Balyoz davasının darbe girişiminin sabit görülerek sanıkların cezalandırılmalarıyla sonuçlanması bazı medya organlarını şok etti. Taraflı yayın yaparak darbecileri masum melekler gibi göstermeye çalışan bu medya organları kamuoyu önünde ne kadar deşifre olduklarının farkında olmadan taraflı yayınlarını sürdürüyor. Balyoz darbesi gerçekleştiğinde ´kendisinden yararlanılacak gazeteciler´ olarak adları darbe planlarında açıkça geçen gazeteciler, bu tespiti doğrularcasına hayret verici şekilde Balyoz darbecilerini masum göstermeye çalışıyor. Zaman gazetesinden Veysel Ayhan, yazısında asıl Balyoz´un medyaya indiğini belirtiyor.
26.09.2012 10:34 Aylarca Ergenekon iddianamelerini görmezden gelip sulandırmaya çalıştılar. Balyoz darbe planı ortaya çıktığında haber bile yapmadılar. Sayfalarını çarşaf çarşaf sanık avukatlarına teslim ettiler. Siz babasının suçlu olduğunu kabul eden bir evlat veya evladın suçunu ikrar eden bir baba duydunuz mu? TV´ler saatlerce Balyoz yakınlarının gözyaşları eşliğinde sanıkların ne kadar sevecen, ne kadar demokrat nasıl suçsuz olduğunu yayınladı. Seyreden veya okuyan sanır ki bu sanıklar darbe toplantılarında değil Hâki Güvercinleri Koruma Derneği´nde zeybek oynarken yakalanmışlar. Binlerce sayfalık iddianame, on binlerce sayfa ek klasör onları hiç ilgilendirmedi. İlgilerini çeken sadece bulabildikleri ve araştırmayı asla düşünmedikleri birkaç tenakuz ve sehiv oldu. Sanıkların darbeyi adım adım planladıklarını anlatan kendi ses kayıtlarına bile kulak tıkadılar. Psikolojik bir harp verdiler. Harbin ana prensibi sanıkları hâkimlere karşı değil kamuoyuna karşı savunmak. Çünkü hâkimlerin önlerindeki delillere baktığında sanıkların işinin yaş olduğunu gördüler. Canhıraş bir feryatla tetikçilerini -gaza getirdikleri askerleri- ve rezil rüsva olan itibarlarını kurtarma peşine düştüler. Düşünün ki bir yazar 100 yazı yazmış olsun da 99´unda darbe sanıklarının suçsuz, delillerin sahte olduğunu ısrarla nakarat haline getirmiş olsun. Belki de asıl korkuları savcıların onları davet etmesi ve niçin askeri manşet manşet tahrik ettiniz hesabını sormasıydı ve bunu önlemek için barajı tetikçiye kuruyorlardı.
Fakat yargı, manşetlere değil delillere göre karar verdi. Balyoz kararları açıklandığında bu etkisizlikleri, bir başka Balyoz olarak beyinlerinde zonkladı. Kaldı ki sanıkları tahrik edip mahkeme heyetine kışkırtmasalar, sanıklar taşkınlık yapmasa İşçi Partililerin peşine takılmasa ´iyi hal´den 3-5 yıl daha az yatacaklardı. Veya bu işin inkârı mümkün değil, deyip soruşturma sırasında erkekçe ve delikanlı gibi darbe girişimlerini itiraf etselerdi daha da az ceza ile veya ceza almadan kurtulacaklardı. Dimyat çoktan düştü, yeni hedef Yargıtay. Dursun Çiçek müjde almışçasına emin ´Merak etmeyin Yargıtay´da çözeceğiz.´ diyor. Ama bu kadar açık bir darbe teşebbüsünde mahkeme heyeti sanık yakınlarından oluşursa ancak tahliye çıkar. Veya Yargıtay´da fotokopiden tavşan çıkarmayı başarıp Cihaner´i tahliye eden ´birileri´ Balyoz´a sahip çıkarsa sanıklar kurtulmayı başarır.
Balyoz bir kısım darbecileri diskalifiye etti. Ama zihniyet bandı müfredat ve teamül yönlendirmesiyle bol bol cunta heveslisi üretiyor. Medya ise tamamen çözümsüz görünüyor. Normal bir ülkede medya darbecilerin tutuklanmasından demokrasi adına kıvanç ve mutluluk duyar. Bizde bilakis yas var. Bu medya İspanya´da olsa darbenin yaşandığı 23 Şubat 1981´de El Pais gazetesi El Pais anayasayı destekliyor manşetiyle değil Ordu kaosa el koydu manşetiyle çıkardı. Şili´de olsa 11 Eylül 1973´te General Pinochet darbe yapıp başkanlık sarayı La Moneda´yi bombaladığında Ama Allende de hak etmişti başlığı sürmanşet olurdu. Tıpkı Türkiye´de defaatle olduğu gibi. Şimdi komiklik sınırlarını o kadar zorluyorlar ki ´Bakın paşam zeybek oynuyor hiç darbe yapar mı?´ diyecek kadar zavallı ve tedaviye muhtaç hale geldiler. ( Veysel Ayhan / Zaman)
DUYGU SÖMÜRÜSÜNE GEREK YOK, DARBE İNSANLIK SUÇUDUR
Balyoz davasında çıkan kararla ilgili bazı medyada çıkan ağır eleştirilere siyasilerden ve 12 Eylül´ün mağdurlarından tepki geldi. AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, 1960´ta darbeyi yapanlar niye Menderes´i astılar? Onların çocukları yok muydu? diye sordu. 78´liler Vakfı Başkanı Celalettin Can, kanun karşısında herkesin eşit olduğunu hatırlattı. Yusufiye Derneği Başkanı Recep Küçükizsiz ise darbecilere destek veren sivillerin yargı önüne çıkarılması gerektiğini söyledi. 12 Eylül darbesinde kanlı işkenceler yaşayanlar, Balyoz davasından çıkan kararı destekliyor. Darbenin bir suç olduğunu kaydeden hukukçu ve darbe mağdurlarının görüşleri özetle şöyle:
-Darbe olsaydı Türkiye, muz cumhuriyeti olacaktı-
AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ: Mahkemede alınan bu karar, Türkiye demokrasisi ve hukukunun darbeye cevabıdır. Bu konuyu istismar etmeye gerek yok. Eğer bu kişiler darbe yapmış olsalardı Türkiye muz cumhuriyeti olarak anılacaktı. 1960´ta darbeyi yapanlar niye Menderes´i astılar, siyasetçileri neden idam ettiler? Onların çocukları yok muydu? Meseleyi rövanş meselesi haline getirmek istemiyorum. Geçmişte de medya mensupları darbecileri alkışladılar. Bugün de aynısını yapıyorlar. Ama milletimiz artık şuurludur, bu tür dezenformasyonlara inanmayacaktır.
-Darbeciler başarsaydı yargılanamayacaklardı-
Devrimci 78´liler Federasyonu Başkanı Nejat Kangal: Askerler tarafından yapılan bir anayasa tarafından askerlerin yargılandığı bir dönem yaşanıyor. Daha gerekçeli kararı bilmiyoruz. Bildiğimiz bir şey var. Türkiye´de ordu geleneksel olarak darbecilerdir. Bunun kırılması gerekiyor. Başarmış olsalardı zaten yargılanamayacaklardı. Teşebbüs aşamasında bu kadar ceza verilir mi konusunda ise ceza kanunumuzda hangi cezalar varsa o verilir.
-Yargıtay´ı etkilemeye çalışıyorlar-
Avukat Hasan İlter: Darbeye teşebbüs hukuken suçtur. Ama basında çıkan yayınlarla dava farklı mecralara çekilmeye çalışılıyor. Mahkemenin aldığı karar, 12 Eylül, 28 Şubat soruşturmaları ve Ergenekon davası için emsal bir karar niteliği taşıyor. Sanık avukatları, dava sırasında hukuki olmayan argümanlarla müvekkillerini savunmaya çalıştılar. Şimdi de mahkeme üyelerini acımasızca suçlayarak Yargıtay´ı etkilemeye çalışıyorlar. Darbe olsaydı, kendi hukuklarını yaparak yargılanmayacaklardı zaten.
-Kanun dışında bir ceza verilmedi-
Avukat Sacit Kayasu: Cezayı belki biraz fazla, üst sınırlarda verdiler, o da hâkimin takdiri. Kanun dışında bir ceza verilmedi. Babalık-kocalık haklarının sınırlandırılması kanunda yer alan bir şey. Fakat birçok avukat bunu bildiği halde mahkemeyi töhmet altında bırakmak için ´Böyle bir şey yoktur.´ diyorlar. Ben de Mahkeme zaten eğer yanlış bir şey yaptıysa temyizde bulunur. diyorum.
-Hesabı sorulamayan her darbe sonrakini teşvik etti-
Avukat İrfan Sönmez: Türkiye´de yıllardır yapılan darbelerin hesabını soramadık. Hesabı sorulamayan her darbe de bir sonraki darbeyi teşvik etmiştir. Son dönemlerde yayın organlarında Balyoz davası ile ilgili çıkan yayınların asıl amacı insanların duygularına dokunarak milletin vicdanında aklanmaya çalışma çabalarıdır. Ama mahkeme kararından önce Balyoz sanıkları zaten milletin vicdanında yargılanmışlardır. Mahkeme kararı, son derece yerindedir. Bu kararla Türkiye demokrasisinin önü açılmıştır. ( Zaman)
(26 Eylül 2012, 10:34)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Yalanlarından faydalanılacak gazeteciler
Darbe medyası da Balyoz yedi
Kontrgerilla Medyası
Ergenekon ve Balyoz gibi davaları engelleme girişimleri
Balyoz davasında savcılığın Esas mütalaasını (920 sh) indirip okumak için tıklayın
BALYOZ PLANI VE DAVASI MANŞETLERİMİZ
1. Balyoz iddianamesinde ara
2. Balyoz iddianamesinde ara
3. Balyoz iddianamesinde ara
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap
BALYOZ VE DİĞER DAVALARDAKİ DELİL TARTIŞMALARI