Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın şüpheli ölümüyle ilgili Adli Tıp Kurumu´nun hazırladığı rapor tamamlandı. Raporda, Özal´ın vücudunda zehire rastlandığı ancak ölüm sebebinin zehirlenme olup olmadığı konusunda ortak kanaate varılamadığı belirtildi. Diğer taraftan incelemelerle ilgili basına bilgi sızdırdıkları gerekçesiyle 3 adli tıp uzmanı hakkında soruşturma başlatıldı. Adli Tıp heyetinin zehirlenmede ittifak edememesine oğul Ahmet Özal sert tepki gösterdi. Ancak heyetteki kişilerden bazılarının dahi Özal´ın zehirlendiği yönünde kanaat belirtmesinin çok önemli olduğu açık. Zaten adli tıp raporu, savcının dikkate alacağı bulgulardan sadece birisi. Özellikle 9 ay önce savcılığa verilmiş bir ifadede Özal´ın Ergenekon tarafından zehirlendiği iddiası ve bu eylemde kullanılan zehirlerin de vücutta aynen tespit edilmesi gibi, savcılığın dikkate alacağı çok önemli başka bulgular da mevcut.
12.12.2012 11:02 Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın ölümüyle ilgili Adli Tıp raporu tamamlandı. Alınan bilgilere göre, hazırlanan rapor, dün 1. İhtisas Kurulu´nda imzaya açıldı. Rapor, bugün Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´na ulaştırılacak. Özal´ın vücudunda zehire rastlandığı ancak ölümünün zehirden kaynaklanıp kaynaklanmadığına dair kesin bir ifade olmadığı öğrenildi. Adli Tıp Kurumu Başkanı Haluk İnce, ´ölüm nedeninin zehirlenme olmadığı´ yönündeki iddiaları kabul etmedi. İnce, Özal´ın vücudunda zehire rastlanıldığını fakat ölüm nedeninin zehir olup olmadığı konusunda uzmanlar tarafından görüş birliğine varılamadığını belirtti. Özellikle kurumdaki bazı uzmanların ´zehir var ama bu, zehirlenme var demek için yeterli değil´ tezini savunmasının ortak bir kararın çıkmasına engel olduğu bildiriliyor.
Raporda, ?Özal´ın vücudunda zehir var. Ancak bu maddeler her vücutta bulunabilecek toksik maddeler? değerlendirmesi yapılıyor. Raporda, Özal´ın zehirlenerek öldüğü konusunda kesin kanaat oluşmadığı da belirtiliyor.
Ankara´da raporu gören bir yetkili, ?Adli Tıp Bilim Kurulu, ´Özal´ın vücudunda toksik maddelere rastlandı. Ancak bu zehirler her insanın vücudunda görülebilecek şekilde mevcut. Ölüme yol açabilen zehirlenme ve toksik maddeler olduğunu söylemek mümkün değil değerlendirmesi yaptı? dedi. Bazı üyelerin rapora imza atmakta tereddüt ettikleri ve raporun oyçokluğu ile verildiği öğrenildi
Adli Tıp Kurumu´nun hazırladığı 360 sayfalık rapor, soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin´e ulaştı. Konuyla ilgili kısa bir açıklama yapan Başsavcılık, raporla ilgili açıklamanın en geç yarın yapılacağını belirtti.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ise soruşturması sırasında sadece Adli Tıp raporu ile sınırlı kalmak zorunda değil. Başsavcılık başta kurumlardan ya da yurtdışından da gerekli görürse yeni rapor alabilecek. Ardından da şimdiye kadar hiçbir kişiyi şüpheli sıfatıyla dinlemeyen Başsavcılık soruşturmayı tamamlayacak. Eşi Semra Özal´da bulunduğu ancak savcılığa verilmediği iddia edilen Özal´ın muammaya dönen saç telleri de yeniden istenebilecek.
Turgut Özal´ın naaşı, soruşturma kapsamında 2 Ekim´de Topkapı´daki mezarından çıkarılmış ve 5 Ekim´de yeniden defnedilmişti. Adli Tıp Kurumu, Özal´ın cenazesinden, mezar toprağından, mezarın içindeki sudan ve mezarlığın değişik yerlerinden aldığı örnekler üzerinde inceleme yapmıştı. Detaylı incelemeler sonrası hem İstanbul hem de Ankara Adli Tıp kurumları cesette 4 çeşit zehir tespit etmişti. Bu arada merhum Özal´ın oğlu Ahmet Özal tartışmalı rapora twitter üzerinden isyan etti.
Ahmet Özal, Adlî Tıp raporuna isyan etti: ´Derin´ yapı devreye girdi, yazıklar olsun!
Kerkük´te olduğu öğrenilen Turgut Özal´ın büyük oğlu Ahmet Özal, Adlî Tıp Kurumu´nun raporunu ağır bir dille eleştirdi. Özal, twitter hesabında şu ifadeleri kullandı: ?Dediklerim hep doğru çıkıyor. (Zehir var ama zehirlenme olmayabilir) Ne kadar komik! Günlerden beri söylüyorum; bu konuyu sulandıracaklar. Çünkü ´derin´ yapılanma görevde ve hükümet de cesaret edemedi. Yazıklar olsun! Ne 1993´teki Uğur Mumcu cinayeti, ne diğerleri artık takip edilmeyecek. Balyoz, Ergenekon, Ayışığı gibi ´Kızılderili´ isimlerle bizi oyaladılar. Siyasetçiler, medya ve halk oyalandı. 75 yaşında 3 emekli paşayı hapise atarak, ´biz derin devleti çözdük´ dediler. Kaportanın boyası bile çizilmedi. Halk aptal değil, onlar aptalmış. Ergenekon ve diğer operasyonlar derin yapılanmanın önümüze attığı ekmek kırıntıları. Gerçekten ´derin´ yapı başarılı. Tebrikler onlara. Başka türlü anlamayacaklar. 19 senedir Allahın çürütmediği cesetten çıkan sonuçları çarpıtanlar bunun altında kalacaklar çok yakında.?
Bu arada, Özal´ın zehirlendiğine ilişkin yeterli, kesin ve inandırıcı kanıt elde edilmezse soruşturma ´takipsizlikle´ sonuçlanacak ve dosya kapatılacak. Soruşturma ise gelecek yıl Nisan ayına kadar bitirilmediği takdirde zamanaşımından düşecek.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül´ün talimatıyla Devlet Denetleme Kurulu tarafından hazırlanan raporda da ölümün şüpheli olduğu belirtilmişti. Raporda, ?Tıbbi Uzmanlar Heyeti raporunda, ´kalp dışı ve özellikle de doğal ölüm nedenleri dışındaki ihtimallerin´ de düşünülmesi gerektiği ve bazı bulguların ise ölüm nedeni olarak ´organofosfat zehirlenmesini´ de akla getirebileceği ifade edilmektedir.? denilmişti.
Turgut Özal´ın ölümüyle ilgili Adli Tıp raporu savcılığa gönderildi
Adli Tıp Kurumu, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın ölümüyle ilgili hazırladığı raporu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´na gönderdi. Turgut Özal´ın ölümüyle ilgili Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu´nca hazırlanan rapor, soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´na posta yoluyla iletildi.
Özal´ın naaşı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´nın, ölümüyle ilgili iddialar üzerine yürüttüğü soruşturma kapsamında 2 Ekim´de Topkapı´daki mezarından çıkarılmış ve 5 Ekim´de yeniden defnedilmişti. Adli Tıp Kurumu, Turgut Özal´ın cenazesinden, mezar toprağından, mezarın içindeki sudan ve mezarlığın değişik yerlerinden aldığı örnekler üzerinde inceleme yapmıştı. (Çağlar Avcı / Zaman, Oya Armutçu / Hürriyet)
KURTULMUŞ: RAPOR DİYOR Kİ ÖZAL ZEHİRLENMİŞTİR
12.12.2012 15:13 AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, eski cumhurbaşkanlarından Turgut Özal´ın zehirlenmesiyle alakalı Adli Tıp raporu konusunda, şu haliyle bir tereddüt olmadığını söyledi. Özal´ın zehirlendiği belirten Kurtulmuş, Görev başında bulunan bir cumhurbaşkanın zehirlenmesi sorununu çözmeyen bir Türkiye hiçbir faili meçhulü çözemez. dedi.
Cihan TV Network´te yayınlanan Anadolu´da Sabah programının canlı yayın konuğu olan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Turgut Özal´ın zehirlenmesiyle ilgili Adli Tıp raporunu değerlendirdi. Cumhurbaşkanı kendisi bilerek zehir içmediğine göre, burada eski Türkiye´nin pis işlerinin en somuduyla karşı karşıyayız. diyen Kurtulmuş, şöyle devam etti: Hep söylediğimiz bir şey var eski Türkiye. Eski Türkiye, karanlık, heyyüla, kapalı, pis, pasaklı bir sürü işi olan Türkiye. Beş tane askeri müdahalesi, on binlerce faili meçhulü olan Türkiye. Bu süreçte bir sürü toplumsal olaylar (Sivas, Maraş...) Bir çok cinayeti olan Türkiye. Bunlardan Hrand Dink cinayeti, Malatya eski Belediye Başkanı Hamido´nun öldürülmesi gibi somut olanlar var. Muammer Aksoy cinayeti gibi cinayetler var. Bunlarında çoğunun faili bulunmamış. Bir ülkenin cumhurbaşkanı, hem de görev başında zehirleniyor. Efendim zehir öldürür mü öldürmez mi? İşin teknik tarafına girmiyorum. Cumhurbaşkanı kendisi bilerek zehir içmediğine göre, burada eski Türkiye´nin pis işlerinin en somuduyla karşı karşıyayız. Türkiye bunu çözmek zorunda. Miktarını bilmiyorum, o zehri hangi hain eller verdi? Hangi hain odaklar bu işi planladı? Türkiye´nin üzerine düşen vazife budur. Türkiye bunu halletmediği sürece, görev başında bulunan bir cumhurbaşkanın zehirlenmesi sorununu çözmeyen bir Türkiye hiçbir faili meçhuli çözemez. Hiçbir toplumsal olayı aydınlatamaz. Ne Kürt ne Alevi meselesi hiçbir meseleyi aydınlatmaya muvafık olamaz. O karanlık odaklar öyle bir psikoloji oluştururlar ki bakın aklınızı başınıza alın bir takım işleri çözmeye kalkmayın. Bakın cumhurbaşkanı bile olsanız ortadan kaldırırız. Bu politik havayı ortadan kaldırmak zorundayız.
TEREDDÜT YOK ÖZAL ZEHİRLENMİŞTİR
Turgut Özal´ın zehirlenmesiyle ilgili raporun belki tekrar gözden geçirilebileceğini ifade eden Kurtulmuş, Şu haliyle bile tereddüt yoktur. Rahmetli Özal zehirlenmiştir. diye konuştu. Kurtulmuş, şunları söyledi: Allah rahmet eylesin 19 yıl önce vefat etmiş bir zat. Beyin kıvrımlarına kadar canlı. Hatta beyin içerisinde kan pıhtılarının var olduğu biliniyor. Saçları var, vücudunun önemli bir kısmı var. Mezarı açarlarken bulabilirsek bir iki kemik parçası diye açmışlar. Bulmuşlar ki cesedin önemli bir parçası duruyor. Belki Allah´ın bir lütfuydu. 19 yıl önce belki adli tıbbın imkanları bu kadar ileri değildi. Şimdi çok ileri. Adli Tıp raporunun üzerine düşen hiçbir tereddüte mahal bırakmaksızın sonuç neyse bunları bütün gerçekliğiyle, zehir varsa hangi organları etkiledi, ne oranda etkiledi ortaya çıkarmak. Bunların hepsini bugünün teknolojisiyle bulmak mümkün. Bunu ortaya koymak vazifesi var. Bundan sonraki süreç mahkemelerin. Soruşturmayı geçmişe dair bir mitoloji aydınlatalım. Özal öldü mü öldürüldü mü? Bunun için istemiyoruz bu soruşturmayı. Bu soruşturmayı adam gibi sonuçlandırmamızın esas nedeni, eski o pis pasaklı işlere bir daha kimsenin yapmaya cesaret edemeyeceği bir Türkiye´nin oluşmasıdır. Rapor belki tekrar gözden geçirilecek. Hiçbir şaibeye tereddüte mahal bırakmaksızın sonuçların ortaya çıkması lazım. Şu haliyle bile tereddüt yoktur. Rahmetli Özal zehirlenmiştir. (Cihan)
FLAŞ!!! RAPORU BASINA SIZDIRAN 3 ADLİ TIP´ÇIYA SORUŞTURMA BAŞLATILDI
12.12.2012 15:57 Adli Tıp Kurumu´nda merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın ölümüyle ilgili yapılan incelemelere dair bilgileri basına sızdırdıkları gerekçesiyle 3 uzman hakkında soruşturma başlatıldı.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı tarafından başlatılan soruşturmada Trafik İhtisas Dairesi´nde uzman sıfatıyla çalışan Jeofizik Mühendisi Murat Mert, Kimya İhtisas Dairesi´nde toksikolog uzman sıfatıyla çalışan Yeter Erol ile Kimya İhtisas Dairesi´nden adı öğrenilemeyen bir görevlinin Turgut Özal´ın ölümüyle ilgili raporu basına sızdırdıkları ileri sürülüyor.
Jeofizik Mühendisi Murat Mert´in kurumda toprak incelemesiyle ilgili uzman olmaması nedeniyle Özal´ın naşının Topkapı´daki Anıt Mezar´dan çıkarılması sırasında Toprak incelemesi için görevlendirildiği öğrenildi. Yeter Erol´un ise Turgut Özal´ın naşına yapılan toksikolojik incelemede görev yaptığı belirtildi. (Habertürk)
ADLİ TIP BAŞKANI: ÇOK BASİT, VARDI YOKTU DENECEK BİR RAPOR DEĞİL
12.12.2012 17:21 Adli Tıp Kurumu Başkanı Haluk İnce, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın ölümüyle ilgili raporu tamamlayıp Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´na verdiklerini belirterek, Raporu okumak gerekiyor. Rapor ekleriyle birlikte kapsamlı. Sonucu 12 sayfa. Açıklamayı Savcı yapacak dedi.
İnce, Teknik olarak bize ihtiyaç olursa gelip destek veririz. Raporu alın, çıkan haberlere bakın, çok şaşıracaksınız. Okuduğunuz zaman bazı şeyleri kafanızda canlandıracaksınız. Çok basit, vardı yoktu denecek bir rapor değil dedi.
İnce, AA muhabirine, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın ölümüyle ilgili raporu tamamlayıp Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´na verdiklerini, isterlerse açıklamayı onların yapacağını söyledi.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ´ın raporun kuşkuları gidermediği yönündeki açıklamasının sorulması üzerine İnce, Neye dayanarak söyledi, bilmiyorum ama raporu okumak gerekiyor. Biz raporu yazan arkadaşımızla birlike gönderdik. Ekleriyle birlikte kalın bir rapor. Açıklamayı Savcı bey yapacak. Teknik olarak bize ihtiyaç olursa gelip destek veririz diye konuştu.
İnce, işin sahibinin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı olduğunu, açıklamanın da kendileri tarafından yapılabileceğini kaydetti. Bu hastanın özeliyle ilgili. Soruşturma da hastanın özeli. Soruşturmanın sahibi de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı diyen İnce, zehir konusunda farklı açıklamalar yapılmasının hatırlatılması üzerine, O haberleri hepsini yayın. Sonra raporu alın. Çok şaşıracaksınız. Raporu okumak lazım. Sonuç 12 sayfa, toplam 380 sayfa. Rapor okunduğunda bazı şeyleri kafanızda canlandıracaksınız. Çok basit, vardı yoktu denecek bir rapor, sonuç değil diye konuştu.
Raporun içinde analizlerin ve sonuçların olduğuna dikkati çeken İnce, Sadece şu kadarını söyleyeyim, o analizleri yapabilecek laboratuvar sayısı çok fazla değil dünyada. Bunlar çok hassas analizler...Ben kurumumla, çalışanlarımla gurur duyuyorum. Çok güzel şeyler yapıldı dedi.
Raporla ilgili açıklama yapmadıklarını belirten İnce, Başlangıçta neredeysem aynı noktadayım. Güzel bir çalışma yapıldı. Rapor oybirliğiyle çıktı diye konuştu.
İnce, rapor açıklandığında şüpheler giderilmiş olacak mı? sorusuna, Ona Cumhuriyet Başsavcılığı karar verecek karşılığını verdi. Zehirlenme konusundaki haberlerle ilgili olarak İnce, Raporu okuduğunuz zaman çıkan haberleri de önünüze koyun. Rapor ile arasında benzeme olasılığı çok yüksek değil. Rapor çok farklı... değerlendirmesinde bulundu. (AA)
ÖLÜMÜNDEN 2,5 AY ÖNCE YAPILAN TEST: Özal´ın kalbi sapasağlamdı
13.12.2012 10:15 Adli Tıp Kurumu´nun 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın ölümüyle ilgili hazırladığı raporda yer alan ?Zehir var, zehirlenmede görüş birliği yok? tespiti tartışılırken ilginç bir detay ortaya çıktı.
Adli Tıp Kurumu´nun 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın ölümüyle ilgili hazırladığı raporda yer alan ?Zehir var, zehirlenmede görüş birliği yok? tespiti tartışılırken ilginç bir detay ortaya çıktı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´na ulaştırılan 380 sayfalık raporun yedinci maddesinde Özal´ın 19 yıl önce kalp krizinden öldüğü iddialarını tamamen çürütecek çarpıcı bilgiler yer aldı. Ölümünden 2,5 ay önce ABD´nin Texas eyaleti Houston şehrindeki Methodist Hastanesi´nde detaylı bir sağlık kontrolünden geçen merhum Cumhurbaşkanı´nın kalbinin sağlam olduğu tespit edildi.
Dünyaca ünlü hastane, hasta mahremiyeti gerekçesiyle şahıslara hiçbir şekilde vermediği test sonuçlarını, resmi yazıyla talepte bulunan Devlet Denetleme Kurumu´na (DDK) gönderdi. Raporlarda, Özal´ın ölümünden çok kısa bir süre önce kalbinin sağlam olduğu; çekilen EKO, EFOR ve Talyum testlerinde minimum risk bulunduğu tespiti yer alıyor. Kamuoyuna ilk kez yansıyan gelişmeyi değerlendiren Göğüs Cerrahisi Uzmanı Sezai Çelik, ?Eğer kalp ölüm sebebi olarak yazıldıysa bu yeni bilgi kesinlikle çok önemli. Bütün iddiaları boşa çıkarır. Sağlamken kalpten öldü demek şüpheli ölüm tezini güçlendirir.? dedi. Özal´ın ölüm raporunda ölüm sebebi, kalbi besleyen atar damarların yavaş yavaş daralmasıyla meydana gelen durum olan koroner arter ve kalp durması olarak; gömme izin kağıdında ise kalp yetmezliği olarak yazıldı. Raporda imzası olan doktorlar DDK´ya ölüm sebeplerini; daha önce kalp hastalığı geçirmiş olması, spor yaparken rahatsızlandığının söylenmesi ve aşırı kilosunu göz önüne alarak yazdıklarını anlattı.
Adli Tıp´ın raporunda, ABD´nin Houston eyaletindeki Methodist Hasta-nesi´nden gelen test sonuçlarına dayalı olarak, Özal´ın ?2,5 ay önce kardiyolojik değerlendirmelerin (ABD) bulgularından ani kardiyak ölüm açısından düşük risk grubunda bulunduğu? vurgulandı. Bu, Özal´ın ani kalp krizi geçirme riskinin çok düşük olduğu anlamına geliyor. Raporda ayrıca ´fakat erken dönem de otopsi ve kimyasal analizler yapılamadığı için ani kardiyak ölümünün olup olmadığı net bilinemeyeceği´ de ifade edildi. Edinilen bilgiye göre, Özal´ın gittiği Houston´daki hastane bilgileri, Devlet Denetleme Kurulu (DDK) tarafından resmi yazı ile istendi. Özal´ın ölümünden hemen önce yapılan ve uluslararası anlamda dünyanın sayılı bilim adamlarının gözetimden geçtikten sonra hazırlanan ´kalp sağlığı iyidir´ raporu DDK´nın 600 sayfalık raporuna da girdi. 7 maddenin sıralandığı 12 sayfalık son kısımda iki bölüm dikkat çekti. Raporun ayrıntısında ise Özal´ın hayatını kaybettiği sabah spor yapmadığı kaydedildi. Ölümünden 2,5 ay önce Özal´ın yapılan efor testinin gayet iyi olduğu belirtildi. Ayrıca Özal´ın o zaman yapılan ve kalbin ultrasonografik tetkiki olan ekokardiyografisi yani ekosu da normal çıktı. Adli Tıp´ın Ankara Savcılığı´na gönderdiği raporun ilk maddesi ise zehirlenme hususuna ilişkin. Bu maddede, Özal´ın naaşında zehir bulunduğu ama bunun toksik dozda olmadığı ifade edildi. (Çağlar Avcı / Zaman)
FLAŞ AÇIKLAMA YAPAN AHMET ÖZAL YANILTILDI MI?
26.12.2012 18:11 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın oğlu Ahmet Özal, bugün bir basın toplantısı yaptı. 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın oğlu Ahmet Özal, babasının ölümü ile ilgili Adli Tıp Kurumu raporunun güvenilir olmadığını belirterek, Adli Tıp Kurumu´nun teknik bulguları sadece ihtisas kurumunun elinde olmamalı. Yurtiçi yurtdışında teknik uzmalara da inceletilmeli. Bir teknik bilgi nasıl olur da oylanabilir dedi.
Babasının hastaneye getirildiğinde ölü olduğu iddialarını fotoğraflarla yalanlayan Özal, bir fotoğraf göstererek Bu fotoğrafta rahmetlinin ölü bir hali var mı. Ayağı yere basıyor ve dik duruyor. Ben bunun açıklamasını istiyorum ifadelerini kullandı. Ancak bu fotoğrafları inceleyen uzmanlar fotoğraftaki şahsın Özal olmadığını, aynı olaya ait başka fotoğraf karelerinden hareketle ortaya çıkardılar. O kişinin Özal´ın koruması olduğu ve Özal´ın sedyesini itmeye çalıştığı anlaşıldı. Ayrıca bahsi geçen fotoğrafları çeken eski Anadolu Ajansı (AA) muhabiri Selahattin Yılmaz ise, bir televizyon kanalında yaptığı açıklamada, Turgut Özal´ın hastaneye sedyeyle getirildiğini söyledi. Gazeteci olduğu için hastaneye sokulmadığını belirten Yılmaz, Sedyeyle getirildi, içeriye sedyeyle alındı diye konuştu. Bu da Ahmet Özal´ın, kendisine bilgi veren birileri tarafından yanıltılmaya mı çalışıldığı sorusunu akla getirdi? Birlerinin bu tür yanlış bilgileri ileri sürerek çok sayıdaki gerçek bilgi üzerinde şüphe uyandırmak isteyebileceğine dikkat çekiliyor ve bilgilerin çeşitli kaynaklardan doğrulatılmasının önemine vurgu yapılıyor.
Babasının ölümünün araştırılması için yıllardır mücadele verdiğini belirten Ahmet Özal., Ben 1993 yılından beri mücadele ediyorum. 1997 yılında sesimi duyurabildim ve söyledikleri basında yer aldı. Sadece babamla ilgili değil Türkiye´nin en karanlık yııl olarak gördüğüm 1993 yılı ile ilgili konuştum. O zamandan beri söylediğim tek bir şey vardı. Kamuoyu vicdanın rahatlatmak için bu konunun incelenmesi lazım. 1999´da milletvekili olduğum zaman meclise önerge verdim. Benim önergem rafa kalktı dedi.
Zaman zaman şov yapmakla suçlandığını söyleyen Özal, Gerçekten üzülüyorum. Ben babamın vefatından 6 yıl sonra Malatya´dan milletvekili seçildim. 10 sene boyunca başbakanlık köşkünü de, cumhurbaşkanlığı köşkünü de gördüm. Benim şov yapmaya ihtiaycım yok ifadelerini kullandı.
Ahmet Özal, Türkiye´deki önemli faili meçhul davalarının zamanaşımına uğramak üzere olduğuna dikkat çekerek, Türkiye´nin gerçek karanlık yılı 93 ile başlamıştır. Şu an Özal´ın dosyası rafa kaldırılıyor. 2013 yılında Uğur Mumcu, Eşref Bitlis´in suikastlerinin davaları zaman aşımına uğrayacak. Buradan meclise sesleniyorum. Faili meçhullerde kesinlikle ve kesinlikle zaman aşımı olmaması gerekir. Zaman aşımının kaldırılması gerekir diye konuştu.
Sağ-Sol ayrımı yapmadan Türkiye´deki tüm faili meçhuller ve idamlar için mücadele ettiğini söyleyen Özal, Toplumlar kalkınmalarını zıt fikirler tartışıldığı zaman ileri gider. Maalesef Türkiye´de bu kültüre bazı insanlar hala gelemediler. Ben Türkiye´nin kara tarihinden örnekler verdim. Rahmetli Adnan Menderes´in asılması ne kadar acı ise, aynı şekilde deniz gezmiş ve arkadaşlarının asılmasının da yanlış olduğunu söyledim. Bugün rahmetli Adnan Menderes için iade-i itibar, idam kararın yok sayılması konuşuluyor. Aynı şeyin Deniz Gezmiş için de yapılması gerekir. Cebinde çay parası olmayan 22 yaşındaki 3 çocuk, anayasayı zorla değiştirme suçundan idam edildiler şeklinde konuştu.
Devlet Denetleme Kurulu´nun Özal´ın ölümüne ilişkin raporundan bazı bölümler okuyan Ahmet Özal, Raporda merhum cumhurbaşkanının kan örneklerinin özelliğini kaybettiği ve atıldığı ifade edilmekte. 1993 yılında ölen bir insanın kan örneği var. Biz ailesi olarak talep ettiğimizde dipfiriz bozuluyor ve kan örnekler çöpe gidiyor. Ölüm nedeni ile ilgili tartışmalar var. Normal şartlarda doktorlar anlaşamaz ise savcı olay yerine gelir ve kimseye sormaksızın şüpheli bir durum varsa otopsi kararı verir şeklinde konuştu.
Konuşmasında Adli Tıp raporuna da değinen Ahmet Özal, Adli Tıp raporunda 4 zehir tespit edildi. Bu zehirlerden 2 tanesi savcıya verilen raporda maalesef yok. Adli tıp bilimsel bir kurumdur. Adli tıpın teknik bulguları sadece İhtisas kurumun elinde olmamalı. Yurtiçi ve yurtdışından teknik uzmanlara da verilmeli ve incelenebilmeli. Bir teknik bilgi nasıl olur da oylanabilir. Oylandığı zaman ne faktörler girer. Ancak bunların hepsi birgün açıklanacak merak etmeyin. Türkiye´de artık yeni bir idare var. Sadece hükümetten değil devletten bahsediyorum. Türkiye´de devlet anlayışı değişiyor
Türkiye´de derin bir yapının var olduğunu ve Ergenekon davası sürecini önemsediğini kaydeden Ahmet Özal, bu derin yapının ancak demokratikleşme ile yok olabileceğini savundu.
Babası Turgut Özal´ın vefat ettiği günü de anlatan konuşmasını şöyle sürdürdü:
Rahmetli vefat ettiği gün ambulans yoktu. Hasta taşıma aracı bulundu 1970 model 3. vitese geçmeyen, doktoru olmayan bir araba getirildi. Nereden çıktığını bilmiyorum birden geldi oraya. 70 model bir araba. İçerisinde ayağa kalkılmıyor. Bu arabayla cumhurbaşkanı hastaneye götürülmeye çalışıldı. GATA´ya başhekime haber verilmesine ve oradaki doktorlar ekipmanları ile kapıda beklerken nedense araba bir anda Hacettepe hastanesine döndürülüyor. Hacettepe´de kimsenin haberi yok çocuk bölümüne götürüyorlar. Çocuktan büyük acile götürüyorlar. Korumalar doktor diye bağırıyor. Bazı ifadelere göre orada yarım saat bekletiliyor. Hacattepe hastanesindeki doktor Ayşe hanım ifadesinde, ´Benim kanaatim hastaneye ölü olarak geldiği ve geri döndürülemediği yönündeydi. Nabzı ve tansiyonu alınamıyordu. El ve ayaklarda morarma başlamıştı. Hastaneye getirilmeden muhtemelen 20 dakika önce ölmüştür. diyor. Yani orada vardığından 20 dakika önce ölmüş. O zaman ben bir fotoğraf göstereceğim. Rahmetli hastaneye girerken. Eğer ölü bir hali varsa siz söyleyin. Ayağı basıyor başı dik duruyor. Bu hastane girişi ile ifadelerdeki hastane giriş benziyor mu birbirine. Ben bunun açıklamasını istiyorum
Ahmet Özal, Adli Tıp Kurumu raporunun halka açılması gerektiğini ifade ederek, ailesi olarak raporu almak için başvuruda bulunduklarını da sözlerine ekledi. (Zaman, Star, Sabah)
FOTOĞRAFTAKİ ÖZAL DEĞİL KORUMALARIYDI
27.12.2012 09:52 Ahmet Özal, ?Babam hastaneye ayakta götürüldü? diyerek gösterdiği fotoğrafla şaşırtıcı bir çıkış yaptı. Ancak şok fazla uzun sürmedi. Fotoğrafı çeken muhabir Selahattin Yılmaz, ?Resimde görülen Özal´ın korumaları? dedi. 8. CUMHURBAŞKANI merhum Turgut Özal´ın ´Öldü mü yoksa öldürüldü mü? tartışmaları sürerken oğul Ahmet Özal´dan farklı bir çıkış geldi. Özal´ın kalp krizi geçirdiği tarihe ait Anadolu Ajansı tarafından çekilen bir fotoğrafı delil olarak sunan Özal, babasının bilinenin aksine ambulansta hayatını kaybetmediğini hastaneye yürüyerek gittiğini iddia etti. Ancak o anları görüntüleyen ekipte yer alan ve Anadolu Ajansı arşivinde fotoğrafı çeken kişi olarak adı yer alan Selahattin Yılmaz, ?Özal ayakta değil. Çünkü hemen geldiler, arabadan sedyeye aldılar, fotoğrafta Özal´ın sadece ayakları görünüyor? dedi.
Fotoğrafta sadece ayakları var
Selahattin Yılmaz şunları söyledi: ?Özal´ın ´Budur´ dediği kişi Özal değil. Ben o fotoğrafı korumalar engellediği için 100 metre öteden çektim. Çünkü hemen geldiler, arabadan sedyeye aldılar, fotoğrafta Özal´ın sadece ayakları gözüküyor.? Yılmaz´ın açıklaması üzerine sorularımızı cevaplayan Ahmet Özal ise, fotoğraftaki kişinin babası olduğunda ısrar etti:
Korumalar kolunda. Üzerinde ceket var. Altında keten, iyi bakın. Ölmüş adam nasıl yürüyor? Adım atıyor. Ayağına bakarsanız, ayağına basıyor, kollarından yardım ediyorlar. Oradaki sağ ayak, rahmetlinin, sol ayak korumanın. Bu hastane girişiyle ifadelerdeki hastane girişi benziyor mu? 17 Nisan ekspres baskı Milliyet Gazetesi. 30 dakika önce ölmüş bir insan, yürüyerek, yardım edilerek, kollarından tutularak hastaneye girebilir mi? Babamın spor yaparken kalp krizi geçirdiği iddiası şehir efsanesi. İstanbul´a gitmeye hazırlandığı için sabah sporu yapmadı. Annemin peşinden kahvaltıya yürürken yere yığıldı. Fotoğrafında takım elbiseli. Bu adam spor yapmış da oradan hastaneye taşınmış gibi mi?
Saçları verseydim, mezar açılmazdı
Ahmet Özal, babasının ailede kalan saçları için ise, ?O saçlar verilmiş olsaydı, bugün mezar açılmazdı. Saçları gelecek hafta savcılığa teslim edeceğiz. İnsan saçı bir ayda uzar. Bu saçtan bir şey çıkmaz? diye konuştu.
HASAN IĞSIZ MUHAFIZ ALAY KOMUTANIYDI
Türkiye´deki derin yapının halen çözüldüğüne inanmadığını, ?Ergenekon? ve ?Balyoz? davalarıyla derin yapının ?kendi çocuklarını? harcadığını kaydeden Özal, ?Başka bir şey daha söyleyeyim. Muhafız Alayı´nda 2 bin asker, 2 tane tam donanımlı ambulans vardır. Muhafız Alayı Komutanı kim biliyor musunuz? Bugün Ergenekon davasından yatan Hasan Iğsız. Bunları bir araya getirmeye çalışın. Suikast sırasında ateş edilmeden önce Bedrettin Dalan yere yatmış.? dedi. Ahmet Özal, Turgut Özal´ın ölümünde sorumluluğu bulunduğunu belirttiği kişiler hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını da söyledi. (Erdinç Akkoyunlu / Star)
(12 Aralık 2012), son güncel.: (27 Aralık 2012)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Zehirlenme örtbas mı edilecek?
Adli Tıp iddiası: Özal zehirlenmiş
Tanık: Özal´ı Tushad zehirledi
Ergenekon 1993´e uzandı: Tushad
Özal ve komutan cinayetleri bağlantılı
TURGUT ÖZAL´IN ŞÜPHELİ ÖLÜMÜ MANŞETLERİMİZ
Özal: Dertleri beni tasfiye etmek
DDK: Özal´ın mezarı açılmalı
DDK raporunun tam metni
DDK´nın Özal´ın vefatına dair raporun orjinalini Cumhurbaşkanlığı sitesinden indirmek için tıklayın
DDK´nın Özal´ın vefatına dair raporun orjinalini sitemizden indirmek için tıklayın
DDK Özal´ın ölümüne yoğunlaştı
Özal suikastinde çember daralıyor
Özal suikasti muhteşem bir Özel Harp işiydi, amacına da ulaştı
Korkut Özal: Kardeşimi Ergenekoncular öldürdü
Kaynak: Özal´ın o dönem ölmesi birilerince uygundu
Ergenekon, Balyoz ve diğer iddianamelerde arama yap