Ergenekon soruşturmasına da bakan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Kasım İlimoğlu ´görevi kötüye kullanma´ suçundan Yargıtay tarafından 3 ay 3 gün hapis cezasına çarptırıldı. Savcı İlimoğlu çok sayıda dosyayı işleme koymamakla suçlanıyordu. İlimoğlu´nun Ergenekon soruşturmasını akamete uğratmak amacıyla soruşturmaya karşı olan dönemin HSYK´sı tarafından göreve getirildiği ileri sürülmüştü.
10.04.2013 10:35 2009´da Ergenekon soruşturmasına atanan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Kasım İlimoğlu ´görevi kötüye kullanma´ suçundan 3 ay 3 gün hapis cezasına çarptırıldı.
Yargıtay´da 541 soruşturma evrakını 1 yıl 3 ay işlemsiz bırakmakla suçlanan İlimoğlu´nun cezası paraya çevrildi. Ayrıca 1 ay 16 gün süre ile kamu görevinden yoksun bırakılan savcı, hakkındaki kararı temyiz etti. İstanbul Cumhuriyet Savcısı İlimoğlu, Bakırköy Cumhuriyet Savcısı olarak görev yaparken, 3 Haziran 2009 tarihli denetim sırasında iş bölümü uyarıcınca kendisine verilen 541 adet değişik suç türlerine ilişkin soruşturma evrakını 4 aydan 1 yıl 3 ay 8 güne varan sürelerle işlemsiz bırakmıştı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İlimoğlu hakkında görevi savsaklama suçundan cezalandırılması ve Yargıtay´da yargılanması talebiyle son soruşturma evrakı hazırladı. Yargıtay 4. Ceza Dairesi´nde yapılan yargılamada kendisini savunan İlimoğlu, UYAP sisteminden kaynaklanan sorunların bulunduğunu, 16 aylık sürede 1945 soruşturma evrakını sonuçlandırdığını belirtti. Daire, İlimoğlu´nun savunmasını inandırıcı bulmayarak söz konusu cezalara hükmetti. Savcı İlimoğlu´nun kararı temyiz etmesi üzerine konuyu görüşen Yargıtay Ceza Genel Kurulu da hapis cezasını onadı.
SAVCI İLİMOĞLU HAKKINDAKİ İDDİALAR
Savcı Kasım İlimoğlu, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kararıyla, 27 Ocak 2009´da İstanbul özel yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği emrine geçici olarak atandı. 6 Şubat 2009 tarihinde de Ergenekon soruşturmasına kaydırıldı. İlimoğlu, HSYK´nın 2009 yaz kararnamesiyle de Bakırköy Adliyesi´nden Beşiktaş Adliyesi´ne özel yetkili İstanbul Cumhuriyet savcısı olarak kalıcı şekilde atandı. İlerleyen süreçte Siyaset-Yargı-Ergenekon ayağında kritik öneme sahip 15 kadar dosyaya takipsizlik kararı verildiği basında yer aldı.
O dönemin HSYK´sı korsan kararnamelerle Ergenekon soruşturma ve davasında görev yapan savcı ve hakimleri başka yerlere tayin etmeye kalktı. Ancak kurulda başkanlık yapan Adalet Bakanı ve müsteşarının direnmesi üzerine bu planlarını uygulamaya koyamadılar. Kurul üyelerinin son anda masaya getirdiği atama kararnameleri ve yaptıkları basın açıklamaları, korsanlık olarak nitelendirildi. Bu niteleme, kurulun başkanı Adalet Bakanı tarafından dahi dile getirildi. Kurul, hükümete ve Ergenekon davasına karşı açık bir başkaldırı durumuna girdi.
İşte İlimoğlu´nun da o dönemin HSYK´sı tarafından Ergenekon soruşturmasını akamete uğratmak amacıyla Beşiktaş´a atandığı ileri sürüldü. Ergenekon soruşturmasına dahil oldu. Örneğin 3. Ergenekon iddianamesinde onun da imzası vardı. Ancak onun soruşturmaya dahil olmasıyla kritik bilgilerin deşifre olacağı iddia edildi.
Benzer bir iddia, 2008 yılında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının İstanbul Organize´ye yaptığı skandal baskın üzerine de dile getirilmişti. Eşi Ferda Paksüt´ün Ergenekon davasında yargılandığı Anayasa Mahkemesi üyesi Feyyaz Paksüt´ün şikayeti üzerine Ankara savcılığı Ergenekon soruşturmasını yürüten İstanbul Emniyeti Organize birimine baskın düzenledi. Bilgisayarlardaki bilgiler kopyalanmaya çalışıldı. Ergenekon soruşturmasıyla ilgili tüm bilgilerin deşifre olması anlamına gelen bu girişim, hemen harekete geçerek mahkeme kararı aldıran ve kopyalamayı durdurtan Ergenekon savcısı Zekeri Öz tarafından son anda engellendi. Kopyalanan bilgilere de el konuldu. Bu cüretkar baskın, Ergenekon soruşturmasının kimlere uzandığının birilerince yargı içindeki uzantılar kullanılarak öğrenilmeye çalışıldığı şeklinde yorumlandı. Hatırlanacağı gibi 2008´in o günlerinde Ergenekon soruşturması peşpeşe dalgalarla sürekli genişlemekteydi.
İşte buna benzer şekilde, Ergenekon soruşturma bilgilerine ulaşmanın bir başka yolu olarak soruşturmaya İlimoğlu gibi bazı savcıların getirildiği şüphesi basında yer aldı. Onun için basında truva atı nitelemesi dile getirildi. Bu bir iddia idi. Ancak ilerleyen süreçte bu iddiayı ve şüpheleri güçlendiren bazı gelişmeler yaşandı. İlimoğlu ile Ergenekon soruşturmasını yürüten diğer savcılar arasında gerginlik yaşandığı basına yansıdı. İlimoğlu, Ergenekon savcıları Zekeriya Öz, Fikret Seçen ve Ercan Şafak´ı kendisine dosya vermedikleri iddiasıyla HSYK ve Bakanlığa şikayet etti. Bu savcılar hakkında soruşturma başlatıldı.
Ancak 12 Eylül 2010 tarihinde gerçekleşen anayasa referandumu ile birlikte önemli değişiklikler yaşandı. Bu referandumun önemli gerekçelerinden biri de yargıdaki korsan kilitlenmenin aşılması idi. Halkın referandumda evet demesiyle yeni yasa değişiklikleri yapıldı. Eski üyelerden biri hariç diğerleri istifa etti. HSYK yeni bir yapılanmaya gitti. Üye sayısı arttırıldı. Onbin civarındaki tüm hakim ve savcıların katıldığı seçimlerde yeni üyeler seçildi. Yeni dönem HSYK´sının aldığı kararlardan biri de İlimoğlu ile ilgili idi. 19 Haziran 2011 tarihli kararnameyle özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı´ndan alınarak Büyükçekmece Cumhuriyet savcılığına atandı. Bu atamayla birlikte özel yetkileri de kaldırıldı. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(10 Nisan 2013, 10:35)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Savcı İlimoğlu´nun Ergenekon davasına atanması ve yöneltilen eleştiriler
HSYK üzerinden Ergenekon davasını akamete uğratma çabaları
HSYK´daki Kontrgerillacılar güz kararnamesini de geciktiriyor
HSYK´daki direnişte 14. gün
Flaş!!! Kontrgerilla talepleri HSYK´yı kilitledi
Flaş!!! HSYK´lı Ertosun´dan korsan girişim
Kontrgerilla´nın yargıdaki örgütlenmesi
Ergenekon soruşturmasını/davasını akamete uğratma girişimleri
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap