Türkiye İsrail´i NATO tatbikatına sokmadı. İki ülke arasındaki ilişkiler giderek kötüleşirken, son günlerde Türkiye´yi sarsan MİT Hakan Fidan olayının ardında da bu ülkenin bulunduğu konuşuluyor.
11.02.2012 15:22 Jerusalem Post gazetesi Türkiye´nin 2010´daki Mavi Marmara saldırısının ardından NATO´nun Akdeniz´de yaptığı uzun dönemli Etkin Çaba Operasyonu´na katılımını engellediğini yazdı. Gazeteye konuşan İsrailli diplomatlar ve savunma yetkilileri, İsrail´in uzun zamandır sadece bilgi ve istihbaratla katıldığı bu tatbikata ´fiilen katılma´ yani gemi gönderme isteğinin Türkiye´nin muhalefetine takıldığını söyledi. Bu yılki tatbikat 11 Eylül saldırılarının yıldönümünde başlatılmış ve bilgi paylaşımı ile Akdeniz´in güvenliği konularında birçok ülkenin başarılı bir şekilde işbirliği yapmasını sağlamıştı. İsrail, 2008´de Napoli merkezli yapılan tatbikata bir donanma yetkilisi yollamış, 2009´da ise Savunma Bakanı Ehud Barak NATO´ya bir misilleme gemisiyle katkıda bulunmak için resmi bir istek göndermişti. 2010´da ise İsrail ve NATO arasında gemilerin katılımı için bir anlaşma imzalanmıştı. Ancak Türkiye bu katılıma engel oldu. Gazeteye konuşan yetkililer buna rağmen Türkiye´nin, İsrail-NATO ilişkilerinin daha da üst düzeye çıkarılmasına ilişkin anlaşmayı engelleyemediğini öne sürdü. Savunma yetkilileri, İsrail´in bu hafta NATO ile üst düzeyde ilişkiler kurmak için işbirliği anlaşması imzalayacağını söylerken, üst düzey bir hükümet yetkilisi, bu yeni anlaşmayla İsrail´in en üst düzeyde NATO toplantılarına katılabileceğini ifade etti.
İki ülke arasındaki ilişkiler her alanda giderek kötüleşirken, son günlerde Türkiye´yi sarsan MİT Hakan Fidan olayının ardında da bu ülkenin bulunduğu konuşuluyor. Suriye ile İsrail arasındaki arabuluculuk çabalarının İsrail´in Gazze operasyonuyla sabote edilmesiyle başlayıp, Davos´taki ´One Minute!´ çıkışıyla birden tüm dünyanın farkettiği gibi iki ülke ilişkileri hızla kötüleşmeye başladı. Başbakan Erdoğan, Dışişleri Bakanlığına Ahmet Davutoğlu´nu, MİT Müsteşarlığına da Hakan Fidan´ın getirerek dış politikada aktif bir değişikliğe gitti. Bu süreçte yer üstünde gerginlik yaşanırken yer altında ise ilginç gelişmeler yaşanıyor. Türkiye adımlarını açık atarken İsrail ise örtülü bir savaş veriyor.
Oslo´da yapılan MİT-PKK görüşmelerinin ses kaydının ne zaman basına sızdığını hatırlayalım. Başbakan Mısır´da konuşma yapıp İsrail´e de uyarılarda bulunduğu saatlerde bu ses kaydı hızla internet sitelerinde yayıldı. Ses kaydı Dicle Haber Ajansı sitesi hacklenerek yayınlandı. Yayınlayan user adı da ´oneminute´ idi. İsrail´in, Başbakanın mesajına karşı mesajı olarak algılandı. Bugünlerde olayın tekrar ısıtılmasının ardında da aynı odak var. Başbakanın KKTC Başbakanı ile yaptığı ses kaydını da kim sızdırmıştı medyaya hatırlayalım. Aydınlıkçılar, yani Ergenekoncular. Ergenekon ve İsrail cephesinin bir operasyon yürüttüğünü söyleyebiliriz. İsrail´in, Ergenekoncu Odatv ve Aydınlıkçıların Hakan Fidan rahatsızlığı açıklama ve yayınlarla ortaya çıkmıştı. Artık her iddianın doğruluğu internetteki haberler kontrol edilerek kolayca kontrol edilebiliyor. İsrailli yetkililerin Fidan açıklamaları ve Odatv´nin Fidan yayınları da internetten incelenebilir.
Eğer iddia edildiği gibi MİT yöneticileri KCK´lıların eylemlerine yardımcı oldularsa, yani suçlarına ortak oldularsa Başbakan onları sahiplenir mi? Dün Adana´da bir MİT görevlisi gözaltına alındı. Suriye direniş lideri albayı 100 bin dolara Esed´e sattığı ve idam edilmesine neden olduğu söyleniyor. Bu olayı öğrenince Hakan Fidan onu görevden almış. Böyle hainlere elbette lanet olsun. Ama çürük ve sağlam elmaları da birbirine karıştırmayalım. TSK içindeki Ergenekoncular temizleniyor. Aynı şey MİT içinde de yapılmalı. Aynı şey polis içinde de yapılmalı.
Bu ülkeyi hükümet yönetmeli. Yani tam olarak hükümet yönetmeli. Çeşitli kurumların içindeki hainler ya da onların organize şekilde meydana getirdiği gizli örgütler değil. Hükümete yönetme yetkisini halk seçimlerde veriyor. Gereğini yapmazsa hesabını yine seçimlerde sorar. Hükümet ne gerekiyorsa yapar. Gerekirse tek kişilik yasa da çıkarır. Önemli olan halka hesap vermek. Halk onaylıyorsa iş bitmiştir. Kim ne derse desin.
Başbakan risk aldığını açıkça halka söylemedi mi? Açılım projesine böyle başlamadı mı? Halk da ona güvendi. Seçimlerde yüzde 50 oyu böyle vermedi mi? Açık açık. Göstere göstere. Yani Başbakanın sorunu barış yoluyla çözmeye çalıştığı görüldü. Ama PKK kabul etmeyip silah bırakmayınca peşpeşe operasyonlar gelmedi mi? Kazan vadisinde, Karadeniz´de, Kuzey Irak´ta peşpeşe teröristler imha edilmedi mi? ´Düşürün şu heronları pkklılar vuruluyor´ diyenler kimlerdi? Onların üzerine gidenler kimler? Heron ihaneti gibi ihanetlerle MİT ve TSK içindeki hainlerin üzerine gidilip de Silivri´ye doldurulmuyorlar mı? O nedenle de artık başarılı operasyonlar yapılmıyor mu? Daha iki gün önce 13 terörist daha öldürülmedi mi?
Düşmanla her zaman görüşülür silah bırakması için anlaşma yapmaya çalışılır. Dünya savaş tarihi bu örneklerle doludur. Bu böyledir ve her zaman böyle olmuştur. Düşman silah bırakırsa ne ala çatışma durur. Yok kabul edilmeyecek şartlar ileri sürerse kabul edilmez. Zaten öyle de olmadı mı? Açılım ve Oslo süreçleri böyle yaşanmadı mı? PKK istediği şartları kabul ettiremeyince ses kaydını sızdırmadı mı?
İsrail´le köprülerin atılması, onlardan iha (insansız hava aracı) alınmayıp yerli ihaların geliştirilmesi, yerli silah üretimine geçilmesi, Türkiye´nin yeni dış politika stratejinin getirdiği gelişmeler. Bunlar kimin işine gelmiyor acaba? Elbette İsrail´in ve onların içimizdeki uzantılarının. Hatırlayalım genelkurmay karargahındaki İsrail odasını. Türk istihbaratı onların üzerinden geçmiyor muydu? Bunlar engellendi artık. MİT Müsteşarı değişti Hakan Fidan getirildi. Başbakan ona çok önem verdi. İsrailli yetkililer de bu görevlendirmeden açıkça rahatsızlıklarını dile getirmediler mi? Davutoğlu ile Fidan, İsrail´in nefret ettiği adamlar. Tüm bu rahatsızlıklarla paralel olarak Odatv ve Aydınlık´ın yayınlarında da Fidan hedefe konulmadı mı? Aydınlık´ın ya da Odatv´nin Türkiye´nin dış politikasından bu rahatsızlığı neden acaba? Hadi iç politika olsa medya organıdır haber yapıyor denir. Ama dış politikayla niçin yoğun ilgilenir bu yayın organları acaba? Cevap çok basit. Bu yayın organlarına yapacakları haberler İsrail ve uzantıları kanalıyla geliyor da ondan. İsrailli Rafael Sadi´nin Odatv bağlantısı ortaya çıkmadı mı? Bu bağlantı ortaya çıkınca İsrail´e kaçmadı mı? Hala orada. Gelemiyor, çünkü Ergenekon savcıları sorgulayacak.
Savaşlar iki türlüdür. Biri açıktır, güçler açıkça çatışır. Diğeri örtülüdür. Taraflar birbirine dolaylı yollardan saldırır, önce nezaketle açıklamalar gelir, sonra da ince mesajlar. Korkutmaya çalışırlar. Geri adım atılmayıp mücadele kızışırsa suikastler sabotajlar da gelir.
MİT-PKK görüşmesinin ses kaydı ne zaman basına sızdı tekrar hatırlayalım. Tam Başbakan Erdoğan Mısır´da tüm dünyaya yönelik bir konuşma yaptığı ve İsrail´e de uyarılarda bulunduğu saatlerde bu ses kaydı internet sitelerinde hızla yayıldı. Ses kaydı Dicle Haber Ajansı sitesi hacklenerek yayınlandı. Yayınlayan user adı da ´oneminute´ idi. Davos´un ´One minute´sine karşın İsrail´in ´oneminute´si.. Bu olaydan birkaç gün önce de İsrail Dışişleri Bakanı Lieberman, ´Türkiye´nin düşmanı PKK´yı destekleyeceğiz´ diye resmen açıklama yapmadı mı? Kendisi Türk büyükelçisini alçak koltuğa oturtarak salakça bir mesaj veren kişiydi de aynı zamanda. Ardından ses kaydı olayı geldi. ´Benimle uğraşma kendi içinde uğraş´ mesajıydı bu.
Mavi Marmara gemisi İsrail´e yol alırken, aynı saatlerde PKK İskenderun üssümüze saldırmadı mı? Birkaç saat sonra da İsrail askerleri Mavi Marmara´ya saldırmadı mı? İskenderun üssüne füze sistemi kurmuş meğerse Türkiye. İsrail saldırılarına karşı. PKK saldırısı konuşulunca bu ayrıntı çıktı ortaya. Dolayısıyla İskenderun deniz üssüne PKK değil İsrail saldırdı aslında. O füze sisteminin kuruluş sebebi de çıktı ortaya. Hatırlanırsa İsrail uçakları Suriye´ye gizli bir saldırı düzenledi, bombaladı. Gidişte ve dönüşte Türk topraklarını kullandı izin de almadı. Dönüşte bir yakıt tankını ise Türk topraklarına bıraktı. Bu da çok ince bir mesajdı aslında. ´Ortadoğu´da fazla hareketli olma, kendi işine bak, başka işlere karışma´ demenin farklı bir yoluydu. İşte bu olay sonrası füze sistemi kuruldu. Ardından PKK saldırısı geldi. O saldırıya katılanlar birkaç yıl sonra geçtiğimiz haftalarda yakalandı. Liderlerinin İsrail bağlantısı diğer teröristlerce açıklandı. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(11 Şubat 2012, 15:22)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
MİT BAŞKAN VE GÖREVLİLERİNİN İFADEYE ÇAĞRILMASI KRİZİYLE İLGİLİ MANŞETLERİMİZ
MİT müsteşarı Fidan hedefte
MİT´çilere yakalama kararı
Odatv-Aydınlık-İsrail´in hedefi: Fidan
´Mesaja mesaj´ ses kaydı
Yazılım devrede, İsrail düşman
İsrail´den şok C planı: PKK´ya yardım
Lübnan´da İsrail casusu 3 PKK´lı yakalandı
İlişkiler artık gizlenmiyor: 3 PKK´lıya ´İsrail casusu´ suçlaması
ABD Basını: İskenderun İsrail işi
İskenderun´da İsrail olasılığı güçleniyor
Odatv İsrail´in arka ´Oda´sı mı?
İSRAİL´in PKK bağlantıları ve Türkiye´deki terörde rolü manşetlerimiz