Üçüncü yargı paketine bir ekleme yapılarak, ses kayıtlarını haber yapanlara 5 yıl hapis verilmesi istendi. Tasarı Meclis´ten bu haliyle geçerse medyaya dün yansıyan ve yeni bir darbe hazırlığını kanıtlayan ses kaydı gibi haberler yapılamayacak. Girişime hukukçulardan ve gazetecilerden sert tepki geldi. Emekli Hakim Faik Tarımcıoğlu, ´Haber değeri olan kaydın yayınlanmasını yasaklamak sansürdür´ dedi. Bugün yazarı Adem Yavuz Arslan ise, ses kayıtlarını haber yapmaya devam edeceğini belirtti. ´Kontrgerilla.com´ sitesi olarak bedeli ne olursa olsun kamuoyunu ilgilendiren bu tür haberleri yapmaya devam edeceğimizi biz de ilan ediyoruz.
01.06.2012 11:13 Meclis Adalet Komisyonu´nda görüşülen 3. yargı paketine basının haber yapma özgürlüğünü daraltacak değişiklikler eklendi. En son Balyoz tutuklusu bir general ile amiralin ses kayıtlarıyla gündeme gelen aleni olmayan ses kayıtlarını yayınlayan basın yayın organlarına 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilebilecek. Meclis´e sevk edilen tasarıda bu ses kayıtlarını kaydeden ve ifşa eden kişiler cezalandırılıyordu. Komisyonda kabul edilen tasarıyla ifşa suçunu işleyenle yetinilmeyecek ses kaydını haber amaçlı kamuoyuna duyuran basın yayın organları da ağır cezayla cezalandırılacak. Adalet Komisyonu´nda AK Parti´nin verdiği ve komisyonun oybirliği ile kabul ettiği önerge ile 133´üncü maddede Kişiler arasında aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri hukuka aykırı olarak ifşa eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve dört bin güne kadar adli para ile cezalandırılır deniliyordu. Bu ifadeye İfşa edilmiş verilerin basın yayın yoluyla yayınlanması halinde aynı ceza uygulanır şeklinde ilave yapıldı.
KAYNAK GÖSTERMEK DE SUÇ
134. maddede yer alan Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır ibaresine de aynı hüküm eklendi. Tasarı bu haliyle yasalaşırsa, kamuoyu yararına bakılmaksızın internet sitelerine düşen ses ve görüntü kayıtlarının kaynak gösterilerek haber yapılması cezayı gerektirecek.
YENİ DAVALAR YOLDA
Adalet Bakanlığı´nca hazırlanan ve Bakanlar Kurulu´nun Meclis´e sevk ettiği Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı´nda haberleşmenin gizliliğini ihlal, kişiler arasındaki konuşmaların hukuka aykırı şekilde dinlenmesi, kayda alınması ve özel hayatın gizliliğini ihlal maddelerinin cezası artırılıyordu. Ancak tasarı bu kayıtların haber amaçlı yayınlanmasını basın özgürlüğü açısından cezalandırmıyordu. Komisyonda kabul edilen önergeyle, gazeteciler yeni davalarla karşılaşacak. Tasarıyla, haberleşmenin gizliliğini ihlal edenlere verilen hapis cezaları artırılıyor. Kişiler arasında haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kişiye uygulanacak hapis cezasının alt sınırı 6 aydan bir yıla, üst sınırı da 2 yıldan 3 yıla çıkarılacak. Bu gizlilik ihlali, haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse verilecek ceza, 1-3 yıl yerine, bir kat artırılarak uygulanacak. Haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa eden kimseye, 1-3 yerine 2-5 yıl hapis cezası verilecek. Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın alenen ifşa eden kişi, 6 ay-2 yıl hapis cezası yerine 1-3 yıl hapis cezasına çarptırılacak. Bu kayıtları yayınlayan basın organlarına da aynı ceza verilecek.
HUKUKÇULAR UYARDI: SANSÜRE DÖNÜŞEBİLİR
Emekli Askeri Hakim Faik Tarımcıoğlu: Bu durum basının haber alma özgürlüğünü yüzde yüz kısıtlar. Haber değeri yoksa zaten basın buna ilgi göstermez. Ama bazen haber değeri çok yüksek konuşmalar yer alıyor bunun basın yoluyla yayılmamasını temin edecek bir düzenleme sansürdür. Bu yasak ve sansür ileride uygulamada çok ciddi sorunları da beraberinde getirebilir. Basın özgürlüğünü zedeleyici uygulamalar görülür. Şu an mecliste milletvekili olsaydım bu değişikliğe karşı çıkardım. Turgut Özal zamanında da böyle bir düzenleme yapılacaktı ama kürsüye çıktım ve tepki gösterdim. Burada da aynı tepkiyi gösteriyorum bu bir sansür kanunudur. Tekrar söylüyorum böyle bir durum uygulamada sansüre dönüşebilir.
BASINI KISITLAR
Cumhuriyet eski Başsavcısı Reşat Petek: Bir insanın kişisel bilgilerinin kaydedilmesi ve yayınlanması kanunlarımıza göre suçtur. Ama böyle bir şeyin yayınlandıktan sonra basın aracılığıyla kamuoyuna duyurulmasının yasaklanması doğrudan basın özgürlüğüne aykırı bir durumdur. İnsanların özel hayatının gizliliği esastır. Zaten bunlar yasalarda yer alır. Ancak ifade özgürlüğünün ve basın hürriyetinin sağlandığı toplumlarda basın kaynağı ne olursa olsun kaynağını da açıklamak zorunda olmadan kişisel haklara da riayet ederek haber yapma özgürlüğü var. Kararın içeriğini de görmek lazım ama bu durumun suç olarak düzenlenmesi basın özgürlüğünü önemli ölçüde kısıtlar.
HABER ALMA HAKKI
Cumhuriyet eski Savcısı Sacit Kayasu: Ses kaydını yayınlamak ile onu haber yapmak arasındaki farkın iyi anlaşılması gerekir. Birisinde yasa dışı dinleme ile ses kaydı yapılıyor yani kişilik haklarına doğrudan saldırıdır bu suçtur, diğerinde ise basının bu durumu yani yayınlanmış bir şeyi haber yapması söz konusudur burada bir suç unsuru yok. Kişilerin haber alma hürriyeti vardır. Ama mahkemelerin burada nasıl bir tavır takınacağını bilemeyiz. Burada son sözü Yargıtay söyler. Ses kaydının haber yapılması suç olarak sayılamaz. Dediğimiz gibi burada Yargıtay´ın tutumu önemlidir.
HABER SUÇ OLAMAZ
Cumhuriyet eski Savcısı Mete Göktürk: Mantığa uygun da olsa aykırı da olsa böyle bir yasa değişikliği gerçeklemişse bağlayıcıdır. Ancak düzenleme özel hayatı korumakla ilgilidir. Ancak zaten ses kaydı sitelerde yayınlanıyor insanlar da buradan bilgileniyor bunun haber yapılmasının suç sayılmasını uygun görmüyorum. İki taraflı bakarsak insanların özel hayatının gizliliğinin de basın özgürlüğünün de korunması gerekir. Zaten ortaya çıkmış herkesin bildiği bir şeyin haber yapılmasının suç olmaması lazım.
ESKİ SANSÜRCÜLER GİTTİ YENİLERİ DAHA KÖTÜSÜYLE GELDİ, Mİ?
ADEM YAVUZ ARSLAN: SES KAYITLARINI HABER YAPMAYA DEVAM EDECEĞİM
Yasa tasarısıyla kamuoyunun haber alma hakkının engellenmesi girişimini kamuoyuna yönelik bir darbe girişimi olarak gören basın mensupları da yasa girişimine sert tepki gösterdiler. Bugün yazarı Adem Yavuz Arslan çok net bir açıklama yaparak, Şimdiden ilan ediyorum, kamuoyuna mal olmuş, bir şekilde internette yayınlanan ´Çoluk çoluk demeden intikam alacağız´ gibi ifadelerin olduğu kayıtların haberini yaparım dedi. Kontrgerilla.com sitesi olarak, kamuoyunu ilgilendiren bu tür haberleri bedeli ne olursa olsun yapmaya devam edeceğimizi biz de buradan ilan ediyoruz. Eski sansürcüler gitti, yenileri daha kötüsüyle geldi durumu olmaz umarız.
Adem Yavuz Arslan (Bugün): Günlerdir CMK 250. madde ve özel yetkili mahkemelerin değişmesi ile ilgili tartışma sürüyor. Önce Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ile yaptığımız röportajda gündem oldu. Ardından da Başbakan Erdoğan, Yıldırım´ı teyit eder açıklamalar yaptı. Şurası kesin CMK 250. madde ve ÖYM´lerde birtakım değişiklikler geliyor. Fakat çapı ve sonuçları ne olacak orası net değil. Ankara´da ve TBMM´de konunun birinci derecede muhatapları ile konuştum. Kulisleri kovaladım. Gelinen noktayı şöyle özetlemek mümkün... İki gündür Adalet Komisyonu´nda görüşülen 3. yargı paketinde kamuoyunu yakından ilgilendiren düzenlemeler var. Ancak şunu söyleyeyim; ´Balyozcular´ın ve KCK´lıların toplu halde tahliyesini sağlayacak´ bir düzenleme en azından şu ana kadar yapılmadı.
Peki ne değişti? Sıklıkla duyduğumuz ´neyle suçlandığımızı bilmiyoruz´ eleştirilerini bitirecek bir düzenleme yapıldı. Artık savcılar deliller ya da suçlamalarla ilgili gizlilik kararını 3 aydan fazla uygulayamayacak. Bir diğer düzenleme terörle mücadele ile ilgili. Artık örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişilerin cezası yarıya kadar indirilebilecek. Bilerek ve isteyerek örgüt adına suç işleyenler örgüt üyeliğinden ceza alacak ancak cezası hakim inisiyatifiyle 3´te 1´e düşürülebilecek. Çok tartışma doğuracak bu düzenleme KCK davasını nasıl etkileyecek onu önümüzdeki günlerde göreceğiz. Tutuklama kararlarında ise ´kuvvetli suç şüphesi´ vurgusu güçleniyor. CMK´nın ´tutuklama kararı´ başlıklı maddesi değişti. Yeni düzenlemede tutuklama kararı ile ilgili kuvvetli suç şüphesi ve tutuklama nedenlerinin somut gerekçelerle açıkça yazılması gerekecek. Ayrıca dün komisyonda kabul edilen maddelerden birisi de adli kontrol tedbirinin sınır genişletilmesi yönünde. 5 yıl veya daha az hapis cezası gerektiren suçlarda şüphelinin tutuklanması yerine adli kontrol uygulanacak. Fakat komisyon toplantılarının ilk gününde kabul edilen düzenlemeler içinde çok tartışma doğuracak olanlar da var. Özellikle de basın ve özel hayat ile ilgili.
SES KAYITLARI BİRÇOK ŞEYİ DEŞİFRE ETMİŞTİ
Şöyle ki: Son yıllarda Türkiye gündemini neredeyse internete düşen ses kayıtları belirledi. Bugüne kadar Genelkurmay başkanlarından kuvvet komutanlarına kadar çok çok önemli kayıtlar ortaya çıktı. Bu kayıtları kim tuttu nasıl yaydı ayrı bir tartışma konusu fakat gerçek olan bir şey var ki o da şu: Eğer bugün toplumda Ergenekon ve Balyoz davalarına güçlü bir destek varsa bunda ses kayıtlarının yadsınamaz katkısı var. Hele hele son iki ses kaydının içeriği düşünülürse durumun ciddiyeti daha da iyi anlaşılabilir. Müebbet hapse mahkum edin! Komisyonda kabul edilen düzenlemeye göre haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kişiye 1 yıl ile 3 yıl arası hapis geliyor. Buna itirazım olmaz. Hatta mümkünse gizli kayıt yapıp bunu yayanları müebbet hapse mahkûm edin. Ancak konu bir şekilde internete düşmüşse, kamuoyuna mal olmuşsa biz gazetecilerin bunu yazması, konuşması ya da yayınlaması artık mümkün olmayacak. Çünkü direkt olarak 2 yıl ile 5 yıl arasında hapis cezası geliyor. Bunun anlamı şu: Eğer Balyoz sanığı komutanların ´Çoluk çocuk demeden intikam alacağız´ türü açıklamalarını dinleseniz de yazamayacaksınız. Konuşamayacaksınız. Çünkü alt sınır 2 yıl olduğu için direkt olarak hapis cezası alıyorsunuz. Bu demektir ki bundan sonra darbenin, cuntanın toplantısının görüntüsünü de bulsanız, kaydını da dinleseniz ne yazabileceksiniz ne de konuşabileceksiniz. Üstelik böyle bir şey dünyanın hiçbir yerinde yok. Gazeteciler yargı konusu olmuyor. Eğer bu madde genel kuruldan bu şekilde geçerse Türkiye basın özgürlüğü açısından zor günler yaşayacaktır. Çünkü haber değeri olan, kamu yararı olan bir ses kaydını gazeteciler yayınlamak isteyecektir. Şöyle söyleyeyim, yazmamak giyotinle idam edilmek, yazmak da cezaevinde elektrikli sandalyede infaz edilmek gibi bir şey. Sadullah Ergin gibi tarihi öneme sahip düzenlemelerin altında imzası olan bir bakanın nasıl olup da çok sayıda gazetecinin hapse girmesine neden olacak bu düzenlemeye ikna olduğunu anlamış değilim. Umarım TBMM bu hatadan döner. Aksi halde Türkiye gazeteciler için cezaevine dönüşür. Şimdiden ilan ediyorum, kamuoyuna mal olmuş, bir şekilde internette yayınlanan ´Çoluk çoluk demeden intikam alacağız´ gibi ifadelerin olduğu kayıtların haberini yaparım. (Adem Yavuz Arslan / Bugün) (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(01 Haziran 2012, 11:20)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Özal ve komutan cinayetleri bağlantılı
Albay: Bitlis´in ekibi öldürülecek
Fotoğraftaki 10 subaydan 7´si öldü
Turgut Özal´ın şüpheli ölümü manşetlerimiz
Orgeneral Eşref Bitlis´in şüpheli ölümü manşetlerimiz
Albay Kazım Çillioğlu´nun şüpheli ölümü manşetlerimiz
Tuğgeneral Bahtiyar Aydın suikasti manşetlerimiz
´1993 Bingöl 33 er katliamı´yla ilgili manşetlerimiz
Kanlı ve Kara Yıl: 1993.. PKK´nın tasfiyesi durduruldu
PKK´nın bitirilememesi gücünden değil ihanetten
Ergenekon-PKK bağlantısıyla ilgili manşetlerimiz
Ergenekon, Balyoz ve diğer iddianamelerde arama yap