29 Ekim Cumhuriyet bayramı CHP´nin alternatif kutlamalarıyla sabote edildi. TSK komuta kademesi Cumhurbaşkanının düzenlediği resepsiyona bu yıl eşleriyle birlikte katılırken, CHP ise her yıl katıldığı resepsiyona bu yıl katılmadı. CHP İstanbul İl Başkanı 1. Ordu´nun subaylarını darbe yapmamakla suçladı. İzmir´de açıklama yapan CHP milletvekilleri de savaşta olduklarını iddia ederek şok açıklamalar yaptılar. Ankara´daki olaylar üzerine harekete geçen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ise soruşturma başlattı.
30.10.2012 16:42 Türkiye´nin iki gündür gündemi 29 Ekim Cumhuriyet kutlamalarında yaşananlar oldu. CHP´nin odağında yer aldığı olaylar, en büyük ulusal bayram olan Cumhuriyet Bayramının zehir olmasına yol açtı. Ergenekon iddianamelerinde de yer alan ve örgütün düzenlediği iddiası soruşturulan ´Cumhuriyet mitingleri´ benzeri olaylarda bu kez taşkınlıklar yaşandı. Cumhuriyet bayramının açıkça sabote edildiği olaylarda, polise yönelik taşlı sopalı saldırılar yapıldı. Alternatif kutlamalardan İstanbul´dakinde, CHP il başkanı Oğuz Kaan Salıcı, askerleri darbeye teşvik eden ifadeler kullandı.
SALICI´DAN DURUMU KURTARMA ÇABASI
Darbe çağrısına kamuoyundan yoğun tepkiler gelmesi üzerine Salıcı, durumu kurtarma telaşına girdi. Salıcı askerlere değil törendeki başkalarına hitap ettiğini iddia etti. Salıcı´nın masum gösterilme çabasına Doğan medyası da destek verdi. Alternatif kutlamalara ait gelişmelerin abartılı, kalabalıkların sayısının büyük gösterilmeye çalışıldığı gözlenen haberleri veren Doğan medyasından örneğin Hürriyet gazetesi, şu satırlarıyla Salıcı´yı peşinen aklıyordu:
Taksim´deki 29 Ekim törenlerinde CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı´nın askerlere dönerek Sizin korumanız gereken cumhuriyete biz sahip çıkıyoruz sözleri CHP´yi karıştırdı. Salıcı, o sözleri söylediğinde hemen yakınında Taksim törenlerine katılan askeri erkan vardı. Sözleri de askerlere yönelik bir çağrı gibi algılandı. Nitekim CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da bugünkü grup toplantısında isim vermeden Darbeden medet uman CHP´li olamaz deyince kulislere Kılıçdaroğlu, Salıcı´nın istifasını istedi bilgisi yansıdı.
Hürriyet, haberin devamında Salıcı´nın görüşlerine de yer veriyor. Buna göre Salıcı, Taksim´deki törenlerdeki sözlerinin de askeri erkana değil, yine aynı törende hazır bulunan sivil bürokratlara yönelik olduğunu belirterek şöyle konuştu; Ortada bir fotoğraf karesi var. O fotoğrafta benim yanımda askeri bürokratlar duruyor. Oysa onların hemen önünde sivil bürokratlar, vali, kaymakam, emniyet müdürü, bizi tartaklayan polislerin emniyet amirleri var. Benim sözlerim onlara yönelikti. Hatta o sözlerimin devamı da vardı. ´Biz buradayız, resmi törendeyiz. Ama resmi zevat kaçıyor törenden´ de dedim. Salıcı, istifa etmesinin de sözkonusu olmadığını belirtti.
İŞTE SALICI´NIN SKANDAL SÖZLERİ
Oysa yine Hürriyet gazetesinin olayı ilk olarak haber verdiği 29 Ekim günkü haberinde geçen şu satırlar skandalın örtbas edilemeyecek kadar açık olduğunu gösteriyor:
CHP İstanbul İl Başkanı Salıcı tören alanında bulunan 1. Ordu Komutanı Orgeneral Yalçın Ataman ve subaylara dönerek, ?Sizin korumanız gereken Cumhuriyet´e biz sahip çıkıyoruz? diye seslendi. Salıcı anıt önünde yaptığı açıklamada, ?Burada biraz önce çakma bir tören yapıldı. Sayın memurlar Atatürk´ü kimden koruyorsun. Beş dakikalık törene tahammül edemeyen bir zihniyetle karşı karşıyayız. Atatürk´ün korunması gereken kişi sizlersiniz? diye konuştu. Salıcı, askerlere seslenmesiyle ilgili olarak da, ?Ordunun yüzde 30´u içeride. Askeri uzmanlar bir ordunun subay ve generallerinin esir alınması ya da iş yapamaz hale gelmesi durumunda o ordunun savaş kabiliyetini yitirdiğini söylüyor. Cumhuriyeti koruyacak merciler şu anda tasfiye edilmiş durumda ama halk burada cumhur, cumhuriyeti koruyacak arkadaşlar? dedi.
CHP: SICAK SAVAŞTAYIZ, CEPHEDEYİZ!
İzmir´de açıklama yapan CHP´li milletvekilleri ise açıkça ´savaş´ ifadesini kullandılar, iktidara ´keşkelerle, vah vahvahlarla´ gelinemeyeceğini belirttiler. ´Cumhuriyet´i Anlamak´ konulu panelde konuşan İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler ile CHP Parti Meclisi (PM) Üyesi Metin Feyzioğlu, Ankara´da çıkan olaylara gönderme yaparak, Ortada onların yürüttüğü bir savaş var. Madem savaş ilan etmişler. Başımız üstüne. Bundan kaçacak değiliz dediler.
Panelde konuşan Feyzioğlu, Türkiye´nin sıcak savaş döneminde olduğunu öne sürerek, Bugün, bir milat, önemli bir gün. Halkın gazlanmasına, su sıkılmasına hiç şaşırmıyorum. Hiçbir savaş hayıflanılarak kazanılmaz, iktidara ´keşkelerle´, ´vah vahlarla´ gelinmez. Makam, mevki, ihtirasın bugün hesabı yapılacak zamanda değiliz. Sırtımızı bir yere dayayıp ya düşeceğiz ya eskisinden daha güçlü olarak ayağa kalkacağız. Bize bağlı. Tabii ki düşmeyeceğiz. Ama artık sırtımızın uçurumun kenarında olduğunu bilmeliyiz. Cumhuriyet Bayramı´nı milletin kutlaması organik biber gazıyla cezalandırılmıştır diye konuştu. Feyzioğlu, Sıcak savaştayız, cephedeyiz. Koltuk kavgası bırakılmalı. Koltukların üzerine bastığı zemin çöktü çöküyor. Protokolü bırakalım. Makamları, meslekleri bırakın. Bizi kimse yok edemeyecek. Biz milyonlarız. Görev belgemiz Atatürk´ün Gençliğe Hitabesi´dir diyerek savaş çığırtkanlığını sürdürdü.
CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler, Türkiye´de iki kutuplu bir savaşın yaşandığını, 29 Ekim 2012´de alanlardan yükselen sesin zafer kazanıncaya kadar devam edeceğini önü sürerek, Cumhuriyeti anlamanın yolunu düşmanlarının sözlerinde buluyorum. Cumhuriyet, iki özelliğe sahip. Saltanat olmaz, hilafet olmaz. Cumhuriyet, saltanat yerine ´iktidar yurttaştadır´ dedi ve hayata geçirdi. Ortadaki savaş açıktır. Ortadaki savaş yeni değildir. Bu savaş gerçekten de AKP´nin söylediği gibi en az 100 yıllık bir savaştır. Bunlar, 1919-1923 yılları arasında ´halifeliği kurmalıyız´ diyenleri yüceltmeye gayret ediyorlar. Ortada onların yürüttüğü bir savaş var. Madem savaş ilan etmişler. Başımız üstüne. Bundan kaçacak değiliz dedi. ( Star)
CHP: TEK YOL İÇ SAVAŞ
Türk Silahlı Kuvvetleri ve Ergenekon türü gizli örgütlenmelerin yapacağı bir darbe ile iktidara gelmekten ümidini kesen CHP´nin, seçmenlerini kitlesel gösterilere kışkırtarak bir iç savaş ve darbe ortamı ile hükümetten kurtulmaya ve iktidara gelmeye karar verdiği anlaşılıyor. Cumhuriyet mitinglerinin etkisiz kalmasına, darbe kışkırtıcılığının artık prim yapmamasına rağmen CHP´nin Abdullah Gül´ün cumhurbaşkanlığını engellemek için 20o7´de sergilediği o kışkırtıcılığa tekrar geri döndüğü görülüyor. TGB gibi Ergenekon bağlantısı delillerle ispatlanmış örgütlenmelerle birlikte en büyük ulusal bayramı kitlesel kışkırtmalarla zehir etmesi, CHP için başka yol kalmadığını, kimbilir daha kaç seçim göremeyeceği iktidarı elde edebilmek uğruna iç savaş ve kaos ortamı oluşturma yolunda bayramları dahi zehir edebileceğini gösteriyor.
Buradan hareketle iki hafta kadar sonra gerçekleşecek 10 Kasım törenlerinin de daha önce mevcut olmadığı şekilde, yine alternatif anma törenleriyle kaos törenlerine dönüştürülmesi beklenebilir. Sıcak savaştayız, cephedeyiz! diyen CHP için tek yolun iç savaş olduğu anlaşılıyor. Kışkırtma çabalarının peşpeşe geleceği anlaşılan önümüzdeki süreçte olayların üzerine benzin yerine soğutucu gaz sıkarak ortamı yatıştırmaya çalışmak ise yapılması gereken en doğru hareket tarzı olacaktır. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(30 Ekim 2012, 16:42)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
CHP il başkanı: Ordu göreve
Ergenekon´dan 29 Ekim kışkırtması
29 Ekim tahrikine soruşturma
Kılıçdaroğlu çıldırdı: İhtilal hak!
Batum: 50 bin kişi Silivri´yi basalım
´Ergenekon ve CHP´ manşetlerimiz
Örneklerle CHP´nin Ergenekon davalarında sempatizanlıktan öte tavırları