Ergenekon mütalaası bir süredir yaşanan tartışmayı tekrar alevlendirdi: Genelkurmay Başkanı Başbuğ nasıl terörist olabilir?.. Mütalaadaki suçlamalara göre işte böyle: Kaos planını hazırlattı. Karargahta belge temizliği yapıldı. Plan Erzincan´da yürürlüğe kondu. Ergenekon´un amaçları doğrultusunda askeri darbe amaçladı. Andıç sitelerini icra ve organize etti. Basın açıklamaları gibi faaliyetlerle, devam eden Ergenekon soruşturma ve davalarını etkilemeyi amaçladı.
22.03.2013 09:51 Ergenekon mütalaası bir süredir yaşanan tartışmayı tekrar alevlendirdi: Genelkurmay Başkanı Başbuğ nasıl terörist olabilir?.. Mütalaada Başbuğ´a yöneltilen suçlamalar ise buna çok net bir cevap oluşturuyor.
Ergenekon davasında verilen esas hakkındaki mütalaada; Başbuğ hakkında hükümete yönelik darbe girişimi nedeniyle müebbet hapis cezası talep edildi. Mütalaada Başbuğ için terör örgütü yöneticiliği ve üyeliğinden ceza istenmedi. Bu durum ulusalcı basın organlarında çarpıtıldı. Başbuğ´un terör örgütüyle bağlantısının olmadığının ortaya çıktığı, bu suçlardan beraat ettiği iddia edildi.
Ancak bu sadece bir yanlış anlama ya da daha yüksek olasılıkla konuyu çarpıtma çabasıydı. Bunun böyle olduğu hukukçularca çeşitli medya organlarında izah edildi. Bir açıklama yapan İlker Başbuğ da bunu kabul etti. Başbuğ, kendisine yönelik terör örgütü yöneticiliği suçlamasının mütalaada var olduğunu, ancak üst ceza olan müebbet nedeniyle örgüt yöneticiliğinden ek ceza istenmediğini dile getirdi.
Türk Ordusunun Komutanına yöneltilen bu suçlama, Genelkurmay Başkanlığı Karargahında onun emrinde görev yapmış olan orgeneral rütbesinden albay rütbesine kadar 14 silah arkadaşı için de ileri sürülmüş ve bu kişiler hakkında da Türk Ceza Kanunun 312.1 maddesine göre ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenilmiştir. Türkiye´de idam cezası kaldırılmamış olsa idi Cumhuriyetin savcıları, hiç tereddüt etmeden, yukarıdaki ciddi suçlamaları(!) göz önünde bulundurarak; Türk Ordusunun Komutanı ile onun 14 silah arkadaşı için de idam cezasını isteyeceklerdi. Mütalaada açıkça görüleceği gibi, terör örgütü yöneticiliği suçlaması aynen durmaktadır. Buradan geri adım atılması söz konusu değildir. Sadece yapılan, Yargıtay İçtihatları göz önünde tutularak; terör örgütü yöneticiliği suçlamasından dolayı Türk Ceza Kanunun 314/1 maddesi gereğince ceza verilmesi istenilmemiştir.
Başbuğ işte bu açıklamasıyla mütalaaya, müebbet talebine ve terör örgütü yöneticiliği ile suçlanmaya sert tepki gösterdi. Açıklamasında, üniformasının ve bulunduğu makamların ardına gizlenmeye çalıştığı görülen Başbuğ´a mütalaada yöneltilen suçlamalar ise çok sayıda ve somut. Mütalaanın 1532 ve 1535. sayfaları arasında Başbuğ´a yönelik suçlamalar özetle şu şekilde:
BAŞBUĞ´A YÖNELİK SUÇLAMALAR
İrtica ile Mücadele Eylem Planı´nı Hasan Iğsız kontrolünde Dursun Çiçek´e hazırlattı. Planın deşifre olması sonrası karargahta belge temizliği yapıldı. Plan Erzincan´da yürürlüğe kondu. Ergenekon´un amaçları doğrultusunda, askerî bir darbe ortamı oluşturmayı amaçladı. İnternet sitelerini, kara propaganda ve dezenformasyon faaliyetlerini icra ve organize etti. Ergenekon´un amaçları doğrultusunda, basın açıklamaları gibi faaliyetlerle, devam eden Ergenekon soruşturma ve davalarını etkilemeyi amaçladı. Devlet yöneticilerini baskı altına almaya çalıştı. Kamu düzenini bozup ülkede kaos ve düzensizlik ortamı oluşturmak, anarşi ortamı oluşturmak, böylece cebir ve şiddet yöntemleriyle hükümeti devirmeye teşebbüs etmek suçunu işledi. Açıklamalarında kullandığı sert üslup ve bazı açıklamaları kamuoyunda muhtıra şeklinde algılandı. Lav silahları için boru tabirini, İrticayla Mücadele Eylem Planı için kağıt parçası tabirini kullandı. Amirallere Suikast soruşturması sonucunda hazırlanan iddianamede yer alan hususları yok gibi göstermeye çalıştı. Koç müzesinden elde edilen patlayıcılarla ilgili iddianameye yansıyan hususların bir kısmını saçmalık olarak belirtti.
Mütalaada, Başbuğ´un savunmasındaki andıç sitelerinin kendi döneminde kurulmadığı şeklindeki itirazlarının geçersizliği ayrıntılı bilgilerle gösterildi.
Yine mütalaada, Başbuğ´un Ergenekon soruşturma ve kovuşturmalarını etkisizleştirme çabası içinde olduğu, bu faaliyetler için örgüt mensubu olup halen muvazzaf olarak görev yapan kişileri görevlendirdiği, sanık Ufuk Akkaya´dan elde edilen belgeye göre örgütte bu görevin Başbuğ´a verildiği belirtildi.
(22 Mart 2013, 09:51)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Başbuğ´dan korkunç bir tehdit
Flaş!!! Mütalaa: Ergenekon var
Ergenekon 1993´e uzandı: Tushad
İşte kanıtlarıyla Ergenekon´un ardındaki asıl beyin: Özel Harp Dairesi ya da kontrgerilla
Ergenekon ve benzer davaları engelleme girişimleri
Ergenekon, Balyoz ve benzer davalarda delil tartışmaları
Ergenekon sürecinde ele geçenler ile sağda solda terkedilmiş bulunan silah ve mühimmatlar
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap