Balyoz davasının başka mahkemeye nakli olasılığı hukukçuları şaşırttı. Çünkü İstanbul Barosu´nun sanık avukatlarıyla birlikte yürüttüğü boykot amacına ulaşmış olacak. Eğer dava başka mahkemeye nakledilirse tekrar aynı süreç yaşanacak. İstenilen yönde karar verecek mahkeme bulununcaya kadar boykot taktiğinin devrede tutulacağı, aynı taktiğin Ergenekon ve diğer benzer davalarda da devreye sokulacağı, o davaların da kilitleneceği ileri sürülüyor. Bu tıkanıklığı çözmesi gereken hükümetin diğer vatandaşlar gibi seyretmekle yetinmesi ise şaşkınlığa yol açıyor.
17.06.2012 12:41Balyoz davasının başka mahkemeye nakli olasılığı hukukçuları şaşırttı. Çünkü ´Darbeci Baro´ olarak nitelendirilen İstanbul Barosu´nun sanık avukatlarıyla birlikte yürüttüğü boykot amacına ulaşmış olacak. Eğer dava başka mahkemeye nakledilirse olabilecek gelişmeler belli. İlk olarak, dava tekrar görülecek. Dava sonuçlanmadığı halde tutukluluk süresinin uzamasından dolayı tutuklu yargılananlar mecburen tahliye edilecek. İkinci olarak, dava sürecinde tekrar aynı gelişmeler yaşanabilecek. İstenildiği kadar bilirkişi raporları da aldırılsa yeni savcının da aynı mütalaayı tekrar etmesi durumunda sanık avukatları bir bahane bulup yine duruşmaya girmeyecek. Yargılama tekrar tıkanacak. Görünüşe göre bu hep böyle devam edecek. İstenilen yönde karar verecek savcı ve mahkeme bulununcaya kadar boykot taktiğinin devrede tutulacağı, aynı taktiğin Ergenekon ve diğer benzer davalarda da devreye sokulacağı, o davaların da kilitleneceği ileri sürülüyor.
Bu garip süreç, Albay Dursun Çiçek´in darbe andıcındaki ıslak imzanın orjinalliğini tespit sürecini hatırlatıyor. Albay Çiçek´e ait olduğuna dair çok sayıdaki kurumdan bilirkişi raporu çıkması üzerine Albay, incelemenin yurtdışında yapılmasını istemiş, Adli Tıp´ın hükümetin atadığı adamlardan oluştuğunu bu talebine gerekçe göstermişti. O süreç çok ilginç bir şekilde sonuçlanmıştı., Albay kendisini yalnız bırakan Genelkurmay´ı suçlamış, Genelkurmay da Albay´ı şok eden bir iddianame hazırlayarak imzanın orjinal olduğunu, tek başına hareket eden Albay´ın üstlerini zor durumda bırakmayı amaçladığını iddia etmişti.
Balyoz´da sanık avukatlarının davaya girmeme boykotunu, İstanbul Barosu´nun da yeni avukat atamama boykotunu sürdürerek, istenilen yönde karar verecek savcı ve mahkeme bulununcaya kadar bu mücadeleye devam edecekleri ileri sürülüyor. Hatta boykot taktiğinin Ergenekon ve diğer benzer davalarda da devreye sokulacağı, o davaların da kilitleneceği ileri sürülüyor. Hukukta giderek bir kaos durumu gelişiyor. Bir süre önce mecliste bu tıkanmayı aşmak amaçlı yasa hazırlığı yapıldığı dile getirilmişti. Ancak bu iddiayı doğrulayan hiçbir somut gelişme yaşanmadı. Muhtemelen de Meclisin bu yönde harekete geçmediğinin ve geçmeyeceğinin anlaşılması üzerine savcı ve hakimlerin ümitlerini kestikleri ve davanın başka mahkemeye naklini istediklerini söyleyebiliriz.
Bu tıkanıklığı çözmesi gereken yer aslında Hükümet ve Meclis. Ancak bu yönde girişimlerde bulunmak yerine o da olayı diğer vatandaşlar gibi seyretmekle yetiniyor. Hatta daha da kötüsü, Balyoz sanık ve avukatlarını daha da cesaretlendirecek şekilde özel yetkili mahkemelere kısıtlama getirmeye, ses kayıtlarını haberleştirmeye ceza getirmeye çalışıyor. Artık roller değişmiş gibi görünüyor. Balyoz´da sanık avukatları ve İstanbul Barosu yöneticileri sevinçlerini dile getiriyor. Gelişmelere tepki gösteren bazı hukukçular ise artık mahkeme önlerinde topluca açıklama yaparak gelişmeleri protesto ediyor.
24 Mayıs´ta Balyoz davasını basan 11 Baro üyesi ifadeye çağrılmış, 7 gün içinde gelmezlerse zorla getirilecekleri açıklanmıştı. Ancak bu yönde hiçbir gelişme olmadı. Gelişmelerle örtüşen bu ayrıntı da dikkati çekiyor.
Tekrar etmek gerekirse, tahminimizce hükümetin lakaytsızlığı nedeniyle hakim ve savcılar artık Balyoz davasına bakmak istemiyorlar. Duruşma savcısı da belki bu nedenle başka yere tayinini istedi. Tıkanıklığı mahkemenin aşamayacağı açık. Ayrıca bu boykot sürecinin Ergenekon ve diğer davalarda da yaşanacağına kesin gözüyle bakılıyor.
Boykot taktiğine benzer bir taktik, Ergenekon tutuklusu Mehmet Haberal olayında yaşandı. Haberal kendisini tahliye etmeyen çok sayıda hakim hakkında Yargıtay´da dava açtı. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, skandal bir karar verdi ve yürüyen davalara müdahale anlamına gelecek şekilde hakimlere tazminat cezaları verdi. Dokuz hakim, 1500´er lira tazminat ödemeye mahkum edildi. Yargıtay´ın bu beklenmeyen skandal tazminat cezalarına hakimler isyan etti. Yasaların hiçe sayıldığı bu içtihat ile yürüyen davalara müdahale edildiği, Ergenekon, Balyoz ve benzeri davaların bu yolla baskı altına alınmak istendiği, artık hiçbir hakimin tazminat cezası korkusuyla tutuklama kararı veremeyeceği ileri sürüldü.
Bu işin maddi yönüydü. Ancak asıl olay bu gelişmenin hemen ardından geldi. Haberal, tahliye başvurusu yaptı. Tazminata çarptırdığı hakimlerle aralarında husumet doğduğunu, hakimlerin bu nedenle tahliye başvurusuna bakacak heyetten çekilmelerini istedi. Ancak hakimler bu girişime direndi ve çekilmeyi reddettiler. Israr eden Haberal ise talebini çok sayıdaki diğer üst mahkemelere gönderdi. Ancak tüm mahkemeler oybirliğiyle bu talebi hep reddetti. İş giderek çığırından çıkarken, Haberal´ın avukatları, tahliye kararı verecek olanları buluncaya kadar hakim seçmeye devam etmekte kararlı olduklarını basına açıkladılar. Çabaları sonuçsuz kalan Haberal, son çare olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi´ne (AİHM) başvurdu. Ancak orası da Haberal´ın başvurusunu reddetti.
İnanılmaz gibi görünen tüm bu gelişmeler bir filmden alınmış değil, gerçekten de yaşandı. Sadece tahliye başvurusunda değil, Ergenekon ve Balyoz gibi davalara bakan mahkeme heyetlerinde değişikliği de beraberinde getirecek olan bu taktiğin, Yargıtay´daki Ergenekon uzantıları ya da sempatizanlarıyla Haberal´ın avukatları arasında geliştirildiği ileri sürüldü.
Haberal´ın taktiği süratle Ergenekon ve Balyoz davalarına da intikal etti. Ergenekon davasının tutuklu sanıkları Kemal Kerinçsiz, Levent Bektaş ve Dursun Çiçek ile ´Balyoz´ davasının tutuklu sanıkları Süha Tanyeri ve Ahmet Yavuz da tıpkı Haberal gibi davaya bakan ve tahliye taleplerini reddeden hakimler aleyhine ayrı ayrı davalar açtılar. Bu sanıklar ile Haberal´ın açtığı çok sayıdaki davalarda 18 hakim hakkında toplam 468 bin TL´lik tazminat cezası istendi. Bu sanıklar ardından Haberal gibi hareket ederek o hakimlerin kendi davalarından çekilmelerini talep ettiler. Bu sanıkları diğer sanıkların da takip edeceği basına yansıdı. Hukukta büyük bir kaos doğmasına yol açan, Ergenekon ve Balyoz davalarını çökmeye doğru götüren bu taktik ancak 2010 yılındaki referandumda halkın anayasa değişikliklerini kabul etmesi ve ardından hükümetin yaptığı yasa değişiklikleri üzerine son anda engellenebildi. Referandum sonrası Mecliste çıkarılan yasalarla sanıkların doğrudan hakimlere dava açması engellendi, açılmış davalar da devlete yönlendirildi. Son olarak Yargıtay´ın aldığı emsal bir kararla da sanıkların hakimlere açtığı tazminat davaları husumet gerekçesi olarak görülmedi.
Evet, Ergenekon sanığı Haberal ile Yargıtay arasında işbirliğiyle geliştirildiği iddia edilen bu taktik, millet-hükümet işbirliğiyle çökertildi. Ancak, bu kez Balyoz sanıkları ile Darbeci Baro lakaplı İstanbul Barosu arasında olduğu ileri sürülen yeni taktik başarıya ulaşmak üzere. Hükümet ise bu kez seyrediyor gibi görünüyor. Hatta seyretmenin de ötesinde, ´Darbeci Baro´yu sevindirecek şekilde özel yetkileri kısıtlama ve ses kaydı haberlerini yasaklama gibi şaşırtıcı yasa değişiklikleriyle meşgul görünüyor. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(17 Haziran 2012, 12:41)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Sanıklar, avukatları ve İstanbul Barosu ortak yapımı ´Balyoz davasını kilitleme´ planı
Balyoz hakimlerinden Yargıtay´a isyan: Baskı yapmayın
Darbeci Baro ifadeye çağrıldı
Kocasakal: Direneceğiz
Baro´yu endişelendiren tasarı
Ergenekon savcı ve hakimlerinin yargıtay tazminatlarıyla yıldırılma çabası
İstanbul Barosu ile ilgili manşetlerimiz
Yargıda Kontrgerilla örgütlenmesi
Ergenekon, Balyoz ve benzer davaları engelleme girişimleri
Ergenekon, Balyoz ve diğer tüm iddianamelerde arama yap