Ergenekon davasında olaylar çıktı. Protesto kelimesiyle tanımlanamayacak düzeyde taşkınlıklar duruşmanın yapılmasını engelledi. Yöneticileri davada yargılanan İşçi Partisi´nin öncülüğünde gerçekleşen olaylarda CHP´li milletvekilleri etkin rol aldı. Mahkeme heyetini yıldırma amaçlı eylemlerin bir benzeri Erzincan Ergenekon davasında alçak uçuş olayıyla yaşanmıştı.
08.04.2013 13:46 Ergenekon davasının bugün Silivri´de görülen 282. duruşmasında olaylar çıktı. Yöneticileri bu davada yargılanan İşçi Partisi yetkilileri 22 Mart 2013 tarihinde bir konuşma yaparak kamuoyunu bugün görülecek duruşmada mahkeme heyetini protestoya çağırmıştı. Konuşmasında, devrimlerin seçimlerle olmadığını öne süren İşçi Partisi Genel Başkan Vekili Avukat Hasan Basri Özbey ilginç cümleler kullanmıştı:
SEÇİM SANDIKLARININ ÖNEMİ YOK
Cumhuriyet devrimlerini sandıklardan çıkararak başarmadık. Arkadaşlarım soruyor: ´Seçimde yakın değil, nasıl yıkacaksınız?´ Ben de diyorum ki; halk hareketiyle yıkacağız. Milletimizin büyük gücünü ayağa kaldırarak yıkacağız. Önümüzde büyük fırsatlar var. Fırsatlardan biri 8 Nisan. Bildiğiniz gibi 13 Aralık tarihinde Silivri´nin duvarlarını yumuşattık. İsteseydik yıkardık. Ama her şeyi yerinde ve zamanında yapmayı 150 yıllık devrim tarihinden aldığımız tecrübeyle öğrendik.
YEMİNLER EDİLDİ, YIKILACAK SİLİVRİ?
Özbey, davada örgüt yöneticiliği ile suçlanan ve hakkında müebbet hapis talep edilen İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek´in bir mektubunu da okumuştu. Perinçek´in mektubu şöyleydi:
Şu anda savaş Silivri cephesindedir. Bütün yurttaşlarımızı 8 Nisan sabahı Silivri´ye bekliyoruz. Yeminler edildi yıkılacak Silivri. Türk´de bizim Kürt´de biziz. Hepimiz 76 milyon Türk milletiyiz. Hepimiz Ergenekoncuyuz. Ergenekon´dan çıkıyoruz. Hedef milli meclis, milli hükümet. Çankaya yeniden Atatürk´ün Çankaya´sı olacak.
KIŞKIRTMA BAŞARILI OLDU, DURUŞMA YAPILAMADI
İşte bu şekilde açıkça halkı kışkırtmaya çalışan Ergenekon çevreleri dediklerini de yaptılar, Silivri´de bugün ortalığı birbirine kattılar. İşçi Partililerin öncülüğündeki olaylara CHP´li milletvekilleri de aktif şekilde katıldı. Barikatları yıkan kalabalıklar duruşma salonuna girmeye çalıştı. Kalabalığı durdurmak için bibergazı sıkıldı. Gaz, rüzgarın etkisiyle duruşma salonuna da girdi.
CHP´LİLER DURUŞMA SALONUNU KARIŞTIRDI
Duruşma salonu dışında bunlar yaşanırken içerisi de farksızdı. CHP´li milletvekilleri Muharrem İnce, Umut Oran, Ali Özgündüz duruşma esasında sürekli bağırarak mahkeme heyetine tepki gösterdi. Babanın çiftliği değil burası. Adalet size de lazım olacak diye bağıran Muharrem İnce, diğer milletvekillerinin de mahkeme heyetini protesto amacıyla alkışlamasını istedi. Bazı milletvekilleri ile yazarların ayaklarını yerlere, ellerini de oturdukları sandalyelere vurdukları gözlendi. Duruşmada yapılan konuşmalar bu nedenle duyulmadı. Duruşmada sessizliğin sağlanıp avukatların konuşmaya çalıştığı sırada İnce yine kalabalığı alkışlamaya ve slogan atmaya davet etti. CHP milletvekili Nur Serter´in de, İnce´ye Muharrem, slogan diyerek çağrıda bulunması dikkat çekti. Duruşmanın yapılamayacağının anlaşılması üzerine mahkeme heyeti duruşmayı bir sonraki güne erteledi. Duruşmanın engellenmesi ile kalabalıklar hedeflerine ulaşmış oldu.
UÇAKLAR SALON ÜZERİNDE ALÇAK UÇUŞ YAPTI
Silivri´de yaşananlar, Erzincan´daki Ergenekon davasına yönelik baskıları hatırlattı. Hatırlanacağı gibi Erzincan´da görülen Ergenekon davasında dava sanığı orgeneralin komutasındaki savaş uçakları duruşma görülürken mahkeme salonu üzerinden alçaktan uçmuşlar, çıkardıkları gürültüyle duruşma salonunundakilerin rahatsız olmasına yol açmışlardı. Aynı komutanın yönetimindeki askeri araçlar da 28 Şubat sürecinde Sincan´dan tank geçişine benzer şekilde şehir içinde tur atmışlardı. Hepsi sıradışı olan, yani o güne dek yaşanmamış bu askeri araç hareketlerinin dava sürecinde meydana gelmiş olması savcının iddianamesine de girdiği gibi, yargılama yapan mahkemeye açık bir baskıydı.
BU TAVIRLAR SEMPATİZANLIĞIN ÖTESİNDE
Mahkemeye baskılar sadece bunlarla sınırlı değildi. Dava kapsamındaki tutukluların sanki düşman bir bölgeymiş gibi değerlendirilen Erzurum´daki cezaevlerinden alınıp Ankara´daki cezaevlerine getirilmesinin istenmesi.. CHP´li milletvekillerinin para dolu çantalarla dava tanıklarının ifadelerini değiştirmede aktif rol alması.. Aynı süreçte Radikal gazetesi muhabirlerinin dahi rol alması.. Davanın fotokopi üzerinden yargıtaya alınması.. O kararı veren Yargıtay 11. Daire Başkanı Ersan Ülker´in sanık avukatlarının dahi dikkatini çekecek şekilde duruşmada sanıkları kollayan tavırlar sergilemesi.. İşte, şu an sadece bir kısmını sayabildiğimiz bu bulgular, bu çevrelerin sempatizanlığın ötesinde Ergenekon örgütüyle örgütsel bağlantılarının olduğu şeklinde yorumlandı. 12 Eylül darbecilerine yönelik ilk iddianameyi hazırlayan ve bu nedenle meslekten atılan Savcı Sacit Kayasu Ergenekon´nun Yargıtay´a sızmış olabileceğinden açıkça bahsetti.
Belki okurken tam anlaşılmamış olabilir. Ama dikkatle bakıldığında yukarıdaki satırlarda şok ayrıntılar var. CHP´li milletvekilleri ve medya mensupları bir terör davasında tanıkların ifadelerinin değiştirilmesinde fiilen görev aldılar. Bu inanılmaz gibi gelen olay video, fotoğraf ve ses kayıtlarıyla da belgelendi. Tanık ifadelerinin değiştirilmesi bir milletvekilinin görevleri arasına girer mi?.. Ya da bir gazetecinin?.. Bu eylemlerin sempatizanlığın sınırları içerisinde olduğu söylenebilir mi?..
KEMALİSTLER KEMALİSTLERİ ÖLDÜRDÜ
Acaba bu olayla Danıştay saldırısının bir farkı var mı?.. Kemalist hakimler kemalistlerce öldürüldü. Suç masum kesimlere atıldı. Kanlı bıçaklar bu kesimlerin kapısının önüne bırakıldı. Pet şişeler hükümet bakanlarının kafasına atıldı. Hükümet seçim sanıklarında değil bu komplolarda devrilmek istendi.
İşçi Partisi yetkililerinin sözlerini aktarmıştık. Aşırı laik ve kemalist kesimler için sandığın önemi yok. Kimin masum olduğunun kimin katil olduğunun önemi yok.
Herkesin beğenmediği şeyleri protesto hakları olabilir. Ama Silivri´de gerçekleşenler için protesto demek mümkün müdür?.. Silivri´de mahkemeyi basmak ile Erzincan´da mahkeme üzerinde savaş uçağı uçurmak aynı şey değil midir?.. Olayların başlatıcısı İşçi partililerin sandıkların önemi yok diyerek yola çıkması Ergenekon davasında dile getirilen iddiaları güçlendiren bir başka delil değil midir? İşçi Partisi merkez binasındaki aramalarda silahlı kişilerin yakalanmasının, Yargıtay´a suikast krokilerinin bulunmasının, yasadışı sorgu yapıldığına dair delillerin ele geçirilmesinin anlamı nedir?.. Savunmalarında bizim şiddetle işimiz yok diyen İşçi Partisi ve Aydınlık yöneticilerinin ajandalarında DHKP-C tarafından infaz edilen Hakan Saraylıoğlu´nun sorgu detaylarının olmasının anlamı nedir?..
ERGENEKON HALA FAAL
Bu noktada başka şeyler de söylenebilir. Ergenekon örgütü, sadece davada yargılananlardan ibaret değil. Tanıkları Koruma Kurulu´nda yer alan üst düzey bir bürokratın tanıkların kimlikleriyle ilgili bilgileri Ergenekon medyasına sızdırdığı bugün basında iddia edildi. Ergenekon davasında tanık olarak ifade veren bir jandarma görevlisinin jandarma tarafından takip edildiği de önceki gün belgelenmişti. Bunlar son iki güne ait gelişmeler. Hemen her gün benzerleri yaşanıyor. Ergenekon soruşturma sürecinde sık sık belgelenen bu tür müdahaleler, mütalaada da dile getirildiği gibi Ergenekon örgütünün hala faal olduğunu gösteriyor.
Ergenekon soruşturmalarında örgütün sadece bir kısmı açığa çıkarılabildi. ´Ergenekon İdharı´ adı verilen diğer kısmı ise yaşamakla kalmayıp bir karşı mücadele içerisinde. Tanıkları deşifre etmekle, Silivri´de mahkemeyi basmakla yetinmeyen bu örgütün, Başbakanın ofisine law saldırısı düzenleyecek kadar ileri gidebildiği görülüyor. DHKP-C tarafından da gerçekleştirilmiş olsa aslında Ergenekon´un bir eylemi idi bu law saldırısı. Yukarıda Hakan Saraylıoğlu olayında DHKP-C ve Ergenekon bağlantısından bahsetmiştik. DHKP-C, ´Derin-Sol´ olarak da adlandırılan Ergenekon taşeronu bir örgüt. Derin güçler tarafından sipariş verilen derin suikastlerde görev aldığı biliniyor. Özel Harp ile DHKP-C´nin ortak eylemler yürütmekte olduğu son dönemde mahkeme belgelerine de yansıdı.
ÖZEL HARP DEVREDE
Bu noktada, yapılanmanın sadece Ergenekon örgütü ile sınırlı olmadığına, onun da üzerinde yer alan ve binlerce sivil uzantıya sahip Özel Harp Dairesi´nin (ÖHD) asıl tehlike kaynağı olduğuna da dikkat çekmek istiyoruz. Ergenekon ismi ön planda ama asıl yapı arka planda olanı.. Silivri´de bugün gerçekleşen mahkemeye yönelik saldırıların örgütleyicisi İşçi Partisi ve Türk Gençlik Birliği, 29 Ekim törenlerini de büyük kitlesel kışkırtmalara dönüştürmeye çabalamıştı. Bu kesimlerin Özel Harp subaylarıyla bağlantılarının Bülent Arınç´a yönelik suikast soruşturmasında ortaya çıktığını da hatırlatalım. Önümüzdeki aylarda bu soruşturmanın iddianamesi yazılıp kamuoyuna yansıdığında bu soruşturma kapsamında tutuklanan bazı subayların bu parti ve gençlik örgütüyle olan bağlantılarını daha detaylı görebileceğiz. Kozmik aramalarda elde edilen isim listelerinde bu kişilerin isimlerinin de yer alıp almadığını öğrenebileceğiz. Yine bu soruşturmada tutuklanan Özel Harp subaylarının bazı Ergenekon sanıklarıyla bağlantıları olduğu da ortaya çıkmıştı. Bu bağlantılar bu soruşturma dışında da bir çok kez delillerle deşifre oldu. Malatya Zirve katliamı ve İstanbul Hrant Dink davası mahkemeleri ile Cumhurbaşkanı Özal´a yönelik soruşturmayı yürüten savcılar da artık Ergenekon´un üstünde yer alan Özel Harp Dairesi´nin izini sürmeye başladı. İstanbul´daki Ergenekon davası mahkemesi, bu mahkemeler ile savcılara elindeki belgeleri gönderdi. Durdurulan Özel Harp kamyonundaki bombalardan çoğunun Ergenekon kapsamındaki 12 olay ile Ergenekon dışındaki 59 terör olayında el geçen el bombalarıyla kafile ve seri no benzerliği Ergenekon davasının da ilgisini çekti. Mütalaada bu benzerliğe yer verildi. İlginç bir ayrıntı daha var. O kamyondaki bombalar yeni seri numarası verilmek üzere naklediliyordu. Yeni seri numaraları verildiğinde eski izler kaybolacaktı. İzlerini silemeyen sivil uzantılar anlaşılan öfkelerini Silivri´de gösteriyor, gürültü yapıyor. Ama nafile, kuru gürültü.. Uçakların gürültüsü mahkeme heyetlerini korkutamadı, bakalım sivil uzantıların gürültüsü korkutabilecek mi?..
(Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(08 Nisan 2013, 13:46)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Flaş!!! Mütalaa: Ergenekon var
İşçi Partisi: Silivri´yi basıcaz
Saldırılar mütalaanın intikamı mı?
Ergenekon ve benzer davaları tanıkları deşifre ve tehdit ederek etkisiz bırakma gayretleri
İşte kanıtlarıyla Ergenekon´un ardındaki asıl beyin: Özel Harp Dairesi ya da kontrgerilla
Ergenekon 1993´e uzandı: Tushad
Ergenekon ve benzer davaları engelleme girişimleri
Flaş!!! Özel Harp ve Ergenekon bombaları kardeş
Özel Harp Dairesi ile ilgili manşetlerimiz
Özel Harp Dairesi sayfamız