Birinci Ergenekon davasına 209. duruşma ile devam ediliyor. Duruşmaya tanık Talip Doğan Karlıbel´in iddiaları damga vurdu. Karlıbel, 1997´ye kadar 11 yıl Alman emniyetinde çalıştığını, tercümanlık yaptığını, uyuşturucu alanında da çalıştığını dile getirdi. Karlıbel ifadesinde, Ergenekon sanıklarıyla Almanya´daki Ergenekon örgütlenmesinin bağlantılarına, Alman vakıflarının CHP´ye ve Ergenekon sanıklarına para yardımları yaptıklarına dair çarpıcı iddialarda bulundu. Karlıbel´in adı daha önce de Kılıçdaroğlu´nun PKK´lılarla aynı araçta bulunduğunu belgelemesiyle duyulmuştu.
19.01.2012 12:58 Birinci Ergenekon davasının 209´uncu duruşması başladı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi´ndeki küçük salonda yapılan duruşmaya, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin ve İP Genel Başkanı Doğu Perinçek´in de aralarında bulunduğu 25 tutuklu sanık ile başka suçtan tutuklu yargılanan Semih Tufan Gülaltay katıldı. Tutuklu yargılanan Alparslan Arslan, Hayrettin Ertekin, Seyhun Zayim ve Mehmet Fikri Karadağ ise duruşmaya gelmedi.Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese, ´İrtica ile Mücadele Eylem Planı´ davasının firari sanığı Bedrettin Dalan´ın avukatı Oğuzhan Bahar´ın, duruşmaya katılmak istediğini, ancak davanın birleşmediği için avukat olarak duruşmada bulunamayacağını söyledi. Özese´nin, ´Vekil sıfatıyla katılamazsınız, ancak izleyici olarak bulunabilirsiniz´ dediği avukat Oğuzhan Bahar da avukatların bulunduğu bölümden ayrılarak, izleyiciler arasına geçti.
TANIK TALİP DOĞAN KARLIBEL´İN İFADESİ
Mahkeme Başkanı Özese, duruşmaya tanık olarak çağrılan Sinan Berberoğlu´nun sağlık sorunları nedeniyle hastaneye sevk edildiği için gelemediğini ifade ederek, tanık Talip Doğan Karlıbel´in hazır olduğunu kaydetti. Bunun üzerine salona alınan Karlıbel, araştırmacı ve yazar olduğunu, dosyayla ilgili beyanları nedeniyle sanıkların kendisine açtığı 6-7 tane dava bulunduğunu ifade etti. Karlıbel, bunların bir kısmının takipsizlikle bir kısmının da beraatla sonuçlandığını belirterek, buna ilişkin kararları mahkemeye verdi.
´Ergenekon´ soruşturması kapsamında savcıya ifade verdiğini, geçen yıl da ek ifadesinin alındığını belirten Karlıbel, kendisinin, sanıklardan 1994 yılında tanıştığı Semih Tufan Gülaltay, Muzaffer Tekin ve Veli Küçük ile ilgili bilgisi olduğunu anlattı.
Tanık Talip Doğan Karlıbel, 1997´ye kadar 11 yıl Alman emniyetinde çalıştığını, tercümanlık yaptığını, uyuşturucu alanında da çalıştığını dile getirerek, 1999´da da Türkiye´ye döndüğünü anlattı.
2002 yılında öldürülen Prof. Dr. Necip Hablemitoğlu ile tanıştığını ifade eden Karlıbel, ´5 Alman siyasi vakıfıyla ilgili çalışmaları vardı. Hablemitoğlu öldürüldükten sonra, 2003´ten itibaren bazı araştırmalar yapmaya başladım. Belirli bir grup bu cinayetin belirli bir cemaat tarafından yapıldığını iddia etse de bu cinayetin arkasında Alman siyasi vakıflarının olduğunu düşünüyorum. Almanya´da siyasi vakıflara karşı soru önergeleri veren milletvekilleri seks kasetleri ortaya çıkıp, siyasetten uzaklaştırılıyordu. Türkiye´de bu şekilde bir komplo olmamıştır. Nuh Mete Yüksel´e yapılan kaset skandalından sonra olmuştur´ dedi.
Kendisinin iddialarını ilk destekleyenlerin İşçi Partisi (İP) olduğunu, kitap yazdıktan sonra Ulusal kanala çıktığını belirten Karlıbel, İP´in Hablemitoğlu cinayetinin arkasında Alman vakıfları değil de belirli bir cemaat olasılığından, Hablemitoğlu´nun eşi Şengül Hablemitoğlu´nun da İran ya da Fethullah Gülen´e yakın bir cemaat olabileceğinden söz ettiğini anlattı. Karlıbel, Şengül Hablemitoğlu´na bunun hedef saptırma olabileceğini söylemesine rağmen, bu şekilde düşünmediğini söylediğini kaydetti. Hablemitoğlu´nun, öldürülmeden kısa bir süre önce Almanya´da gezinti yaptığını ifade eden Karlıbel, Ankara 2 No´lu DGM´de görülen Alman vakıflarıyla ilgili davada da eski CHP Milletvekili avukat Şahin Mengü´nün yönetimindeki avukat grubunun, bu vakıfların avukatlığını yaptığını kaydetti. Alman siyasi vakıflarının, CHP ve bazı siyasi partiler ile bölücü örgütler gibi hükümete karşı olan bütün örgütlerle iç içe olduğunu tespit ettiğini savunan Karlıbel, kendisinin kamuoyunda sahtekar gibi lanse edilmeye çalışıldığını kaydetti.
Almanya´daki ´Ergenekon´ örgütü
Uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı iddia edilen Ertuğrul Yılmaz´ın, Almanya´da öldürülmesinin ardından kardeşi Tuğrul Yılmaz´ın, kendisini tehdit ettiğini belirten Karlıbel, ´Konuyu daha sonra derinleştirdim. Almanya emniyet mensubundan bir kişi Muzaffer Tekin´in Almanya´da uyuşturucu işinde olduğunu, muhbirlik yaptığını söyledi´ dedi.
Kendisinin Alman Parlamentosu´nda Türkiye´ye karşı verilen soru önergelerini, haftalık olarak arşivlediğini ifade eden Karlıbel, 1980 ile 2000 arasında 42 iken 2002 ile 2012 arasında 35 olduğunu kaydetti.
Talip Doğan Karlıbel, Almanya´da 8 Türk ile 1 Yunanlının öldürülmesiyle ilgili cinayetlerin arkasında Alman sağcı grubun olduğunu, bu grup ile irtibatlı olduğu söylenen Mevlüt K. adlı kişinin de Almanya´da kurulan Ergenekon adlı dernek ile ilişkisi olduğunu ortaya çıkardığını söyledi. Sanıklardan Veli Küçük´ün bu dernek ile organik bağı olduğunu, Almanya´ya giderek bazı dernek temsilcileriyle görüştüğünün söylendiğini dile getiren Karlıbel, bu derneğin Alman istihbaratı tarafından denetlendiğini anlattı. Bu derneğin, Almanya´da spor faaliyetleri olarak kurulduğunu, ancak Alman istihbaratı tarafından telefonlarının dinlendiğini, raporlar düzenlendiğini ifade eden Karlıbel, ´Burada bir illegal faaliyet tespit edilerek, kontrol altına alınmıştır´ diye konuştu.
Tanık Karlıbel, Alman vakıflarının, dava sanıklarından Taner Ünal ve Ümit Sayın ile Noel Baba Vakfı´na para yardımında bulunduğunu iddia etti.
Karlıbel, Almanya´da 1986-1991´e kadar Alman nazileri mahkemelerde savunmak için milliyetçi avukatlar adında bir oluşum kurulduğunu, 1992´de bunun yasaklandığını, sanıklardan Kemal Kerinçsiz´in de bu oluşumun aynısını Türkiye´de oluşturmak istediğini ileri sürdü.
Duruşmaya öğlen arası verildi.
KARLIBEL: SÜREKLİ YALANLANMAK BENİ BIKTIRDI
19.01.2012 17:41 İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada tanıklığına başvurulan Karlıbel, Alman vakıflarının 1970 yılından bu yana Türkiye´ye 350 milyon dolar para transfer ettiğini savundu. Alman vakıflarının Türkiye´deki faaliyetleriyle ilgili araştırmalarından sonra bazı CHP milletvekillerinin kendisiyle görüştüğünü, ardından Meclis´te araştırma komisyonu kurulması için çalışma başlattıklarını ifade eden Karlıbel, CHP ile Alman vakıfları arasındaki bağlantıyı ortaya koyduğunda kendisinin kamuoyunda sahtekar gibi lanse edilmeye çalışıldığını ileri sürdü. Alman vakıflarının CHP´ye yaptığını iddia ettiği yardıma ilişkin dekontu, dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya´ya verdiğini belirten Karlıbel, ancak Başsavcının CHP ile ilgili bu iddianın üzerine gitmediğini öne sürdü.
Kendisinin iddialarını ispatladıkça sürekli yalanlandığını ifade eden Karlıbel, ´Sürekli olarak yalanlanmak beni bıktırdı. Ben de bunları bıraktım. Şike ile ilgilendim. Şike işinde daha başarılı oldum´ diye konuştu. Fenerbahçe´yi UEFA´ya şikayet ettiği iddia edilen Karlıbel, çapraz sorgusu sırasında 3 yıldır futboldaki şike konusuyla ilgilendiğini belirterek, ´Diğer iddialarımdan dolayı hakkımda 55 dava açıldı, ama evim hiç aranmadı. Ancak şike olayından dolayı polisler evimi aradı. Mahkemeden serbest bırakılarak tutuksuz yargılandım. 2010 yılında gündeme getirdiğim şike iddialarından dolayı şahıslar tutuklandı (Şike davası). Rıdvan Dilmen de hakkımda açtığı davayı geri çekti´ dedi.
Karlıbel, yalan söylediğine ilişkin haberlerden dolayı gazetelere tekzip gönderdiğini ve tazminat davaları açtığını ifade ederek, tazminat davalarından 83 bin lira kazandığını, en son kazandığı tazminat davasının da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu´ndan olduğunu söyledi.
İkinci ´Ergenekon´ davası kapsamında tutuklanan emekli Orgeneral Hurşit Tolon´un da kendisi hakkında yargıyı etkilediği iddiasıyla suç duyurusunda bulunduğunu ve bu nedenle dün savcılığa ifade vermeye gittiğini anlatan Karlıbel, tutuklu sanık Muzaffer Tekin´in de kendisi hakkında 3 suç duyurusunda bulunduğunu, hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini belirtti.
Muzaffer Tekin de Karlıbel´in kendisiyle ilgili suçlamaların çok ciddi olduğunu belirterek, tanığın bu ifadelerine itiraz etti. Tekin´in, Karlıbel´e yönelik, ´Lağımdan topladığınız bilgilerle yazıyorsunuz´ sözlerine, Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese tepki gösterdi. Özese, Tekin´i ´Sınırlarınızı bilin. Tanık sıfatıyla ifade veriyor. Hakaret edemezsiniz. Suç işleme durumunuz olabilir. Hakaret anlamına gelecek şeyler söylemeyin´ diye uyardı. Muzaffer Tekin, Karlıbel´in bu iddialarına ilişkin yazdığı kitaptaki kendisiyle ilgili belgelerin sahte olduğunu öne sürdü. Karlıbel de iddialarının doğru olduğunu belirterek, Muzaffer Tekin ile ilgili kaynaklarından birinin arkadaşı olan gazeteci yazar Zihni Çakır olduğunu kaydetti.
Tekin´in, ´Benimle ilgili iddialarınızın nedeni ulusalcı olmamdan kaynaklanıyor olabilir mi?´ sorusuna Karlıbel, ´Sizin ulusalcılık anlayışınızla benimki farklı. Sizin ulusalcılık kavramınız totaliter faşizmin bir alt kademesidir´ dedi. Bunun üzerine duruşma salonundan tepki sesleri yükselince Başkan Hasan Hüseyin Özese, izleyicileri salondan dışarı çıkarılacakları konusunda uyardı. Karlıbel, kişisel egosundan dolayı Tekin ile ilgili yazdığını belirterek, ´Tekin ile ilgili bilgileri havadan sudan almıyorum. Almanya emniyet mensuplarıyla irtibatım var´ diye konuştu.
Sanıklardan Semih Tufan Gülaltay da İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesinde, Karlıbel hakkında, iftira suçlamasıyla bir dava açılıp açılmadığını sordu. Karlıbel ise ´Evet siz açtınız. Ancak dava düştü´ diye yanıtladı. Gülaltay da HSYK tarafından bu mahkeme hakiminin hukuksuz bir şekilde değiştirildiğini ve davanın da hukuka aykırı şekilde düşürüldüğünü iddia etti. Gülaltay´ın, ´Ancak biz peşini bırakmayacağız´ sözleri üzerine Mahkeme Başkanı Özese, soruların yönlendirme amaçlı olduğunu ve bu şekilde soru sorulamayacağını belirterek, itiraz etti. Gülaltay´ın bu şekilde soru yöneltmek için ısrar etmesi üzerine, önce Başkan Özese ile Gülaltay arasında tartışma oldu, ardından Gülaltay duruşma salonundan çıkartıldı.
Duruşma yarına ertelendi. ( AA)
KARLIBEL ALMAN VAKIFLARINDAN PARA ALANLARI AÇIKLADI
02 Şubat 2012 15:37 Talip Doğan Karlıbel, Beyaz TV´deki programda çeşitli Alman Vakıflarından para alan Ergenekon sanıklarını ve aldıkları para miktarını açıkladı. Beyaz TV´de yayınlanan Medcezir programında Talip Doğan Karlıbel, Almanya´daki çeşitli vakıflardan para alan Ergenekon sanıklarının listesini verdi. Karlıbel, programda ülke elden gidiyor, memleketi parça parça satılıyor diye ulusalcılık propagandası yapan Ergenekon sanıklarının çeşitli Alman vakıflarından ne kadar para aldığını tek tek açıkladı. Latif Şimşek ile Nagehan Alçı´nın beraber modere ettiği Beyaz TV´deki Medcezir Programında dün akşam milletvekili Şamil Tayyar ile Talip Doğan Karlıbel konuktu. Karlıbel´in Almanya´daki çeşitli yerlerden Veli Küçük başta olmak üzere bazı Ergenekon sanıklarının ve Yeniçağ televizyonun para yardımı aldığını açıkladı. İşte Almanya´daki çeşitli vakıflardan para yardımı alan Ergenekon sanıkları ve bazı kurumlar...
Yeniçağ Televizyonu: 120 Bin Euro
Türk Ortodoks Kilisesi: 380 Bin Euro
Noel Baba Derneği: 90 Bin Euro
Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Başkanı Taner Ünal: 15 Bin Euro
Doç. Dr. Ümit Sayın (Kitap alımı için): 4 Bin Euro
Kemal Kerinçsiz: 25 Bin Euro
Sevgi Erenerol: 3 Bin Euro
Veli Küçük: 12 Bin Euro ( Aktifhaber)
(19 Ocak 2012), son güncel.: (02 Şubat 2012)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Talip Doğan Karlıbel´le ilgili tüm manşetlerimiz
Ergenekon´un Almanya örgütlenmesi konulu manşetlerimiz
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap
Ergenekon´un finans kaynakları manşetlerimiz