Albay Kazım Çillioğlu soruşturmasını yürüten savcılık, kırmızı bültenle aranan Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım´ın yaşadığını tespit etti. Tanık beyanlarına göre Yıldırım´ın Türkiye, Suriye veya Norveç´te yaşadığı değerlendiriliyor. Türkiye´de yaşıyorsa yüzünü değiştirmiş olabileceği ihtimali üzerinde duruluyor.
24.04.2012 10:06 Tunceli İl Jandarma Alay Komutanlığı yaparken 1994 yılında lojmanında intihar ettiği ileri sürülen Albay Kazım Çillioğlu´nun ölümüne ilişkin soruşturma çerçevesinde kırmızı bültenle aranan Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım´ın yaşadığı tespit edildi.Bilirkişi raporunda albayın önce dövüldüğü, ardından öldürüldüğü vurgulanırken olayın bir numaralı şüphelileri olarak ´Yeşil´ kod adlı Mahmut Yıldırım ile ´Bozo´ lakaplı ´Yusuf Geyik´ kırmızı bültenle aranıyor. Olayla ilgili soruşturma çerçevesinde yapılan araştırmalarda, Yıldırım´ın sağ olduğu bilgisine ulaşıldı. Bingöl´ün Solhan ilçesine bağlı Dicnik köyü nüfusuna kayıtlı olduğu bildirilen Yıldırım ile ilgili Salih ve Derdi oğlu, 03.05.1953 doğumlu bilgileri bulunuyor. Tanık beyanlarına göre Yıldırım´ın Türkiye, Suriye ve Norveç´te yaşadığı değerlendiriliyor. Türkiye´de yaşıyorsa yüzünü değiştirmiş olabileceği ihtimali üzerinde duruluyor. Malatya Özel Yetkili Başsavcı Vekili Özden Doğan tarafından yürütülen soruşturma, yeniden oluşturulan bilirkişi hazırladığı 62 sayfalık raporda elde edilen deliller üzerinde yapılan incelemeyi tamamlayarak Çillioğlu´nun ölümü için intihar değil, cinayet tespiti yapılmıştı. ( Zaman)
OLAY NEYDİ?
Tunceli Jandarma Alay Komutanlığı görevini yürütürken 1994 yılında lojmanında ölü bulunduktan sonra dış otopsisi yapılarak ´intihar ettiği´ sonucuna varılan Kazım Çillioğlu ile ilgili soruşturma dosyası, oğlu Gökhan Çillioğlu´nun müracaatı üzerine yeniden açılmıştı. Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, olayın yaşandığı tarihte Tunceli Valisi olan Atıl Üzülgen ile dönemin Cumhuriyet Savcısı, Kurmay Başkanı, Jandarma Bölük Komutanı, Çillioğlu´nun korumaları ve MİT görevlilerinin de aralarında yer aldığı birçok kişinin ifadelerine başvurulmuştu. Savcılık ayrıca, Çillioğlu´nun otopsi raporunu da inceleyerek kesin ölüm nedeninin belirlenebilmesi için Düzce´de bulunan mezarının açılmasına karar vermişti. Çillioğlu´nun mezarından alınan örnekler üzerinde Adli Tıp Kurumu´nda yapılan incelemede, saç köklerinde arseniğe rastlanan Çillioğlu´nun, kürek kemiğinde kurşun yarası olduğu öngörülen delik ile kaburgalarında kırık olduğu tespit edilmişti. Savcılığın talebi üzerine Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi ´Yeşil´ kod adlı Mahmut Yıldırım ile ´Bozo´ kod adlı Yusuf Geyik hakkında tutuklama kararı çıkarmış, iki ismin kırmızı bültenle aranması için başvuruda bulunmuştu. Soruşturmada, Albay Kazım Çillioğlu´na ait silahların ölümünden 3 yıl sonra ailesinden teslim alınmasına ilişkin Jandarma Kriminal Daire Başkanlığı adına düzenlenen belgenin de sahte olduğu belirlenmişti. Soruşturmada son olarak da Çillioğlu´nun intihar notu olduğu iddia edilen kağıttaki imzanın da yapılan kriminal inceleme sonunda sahte olduğu ortaya çıkmıştı.
-Tutuklanan 8 jandarma görevlisi ´Yeşil´ bağlantısını gizlemek mi istedi?-
Albay kazım Çillioğlu soruşturmasında elde edilen yeni bilgi ve belgeler, olaydan Yeşil kod isimli Mahmut Yıldırım´ın sorumlu olduğunu gösteriyor. Savcılar geçtiğimiz günlerde Oğul Çillioğlu´nu yasadışı şekilde dinledikleri için gözaltına aldıkları ve mahkemece tutuklanan 8 jandarma görevlisinin, Yeşil ve onun arkasındaki isimlerin korunması amacıyla yasadışı bu dinlemeleri yaptığını değerlendiriyor.
-Yeşil Tunceli jandarmaya sıkı sık gelirdi-
İddialara göre Çillioğlu, Yeşil ve ekibi tarafından sorgulanıp öldürüldü. Albayın oğlu Gökhan Çillioğlu da, babasının Yeşil tarafından öldürüldüğünü iddia etmiş, bildiklerini savcıya anlatmıştı. Tunceli Jandarma Alay Komutanı Kazım Çillioğlu´nun cenazesini revirde ilk görenlerden olan diş hekimi Onur Kepez de Yeşil´le ilgili bilgiler vermişti. Yeşil denilen Mahmut Yıldırım´ı 1993 Kasım´da gördüğünü belirten Kepez şunları söylemişti: ?Yeşil Tunceli Jandarma´ya gidip gelen birisiydi. Şahsen bir tanışıklığımız yoktu. Ama oradaki muhabere kendisini çok iyi tanıyordu. Hem Jandarma hem de Emniyet ile çok iyi ilişkileri olan, geldiği zaman paşa gibi ağırlanan bir insandı. Askerler, ´Komutanım buna yeşil derler, gidip gelir´ derlerdi. Kendisi için kontrgerilla denilirdi.?
-Karanlık yapının cinayetleri-
JİTEM ve cinayetleriyle ilgili çeşitli tarihlerde çarpıcı açıklamalar yapan Jandarma İstihbarat Astsubay Hüseyin Oğuz çok önemli bir isim. Albay Kazım Çillioğlu´nun ölümüne ilişkin soruşturmayı yürüten savcılığın ´Yeşil´e yakalama kararını çıkartması üzerine konuşan Oğuz, Benim ifadelerim boşa değilmiş. Ben ısrarla yazdığım kitapta ve açıklamalarımda Kazım Çillioğlu ve Rıdvan Özen Albay´ı JİTEMcilerin infaz ettiğini söylüyorum. Sadece onlar mı hayır? Kirli ilişkileri gören, terörü hortlatan Kontrgerilla faaliyetleri yürüten, uyuşturucu kaçakçılığı yapan ve şiddetin rantını yiyen derin yapıyı çözen Org. Eşref Bitlis, Tuğgeneral Bahtiyar Aydın, Tuğgeneral Temel Cingöz, Jandarma Binbaşı Cem Ersever ve MİT mensubu Tarık Ümit´le Gazeteci Uğur Mumcu´yu da bu karanlık yapı ortadan kaldırdı. Bildiklerimi TBMM araştırma komisyonuna anlatmaya hazırım demişti.
-Eşref Bitlis Yeşil´den rahatsızdı-
1990 yılı Ağustos ayında Jandarma Genel Komutanlığı koltuğuna oturan Eşref Bitlis, Vedat Aydın´ın JİTEM tarafından öldürüldüğünü biliyordu ve JİTEM´in faaliyetlerinden rahatsızdı. Bitlis, JİTEM´in en önemli ismi Ersever ile sık sık Ankara´da bir araya geliyor ve direktifleri doğrudan veriyordu. Bu durum JİTEM´in diğer iki ismi Veli Küçük ve Arif Doğan´ı rahatsız etti. İkili, Ersever´in karşısına Sakallı olarak tanınan Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım´ı çıkardı. Tunceli-Malatya-Elazığ-Bingöl hattında işkence, haraç ve faili meçhul cinayetlerle adını duyuran Yeşil´in emirleri doğrudan Veli Küçük´ten alıyor, asker olmamasına rağmen askeri birliklerde albay rütbesindeki biri gibi ağırlanıyordu. 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın ölümünden sonra Başbakanlık koltuğuna oturan Tansu Çiller´le birlikte JİTEM kabuğunu kırarak Güneydoğu Anadolu Bölgesi´nden tüm Türkiye´ye yayıldı. Valiliklerde yapılan güvenlik zirvelerine dahi katılan Yeşil, Tunceli Jandarma Alay Komutanı Albay Kazım Çillioğlu´nu böyle bir toplantıda tehdit etmişti. Çillioğlu´nun şüpheli bir şekilde ölümünün JİTEM´in en etkili sivil elemanı olan Yeşil ile ilişkili olduğu savunuluyor.
-Yeşil, kendisini gözaltına alan Çillioğlu´ndan nefret ediyordu-
Yeşil ile Çillioğlu arasındaki bağlantıya dair bir bilgi de PKK itirafçısı JİTEM elemanı Abdulkadir Aygan´dan geldi. Yeşil´in, kanun dışı faaliyetlerin, desteklemeyip engellemeye çalışan subay ve görevlileri ortadan kaldırdığını söyleyen Abdülkadir Aygan, şunları söylüyor: Tabii ki, bu işi sadece bir başına yapmıyordu. Kendisini piyon olarak, kiralık katil gibi kullanan daha üst rütbedeki komutan, devletin belli kademelerinde yetkili olanların ve derin devlet örgütlenmesinde yer alan bazı siyasilerden maddi ve manevi destek alarak bu cinayetleri gerçekleştiriyordu. Mesela; A.Cem Ersever D.Bakır Jitem Grup Komutanı iken, Yeşil´i JİTEM´in kapısından içeriye sokturmuyordu. Sonuç? Cem Ersever´i işkence ederek, ensesine kurşun sıkarak öldürdü. Albay Kazım Çillioğlu Diyarbakır´da görev yaparken, Yeşil´in tekerine çomak sokmuş ve onu gözaltına almıştır. Sadece bu olay bile Yeşil´in, Kazım Çillioğlu´na kin duymasına ve uygun destek ve ortamı bulunca Kazım Çillioğlu´nu öldürmesine yetmektedir. Ayrıca, Yeşil´in emrinde çalıştığı derin odakların kirli planlarını bozan bir albay yaşatılamazdı. Kandan ve terörden beslenen derin odaklar, PKK belasının gerçekten bertaraf edilmesini, ´PKK ile Kürtlerin aynı kefeye konulmaması gerektiğini´ savunan bir kişi veya gruba tahammülleri olamazdı.
-Bitlis kazası Çillioğlu´nun ölümüne uzandı-
Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis´i Diyarbakır´a götürmek üzere Ankara´dan kalkan askeri uçak, 7 dakika sonra düştü. Bitlis yaşamını yitirdi. Bitlis, Cumhurbaşkanı Turgut Özal´a terör sorununun çözümü için mutlaka tasfiye edilmesi gereken askerlerin listesini Cumhurbaşkanı Turgut Özal´a vermişti. Turgut Özal da Eşref Bitlis de şüpheli şekilde aynı yıl hayatlarını kaybettiler. JİTEM Gruplar Komutan Vekili Kıdemli Binbaşı Ahmet Cem Ersever, Bitlis kazasında olay yerine ilk gelenlerdendi. 17 Mart 1993´te JİTEM´deki görevinden istifa etti. Daha önce bir kısmını itirafçı olarak çalıştırdığı kişilerden bir ekip kurup Bitlis cinayetini soruşturmaya başladı. Diyarbakır´a gidecek Eşref Paşa´nın uçağındaki yolcu listesinde Albay Kazım Çillioğlu da vardı. Ancak uçağın kalkışı hava muhalefetinden dolayı sürekli ertelenince programını ayarlayamayan Çillioğlu yetişemedi. Onun uçağa binmemesi herkesin aklında soru işaretleri bıraktı. Bundan ilk kuşkulanan Cem Ersever´di. Bunun üzerine Çillioğlu´nu gayri resmi olarak sorguladı. Neticede Çillioğlu´nun uçağa binmemesinin kalkış tarihinin belirsizliğinden kaynaklandığına ikna oldu.
Ersever, Bitlis olayıyla ilgili olarak elde ettiği bilgilerle ´Şam´daki Kemancı´ isimli bir kitabın hazırlığına girişti. Yayıncısıyla görüştükten sonra kayboldu. 4 Kasım 1993´te Ankara Elmadağ´da ölü bulundu. Ersever´in Çillioğlu´nu sorguladığını öğrenen ve Bitlis kazası hakkında ondan bazı belgeler aldığını düşünen Yeşil ve ekibi, olaylar hakkında çok fazla şey bildiğinden kuşkulandıkları Ersever´i tuzağa düşürerek sorguladı. Bu sorguda Ersever´in belgelerin kendisinin çalışma arkadaşı Neval Boz´da olduğunu söylediği ileri sürülüyor. Aynı günlerde bu kez Boz´un cesedi bulundu. Ersever´i sona sürükleyen önemli kişilerden birinin, ortağı PKK itirafçısı Mustafa Deniz olduğu iddia ediliyor. Deniz´in de Ersever´den sonra öldürüldüğü açıklanmıştı. Ancak Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen JİTEM davasına 2010´da gelen Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı yazısında Deniz´in 18 Mart 2009 tarihinde istifa ettiği belirtiliyor. Ersever´in ekibinde olduğu belirtilen bir diğer isim ise JİTEM elemanı Kemal Uzuner´di. Bu kişinin, Ersever´in elinde bazı belgeler olduğunu JİTEM´e ihbar ettiği ileri sürüldü. Uzuner, Veli Küçük´ün Batı Trakya Dergisi´ndeki ortağıydı. Ersever ve ekibinin tasfiye süreci daha sonra Çillioğlu´na uzanır. İddiaya göre, Çillioğlu, Yeşil ve ekibi tarafından sorgulanır. Sorguda Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım ile birlikte Mustafa Deniz ve Kemal Uzuner´in de olduğu söyleniyor. Çillioğlu, Bitlis suikastı ve bazı önemli kirli ilişkilere dair önemli bilgileri topladığı kuşkusuyla Yeşil ve ekibi tarafından önce işkenceye çekilir, ardından infaz edilir. Sıra Bitlis ekolünün son halkasındadır artık. Hedef, Albay Rıdvan Özden´dir.
-Çillioğlu soruşturması Mehmet Çörten´e uzanacak-
Soruşturma sürecinde bir diğer çarpıcı gelişme ise Albay Çillioğlu´nun mezarının açılmasından iki hafta önce İzmir İl Jandarma Komutanlığı´nda sabaha kadar yaklaşık bir traktör kasası evrak imha edildiğinin ortaya çıkması oldu. İmhayı yaptıran kişinin, şaibeli bir şekilde hayatını kaybeden Çillioğlu´nun lojmandaki evine ilk giren kişi olan Tümgeneral Mehmet Çörten olduğu öğrenildi. İddialara göre Yeşil ve Kazım Çillioğlu´nun şaibeli ölümü arasındaki bağın ortaya çıkmaması için evraklar imha edildi. Yasal olmadığı ve üst komutanlığının bilgisi dışında yapıldığı imha operasyonu ile hukuki süreçlerin sabote edilmek istendiği ileri sürüldü. Çillioğlu´nu öldürdüğü iddia edilen Yeşil´in 2002-2004 tarihleri arasında İzmir İl Jandarma Komutanı Mehmet Çörten´in himayesinde Jandarma bölgesinde ikamet ettirildiği ortaya çıktı.
´YEŞİL YAŞIYOR´ DİYEN TANIKLAR
Faili meçhullerden bir çoğunda adı geçen Türkiye´nin en gizemli tetikçisi ´Yeşil´ kod adlı Mahmut Yıldırım kimilerine göre öldü kimilerine göre ise hala yaşıyor. Onun öldüğünü ileri sürenler Ölmeseydi şimdiye kadar yakalanırdı ya da ortaya çıkardı savunmasını yapıyorlar. Yaşadığını ileri süren yetkililerin sayısı ise çok fazla ve bazıları çok somut bilgiler veriyor.
JİTEM elemanı ve PKK itirafçısı Abdulkadir Aygan: Yeşil Gürcistan´da yaşıyor
18 Ocak 2012 tarihinde bir yerel gazeteye açıklamalar yapan ve Diyarbakır´da bir dönem Jitem elemanı olarak görev yapan eski PKK itirafçısı Abdulkadir Aygan, Yeşil kod adlı kod adlı Mahmut Yıldırım´ın Gürcistan´ın başkenti Tiflis´te yaşadığını söyledi. Diyarbakır´da Günlük olarak yayınlanan Güneydoğu Güncel gazetesinin sorularını yanıtlayan Abdulkadir Aygan, Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım´ın Tiflis´te bir Üniversite öğrencisinin yanında yaşadığını, kendisine sosyal paylaşım sitesi üzerinden gelen bir mesajdan öğrendiğini söyledi. Mesajı gönderen kişinin ismini vermek istemeyen Aygan, kapatılan DEP üyesi Harbi Arman ile Mustafa Anter cinayetinin Yeşil tarafından işlendiğine tanık olduğunu belirterek, ?Cem Ersever ve iki arkadaşının öldürülmesi olayın bizzat yer aldığını Yeşil´in anlatımlarından anladım? dedi.
Jandarma istihbarat emekli Astsubay Hüseyin Oğuz: Yeşil yaşıyor, itirafçı olmak istiyor
02 Ocak 2012 tarihinde A Haber televizyonuna konuk olan Jandarma istihbarattan emekli Astsubay Hüseyin Oğuz ´Yeşil´in yaşadığı´ iddiasını son olarak dile getiren yetkiliydi. Meclis Susurluk Komisyonu´nda Yeşil´in kimliğini açıklayarak onu ilk deşifre eden kişi olarak da tanınan Astsubay Hüseyin Oğuz, A Haber´e yaptığı açıklamalarda Yeşil´in Belarus´ta olduğunu iddia etmişti. Ben Yeşil´in yaşadığını biliyorum 2011 Ağustos öncesi onunla bizzat görüşen bir ağabeyim var. Belarus Minsk kentinde bir otelde görüştüler. Bu kişinin ismini veremeyeceğim. Yeşil´in yakalanma riski artık çok yüksek. Etrafı boşaldı. Şimdi şansı yok. Yaşıyor, onu ekonomik şartları yakalatmıyor.
25 Aralık 2011 tarihinde basına açıklamalar yapan emekli Astsubay Hüseyin Oğuz, YeşiL´in Belarus´ta olduğuna dair medyada yer alan iddiaları doğruladı: ?Bana 1997 yılından sonra Tarık Ümit´in akıbetiyle ilgili Muğla Jandarma Komutanlığı´ndan bir arkadaşım dosya getirdi ve Ümit´in cesedinin Muğla´da olduğunu söyledi. İnfazı yapanlardan biri Yeşil. Diğer kişinin ismine ise Tarık Ümit olayı basında tartışılırken birkaç kez yer verildi ve ismi çözüldü. Bu kişinin ismini İzmir Emniyeti´nde verdiğim ifadede söyledim ve emniyet güçleri şu anda bu kişiyi arıyor. Yeşil´e ilişkin olarak da bazı yazılar yazıldı. Yeşil hakkında Mehmet Altan, Belarus´ta olma ihtimalini yazmış. Doğru yazmış.
07 Eylül 2011 tarihinde bir televizyon kanalına konuk olan Astsubay Hüseyin Oğuz, 2009 senesinde Ergenekon soruşturması başladığı sırada kendisini Yeşil´in aradığını aktardı: Ergenekon ve gizli sanıklarla görüştüğünü ve bunun ileriki süreçte çok faydalı olacağını söyledi. Tabi ben o saatte beni neden biri arasın. Ama kesin Yeşil´di. Sesinden tanıdım. Yeşil sıkıştı. Eski beraber olduğu insanlar tümüyle emekli oldu. Kaçacak, göçecek yeri kalmadı. Bu telefon konuşmasının ardından kendisini arayanın Yeşil olduğunu teyit ettiğini belirten Oğuz, Yeşil´in oğlunun da kendisini arayıp babasının itirafçı olmak istediğini yaptıklarından dolayı pişman olduğunu söylediğini belirtti.
08 Ekim 2010 tarihinde Astsubay Hüseyin Oğuz, basına yaptığı açıklamada, ?Yeşil´in yaşadığını ve deşifre olduğu için Ergenekon soruşturması kapsamında konuşacağını? iddia etti. Oğuz, ?Yeşil ölmedi, Ankara´da yaşıyor, bir süre önce bir lokanta işletiyordu. Biliyorum çünkü yaşayabilmek için Yeşil´i takip etmek zorundayım´ dedi. emekli Albay Arif Doğan´ın ?Yeşil yaşıyor? şeklindeki sözleri sorulan Hüseyin Oğuz ?Susurluk Komisyonu´na ´Yeşil yakalanıp konuşursa iç savaş çıkar´ demiştim. Artık böyle demiyorum. Çünkü Susurluk´ta başarılamayan Ergenekon soruşturmasıyla başarılmaya başlandı. Yakalananlar daha buz dağının görünen yüzü. Yeşil yaşıyor, öldüğünü ispat edemiyorlar, edemezler de çünkü o hayatta. JİTEM´in kurucusu Emekli Albay Arif Doğan da yaşadığını söylemiş. Söyler, çünkü hala görüşüyorlar. Yeşil, Doğan´ın ekibinin bir parçası? diye konuşmuştu. Yeşil´i ilk olarak deşifre eden yetkili olarak tanınan emekli Astsubay Hüseyin Oğuz sözlerini, Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım´ın hala yaşadığını belirterek, ´Kısa sürede yakalanacak´ diyerek noktalamıştı.
JİTEM kurucusu emekli Albay Arif Doğan: Yeşil ile hala görüşüyorum
20 Ocak 2011 tarihinde İkinci Ergenekon davasının 98. duruşmasında ifade veren tutuksuz sanık emekli albay Arif Doğan, ´Yeşil´ kod adlı Mahmut Yıldırım ile hala görüştüğünü ileri sürerek, Ancak bana nasıl olduğunu sormayın, söylemem. dedi. Doğan, Tunceli-Muş-Bingöl bölgesindeyken, burayı çok iyi bilen, bu halkın dilinden konuşan istihbaratçıdan söz ediliyordu. Kendisine ´Yeşil´ denilen bu kişiyle konuştum. Bana ´Hükümete çalışıyorum´ dedi. Ben de ona ´Ben görev verdiğim zaman yapacaksın´ dedim ve bunu kabul ederek bölgede kaldı. Bir iki defa görev verdim, 72 saat hiç uyumadan çalıştı diye devam etti.
06 Ekim 2010 tarihinde Ergenekon savcısı Zekeriya Öz´e verdiği ifadesinde de Arif Doğan, Yeşil´in yaşadığını iddia etmişti. Doğan, ek ifadesinde, ´Yeşil´ kod adlı Mahmut Yıldırım ve ´JİTEM´ ile ilgili açıklamalar yapmıştı. Doğan ifadesinde, ´Yeşil´ kod adlı Mahmut Yıldırım´ın arkadaşı olduğunu ve halen hayatta olduğunu, kendisiyle Tunceli´de zaman zaman görüştüklerini söyledi. Albay Arif Doğan, Yıldırım´la aracı ekipler aracılığıyla görüştükleri yönünde bilgi verdi. ´Yeşil´in nerede olduğuna´ dair soruyu yanıtlamadığı belirtilen Doğan´ın JİTEM hakkında sorulan soruya da ´JİTEM´i kendisinin kurduğu ve yönettiği´ şeklinde yanıt verdiği belirtildi.
Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Celal Uzunkaya: Yeşil yaşıyor, operasyon yapılacaktı
2009 Aralık ayında, İzmir Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube ekipleri, dolandırıcılık yaptıkları ileri sürülen bir grubu takibe alarak operasyon düzenledi. Operasyonda, grubun elebaşısı olduğu ileri sürülen ve emniyete haber elemanı olarak görev yaptığı belirtilen İrfan Erbarıştıran ve bazı adamları gözaltına alındı. Ayrıca, Erbarıştıran ile bağlantılı olduğu ileri sürülen, dönemin Emniyet Genel Müdür Yardımcıları Celal Uzunkaya ve Mustafa Gülcü´nün de ifadesine başvuruldu. Uzunkaya, Gülcü, Erbarıştıran ve diğer sanıklar hakkında dava açıldı. Celal Uzunkaya duruşmada, Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım´ı yakalamak için operasyon hazırlığında olduklarını söyledi. Erbarıştıran da bu iddiaya katıldı. Duruşmada Celal Uzunkaya´nın ´Yeşil´ kod adıyla bilinen Mahmut Yıldırım ile ilgili sözleri dikkat çekti: İrfan Erbarıştıran´ı Yeşil ile ilgili yaptığımız çalışma konusunda uyardım. ´Bak bu çok gizli bir çalışma, bir yerden sızarsa kötü olur´ şeklinde sözler söyledim. Çünkü bu çok gizli bir çalışmaydı. Duruşmadan sonra basın mensuplarının, Celal Uzunkaya´nın Yeşil ile ilgili sözleriyle ne demek istediğini sorduğu Erbarıştıran, Böylesine gizli bir bilgiyi bile mahkemede açıkça söylüyor. Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım´ın yakalanması için 6 aydır çalışma yapıyorduk. Biz kendisinin yerini tespit edip yakalanması için çalışırken, beni tutuklayıp cezaevine gönderdiler diye konuştu. Uzunkaya´nın bu konuda duruşmada söylediği sözleri doğruladı.
JİTEM Jandarma Yüzbaşı Özcan Tozlu: Yeşil yaşıyor
07 Ekim 2009 tarihinde Jandarma Kıdemli Yüzbaşı Özcan Tozlu, JİTEM´in varlığına dair medyada başlayan tartışmalara katıldı. Tozlu´ya göre ´Yeşil´ de yaşıyor. Özcan Tozlu, Doğu ve Güneydoğu´da JİTEM´in kurucularından Cem Ersever, Abdülkerim Kırca ve ´Yeşil´ kod adlı Mahmut Yıldırım ile Ergenekon terör örgütünün tutuklu sanıklarından Veli Küçük ile İstanbul´da birlikte çalışmış. JİTEM yapılanması ve Yeşil hakkında geniş bilgiler veren Tozlu´ya göre Mahmut Yıldırım, o dönem ordu içinde JİTEM´ci olarak bilinmesi için boynuna (yeşil) kaşkol takardı. Daha sonra adı kaşkolun renginden yola çıkılarak ´Yeşil´ olarak anılmaya başlandı. Tozlu, Yeşil´in halen yaşadığını ileri sürerek şu iddiayı dile getirdi: Eski çalışma arkadaşım Levent Göktaş´a Ergenekon´dan gözaltına alınmadan önce Ankara´ya gittiğimde Yeşil´in ne olduğunu sordum. Bana, Yeşil´in Ankara Yenimahalle´de olduğunu ve tecrit edildiğini, normal bir hayat sürdüğünü anlattı. dedi.
Ergenekon sanığı İbrahim Şahin: Yeşil´le Ankara´da görüştüm
13 Şubat 2009´da Ergenekon tutuklu sanığı eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin, Susurluk skandalıyla ilgili de sorgulandı. Savcılıkta alınan 107 sayfalık ifadesinde ´Yeşil´ kod adlı Mahmut Yıldırım´ı tanıyıp tanımadığı sorularına da cevap veriyordu. İbrahim Şahin, ?Yeşil, Ankara´da yanıma geldi. Doğu´daki operasyonlardan tanıyorum. Ankara´da 1-2 defa görüştüm. Bir daha da görüşmedim.
(Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(24 Nisan 2012, 10:06)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım ile ilgili manşetlerimiz
Yeşil yaşıyor, yeni adı Hasan Kütük
Yeşil ve adamları yeniden devrede
Yeşil yaşıyor, operasyon yapılacaktı
ALBAY KAZIM ÇİLLİOĞLU´NUN ŞÜPHELİ ÖLÜMÜYLE İLGİLİ MANŞETLERİMİZ
Şok fotoğraf: Çillioğlu infaz edildi
Albay dövülmüş, iki kurşunla öldürülmüş
Albayı ölüme götüren kontrgerilla listesi
Çillioğlu nedeni o belge mi?
Çillioğlu´nun ölüm sırrı bu mu?
Flaş!!! Çillioğlu dosyası tekrar açıldı
Adli Tıp: Çillioğlu intihar etmiş olamaz
JİTEM´in Derin Paşası: Mehmet Çörten
İzmir Jandarma´da gece yarısı belge imhası
Albay: Bitlis´in ekibi öldürülecek
Fotoğraftaki 10 subaydan 7´si öldü
Kanlı ve Kara Yıl: 1993.. PKK´nın tasfiyesi durduruldu
PKK´nın bitirilememesi gücünden değil ihanetten
Ergenekon-PKK bağlantısıyla ilgili manşetlerimiz