birimlerine de saldırı düzenlediğini söyledi. Bir kaynak, Sina Yarımadası´nın kuzeyindeki diğer kasabalarda da ordu ve polis noktalarına saldırılar gerçekleştirildiğini belirtti. Ajans, saldırıların İslamcı militanlar tarafından düzenlendiğini bildirdi. Mısır´da Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi´nin önceki gece ordu tarafından devrilmesinin ardından çok sayıda militan örgüt misilleme tehdidinde bulunmuştu. (Habertürk)
Mısır´ın Sina Yarımadası´nda düzenlenen saldırılarda ilk belirlemelere göre 1 asker öldü, 4´ü asker 6 kişi yaralandı. Emniyet kaynaklarından alınan bilgiye göre, Sina´nın El-Ariş Havaalanı ile Refah´daki bir karakola ve orduya ait 6 kontrol noktasına silahlı kişiler tarafından roketatarlarla eş zamanlı saldırı düzenledi. Ariş Havaalanı yakınındaki kontrol noktasına yönelik saldırıda 1 asker öldü, 2 kişi yaralandı. Refah kentindeki polis karakolunu hedef alan saldırıda ise 4 asker yaralandı. Saldırıların ardından Mısır ordusunun bölgede operasyon başlattığı belirtildi. (AA)
KAHİRE´DE MURSİ TARAFTARLARINA ASKER ATEŞİ: 4 ÖLÜ------------------------------------------
05.07.2013 17:46 Mısır´ın başkenti Kahire´de Müslüman Kardeşler taraftarı göstericilerin devrik lideri Muhammed Mursi´nin tutulduğu askeri binaya doğru yürüdüğü bildirildi. Görgü tanıklarından alınan bilgiye göre, Mursi´nin tutuklu olduğuna inanılan Cumhuriyet Muhafızları Karargahı önünde toplanan kalabalığa askeri binadan ateş açıldı. Açılan ateşte ilk belirlemelere göre 4 kişi hayatını kaybetti. Saldırıda yaralananların da olduğu ancak kesin sayının henüz belirlenemediği ifade edildi. Mısır ordusundan yapılan açıklamada, askerlerin göstericilere karşı gerçek mermi kullandığı yönündeki iddia yalanlandı.
ADEVİYE MEYDANINDA BİNLERCE İNSAN TOPLANDI: 4 TALEP--------------------------------------
Bu arada Devrik Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi taraftarları, askeri darbeye hayır adı altında Kahire´nin doğusundaki Rabiatu´l Adeviyye Meydanı´nda düzenledikleri gösteride 4 ayrı talepte bulundu. Gösterinin düzenlendiği meydandaki platformda açıklanan taleplerin başında Mursi´nin görevine iadesi yer alıyor. Diğer talepler ise halkın onayladığı anayasanın yeniden yürürlüğe girmesi, Yüksek Yargı Konseyi tarafından başsavcının değiştirilmesi ile en geç 2 ay içerisinde millet meclisi seçimlerinin yapılması şeklinde sıralanıyor. Mursi taraftarlarının Allah´ım Mursi´yi zalimlerin elinden kurtar, Devrim yürüyüşüne devam edeceğiz gibi sloganlar atan göstericilerin iilerleyen saatlerde Kahire´nin doğusundaki Cumhuriyet Muhafızları Karargahı´na yönelmesi bekleniyor.
Mısır´da yüzbinler Askeri Darbeye Hayır adı altında düzenlenen gösteri için başkent Kahire´nin doğusundaki Rabiatu´l-Adeviyye ve Nahda Meydanı´na akın etti. Cuma namazı sonrasında başlayan gösterilerde Sisi git! sloganları atıldı. Alanların etrafı tanklar ve Cumhuriyet muhafızları tarafından kontrol altında tutuldu. Zaman zaman Mursi destekçilerine saldırmak isteyen baltacı diye bilinen suç gruplarıyla çatışmalar yaşandı. Göstericiler Uyan Sisi, liderimiz Mursi, Mursi çok yaşa, Bozguncuların aramızda yeri yok sloganları attı. Aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu ve sayıları giderek artan göstericiler, Mısır bayrakları ve Mursi´nin fotoğraflarını da taşıyor.
Müslüman Kardeşler Teşkilatı, El-Cemaatu´l-İslamiyye ve Mursi´ye destek veren bazı İslami partilerin katılımıyla yapılan gösterilerin güvenliğini sağlamak için, eylemi organize eden gruplar tarafından önlemler alındı. Nahda Meydanı´na silahla girmek isteyen baltacılar yakalandı. Kalabalık tarafından linç edilmek istenen baltacılar Müslüman Kardeşler üyeleri tarafından alandan uzaklaştırıldı.
Mısır Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı Abdulfettah es-Sisi, çarşamba akşamı, ordunun ülke yönetimine el koyduğunu, anayasanın askıya alındığını ve erken seçimler yapılıncaya kadar Anayasa Mahkemesi Başkanı Muhammed Adli Mansur´un geçici cumhurbaşkanı olarak atandığını açıklamıştı. Mansur, yapılan törenle geçici cumhurbaşkanlığı görevi için yemin etmişti. (Habertürk)
(04 Temmuz 2013), son güncel.: (05 Temmuz 2013)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Mısır´da askeri darbe ve sonrasındaki gelişmelerle ilgili manşetlerimiz
Mısır´da askeri darbe oldu
Düşünen adam da olacak mı?
Mısır Alman vakıflarını yargılıyor
Mısır ve Türkiye için tarihi gün: 11022011
Taksim Tahrir olmaz