Cumhurbaşkanı Özal´ın ölümüne ilişkin açıklanan DDK raporunda, ölüm ertesinde yapılması teklif edilen otopsiye eş Semra Özal´ın karşı çıktığı çok sayıda tanık tarafından iddia ediliyordu. 2010 yılında başlatılan soruşturmada Semra Özal´ın kestiği saç tellerini isteyen savcılığa olumsuz yanıt verdiği de ortaya çıktı. Bu şok gelişmeyle aynı kapsamda değerlendirilebilecek bir diğer gelişme ise, oğul Ahmet Özal´ın ´Mezarın açılıp açılmaması yargının vereceği karar, mevtanın rahatsız edilmemesi gerekir´ diyerek yeniden otopsiye karşı çıkması. Ölümün şüpheli olduğu en baştan belli iken otopsi yapılmasına hem o zaman hem bugün karşı çıkılması, saç tellerinin de savcılığa verilmemesi, Semra ve Ahmet Özal´ın ne yapmak istediği sorusunu sorduruyor.
15.06.2012 14:49 Devlet Denetleme Kurumu (DDK), 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın ölümü ile ilgili raporunda saç kıllarının olayın aydınlatılması için önemine dikkat çekilerken, Semra Özal´ın, Özel Yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´nca yürütülen Özal soruşturması kapsamında, kendisini bizzat arayarak Özal´ın saç kıllarını isteyen Başsavcı vekiline olumsuz yanıt verdiği ortaya çıktı.
Soruşturmayı yürüten Özel Yetkili Başsavcı Vekili Hüseyin Görüşen ve Özel Yetkili Savcı Kemal Çetin, geçtiğimiz aylarda Semra Özal´ın özel bir kasada tuttuğu belirtilen eşine ait saç kılları ile ilgili bir girişimde bulundu. Özal ailesine yakın kaynaklardan edinilen bilgilere göre; Başsavcı Vekili Görüşen uzun süredir kılları savcılığa teslim etmeyen Semra Özal´a telefonla ulaştı ve soruşturma için çok önemli bir delil olacağı belirtilen kılları kendilerine teslim etmesini istedi. Fakat Semra Özal, Başsavcı Vekili Hüseyin Görüşen´e olumsuz cevap verdi. Semra Özal, Saç kılları elimde. Fakat soruşturmada işe yarayacağını düşünmediğim için vermeyeceğim dedi. Görüşen´in ısrarı üzerine Semra Özal, yurt dışında bir laboratuarla görüştüğünü ve sonuç alınamayacağını öğrendiğini iddia ederek kılları vermemekte direndi. Eski TCK´ya göre adam öldürme suçlarında zaman aşımı süresi olan 20 yıl dolmadan Özal soruşturmasını tamamlamayı planlayan Özel Yetkili Başsavcılık, kılları Semra Özal´dan alabilse Adli Tıp´ta inceletmeyi düşünüyor. Semra Özal´ın tavrı yüzünden soruşturmayı ilerletmekte zorlanan Savcılık, Ahmet ve Semra Özal başta olmak üzere dönemin bazı tanıklarının şüpheli ölümle ilgili açıklamaları üzerine 2010´da Özal dosyasını tozlu raflardan indirmişti. Bilindiği gibi yeni yayınlanan DDK raporunda Özal´ın saç kıllarının Adli Tıp´ta incelemesinin olayı aydınlatabileceğine dikkat çekiliyor.
-Eşten sonra oğuldan da garip tavır-
8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın oğlu Ahmet Özal, Mezarın açılıp açılmaması yargının vereceği karar, mevtanın rahatsız edilmemesi gerekir, ölümün normal olmadığını zaten söylüyorduk dedi. Dün akşam yurt dışından dönen Özal, Atatürk Havalimanı´nda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Özal, babasının zehirlendiğinin tespit edilmesinin değil, kimlerin zehirlediğinin önemli olduğunu kaydetti. Özal, 1990´ların başından itibaren yaşanan sürecin Uğur Mumcu´nun öldürülmesiyle başladığını ve babasının ardından Ahmet Taner Kışlalı ve Necip Hablemitoğlu´nun öldürüldüğünü söyledi. Özal, Bunların hepsi bağlantılı şeylerdir. Sonuçta bu meseleyi 28 Şubat´lara getiren hadiselerdir. Bu karanlık yılların incelenmesi için otopsi şart değil dedi.
-Zehirlenme varsa saçtan anlaşılabilir-
Adli Tıp Kurumu eski Başkanı Prof. Dr. Oğuz Polat, 19 yıl sonra kemiklerin incelemesinde zehirlenme olup olmadığını bulmanın zor, ama imkânsız olmadığını söyledi. Polat, Semra Hanım´ın kestiği saçlarda da ağır metal dışı zehirlenme bulgusu olasılığı vardır dedi. Polat, Kemikte başarı oranı düşüktür. Ancak tarım ya da böcek ilacıyla zehirlenme varsa kemiklerde eser miktarda da olsa bulunabilir. ( Sabah)
ÖZAL´IN YAKIN ÇALIŞMA ARKADAŞINDAN ŞOK İDDİALAR
Devlet Denetleme Kurulu, Özal´ın ölümüyle ilgili raporunu açıklayınca ortalık karıştı. Takvim gazetesinin dünkü BÖCEK ZEHİRİYLE ÖLDÜRÜLDÜ manşeti ise Ankara´ya bomba gibi düştü. Kurulun raporda vurgu yaptığı pek çok soru cevap beklerken aklıma rahmetli Özal´ın en yakın çalışma arkadaşı olan ÖZEL KALEMİ Feyzi İşbaşaran´ı aramak geldi. İngiltere´de olduğunu düşündüğüm İşbaşaran´ı, Çeşme´de buldum. 2 saat süren telefon görüşmemizde neler anlattı neler! İşte ezberleri bozacak olan o konuşma...
Devlet Denetleme Kurulu raporuna göre ÖZAL ÖLDÜRÜLDÜ. Sizin fikriniz ne? - Olay iki perde. Önce 1988´deki Kartal Demirağ´ın suikast girişimine bakmak gerekir. Bize ilk kez orada DUR denildi.
Kim neden dur dedi? - Özal, gazetelere verilen SÜBVANSİYONU kaldırmak istiyordu. Bunu da açıkça patronlara iletti. Bunun üzerine ACİL toplantı isteği geldi. Harbiye Orduevi´nin 18. katında patronlarla buluştuk. Medyaya giren Asil Nadir de oradaydı. Diğerleri ondan çekiniyordu. Çünkü rüzgar gibi esiyordu. Basında hızla büyüyordu.
E ne var bunda? - Çok sert sözler söylendi. Daha sonra yurt dışına kaçan BÜYÜK medya patronu, masaya yumruğunu vurup Sen kim oluyorsun da sübvansiyonu kaldırmaya kalkıyorsun diye çıkıştı. Buz gibi hava esti. Bir Başbakan, medya patronu tarafından azarlanıyordu. Özal soğukkanlı davrandı. Sinirlenen MEDYA DEVİ ayağa kalktı, kapıya yöneldi çıkarken geri dönüp BEYEFENDİ´yi Bunun hesabını vereceksin diye tehdit etti.
Yani tetiği çektiren gazete patronu muydu? - Evet oydu. Tehdit ortadaydı zaten... Biz bu işi çözdük. Sonuca ulaşınca da bunu yapanlar YURTDIŞINA kaçtı. O patronla birlikte kaçanlara bakarsan fotoğrafı daha net görürsün...
1988 ile ölümü arasında geçen 5 yılda başka tehdit oldu mu? - Olmaz mı... Nerdeyse hergün tehdit aldık. Sadece bir kez doğru çıktı.
´SİLAHLAR SUSACAKTI AMA...´
Kimdi bunlar peki? - Bir gün KÖŞK´ü halka açtım. Erzağını kapan geldi. Özal halkla bir olup bahçede piknik yaptı. Bu fotoğraf Genelkurmay´ı ayağa kaldırdı. Doğan Güreş Siz ne yapıyorsunuz diyerek sesini yükseltti. Muhafız Alayı benimdir. Benim iznim olmadan kimse oraya giremez tehdidinde bulundu. Ona rağmen yaptım.
Sorun asker miydi? - Bir tarafında o vardı. Ama sorunun kaynağı başkaydı.
Neydi? - Rahmetli Özal, Eşref Bitlis Paşa ile Malatya´dan çocukluk arkadaşıydı. Birbirlerini çok sever güvenirlerdi. İkisi de KÜRT SORUNUNUN çözümü ve PKK´nın bitmesi için çırpındı.
Ne yaptılar mesela? - Hem Eşref Paşa hem Özal, Kuzey Irak´ta defalarca kez ÖCALAN´la görüştü. Öcalan ikna olmuştu. Silahlar susacaktı. Ama ömürleri yetmedi.
Bir dakika Özal, Öcalan´la nasıl görüştü? - Barzani ve Talabani bahane edilerek sınırın öte tarafında bir araya geliniyordu. Özal, Kürt sorunu olduğu sürece Türkiye´nin büyümeyeceğini biliyordu. Risk aldı, aldılar...
Suikastlerle bunun bir ilgisi var mı? - Olmaz mı! Öcalan 70 kişilik liste verdi. Hepsini AVRUPA´ya 10 yıl inmeme karşılığında İSKANDİNAV ülkelerine gönderiyorduk. Öcalan Norveç´i istemişti. Militanlar sessizce inip köylerine dönecekti. Sınırın 10 kilometre ilerisinde silahlar bırakılacaktı. Bütün şartlarda anlaşılmıştı ama olmadı!
Ne oldu? - Danışman olarak Kemal Yamak Paşa´yı almıştık. Çok beyefendi bir insandı. Özal´ı çok severdi. Bir gün Özal haftalık yaptığımız toplantının birinde Kemal Paşa hepiniz Harp Okulu´ndan mezun oluyorsunuz. Sen Genelkurmay Başkanı olabiliyorsun ama Jandarmanın başındaki Eşref Paşa olamıyor. Bunu bir araştır. Alt yapıyı hazırla. Gerekeni yapalım dedi. Bu TEKLİF ikisinin de HAYATINA MAL OLDU. Önce Eşref Paşa daha sonra kendisi öldürüldü. Kürt sorunu sürüp gitti. 1993´ten bu yana da kan akmaya devam ediyor...
Asker mi yaptı suikastleri? - Hem içeriden hem dışarıdan destek alındı. Şeytanın aklına gelmeyecek planlar yapıldı. Başarılı oldular. Çözüm olmadı. Kan aksın diyenler kazandı.
Eşref Bitlis olayı peki! - Askerde bir kesim uçağın düşeceğini biliyordu. KAZIM ÇİLLİOĞLU uçağa binecekken vazgeçip binmedi. O da biliyordu planı. Daha sonra onu da öldürdüler. Kurtulamadı!
Özal´ın ölüm sebebi KÜRT SORUNUNU çözmek istemesi yani! - Elbette. Bakın biz de devlette olmayan belgeler UĞUR MUMCU´dan çıkıyordu. Bizim MİT uyuyordu. Zaten Teoman Paşa´ya ne sorsak cevap alamıyorduk. Hiç bilgi vermezlerdi. Hatta bir keresinde ABD Özal´a Birinci Körfez Savaşı´nın başlayacağını haber verdi. Tam saat belli değildi. MİT ile Cumhurbaşkanı arasındaki köprü bendim. Gerektiğinde BEYEFENDİYİ uyandırma yetkim vardı. O gece Özal bizi Köşk´te tuttu. İşler karışık dedi. Bir süre sonra televizyonu açıp haberleri izlemeye başladık. Nabi Şensoy da yanımızdaydı. Geceyarısı olmuş savaş başını almış gitmiş. Bizim MİT´ten haber yoktu. Çok sonra Müsteşar Yardımcısı elinde zarfla geldi. Zarfı bana uzatıp Beyefendiyi kaldıralım dedi. Kolundan tutup içeri çektim. Zaten hepimiz ayaktaydık. Savaşı canlı izliyorduk. İstihbaratçı arkadaş yerin dibine girdi. Çünkü zarfta ABD´nin vuracağı yazıyordu! Utanarak çekilip gitti...
Peki Uğur mumcu? - Uğur Bey´le komşuyduk. Çok sık, eski ismi KÖROĞLU olan caddedeki camide buluşurduk. Camide çay içip sohbet ederdik. Özal da bunu bilirdi. Uğur Bey yayınladığı belgelerle bizi zor durumda bırakırdı. CASA uçakları hakkında yaptığı yayınlardan sonra Özal, Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan´ı görevden almıştı. Uğur Bey çok etkiliydi. Belgeleri MİT´e sorduğumuzda da hep Doğru efendim cevabı alıyorduk.
´PLAN İŞLİYORDU...´
Nasıl açıklıyorsunuz bunu? - Bilmiyorum hala... Ama Özal ile Mumcu´yu buluşturacaktım. İkisi de razı oldu. Ama Uğur Mumcu´nun da ömrü yetmedi. Bomba patladığında olay yerine ilk giden ben oldum. Manzara korkunçtu. Hemen Köşk´e gittim. Durumu anlattım. Gözlerinden yaş boşaldı. Eyvah! Hedef, yine benim. Plan işliyor. Artık bunları kimse durduramaz dedi.
Peki geçmişe bakınca ne görüyorsunuz? - Ailenin evladı gibiydim. Milletvekili olmak istediğimde Gitme, beni bırakma dedi. Benim hakkım ama deyince izin verdi. Benimle birlikte 2 arkadaşım daha yanından ayrıldı. Özal´ın etrafını boşaltmıştık. En büyük hatamız bu oldu. Yoksa TÜRKİ CUMHURİYETLER´e yaptığı gezinin programı bu kadar yorucu olmazdı. İzin vermezdim. Bir de Kemal Yamak Paşa´yı askerden haber alamadığımız için almıştık. Sağlıklı bilgi her zaman gelmiyordu. Belki ondan da gizliyorlardı. Ama en korkuncu Eşref Bitlis Paşa hem MİT hem de Genelkurmay İstihbarat tarafından sürekli izleniyordu. Attığı her adımı biliyorlardı. O günkü zor şartlar altında çok yol aldık. Ama sonuca gidemedik. Kısmet değilmiş. Allah hepsinin mekanını cennet eylesin... ( Takvim)
ÖZAL BÖCEK İLACIYLA MI ZEHİRLENDİ?
Derin sondaki sır perdesi aralandı. Devlet Denetleme Kurulu, Turgut Özal´ın ölümüyle ilgili raporunu tamamladı. Şok detayı ise TAKVİM ortaya çıkardı: Özal´ı böcek ilacı öldürmüş olabilir. Tarihler 17 Nisan 1993´ü gösterdiğinde, şok bir ölüm yaşandı. 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, ani bir şekilde hayatını kaybetti. Şok vefat önce sıradan bir son gibi göründü. Ancak yıllar geçtikçe Özal´ın ölümü soru işaretlerine büründü. Ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül´e bağlı olan Devlet Denetleme Kurulu, ölümcül iddiaların aslını astarını bulmak için harekete geçti. İşte DDK 2 yıl süren incelemesini bitirdi ve dün raporunu açıkladı. Rapordaki can alıcı detayı ise TAKVİM ortaya çıkardı. Buna göre Özal, böcek ilacından zehirlenmişti. TAKVİM´in tespit ettiği şok bilgi, raporun 615. sayfasından başlıyor 617´ye kadar devam ediyordu.
´BİLİNCİ KAPALIYDI´
Söz konusu sayfalarda, şunlar yazıyordu: Turgut Özal, 17 Nisan Cumartesi sabahı Hacettepe Üniversitesi Hastanesi´ne götürüldüğünde bilinci kapalıydı. Solunum yoktu, ağzından da köpükler geliyordu. Köpüğün laboratuvar incelemesinde ise sodyum, glukoz, kreatinin (böbrek yetmezliği), LDH (kötü kolesterol) ve karaciğer enzimleri (AST ve ALT) çok yüksek bulundu. Ayrıca protein ve albümin değerleri de sınırı aşmıştı.
KAN TESTİ YAPILMADI
Özal´daki bu bulgular ORGANOFOSFAT yani böcek ilacı zehirlenmesini düşündürmektedir. Özal öldüğünde Hacettepe Üniversitesi Klinik Patoloji Laboratuvarı´ndaki ´kolinesteraz´ testi çalışmaktaydı. Ancak Özal´dan bir kan örneği alınsaydı, ORGANOFOSFAT ya da böcek ilacı zehirlenmesini düşündürecek önemli bulgular ortaya çıkacaktı. Özal´ın ölümünden sonra kamuoyuyla paylaşılan bilgiler ve hastanedeki anormallikler de zehirlenme ihtimalini güçlendirmektedir.
ORGANOFOSFAT NEDiR?
Turgut Özal´ın ağzından çıkan köpükte bulunan ORGANOFOSFAT, böcek öldürücü olarak kullanılan bir tarım ilacı. Piyasada Malathon, Kobran, Basudin ya da Tamaron isimleriyle bulunan bu ilaç, öldürücü etkiye sahip. Tamaron zehirlenmesinde, merkezi sinir sistemine ait etkilerle birlikte; tükürükte artma, burun akıntısı, terleme, kusma, ishal, idrar kaçırma, taşikardi, hipertansiyon, seyirme, kas krampları, solunum felci, dalgınlık ve koma hali görülüyor.
KALP KRİZİ GEÇİRMEDİ
Rapora göre Özal kalpten ölmedi. Bu tespit, DDK raporunda şöyle ifade edildi: Özal, 05.02.1993´te The Methodist hastanesinde muayene yaptırdı. Kalple ilgili hiçbir soruna rastlanmadı. Merhumun kilosu, kan şekeri yüksekliği ve hafif HDL (iyi kolesterol) düşüklüğü dışında kalple ilgili herhangi bir riski yoktu.
ADETA AKIL TUTULMASI!
Raporda, Özal´ın ölümüyle ilgili diğer şüpheler ise şöyle sıralandı: Semra Özal, Köşk´teki yemek uygulamalarına dikkat etmedi. Çankaya Köşkü´ndeki sağlık hizmetleri, yetersizdi. Köşk´te ambulans olmadığı için Özal tam vaktinde hastaneye götürülmedi. Özal´a, mahallede ölen insana uygulananların ötesinde bir müdahale yapılmadı. Merhum, GATA yerine Hacettepe´ye götürülerek zaman kaybedildi. Hacettepe´deki hekimler, tahmini bir ölüm raporu hazırladı. Görevi başında ve ani şekilde ölen bir cumhurbaşkanının ölümü her zaman ´şüpheli´ bir ölümdür. Bu itibarla otopsi yapılmamış olması ise tam anlamıyla bir akıl tutulmasıdır.
OTOPSİ YAPILSIN
Ve incelemesini tamamlayan DDK, raporun sonunda çok önemli bir karar verdi. DDK, Özal´ın mezarı açılsın, otopsi yapılsın dedi. İşte rapordaki o bölüm: Özal´ın ölümüne yönelik şüphelerin ve zehirlenme iddialarının açıklığa kavuşturulabilmesi için öncelikle ailede var olduğu beyan edilen saç telleri üzerinde bazı tetkikler yapılmalı. Kişilerin ölüm nedeninin belirlenmesinde otopsi işlemi, altın standarttır. Bu nedenle feth-i kabir suretiyle Özal´ın mezarı açılmalı ve kemik, saç ve diğer unsunlar üzerinden otopsi yapılmalıdır.
TANIK A HABER´E KONUŞTU
Özal´ın öldüğü gün GATA´da görevli olan Prof. Dr. Mustafa Sarsılmaz, yaşadıklarını a haber´e anlattı. Sarsılmaz şunları söyledi: O gün, Özal´ın durumuyla ilgili telefon aldık. Hemen hazırlıklara başladık. Ancak Özal ´daha yakın´ diye Hacettepe´ye götürüldü. Bu çok saçmaydı. Çünkü Hacettepe yol üzerinde değildi. Bana göre de Özal´ın ölümünde esrarengizlikler var. ( Takvim)
SORUŞTURMA ÖZAL AİLESİNE TAKILDI
22.06.2012 10:25 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın şüpheli ölümüne ilişkin yürütülen soruşturmanın Özal Ailesi´ne takıldığı ortaya çıktı. Özel yetkili Ankara Başsavcıvekili´nin Turgut Özal´a ait saç tellerini alınması talimatı için polisleri görevlendirdiğini ancak Semra Özal´ın saç tellerini görevli polislere vermediği, telefonla arayan Savcı Hüseyin Görüşen´in de aynı yanıtı aldığı öğrenildi. Ahmet Özal da ´deşifre ediliyor´ dediği babasına ait yayınlanmamış ses kayıtlarını bulamadığını bildirdi.
Semra Özal polisi kapıdan çevirdi
Cumhurbaşkanlığı Devlet denetleme Kurulu´nun Turgut Özal´ın ölümüne ilişkin raporunu tamamlaması sonrası önceki gün Cumhurbaşkanı Abdullah Gül´le görüşmelerde bulunan Semra Özal´ın soruşturma savcılığına skandal cevap verdiği ortaya çıktı. Alınan bilgiye göre, soruşturma kapsamında kriminal inceleme için merhum Özal´a ait saç tellerini savcılık kararıyla teslim almaya giden polis ekipleri, Semra Özal´ın ilginç tavrıyla karşılaştı. Turgut Özal´ın saç tellerini savcılık kararına karşın teslim etmeyen Semra Özal, kasada sakladığı saç tellerini incelenmesi için savcılığa vereceğini açıklamasına rağmen polis ekiplerine saç tellerini ´kesinlikle´ vermeyeceklerini bildirdi.
Başsavcıvekili Görüşen´i reddetti
Olayın ardından Semra Özal´ın tavrı, telefonla Özel Yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcı vekili Hüseyin Görüşen ve soruşturma savcısı Kemal Çetin´e iletildi. Bunun üzerine polis ekipleri kapıda beklerken, Semra Özal´la bir görüşme yapan Başsavcıvekili Görüşen, önceki açıklamalarını hatırlatarak soruşturmanın aydınlanması ve gerekli tetkiklerin yapılması için Semra Özal´dan vaat ettiği saç tellerini teslim etmesini istedi. Ancak Semra Özal´ın Başsavcıvekili Görüşen´in de talebini kabul etmediği ve saç tellerini vermeyeceğini söylediği öğrenildi. Semra Özal´ın eşi Turgut Özal´ın şüpheli ölümünü aydınlatmak için Köşk´e çıkarak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül´le görüşmesine karşın saç telleriyle ilgili savcılığa karşı tavrı ise dikkat çekti.
Deşifre edilen kasetler kayboldu!
Bu gelişme üzerine Özal soruşturmasını yürüten Özel Yetkili Başsavcıvekili Hüseyin Görüşen ve Özel Yetkili Savcı Kemal Çetin, önemli bir adım atarak Ahmet Özal´a ´özel ses kayıtlarının´ akıbetini sordu. Savcılar, daha önce ?Babama ait çok özel ses kayıtlarını açıklayacağım. Hazırlık aşamasında, deşifre edip hazırlanıyor? diye açıklamalar yapan Ahmet Özal´dan, ?Ses kayıtlarını bulamıyorum? yanıtını aldı. Saç telleriyle ilgili ise hiçbir karşılık bulamadı.
Kabrin açılması gündeme alındı
DEVLET Denetleme Kurulu´nun (DDK) raporunun tamamlanmasın ardından Özal soruşturmasını yürüten savcılar, DDK tarafından 21 ayda hazırlanan Özal raporunu istedi. Adli kaynaklar ise DDK raporunda Özal´ın ölümünün şüpheli olduğunun belirtilmesi ve kesin tanı için mezarının açılması isteği üzerine Ankara Başsavcılığının Özal´ın kabrinin açılmasını gündemine aldığını ifade etti. Eski TCK´ya göre adam öldürme suçlarında zaman aşımı süresi olan 20 yıl dolmadan Özal soruşturmasını tamamlamayı planlayan savcılık, 10 ay gibi bir sürede Özal´ın mezarını açacak. ( Star)
(15 Haziran 2012), son güncel.: (22 Haziran 2012)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
DDK: Özal´ın mezarı açılmalı
DDK raporunun tam metni
DDK´nın Özal´ın vefatına dair raporun orjinalini Cumhurbaşkanlığı sitesinden indirmek için tıklayın
DDK´nın Özal´ın vefatına dair raporun orjinalini sitemizden indirmek için tıklayın
Özal ve komutan cinayetleri bağlantılı
DDK Özal´ın ölümüne yoğunlaştı
Özal suikastinde çember daralıyor
TURGUT ÖZAL SUİKASTİ VE ŞÜPHELİ ÖLÜMÜYLE İLGİLİ MANŞETLERİMİZ
Özal suikasti muhteşem bir Özel Harp işiydi, amacına da ulaştı
Korkut Özal: Kardeşimi Ergenekoncular öldürdü
Kaynak: Özal´ın o dönem ölmesi birilerince uygundu
Kanlı ve Kara Yıl: 1993.. PKK´nın tasfiyesi durduruldu
Özel Harp Dairesi ile ilgili manşetlerimiz
Özel Harp Dairesi sayfamız
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap