Eski Anayasa Mahkemesi Raportörü, AKP MKYK üyesi Osman Can, yeni anayasaya geçici bir madde konularak darbe davalarından yargılananların affedilebileceğini söyledi. Can, ´Toplumsal uzlaşma adına ben hala bunu savunuyorum. Bu haberin parti içinde tartışılmayı gerektiren bir haber olduğunu düşünmüyorum´ dedi. ´70 Milyon Adım Koalisyonu´ ise 23 Şubat saat 14.00´te darbecilerin affedilmesini protesto için Tünel´den Taksim´de yürüyüşe hazırlanıyor. AK Parti içindeki bu şaşırtıcı çıkış, Başbakan Erdoğan´ın Ergin Saygun´u hastanede ziyareti ve İlker Başbuğ´u savunması olaylarında olduğu gibi son dönemde peşpeşe ve ısrarla farklı tavırlar sergilemesinin nedenlerine dair dile gelen söylentilerden birini de doğrulamış oluyor.
21.02.2013 16:26 Eski Anayasa Mahkemesi Raportörü, AKP MKYK üyesi Osman Can, yeni anayasaya geçici bir madde ile darbe davalarından yargılananların affedilebileceğini söyledi. Osman Can, toplumsal uzlaşma amacıyla Ergenekon, Balyoz ve KCK davalarından yargılananlar için ´Af çıkaralım, Ergenekon, Balyoz ve KCK gibi davaları ortadan kaldıralım´ önerisinde bulundu.
Can şunları kaydetti: Yeni anayasada demokratikleşmeyi sağladığımız zaman, toplumsal barışın üzerine kurulu bir anayasayı ortaya koyduğumuz zaman Bu anayasaya bir geçici madde ekleyelim, Ergenekon´du, Balyoz´du, KCK´ydı gibi davaları, doğrudan doğruya katil olanlar cinayet işleyenler hariç olmak üzere, onun dışındaki kişiler hakkında başlatılmış bu davaların tamamı ortadan kaldırılsın ve bir af ortaya çıkıversin. Bunu bir geçici madde ile anayasaya koymak mümkündür, ben hala bunu savunuyorum
A Haber´de Selin Ongun´un sunduğu Bi Sormak Lazım programı AK Parti MKYK Üyesi, eski Anayasa Mahkemesi Raportörü Doç. Dr. Osman Can´ı konuk etti. 4´üncü Yargı Paketi´ne son şekli verilmeden, Ankara kulislerinde Başbakan´ın geçen hafta paketteki bazı maddelere şerh koyduğu ifade edilmişti. Osman Can, bazı maddeleri tekrar elden geçirin dendiği bilgisinin doğru olmadığını söyledi. Can, Nuray Mert´in PKK terör örgütü değildir... sözlerinin yeni yargı paketine göre suç sayılıp sayılamayacağı sorusunu ise eğer suç işleme kastı yoksa bu konuda ´hayır efendim bunun mutlaka cezalandırılması lazım çünkü burada terörün propagandası vardır´ dememiz çok fazla mümkün değildir. şeklinde cevapladı. Osman Can, Abdullah Öcalan´ın yeni anayasanın kritik maddelerini Osman Can yazsın sözlerinin hatırlatılması üzerine ise; anayasa yazımında profesyonel süreç gerçekleştiğini. Bunun dışarıdan a ya da b şahsı şu şöyle yapsın dedi diye değişecek bir süreç olmadığını dile getirerek, konunun parti içinde konuşulmayı gerektirecek bir şey olmadığını da ifade etti. Yeni anayasaya geçici maddeler ekleyerek, Ergenekon, Balyoz gibi davaların ortadan kaldırılmasını önerdiğini de söyleyen Osman Can geçici madde ile başlatılmış bu davaların tamamı ortadan kaldırılsın ve bir af ortaya çıkıversin dedi.
Bazı maddeleri tekrar elden geçirin dendiği doğru değil
Birkaç madde ile ilgili çekince var, dolayısıyla elden geçirilsin şeklindeki bilgi doğru bir bilgi değil. Terörle mücadele kanunun 6. ve 7. Maddelerinin ilgili kısımlarında, yani özellikle propaganda ve bildirilerin yayınlanması konusu ile ilgili olarak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına uyum sağlamak adına Türkiye´nin AİHM´de yaşadığı bu ihlallerin sayısının ciddi bir biçimde azaltılması adına ama çok daha önemlisi Türkiye´de düşünce özgürlüğü adına çok daha ileri bir standartın hayata geçirilmesi adına yapılan değişiklikler. Bunlarla diğer fıkralar arasında teknik bazı uyuşmazlıkların ortaya çıkabilme durumu oldu. Diğer fıkraları buna uydurma adına bir teknik çalışma yapılsın denildi sadece. Teknik çalışmada, işin esası olduğu gibi korunacak ama diğer fıkralarda getirilen düzenleme ile uyum içerisinde olmayan ifadeler varsa onlar değiştirilecek.
pkk terör örgütü değildir´ sözleri suçtur demek mümkün değil
Terör örgütünün terör örgütü olduğunu kim tayin eder? Yargı bu konuda bir karar verir ki Türkiye´de bu konuda sayısız kararlar vardır. Yargı kararıyla PKK´nın bir terör örgütü olduğu açıklanmış durumda ki bir de zaten gördüğümüz bir gerçektir, PKK bir terör örgütüdür. İdari kurumlar, polis, emniyet, emniyetin bu konuda strateji belirleyen birimleri bunun bir terör örgütü olduğunu söyler, idare bunun terör örgütü olduğunu söyler ve bu şekilde bir terör örgütü muamelesi gerçekleştirilir. Bu açıdan bakıldığında yargısal bir faaliyet vardır, idari bir faaliyet vardır. Ama kişiler kanaatleri itibariyle, hayır aslında değildir diyebilir. Dediği zaman, eğer suç işleme kastı yoksa bu konuda ´hayır efendim bunlar böyle dediği için, bunun mutlaka cezalandırılması lazım çünkü terörün propagandası burada vardır´ dememiz çok fazla mümkün değildir.
yargı paketleri yargının yapması gerekenleri hatırlatıyor
Siyasal bir tartışmanın bir parçası olarak bir görüşü dile getirdiğiniz zaman, terör örgütü ama bu terör örgütünün siyasal hedefleri vardır, bu siyasal hedeflerle paralellik anlamında pek çok şey söyleyebilirsiniz ve söylediğiniz için artık cezalandırma söz konusu olmayacaktır. Tekrar etmek gerekirse, aslında yine cezalandırılmaması gerekirken, yargının yanlış pratikleri nedeniyle, yargıya tekrar bakın bu böyledir, şiddet meselesi vardır ve onun dışındakiler meselesi vardır. Bunu birbirinden ayıracaksınız ve şiddet şiddete övgü şiddete çağrı niteliğindeyse ancak bir cezalandırma yapacaksınız. Yargının aslında yapması gereken şeyi, yasama organı 550 milletvekili bir araya geliyor, yargıya bir daha, biraz daha açık bir şekilde ifade etmiş oluyor. Bu yargı paketinin aslında temelinde yatan husus bu.
Anayasa yazım süreci, dışarıdan söylenilenlerle değişecek bir süreç değil
Bir prosedür vardır, yürüyor. Bu prosedür nedir, mecliste bir uzlaşma komisyonu vardır. Uzlaşma komisyonunda AK Parti adına 3 kişi vardır. CHP, BDP ve MHP adına da 3 kişi vardır. Anayasa yapımı, yazımı, metinlerin kaleme alınması onlar tarafından gerçekleşiyor. Bir profesyonel süreç gerçekleşiyor. İkinci olarak da AK Parti içinde bir anayasa komisyonu vardır, diğer partilerde de buna benzer yapılanmalar vardır. Oralarda da partilerin ana hat görüşler, siyasi görüşleri ortaya çıkar, bu görüşler çerçevesinde öneriler ortaya çıkar. Dışarıda a ya da b şahsı şu şöyle yapsın dedi diye değişecek bir şey değildir. AK Parti sağlam bir şekilde elde ettiği uzun deneyimlerle birlikte, nasıl anayasa hazırlaması gerektiğini biliyor ve bu iş bu çerçevede de yürüyecek.
Bu haber AK Parti içinde tartışmayı gerektirecek bir şey değil
Söylemlerimiz kamuoyu tarafından bilindiğimiz tarihten beri bellidir. Bu söylemler toplumun büyük bir kesimi tarafından takdir edilen ve desteklenen söylemler. Bu haberin parti içinde tartışılmayı gerektiren bir haber olduğunu düşünmüyorum. Herkes yoluna devam ediyor. Demokratikleşme konusunda, çoğulculuğun artırılması konusunda başta yargı olmak üzere diğer alanlarda, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi konusunda, Avrupa Standartlarınım Türkiye´de de geçerli kılınması konusunda, Türkiye´nin her bir bölgesindeki her bir insanın bu ülkenin asli unsuru olarak, bu ülkenin yasama yürütme ve yargı süreçlerine katılımlı, sahiplenmesi, denetlemesi konusunda söylemlerimiz bellidir. Bu söylerimizi devam ettireceğiz. Bu söylemler sağdan soldan, çeşitli kesimlerden takdir bulduğu zaman hayata geçecek söylemlerdir.
Yeni anayasaya geçici maddeler ekleyelim
Sonuçlanamaz davalar, bir fiili imkânsızlık değil. Ama işin politik boyutu vardır. Bu davaların tamamı devlete karşı, anayasal düzene karşı olan davalar. Böyle olduğu için de politik davalar. Politik davalarda her zaman siyasal barışı sağlamak adına devletin tamam ben bunları ortadan kaldırıyorum affediyorum deme imkanı vardır. Devlete karşı suçlar ne kadar az olursa, buna benzer suç kategorileri bir anayasal düzende ne kadar azsa, o toplumda sağlığa işaret ediyor. Benim de zaten önerim, aşağı yukarı 1,5-2 seneden beri dile getirdiğim bir öneridir. Yeni anayasada demokratikleşmeyi sağladığımız zaman, toplumsal barışın üzerine kurulu bir anayasayı ortaya koyduğumuz zaman Bu anayasaya bir geçici madde ekleyelim, Ergenekon´du, Balyoz´du, KCK´ydı gibi davaları, doğrudan doğruya katil olanlar cinayet işleyenler hariç olmak üzere, onun dışındaki kişiler hakkında başlatılmış bu davaların tamamı ortadan kaldırılsın ve bir af ortaya çıkıversin. Bunu bir geçici madde ile anayasaya koymak mümkündür, ben hala bunu savunuyorum. (A Haber)
CAN´IN TEKLİFİ BAŞBAKAN´IN FARKLI TAVIRLARIYLA ÖRTÜŞÜYOR
AK Parti içindeki bu şaşırtıcı çıkış, Başbakan Erdoğan´ın Ergin Saygun´u hastanede ziyareti ve İlker Başbuğ´u savunması olaylarında olduğu gibi son dönemde peşpeşe ve ısrarla farklı tavırlar sergilemesinin nedenlerine dair dile gelen söylentilerden birini de doğrulamış oluyor. Buna göre; Başkanlık sistemini getirmeye hazırlanan Başbakan Erdoğan, yeni anayasa ile bunu gerçekleştirmeye çalışacak. Yeni anayasaya kamuoyu desteğini genişletebilmek ve darbeci kesimin oyunu da alabilmek için o kesime hoş görünmeye çalışıyor.
DARBE KARŞITLARI MEYDANLARA İNİYOR
Halen sürdüğü somut kanıtlarla gösterilen darbe hazırlıklarına karşı bu girişimin kamuoyunda nasıl tepki göreceği, darbelerle mücadeleye olumsuz etki edip etmeyeceği ilerleyen süreçte belli olacak. Ancak bu söylentilerden hareketle çeşitli sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla oluşturulan ´70 Milyon Adım Koalisyonu´ tepkisini göstermeye hazırlanıyor. Bugün darbecileri aklamayı düşünen herkes, yeni bir darbeye zemin hazırlıyor diyen darbe karşıtları, 23 Şubat Cumartesi ´Darbecilere af yok´ diyerek yürüyecek.
Türkiye´de gerçekleştirilen darbe, muhtıra ve müdahalelere karşı düzenledikleri etkinliklerle dikkat çeken ´Darbelere Karşı 70 Milyon Adım Koalisyonu´, Cumartesi günü Beyoğlu´nda geniş katılımlı yürüyüş düzenleyecek. Darbe karşıtlarını yürüyüşe beklediklerini kaydeden koalisyon koordinatörü Meltem Oral, Ne darbeleri unutacağız, ne de darbecileri affedeceğiz. Aksine, darbecilerden hesap sorulması için eylemlerimize devam edeceğiz. dedi.
´Post modern darbe´ olarak nitelenen 28 Şubat müdahalesinin yıl dönümüne sayılı günler kala ´Darbelere Karşı 70 Milyon Adım Koalisyonu´ meydanlara iniyor. Koalisyon, Cumartesi günü Beyoğlu´nda eylem yapacak. Saat 14.00´da Tünel Meydanı´nda buluşacak darbe karşıtları, Galatasaray´a kadar ´Darbecilere af yok´ ve ´28 Şubat bir daha asla!´ sloganıyla yürüyecek.
Post-modern darbe sonrasında halkın olumsuz yönde etkilendiğini aktaran Darbelere Karşı 70 Milyon Adım Koalisyonu Koordinatörü Meltem Oral, “28 Şubat 1997´de MGK toplantısının ardından yayınlanan 18 maddelik bildiriyle bir darbe gerçekleştirilmiş oldu. Bu darbeyle ilgili akılda kalan en önemli şey; Sincan´da tankların yürütülmesiydi. Ancak darbe sadece bundan ibaret değildi. O dönemde 6 milyon kişinin fişlendiği söyleniyor. Birçok kamu çalışanı işinden oldu. Başörtülü öğrencilerin üniversiteye girişi yasaklandı. Radyolar ve gazeteler kapatıldı. Toplumsal yaşama etkisi olan bir süreçti. Yaşananlar doğrudan demokrasiye müdahaleydi.” şeklinde konuştu.
“Türkiye´de hukuk sisteminin yüzde 100 doğru ve güvenilir olduğunu kimse iddia edemez.” diyen Oral, “Ama darbecilere üzülenlere sabırlı olmalarının dışında, kendi yakınlarına bir soru da sormaları gerekiyor. Neden bir darbe girişiminde bulundular? Neden binlerce başörtülü kadının hayatıyla oynadıklarını, gazetecilerin neden işten çıkarılmış olmasına göz yumduklarını, ölüm listeleri oluşturarak insanları neden hedef gösterdiklerini sormaları gerekiyor. Dolayısıyla darbecileri unutturmak değil, darbecilerden hesap sorma zamanı. Bizler darbecilerin hiçbir zaman affedilmesinin söz konusu olmadığını düşünüyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Bugün darbe suçundan cezaevinde bulunanların hiçbiri yaptıkları eylemler sebebiyle pişman değiller.” diyen Oral, “Aksine bir daha olsa yine aynısını yapacaklarını söyleyerek güven içerisindeler. Ne darbeleri unutacağız, ne darbeleri affedeceğiz, aksine bütün kollarıyla birlikte hesap sorulması için eylemlere devam etmek gerekiyor.” şeklinde konuştu.
KARAKAŞ: BALYOZCULARI AFFETMEKLE TEMİZ SAYFA AÇILMAZ
Kamuoyunda darbecileri affetmek gerektiği yönünde bir algı oluşturulduğuna dikkat çeken Darbelere Karşı 70 Milyon Adım Koalisyonu Sözcüsü Şenol Karakaş da, “Bu süreçte Balyoz darbe planını aklayıp, dijital belgelerin sahte olduğunu söyleyerek çok tehlikeli bir iş yapılıyor. Bugün darbecileri aklamayı düşünen herkes, yeni bir darbeye zemin hazırlıyor. 27 Mayıs sürecinde de bütün darbelerde de darbecilerin mağdur olduğu yönünde bir algı yerleştirilmişti. Balyozcuların ve darbecilerin serbest bırakılması gerektiğini düşünenler şiddetle yanılıyor. Zaten bir barış süreci gelişmişse askeri vesayetin bir ölçüde gerilemesi, Veli Küçük´lerin, İbrahim Şahinlerin cezaevinde olması ile başarılmıştır. Balyozcuları affetmekle temiz sayfa açılamaz. İçeridekiler dışarı çıktığında sayfa yeniden kirlenir ve ırkçılık çoğalır.” diye konuştu.
´DARBECİLER AFFETMEK SORUSUNU HRANT´IN AİLESİNE SORSUNLAR´
Darbecileri affetmek gibi bir niyetlerinin olmadığını kaydeden Karakaş, “Aslında ´affetmek´ sorusunu, başörtülü kadınlara, idamla yargılananlara, siyasal yaşamın dışına çıkarılanlara, Hrant Dink´in ailesine, Rahip Santoro´nun ailesine, Cumartesi annelerine sormak lazım. Darbeciler karanlık eylemlerin azmettiricileri. Bu insanlar ordu içindeki konumunu kullanıp, kötü işler yaptılar. şeklinde konuştu.
Darbecilerin ayrıcalıklarını kaybettiğine vurgu yapan Karakaş şöyle devam etti: “Bu insanlar kamuoyunda darbe davalarının sahte olduğunu anlatan argümanla propaganda yaptılar. Kafa karışıklığı yapmak istiyorlar. Örneğin Balyozcular AİHM´e başvuru yaptılar. AİHM bu başvuruyu reddetti ve Çetin Doğan´ın tutuklu yargılanmanın normal olduğunu söyledi. Eğer AİHM Çetin Doğan´ın tutuklu olmasının haksız olduğunu söyleseydi, neler olurdu. Gündemde hep bu olurdu. Oysa bunu şimdi görmezden geliyorlar. Çünkü ayrıcalıklarının ellerinden alındığını düşünüyorlar. İstedğin hükümeti devireceksin, istediğine suikast düzenleyecek, Cumhuriyet mitingleri düzenleyeceksin milyonlarca insanın yaşamını karartacaksın, burada keyifli bir hayat süreceksin. Şimdi bu değişiyor. Bu değişime dirençlerinden dolayı davaları sulandırmaya çalışıyorlar.” (Cihan)
70 MİLYON ADIM TAKSİM´E YÜRÜDÜ: DARBECİLERE AF YOK!
23.02.2013 18:08 ´Post modern darbe´ olarak nitelenen 28 Şubat müdahalesinin yıl dönümüne sayılı günler kala ´Darbelere Karşı 70 Milyon Adım Koalisyonu´, çok sayıda kişinin katılımıyla Taksim´de yürüyüş gerçekleştirdi. Cuntacıları halktan özür dilemedikçe affetmeyeceklerini belirten darbe karşıtları, ´darbeye hayır´ sloganları attı. Darbecilerin aklanmaması ve cuntacıların yargılanmasının devam etmesi için kendilerine ´Darbelere Karşı 70 Milyon Adım Koalisyonu´ adını veren grup, Tünel önünde toplandı. ´28 Şubat bir daha asla!´, ´Darbelere dur de´, ´Darbecilere af yok´ yazılı pankart ve döviz taşıyan grup, İstiklal Caddesi´nde yürüyüşe başladı. ´Paşa paşa yatacaksınız´ sloganları atan grup, sık sık ıslık ve düdük çaldı.
Taksim Meydanı´na gelen grup adına açıklamayı ´Darbelere Karşı 70 Milyon Adım Koalisyonu´ üyesi Zişan Tokaç yaptı. 28 Şubat darbesinin bir insanlık suçu olduğunu ifade eden Tokaç, Bu süreçte yalnız bir hükümet düşürülmedi. 400´ü aşkın kişi tutuklandı. 6 milyon kişi fişlendi. Binlerce öğrenci okuldan ayrılmak zorunda kaldı. Darbeciler ikna odaları kurup, öğrencilerin başörtülerini çıkarmasını sağladı. Milletvekilleri idamla yargılandı. dedi. Darbe 1000 yıl sürecek diyen dönemin Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu ve diğer cuntacıları affetmeyeceğiz. diyen Tokaç, Bizler darbecilerin hayatlarını kararttığı 100 binlerce insanız. Darbeciler özür dilemeden, kimseyi affetmeye niyetimiz yok. ifadelerini kullandı.
Barış sürecinin kolay gerçekleşmeyeceğine dikkat çeken Prof. Dr. Cengiz Aktar da, Burada acele etmemek lazım. Neredeyse Cumhuriyet tarihi ile darbe tarihi eşit. Darbecilerin bu kadar kolay ve masumane bir şekilde aramıza katılmaları kamu vicdanında kabul edilecek bir şey değil. diye konuştu.
Türkiye demokrasisinin geçmiş yıllarda çok ciddi sorunlar yaşadığını aktaran üniversite öğrencisi Buşra Nur Gökçe ise, ´Bizim anneannelerimiz ve dedelerimiz darbeci sorunlarıyla karşılaştı. Birçok insanın özgürlükleri zedelendi. Ses çıkarmak istiyoruz artık. Bir sinirlilik olarak anlaşılmasın. Sessiz kalamazdım. Bu duruma son verilmesini istiyorum. şeklinde konuştu. (Cihan)
´TEHLİKE GEÇMEDİ, DARBECİLERE AF YOK´
24.02.2013 11:06 Darbelere Karşı 70 Milyon Adım Koalisyonu, 28 Şubat darbesinin yıldönümüne 5 gün kala büyük bir yürüyüş düzenledi. Yüzlerce kişi, Beyoğlu Tünel´de buluşup ´Darbecilere Af Yok´ sloganlarıyla Taksim´e yürüdü. Genç Siviller, Sivil Dayanışma Platformu, Liberal Düşünce Topluluğu ve Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP) gibi çok sayıda sivil toplum kuruluşunun destek verdiği yürüyüşün sonunda yapılan açıklamada, “İnsanlık suçu işleyenleri affetmemiz için hiçbir gerekçe yok.” denildi. Doç. Dr. Bekir Berat Özipek, “Darbe tehlikesi geçmiş değildir.” ifadesini kullandı.
28 Şubat darbesinin yıldönümünde düzenlenen yürüyüş için, bir kısım medya ve siyasilerin “darbecilerin affedilebileceği” yönündeki açıklamalarının da etkisiyle “Darbecilere Af Yok” sloganı seçildi. Saat 14.00´te Tünel´de başlayan yürüyüş Taksim Meydanı´nda sona erdi. Yürüyüş sırasında, “Darbecilere Af Yok” dövizleri ile “28 Şubat Bir Daha Asla” yazılı pankart taşındı. “Darbecilere af yok”, “Ergenekon dağıtılacak”, “Paşa paşa yatacaksınız”, “Kenan Evren diktatör” gibi sloganlar atıldı. İstanbul Barosu önüne gelindiğinde, grup “Darbeci baro” sloganları atarak ve ıslıklarla baroyu protesto etti. Galatasaray Lisesi önünde ise yürüyüşçüler farklı bir grubun sözlü ve fillî saldırısına maruz kaldı. Kısa süreli gerginlik ve arbede, polisin araya girmesiyle önlendi.
Taksim Meydanı´nda 70 Milyon Adım Koalisyonu´ndan Zişan Tokaç, basın açıklamasını okudu. Açıklamada, ´Her darbe gibi 28 Şubat da bir insanlık suçudur. İnsanlık suçu işleyenleri affetmemiz için hiçbir gerekçe yok.” denildi. Darbecilerin, 28 Şubat darbesiyle hükümeti düşürmekle kalmadığı, 400 kişiyi tutukladığı, 6 milyon kişiyi fişlediği, 10 bini aşkın öğretmeni istifa ettirdiği, binlerce başörtülü öğrenciyi okuldan uzaklaştırdığı, 14 radyo ve 19 gazetenin yayınını durdurduğu anlatıldı. Açıklama, “Biz darbecilerin yaşamını kararttığı yüz binlerce insanız, onların çocuklarıyız. Bizim affımızı isteyen cuntacılar, yüzümüze bakarak özür dilemeden insanlık suçu işlediklerini itiraf etmeden kimseyi affetmeye niyetimiz yok.” sözleriyle sona erdi. Yürüyüşe katılan isimlerin kısa açıklamaları şöyle:
Akademisyen Cengiz Aktar: Darbeciler kolayca elimizden kurtulamamalıdır. Affetmemeliyiz, çünkü affedersek darbe yapmaya devam ederler.
Uluslararası Hukukçular Birliği Avukatı Necati Ceylan: 28 Şubat´ta anayasa, kanun, tüzük rafa kaldırıldı. Binlerce insanı fişleyip mağdur ettiler. Kim kanuna uymadıysa cezasını çekmelidir.
Doç. Dr. Bekir Berat Özipek: ´Darbe tehlikesi kalmadı´ diyorlar. Darbeciler belki geriye çekilmiş olabilirler. Ama pes etmiş değiller. Darbe tehlikesi geçmiş değildir.
Yazar Ömer Faruk Gergerlioğlu: Berfo Ana´nın “Evin yıkılsın Evren” çığlığı hepimizin kulağında çınlıyor. Tüm zalimlere, darbecilere “Eliniz kurusun, bir daha size darbe yapma fırsatı doğmasın” diyoruz.
Sivil Dayanışma Platformu Sözcüsü Ayhan Ogan: Darbecilerin çocukları, eşleri sokaklara dökülmüş babalarının masum olduğunu iddia ediyor. Ben bir baba olarak 28 Şubat´ın mağduriyetini yaşadım. Bütün kurumlarıyla, yasaklarıyla, kanunlarıyla hâlâ devam ediyor.
Prof. Dr. Atilla Yayla: Bu tip yürüyüşler çok önemli, toplumun değişik kesimlerinden insanların bir araya gelip yürümesi, darbeciler üzerinde baskı oluşturuyor. (Büşra Erdal, Yavuz Akengin / Zaman)
(21 Şubat 2013), son güncel.: (24 Şubat 2013)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Başbakan ne yapmaya çalışıyor?
Tarih kimi affetmez?
Özel Harp başbakanları korkutuyor
Moral orduya lazım, yargıya değil
Başbakan´a şantaj mı yapılıyor?
Ergenekon, Balyoz ve benzer davaları engelleme girişimleri
Ergenekon, Balyoz ve bağlantılı iddianamelerde arama yap