Tam
EskidenYeniye
 

Aydınlık´tan Kozinoğlu´na ilginç sansür

Odatv sanığı MİT´çi Kaşif Kozinoğlu´nu kahraman ilan eden Aydınlık, mektuplarına ise sansür uygulamış. Aydınlık´ın yayınlamadığı satırlarda Kozinoğlu, Deniz Feneri davasının, Alman İstihbaratı´nın AK Parti´yi zor durumda bırakmak için uydurduğu bir dava olduğunu belirtiyor. Mektupta ayrıca Kozinoğlu, o dönem CHP milletvekili olan ´Kemal Kılıçdaroğlu´nun bizzat Alman İstihbarat Teşkilatı (BND) görüştüğü ve BND´nin Kılıçdaroğlu´nun CHP Genel Başkanlığını desteklediği´ şeklindeki ifadelere de yer veriyor.

Önceki haber title=Sonraki haber

11.01.2012 11:59 Aydınlık Gazetesi, haftalarca süren yayınlarında, cezaevinde kalp krizi sonucu hayatını kaybeden MİT´çi Kaşif Kozinoğlu´nu “Türkiye´nin kaybettiği milli bir kahraman ve yiğit bir vatan evladı” olarak lanse etmişti. Ancak Aydınlık´ın Kozinoğlu ile ilgili yayınlarında kamuoyunun dikkatinden kaçırılan üç önemli nokta deşifre edildi. Aydınlık Gazetesi, Kozinoğlu´nun mektubunu bile sansürlemiş. İşte toplum mühendisliği ve sansür:

“Kaşif Kozinoğlu´nu ´kahraman´ ilan eden Aydınlık´ın, Kozinoğlu´nu 15 yıl önce CIA elemanı ilan ettiği ortaya çıktı.. Aydınlık Gazetesi, Kozinoğlu´nun el yazması mektuplarını sansürlemiş.. Mektupta Deniz Feneri davasının, Alman İstihbaratı´nın Ak Parti´yi zor durumda bırakmak için uydurduğu bir dava olduğu belirtiyor. Mektupta ayrıca Kozinoğlu´nun o dönem CHP milletvekili olan ´Kemal Kılıçdaroğlu´nun bizzat Alman İstihbarat Teşkilatı (BND) görüştüğü ve BND´nin Kılıçdaroğlu´nun CHP Genel Başkanlığını desteklediği´ şeklindeki ifadelere yer veriliyor.

MİT mensubu Kaşif Kozinoğlu´nun ODA TV davasında ifade vermesine az bir süre kala Silivri´de şüpheli ölümünü fırsat olarak kullanarak toplum mühendisliği yapan ´Aydınlık´ın karanlık yüzü deşifre oldu. Aydınlık´ın, MİT´çi Kozinoğlu´nun ölümün ardından hükümeti ve savcıları zor durumda bırakmak için yaptığı haberlerde kamuoyunun dikkatinden kaçan üç önemli husus...

VARAN-1: KOZİNOĞLU´NU 15 YIL ÖNCE AJAN İLAN ETMİŞLER

Aydınlık Dergisi, 90´lı yıllarda Kaşif Kozinoğlu´nun aleyhinde bir çok haber yaptığı ve bu haberlerde Kozinoğlu´na yönelik ciddi suçlamalarda bulunduğu deşifre oldu. Aydınlık ekibinin 15 Haziran 1997 tarihinde bugün kahraman olarak sundukları Kozinoğlu´nu ´baş provokatif´ ilan ettikleri ortaya çıktı. 15 yıl önce ´Aydınlık´ta yayınlanan haberde, “Genelkurmay İstihbaratı´ndan edinilen bilgilere göre Özel Harpçi Binbaşı Kaşif Kozinoğlu, CIA´nın Türkiye´deki operasyon ekibinin kilit elemanlarından ve ülkücü” ifadelerine yer veriliyor. Haberin devamında, Kozinoğlu için “Açık açık ´Büyük Türkiye için CIA ile işbirliği yaparım´ diye konuşan biri” deniyor.

Açıkça provokatör suçlaması yapmışlar

“Abdullah Çatlı ve ekibi Binbaşı Kaşif´in adamlarıydı” ifadesine yer verilen haberde, “Binbaşı Kaşif ve şu anda Nahçıvan´daki ÖKK karargahına bağlı olarak Orta Asya ve Kafkaslar´daki operasyonlarda görev yapıyor. Çiller ve Yazıcıoğlu´nun baş provokatörü Binbaşı Kaşif Kozinoğlu´nun Abdullah Çatlı ve Oral Çelik ile bağı ortaya çıktı” deniliyor.

Kozinoğlu ve Avcı hakkında şok iddialar

Kozinoğlu´nun şüpheli ve trajik ölümünü, iktidarı yıpratmak için bulunmaz bir fırsat olarak kullanan Aydınlık ekibinin, 15 yıl önce yayınlanan aynı haberde ise, şu dikkat çekici ifadelere de yer verildiği görülüyor:

“Binbaşı Kaşif Kozinoğlu, şu anda Genelkurmay Başkanlığı Özel Kuvvetler Komutanlığı´na bağlı olarak görev yapıyor. Binbaşı Kozinoğlu, 1955 Trabzon merkez doğumlu. Sürekli Özel Kuvvetler Komutanlığı´nda çalıştı. Bir ara Genelkurmay´dan kovuldu. MİT Kontr Terör Daire Başkanı Mehmet Eymür´ün isteği üzerine MİT´e gitti. Eymür 1994′te göreve başladı. Genelkurmay Başkanlığı´na başvurarak MİT´te operasyonlarda görev alacak bir ekip kurdu. Bu timin başı olan ve gelenleri eğiten Kozinoğlu, MİT´te kısa bir süre kaldı. 1995′te MİT´te göreve başladı, aynı yıl anlaşmayarak ayrıldı. Genelkurmay İstihbaratı´na göre MİT´ten ayrılmasında haklı olan Binbaşı Kozinoğlu idi. Eymür “operasyon için parayı sen bulacaksın” diye dayatmış. Binbaşı Kaşif buna karşı çıkınca teşkilattaki görevine son verilmiş. Genelkurmay İstihbaratı da Binbaşı Kaşif´in uyuşturucu ticaretinde kritik bir rolünün bulunduğunu saptıyor. Bu önem Kozinoğlu´nun Dostum-Türkiye bağlantısını kuran kişi olmasından geliyor. Dostum´u Ankara´ya getirip devlet büyüklerine tanıtıyor ve hakkında çok övücü bilgiler veriyor. General Dostumu Özal´a takdim edip parlatan da Kaşif Kozinoğlu. CIA komplolarında kullanılan söz konusu Özel Harpçi Subayların neden orduda tutulduğu sorusuna Genelkurmay´ın savunması şöyle: “Bu işleri yapan bir adam, “neden hâlâ orduda tutuluyor?” diye sormayın. Ne yapsın Genelkurmay? Adamı atsan gidip iyice CIA´nın tetikçisi olacak. MİT´ten, Jitem´den atılanları Hanefi Avcı kapıyor. CIA için çalıştırıyor. Bir kısım atılanlar ise doğrudan Amerikalıların hizmetine giriyor. Bu adamlar dışarıda içeridekinden daha tehlikeli olur. Gider konuşur, Türkiye´nin başını iyice belaya sokar. Bu nedenle atılmazlar, kritik yerlerden uzaklaştırılır, denetlenebilecekleri yerlerde görevlendirilirler.”

VARAN-2: KOZİNOĞLU´NUN MEKTUBUNA İNANILMAZ SANSÜR

Kozinoğlu´nun kendi el yazısıyla Aydınlık´a gönderdiği söylenen mektupları yayınlayarak uzunca bir süre gündemi meşgul etmeye çalışan ´Aydınlık Gazetesi´nin Kozinoğlu´na ait el yazmalı mektupları da sansürlediği ortaya çıktı. Kozinoğlu´nun el yazması orijinal mektuplarında İşçi Partisi ile birlikte hareket ettiği Ergenekoncu ve Ulusalcı kişi ve kurumlar aleyhindeki bilgilerin kamuoyundan gizlenmesi ve haber içeriğinde hiç yer almaması manidar bulundu.

VARAN-3: SANSÜRLENEN MEKTUPTA ŞOK KILIÇDAROĞLU İDDİASI

Kozinoğlu, söz konusu mektubunda Deniz Feneri davasının, Alman İstihbaratı´nın Ak Parti´nin Almanya´da yaşayan Türkleri örgütleyebilme gücünden çekinmesi nedeniyle Ak Parti´yi zor durumda bırakmak için uydurduğu bir dava olduğunu belirtiyor. Aydınlık tarafından sansürlenen söz konusu mektupta, yine o dönem CHP milletvekili olan Kemal Kılıçdaroğlu´nun bizzat Alman İstihbarat Teşkilatı (BND) mensupları ile görüştüğü ve BND´nin Kılıçdaroğlu´nun CHP Genel Başkanı olmasına destek verdiği şeklinde önemli ifadelere yer veriyor. Bu ifadelerin ise ne Aydınlık Gazetesi´ne ne de Candaş medyaya girmemesi akıllarda yer alan soruları derinleştiriyor. (Milat Gazetesi)

BİR KARANLIK HABER DE TAKVİM´DEN

11.01.2012 12:45 Takvim Gazetesi´nin İnternet Andıcı soruşturmasında tutuklanan İlker Başbuğ´u temize çıkarma haberinin asparagas olduğu ortaya çıktı. İzmir´de 21 Ağustos 2008 günü düzenlenen ve 16 kişinin yaralandığı bombalı saldırının asıl hedefinin ´İnternet Andıcı´ soruşturmasında tutuklanan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ olduğu iddia edildi.

ERGENEKON ÜYELİĞİNDEN TUTUKLANAN BAŞBUĞ´U ERGENEKON´UN HEDEFİYDİ DİYE GÖSTERMEK İSTEDİLER

Takvim Gazetesi´nin haberine göre ismini vermek istemeyen muvazzaf bir subay, saldırının Ergenekon´un bu saldırıyla Başbuğ´a suikast girişiminde bulunduğunu öne sürdü. Bu habere göre, Ergenekon terör örgütüne üyelikten tutuklanan Başbuğ, güya Ergenekon örgütünün hedefindeydi. Başbuğ´un İzmir seyahatinde eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök´ü de ziyaret ettiği belirtilmişti. Kafaların karıştırılmak istendiği haberdeki iddiaya yalanlama ise bizzat Özkök´ten geldi.

Konuya ilişkin görüşü sorulan Özkök, İlker Başbuğ´un o dönemde kendisini ziyaret ettiğini, ancak tarihini tam olarak hatırlamadığını söyledi. Özkök, Bir olay oldu Yağhaneler´de. Olayın İlker Paşa´yla ilgili olduğuna dair bir düşüncemiz ve değerlendirmemiz olmamıştı. şeklinde konuştu. Emniyet kaynakları ise Başbuğ´un o tarihte İzmir´de olmadığını, olaydan bir hafta önce 15 Ağustos 2008´de İzmir´e geldiğini daha sonra da ayrıldığını açıkladı.

İzmir´in Konak ilçesi Yağhaneler mevkisinde 21 Ağustos 2008 günü PKK´lı teröristler tarafından çalıntı bir araca yerleştirilen bomba, uzaktan kumandayla patlatılmıştı. Olayda bir er şehit olurken biri albay olan 2 askeri personel, 8 polis ve 6 vatandaş yaralanmıştı. Takvim´e konuşan ve ismini vermek istemeyen bir komutan, 20 Ağustos 2008´de İlker Başbuğ´un eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök´ü ziyarete gittiğini ve bir gün sonra dönüşte saldırının gerçekleştiğini iddia etti. Olayda bir albayın da şehit olduğunu ancak gizlendiğini öne sürdü.

HABER YALANLARLA DOLU

Ancak patlamanın meydana geldiği gün, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ´un İzmir´de olmadığı ve patlamada şehit olduğu iddia edilen Albay Ahmet Kılınç´ın halen İzmir´de Merkez Komutanlığı´nda görevine devam ettiği öğrenildi. 30 Ağustos 2008´de Genelkurmay başkanlığı görevini devralan Başbuğ´un 15 Ağustos´ta İzmir´de dönemin Ege Ordu Komutanı Orgeneral Necdet Özel´in, görevini Hayri Kıvrıkoğlu´na devrettiği törene katıldığı ortaya çıktı. Emniyet kaynakları, yakalanan zanlıların savcılıkta olayın tüm detaylarını anlattığını belirterek, Polis aracını hedef aldıklarını anlattılar. Olayda bir albayın öldüğü ve Başbuğ´un hedef alındığı iddiaları gerçeği yansıtmıyor. dedi.

ERGENEKON´UN GİZLİ PR EKİBİ

12.01.2012 10:32 İstanbul´daki Başbuğ´u İzmir´de gösterip Ergenekon´un hedefi diye haber yaptırmak önemli bir iş. Peki bu PR nasıl yapılıyor? Başbuğ tutuklanınca, ısmarlama olduğu her halinden belli olan Takvim Gazetesi´nin manşetinin mumu iki günde söndü. Çünkü ne Başbuğ o tarihte İzmir´deydi, ne de o bombalı saldırıda bir albay ölmüştü... Yeni Akit yazarı Yener Dönmez bugünkü yazısında Takvim Gazetesi´nin yalanları tek tek deşifre edip gerçekleri belgeleriyle ortaya koydu. Ancak yazısında dikkat çeken asıl bölüm başka. Nasıl oluyor da bu kadar açık seçik bir olay Başbuğ´u aklamak için göz göre göre kullanılabiliyor? Bu işi kim yapıyor? Ergenekon´un henüz deşifre edilemeyen yedek (idhar) kadroları mı işbaşında? Dönmez yazısında Ergenekon´un derin PR ekibini deşifre etti... İşte o yazı:

İlker Başbuğ´un Ergenekon´un hedefi olduğunu hatta 21 Ağustos 2008´de Genelkurmay Başkanlığı makamına oturmadan 1 hafta önce Ergenekon tarafından suikast girişimine maruz kaldığını bir gazetemiz 3 gündür manşetten veriyor. İlker Başbuğ´un bir PR ekibi vardı. Bunun bilinen ismi Nuran Yıldız´dı. Bir de bilinmeyen isimleri vardı ve bunlar gizli görüşmeler yapıyorlardı. Gizli PR ekibi sağ kökenli gazetecilere “Aslında Başbuğ, Ergenekon davasını destekliyor ve yürümesini sağlıyor ama altındakilerin gazını almak için taktiksel davranarak sert açıklamalar yapıyor” diyorlardı. Bu ekip, Başbuğ tutuklanınca tekrar devreye girdi ve üstelik de üç gün üst üste manşet yaptırarak, Başbuğ´un Ergenekon´un hedefi olduğuna inanmamızı sağlamaya çalışıyor.

Olayın nasıl düzmece olduğunu ortaya koyalım: 21 Ağustos 2008´de İzmir´de Eşrefpaşa ilçesi Yağcılar mevkiinde bir patlama meydana geldi. Saldırıda 1 asker şehit oldu, 2 asker, 8 polis ve 6 vatandaş olmak üzere toplam 16 kişi yaralandı. Haberde; Başbuğ´un o tarihte eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök´ü ziyaret etmek amacıyla İzmir´de bulunduğu ve patlamanın Ergenekon´un Başbuğ´a suikastı olduğu iddia ediliyor.

Bir: Başbuğ o tarihte İzmir´de değil, İstanbul´daydı. Hilmi Özkök yaptığı açıklamada nezaketen “tarihleri hatırlamıyorum” dese de, Google´dan bile Başbuğ´un o günkü İstanbul programını bulabilirsiniz.

İki: Saldırıyı Ergenekon değil, PKK yaptı. Üstelik de bütün failleri yakalandı. Sahte İstanbul plakalı aracın 18 Ağustos 2008´de PKK´nın sözde Diyarbakır Özel Kuvvetler sorumlusu SORO Kod adlı Salih Kaplan isimli PKK´lı terörist ile bağlantılı PKK´lı Zeki Bulut tarafından İzmir´e getirildiği belirlendi. Patlamadan sadece 2 gün sonra 23 Ağustos 2008´de 9 PKK´lı yakalandı. (Yakalananlar: Zeki Bulut, Gökhan Dönmez, Recep Sürme, Ercan Dağ, Hacı Kod isimli Takyeddin Sürme, Ahmet Sürme, Cüneyt Sürme, Leyla Sürme, Abdürrezzak Öztep ve Mustafa Kızıl). Parmak izi araştırmasında Ahmet Sürme kimliğini kullanan kişinin aranan PKK´lı Bünyamin Sürme olduğu tespiti yapıldı. Takyeddin Sürme´nin evinde ise; 1 kg plastik patlayıcı, 2 adet fünye, 3 kg. naftalin, 3 kg. amonyum nitrat ele geçirildi. Malzemelerin patlamada kullanılan malzemelerle aynı olduğu kriminal raporda belirlendi.

Üç: Teröristler suçlarını itiraf ettiler ve hedeflerini açıkladılar. Bünyamin Sürme ifadesinde eylemi PKK adına gerçekleştirdiklerini itiraf etti, üstelik hedefini de şöyle açıkladı: “Daha önceden keşfini yapmış olduğum bölgeden İzmir Emniyet Müdürlüğüne ait servis aracı geçerken saat: 07.45 sıralarında, patlama noktasını gören Bozyaka sırtlarındaki açık kayalık alanından telsizle bomba düzeneğini ateşleyerek patlamayı gerçekleştirdik.” İtiraflar, deliller, parmak izleri, patlayıcılar sonrası hepsi tutuklandı ve şuan cezaevindeler. Olay bu kadar açık ve net ama bitmedi.

Dört: Başbuğ´u kurtarma haberinde “saldırının adi bir olaymış gibi geçiştirildiği ve üstünün kapatıldığı” iddiası var ki çok güldüm. Aksine hem ulusal hem yerel basında, TV´lerde patlama ve yakalananlar geniş çapta yer aldı, video görüntüleriyle beraber.

Beş: Pes dedirten olay ise “şehit albay” hikayesi. Haberde patlamada Albay Ahmet Kılınç´ın şehit olduğu yazıyordu. Albay Kılınç´ın olayla ilgisi olmadığı gibi şuan İzmir Merkez Komutanlığı´nda muvazzaf görevine sapasağlam devam ediyor.

Bunları niye uzun uzun anlattım: Şimdi birileri Başbuğ´u Kurtarma Planı çerçevesinde 367 fecaati gibi Yüce Divan uydurması yapıyor ya; ekibin ne kadar sağlam çalıştığını, bizim dünyamızdan gazetelere bile nasıl nüfuz edebildiklerini görün istedim. Başbakan´a, eşine, ailesine, partisine yalanlarla dolu ağır hakaretler içeren siteler açtıran ve işlettiren, Kapatma Davası´nın birkaç gün öncesinde Osman Paksüt´le kameraları karartıp gizlice görüşen, sitelerden kapatma davası dosyasına delil ürettiren İlker Başbuğ´u savunma işini bizim dünyamızdan bir gazeteye üç gün üst üste manşet yaptırtmak büyük bir güç ve kabiliyet gerektirir. İşte bu güce Ergenekon diyoruz... Hafife almaya gelmez...

KOZİNOĞLU HAKKINDA KORKUNÇ KARARTMA

12.01.2012 11:12 Ahmet Kekeç (Star): Haber Milat gazetesinde çıktı... Cezaevinde “kuşkulu” bir şekilde ölen MİT mensubu Kaşif Kozinoğlu, Aydınlık gazetesinin bize sunduğu gibi bir adam değilmiş. Malum, Aydınlık gazetesi, günlerce, Kozinoğlu´nun mektuplarını ve ifadelerini yayınladı. Bu yayınlara baktığınızda, ilk elde, Kozinoğlu´nun Aydınlıkçı, Perinçek´çi filan olduğunu düşünüyorsunuz. Hep de, Aydınlık´ın iddialarını doğrulayan mektuplar yazmış, hep de Perinçek´çilerin dünya görüşü istikametinde “tespitler” yapmış. Kozinoğlu´na dayanarak, nokta atışlar yaptı Aydınlık... Hem darbe soruşturmalarını işlevsizleştirdi, hem de bize bilmediğimiz, tanımadığımız ve tanıdığımızda çok şaşıracağımız bir “Kozinoğlu portresi” çizdi. Hürriyet´in “bidon kafa”sı da benzer şeyler yazmıştı, hatırlayacaksınız... Bir sanıktan değil de, büyük bir vatansever”den söz ediyordu sanki... Hepimiz gaflet uykularındayken, vatanı olası tehlikelere karşı koruyan ve yurt edindiğimiz bu toprak parçasında rahat yaşamamızı sağlayan kişi meğer Kaşif Kozinoğlu´ymuş. Müthiş yararlı işler yapmış... Hem kurşun sıkmış, hem de göğsünü kurşunlara siper etmiş...

Eski başbakanlarımızdan biri de “vatan için kurşun sıkanları” kutsuyordu. Muhtemeldir ki, Kozinoğlu da “vatan için kurşun sıkanlar tayfasından” biriydi ve “bidon kafa”gillere göre kutsanacak birtakım işler yapmıştı. Fakat konu şu: “Kutsanacak birtakım işler yapan” kişiler, bunu hangi çerçevede yaptılar? Hukuk dışına çıktılar mı, çıkmadılar mı? Kozinoğlu´nun tutukluluk gerekçesine baktığımızda, “hukuku zorlamış olduğu” düşüncesine kapılıyoruz. Bilemeyiz artık... Sağ olsaydı ve “muhakemesini” verebilseydi, bu konuda kesin bir hükme varabilirdik.

Fakat, Aydınlık gazetesi hükmünü çok önceden vermiş. Mesela, 90´lı yıllarda Kozinoğlu aleyhinde yığınla haber yapmışlar. Bu haberlerden birinde, “Genelkurmay İstihbaratı”ndan (!) edindikleri bilgiye dayanarak, “Özel Harpçi Binbaşı Kaşif Kozinoğlu´nun, ClA´nın Türkiye´deki operasyon ekibinin kilit elemanlarından biri olduğunu ve ülkücü dünya görüşünü savunduğunu” yazmışlar. Bir başka haberde de şu görüşlere yer vermişler: “Abdullah Çatlı ve ekibi Binbaşı Kaşif´in adamlarıydı. Binbaşı Kaşif ve şu anda Nahçıvan´daki ÖKK karargahına bağlı olarak Orta Asya ve Kafkaslar´daki operasyonlarda görev yapıyor. Çiller ve Yazıcıoğlu´nun baş provokatörü Binbaşı Kaşif Kozinoğlu´nun Abdullah Çatlı ve Oral Çelik ile bağı ortaya çıktı...”

Peki, bunları yazan, yazabilen Aydınlık gazetesi, nasıl oluyor da, Binbaşı Kaşif´ten “Türkiye´nin kaybettiği milli bir kahraman ve yiğit bir vatan evladı” yaratabiliyor? Hadi bunu yap, siyasi istikametine uygun gördüğün için “bu yiğit vatan evladının” mektuplarından ekmek çıkarmaya uğraş...

Peki, “bu yiğit vatan evladının” mektuplarını neden sansür ediyorsun, neden karartma uyguluyorsun? Kozinoğlu aynı mektuplarında, “Deniz Feneri davasının Alman İstihbaratı´nın AK Parti´yi zor durumda bırakmak için uydurduğu bir dava olduğunu, ayrıca o dönem CHP milletvekili olan Kemal Kılıçdaroğlu´nun bizzat Alman İstihbarat Teşkilatı BND ile görüştüğünü ve genel başkanlığı konusunda destek aldığını” da yazıyor. Bunu neden gizliyorsun? Bu iddiaların uydurma olduğunu düşünüyorsan, önceki iddiaların doğru olduğu hükmüne nasıl varıyorsun? Evet? Cevabınızı alalım!

12 EYLÜL DAVASININ AÇILDIĞINI GÖRMEYEN MEDYA(NIN MASKESİ DÜŞTÜ)

12.01.2012 11:19 Mustafa Karaalioğlu (Star): Perşembe Bizim medyaya iyi habercilik kadar temposu düşmeyecek bir fikri takip de lazım... Bazen bir bilgi kırıntısı manşet olabilirken, gün gelip sayfa sayfa belge ve bilgiyi görmezden gelmek gibi hastalıklardan kurtulmak lazım... Gazetecilik, habercilik bir olayı, bir süreci baştan alıp sonuna kadar götürmek, ısrarla takip etmek ve bir yandan kamu görevini ifa ederken öte yandan da tarihe tanıklığı ihmal etmemek demektir. Ama bırakın anlık vak´alarda yaşanan takip eksikliğini uzun süreli ve ülkenin tamamını bir şekilde ilgilendiren konularda bile tıknefes haller yaşanıyor. Büyük gürültülerin arkası gelmez oluyor, gerçekten gürültü kopacak zamanlarda medya ortadan usulca çekiliyor.

Benim için en dikkat çekici olan, bir tür ders niteliğindeki vak´a 12 Eylül Darbesi davasıdır. Biliyorsunuz, “Olamaz, mümkün değil, ihtimal yok” deniliyordu ama 12 Eylül Darbesi herşeye rağmen yargı önüne getirildi. Yakın bir zamana kadar 12 Eylül için dava açmayı aklından geçiren savcıların bile meslekten men edildiği bu ülkede dört başı mamur bir darbe davası açıldı. Hayatta kalan darbeciler şimdi o davanın sanığıdırlar. Herhangi bir demokrasi için bundan daha değerli bir gün olamaz. Kendi darbesini ve darbecisini, üzerinden 32 sene geçse bile yargı önüne çıkaran bir ülke demokrasi açısından değerli bir iş yapmıştır. Tabiatı gereği o ülkenin medyası da o “değerli” işin parçasıdır. Gerçekten de bizim medyanın bir kesimi o işin parçası oldu.

Davanın mahkeme tarafından kabul edilişinin ardından dün gazetelere baktım... Son derece ilginç bir manzara vardı ortada... Çoğu 12 Eylül Darbesi yapıldığı sırada henüz yayında olmayan gazeteler, başta STAR olmak üzere, bu haberi ya manşet ya da sürmanşet olarak okurlarına duyurmuşlardı. Önemsemişler, değer vermişler ve anlatmışlar. Çok güzel de ayrıntılar vardı. Bir 30 yıl sonra geri dönüp Türkiye´de neler olduğunu ve demokratikleşmenin nasıl geliştiğini anlamak isteyenler gerçekleri o gazetelerde bulabilecekler.

Öte yanda... Çoğu, 12 Eylül´de de yayın hayatında olan ve yıllardır okurlarına darbeyle hesaplaşma vaadinde bulunan gazetelerde ise neredeyse çıt yoktu dün... Ya küçük, sıradan bir başlık anonsuyla geçiştirdiler ya da haberi hiç görmediler birinci sayfalarından... Mesela, Cumhuriyet gazetesi. En çok bu gazetenin tavrını merak ediyordum. Birinci sayfanın aşağısından konunun “12 Eylül davası” olduğu belli olmayan küçük bir anonsla ve içeride de davayı eleştiren bir haberi anonslamış. Darbenin lideri Kenan Evren yargı önünde, Tahsin Şahinkaya yargı önünde... Ama bununla ilgili değil gazete... Adı darbeyle hesaplaşma safında bilinen başka gazeteler de var ki bırakın manşeti, konuyu birinci sayfadan görmeye bile gerek görmemişler. Bir başkası ise “Yüksek gerilim” üst başlığının altında, ülkenin gerilim içinde olduğunu belirterek buna bir numaralı örnek olarak “Kenan Evren sanık oldu” başlığını kullanmış...

Neden? Şili darbecilerine karşı bile manşet atan, cunta lideri Pinochet´e öfke yağdıran gazeteler ve o gazetelerin “darbe düşmanı” yazarları, 12 Eylül Darbesi´nin yargı önüne çıkmasından neden hoşnut değiller? Davaya giden yolu Erdoğan´ın öncülüğünü yaptığı 12 Eylül referandumu açtı ve onlar da referanduma karşı çıktılar diye mi? Ya da o zamanlar “Millet kandırılıyor, bu anayasa değişikliğinden 12 Eylül´e yargılama çıkmaz” diye kalıplarını bastıklarından, şimdi utandıkları için mi?

Yoksa daha mı vahim?.. Aslında sahte bir demokratlık, sözde bir darbe karşıtlığı vardı da kritik an gelince maskeler mi düştü?

Bu soruların cevabını alabilmek fevkalade önemlidir zira, buradan aynı zamanda Ergenekon´a, Balyoz´a, Andıç´a da ulaşacağız. O zaman bu davalara karşı ileri sürülen gerekçelerin samimiyeti anlaşılacak. O yüzden birisi çıkıp tane tane ve dürüstçe medyanın neden 12 Eylül davasına duyarsız kaldığını anlatmalı. Anlatmalı ki, bugünler yazılırken kimse tarih önünde savunmasız kalmasın.

SAVCI GÖK: İZMİR´DEKİ SALDIRIDA HEDEF, İLKER BAŞBUĞ DEĞİLDİ

06.02.2012 15:21 İzmir´in konak ilçesi Eşrefpaşa semtinde, 21 Ağustos 2008´de askeri bir aracın geçişi sırasında yapılan, bir askerin şehit olduğu ve 18 kişinin yaralandığı bombalı saldırıyla ilgili olarak, soruşturmayı yürüten dönemin özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Murat Gök, açıklamalarda bulundu. Olayla ilgili davada bir gizli şahidin, Hedef, Orgeneral İlker Başbuğ´du. yönündeki ifadesini yalanlayan Savcı Gök, Bu tip olaylarda bazı gizli tanıklar ortaya çıkıp olayı saptırır. Bu gizli tanık yalan söylüyor. Bir askerin yaşamını yitirmesi nedeniyle soruşturmayı askeri makamlarla birlikte yürüttük. Askeri istihbarat birimleriyle bilgi paylaştık. Böyle bir şey olsaydı bilgim olurdu. Gizli tanık, kamuoyunu yanıltıyor. dedi.Şu anda Samsun´da görev yapan Savcı Murat Gök, İzmir´de özel yetkiyle bulunduğu sırada meydana gelen bombalı saldırının ardından bölgedeki bütün kameraların kayıtlarının titizlikle incelendiğini, zanlının kimliğinin tespit edildiğini ve İstanbul´da yakalandığını hatırlattı. Bombalı saldırıda bir askerin şehit olduğunu, bu sebeple askeri istihbarat birimlerinin de olayı soruşturduğunu vurgulayan Gök, Sivil ve askeri istihbarat kaynaklarının ortaklaşa yürüttüğü bu çalışmada, bombanın patlatıldığı saatlerde aynı istikametten geçmek üzere olan İlker Başbuğ´un hedef olduğu yolundaki iddialar tamamen asılsızdır. Bu soruşturmayı bizzat yaptım. Böyle bir şey olsaydı, askeri istihbarat birimleri mutlaka bana bilgi verirdi. Genelkurmay Başkanlığı´nda önemli görevde bulunduğu belirten ve bazı gazetelere asıl hedefin Başbuğ olduğunu söyleyen gizli tanık yalan söylüyor. Böyle bir şey söz konusu bile değildir. Kamuoyunun yanıltılmaması için bu bilgiyi paylaşıyorum. şeklinde konuştu.

Genelkurmay Başkanlığı´nda önemli görevlerde bulunduğunu iddia eden gizli tanık, verdiği ifadede şunları söylemişti: Tarih 21 Ağustos 2008´di. Sabah saat 07.45´ti. İlker Paşa´nın (Başbuğ) Genelkurmay Başkanı olarak atanmasına bir hafta vardı. Biz bir gün önce, yani 20 Ağustos´ta emekli Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök´ü evinde ziyaret ettik. İlker Paşa, Özkök´ü sever sayardı. Onun uyarılarını çok dikkate alırdı. 21 Ağustos sabahı, İzmir´i bilenler için tanıdık bir nokta olan Yağhaneler´den salınıp Yeşillik Caddesi´nde ilerliyorduk. İstikamet havaalanıydı. Birdenbire önümüzdeki bir araba, büyük bir gürültüyle patladı. Ortalık savaş alanına döndü. Hedef İlker Paşa´ydı. Saldırıda 16 polis, asker ve sivil yaralandı, bir albayımız şehit düştü. Bunu sakladık, basınla paylaşmadık. Anlayacağınız, İlker Paşa´nın Genelkurmay Başkanı olmasından çok rahatsız olanlar vardı. Olayın büyümesini engelledik. 22 Ağustos tarihli gazetelerde adi bir olay gibi yansıtıldı.

(11 Ocak 2012), son güncel.: (06 Şubat 2012)

HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:

Kontrgerilla Medyası

Ergenekon davasını engelleme girişimleri

Kozinoğlu´nun ölümüyle ilgili manşetlerimiz

Kaşif Kozinoğlu ile ilgili tüm manşetlerimiz

Kozinoğlu´nun savunması ortaya çıktı

MİT görevlisi Kozinoğlu tutuklandı

Kozinoğlu kiminle irtibatlı?

Kozinoğlu, MİT-TSK arşivini Oda´ya taşımış

OdaTV´deki belgelere MİT´ten soruşturma

Odatv ile ilgili manşetlerimiz

Odatv iddianamesinde arama yap

Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap

Savcılar Ergenekon ´İdharı´nın peşinde

Ergenekon Aydınlık´ta: Yeni belgeler

Ergenekon hala diri, Bakıcı kaçabildi

Ergenekon´un henüz ortaya çıkarılamayan yedek (idhar) kadroları

Flaş!!! 12 Eylül iddianamesine kabul

12 Eylül soruşturmayla ilgili manşetlerimiz

http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=4095    yazdır/print

ŞOK! TSK'daki Fetö'den darbe

15.07.2016 22:46 Türkiye, 15 Temmuz saat 22:00'den beri şok dakikalar yaşıyor.. İlk önce Jandarmadan bazı birliklerin İstanbul'un iki yakasını birbirine bağlayan köprüleri tanklarla ulaşıma kapattığı haberleri geldi. İlerleyen dakikala..
Tamamı 15.7.2016

İşte çılgınlıklarının nedeni

17.07.2016 14:13 TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimi "çılgınca" ve "gözü dönmüş" olarak değerlendiriliyor. Bir çok detay bu değerlendirmeye yol açıyor. Örneğin Meclis'in bombalanması.. Örneğin TRT'yi ele geçirirken canlı yayında darbe..
Tamamı 17.07.2016

İşte Paralel'in 81 il imamı

20.01.2015 21:02 Fetullah Gülen cemaatinin Marmara bölge imamı ile birlikte 8 il imamı olduğu iddia edildi. Bu isimlerin fotoğraflı özgeçmişleri yayınlandı. Bu imamların bir devlet memuru gibi terfi alarak kademe kademe yükseldiği iddia ediliyor..
Tamamı 20.01.2015

Paralel'e de Ergenekon'a da hayır

11.03.2014 14:52 Türkiye'de dün yargıda şiddetli bir deprem yaşandı. Daha önce benzeri yaşanmayan bu depremin merkez üssü, Ergenekon davasına bakan özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi oldu. Ergenekon davasına bakan İstanbul ..
Tamamı 11.3.2014

Büyükanıt: Huzurum kalmadı!

19.12.2015 23:00 Abdullah HARUN / kontrgerilla.com - 27 Nisan e-muhtırası soruşturmasında 'şüpheli' olarak sorgulanan dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın ifadesi ortaya çıktı. Kontrgerilla.com'un ulaştığı iki sayfalık ifaded..
Tamamı 19.12.2015

Fehmi Koru sitemize taş attı

12.10.2015 19:46 Maişet derdi nedeniyle yaklaşık 1 yıldır günlük yerine haftalık haber girişine geçmek zorunda kaldık. Dikkat edenler bunu farketmiştir. Saatlerdir süren bu haftalık haber girişini de az önce tamamlamış ve internet..
Tamamı 12.10.2015

Şok!!! Savcı Öz yurtdışına kaçtı

18.08.2015 20:19 HSYK tarafından haklarında terör örgütü üyeliği suçlamasıyla soruşturma başlatılan, ardından mahkemece yakalama kararı çıkarılan savcılar Zekeriya Öz ve Celal Kara'nın yurtdışına kaçtıkları ortaya çıktı. Mahkeme eski s..
Tamamı 18.08.2015

Balyoz Planı gerçek: 7 beraate itiraz

09.10.2016 13:55 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın beraat kararının bozulması yönünde görüş bildirdi. 6 Ekim'de yaşanan gelişmeye göre, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı adına B..
Tamamı 9.10.2016

Belgesel: Gezi'nin ardındakiler

24.06.2013 11:20 Taksim Gezi olaylarına katılanlar.. Haber, açıklama ve attıkları twitlerle destek verenler.. 'Çapulcu' olduklarını açıkça belirtenler.. 'Mesele Gezi değil sen hala anlamadın mı?' diyerek hükümeti bir ayaklanma ile devirmeye destek verenler..
Tamamı 24.06.2013

7 sanıklı Balyoz davası kapandı mı?

16.12.2018 11:00 İstanbul'da, Fetö yargısının etkin olduğu dönemde açılan ve 237 sanığın müebbet hapse mahkum edildiği, Fetö ile mücadelenin başlamasının ardından davanın kumpas olduğuna dair somut delillerin ortaya çıkması üzerine..
Tamamı 16.12.2018

Humeyni planı suya düştü

08.11.2014 13:58 Yıllardır ABD'de yaşayan Türk vatandaşı Fetullah Gülen'in Türkiye'ye dönmekten kesinlikle vazgeçtiği ileri sürülüyor. Gülen cemaatinin liderliğini yapan Fetullah Gülen, kendisine DGM tarafından dava açılmadan hemen önc..
Tamamı 8.11.2014

Gülen: 28 Şubat MGK'sı sevaptı

01.11.2014 17:35 Erdoğan'ın ilk kez 'Cumhurbaşkanı' sıfatıyla başkanlık ettiği Ekim ayı MGK toplantısı 10 saati aşarak en uzun MGK rekorunu kırdı. 28 Şubat süreci kararlarının alındığı MGK toplantısı ise 8 saat sürmüştü. MGK'da paralel..
Tamamı 1.11.2014

Ayrıntılarıyla 7 Şubat krizi

08.02.2014 15:18 Tarih: 7 Şubat 2012.. Ankara, Cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş bir olayla sarsıldı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan dahil 5 MİT yöneticisi hakkında savcılık tarafından yakalama kararı çıkartıldı.. Sabah gazetesinden A..
Tamamı 8.2.2014

Beddua etti, suç duyurusu yağdı

27.01.2014 13:03 Fetullah Gülen'in avukatı: Psikolojik harekâtta yeni aşamaya geçildi.. Fetullah Gülen Hocaefendi'nin avukatı Nurullah Albayrak, müvekkili hakkında ortaya atılan iftiraların suç duyurusu şeklinde yargıya taşınması suret..
Tamamı 27.1.2014

Paralel Yapı = P2 Locası

14.01.2014 15:48 Gülen cemaatinin lideri Fethullah Gülen'in paralel yapıyı uzaktan yönetmek için yaptığı telefon görüşmeleri bugün internette yayınlandı. (1) Görüşmelerde Gülen'in, bir dini cemaat liderinin ötesine geçerek siyaset..
Tamamı 14.1.2014

Özkök ve Yalman'dan şok inkar

03.11.2014 19:23 Balyoz davasında Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 'hak ihlali' kararı üzerine yeniden yargılama başladı. Duruşma, Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Anadolu Adalet Sarayı'ndaki 450 kişilik Şehit Hakan Kılıç Konferans Salo..
Tamamı 3.11.2014

Yabancı vakıflara suç duyurusu

02.12.2013 16:57 Sivil Toplum Kuruluşu Adalet Platformu, Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı vakıflar hakkında, yasak olmasına karşın Türkiye'deki siyasi olaylara müdahale ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusund..
Tamamı 2.12.2013

Düşünen adam da olacak mı?

19.06.2013 17:17 Taksim Gezi olayları 19 günlük bir süreç sonra polisin Gezi parkını boşaltmasıyla sona erdi. Ancak artçı gelişmeler sürüyor. İki gündür 'duran adam' eylemi gündemde. Hükümeti protesto eden ve Gezi eylemcilerine destek ..
Tamamı 19.6.2013

Fetö'nün Şok Mangasına dava

21.11.2022 14:22 Ankara'da, Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'cü olmayan askeri öğrencilerin "şok mangası" yöntemiyle fiziki ve psikolojik şiddet uygulayarak okulu bırakmalarına neden oldukları ileri sürülen 8 eski asker hakkında "işkence ..
Tamamı 21.11.2022

Kara Kuvvetleri: 80 Müebbet Onandı

29.11.2022 10:33 Ankara'da, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) karargahında yaşanan olaylara ilişkin aralarında 4 eski generalin de bulunduğu 132 sanıklı dava dosyasının istinaf incelemesi tamamlandı..
Tamamı 29.11.2022

Kars: 12 Müebbetin Gerekçesi

30.11.2022 13:13 Kars'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine katıldıkları ve örgütün kentteki sözde 'ana komuta kademesi'nde yer aldıkları iddia edilen, aralarında örgütün sözde 'sıkıyönetim komutanı' ve dönemin 14. Me..
Tamamı 30.11.2022

Yakalanan İlk Darbeciye Müebbet

29.11.2022 11:03 Bursa'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Bursa'da sözde 'sıkıyönetim komutanı' olmayı beklerken 'yakalanan ilk darbeci' olan dönemin İl Jandarma Komutanı Yurdakul Akkuş'un da..
Tamamı 29.11.2022

Darbeci Yaver'in Müebbeti Onandı

29.11.2022 10:43 Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın kaldığı oteli darbecilere bildirdiği belirlenen eski başyaver Ali Yazıcı'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet ile eski Dalaman Deni..
Tamamı 29.11.2022

Çatı Davada Müebbetler Değişmedi

29.11.2022 10:22 Ankara'da, Yargıtay'ın 15 Temmuz darbe girişiminden önce açılan FETÖ çatı davasında, örgütün tepe yöneticileri eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski milletvekili İlhan İşbilen, keski Zaman Gazetesi İm..
Tamamı 29.11.2022

Askeri Hakimlere Müebbet Onandı

02.12.2022 09:55 Ankara'da, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesince FETÖ'nün darbe girişiminde yer alan dönemin Genelkurmay Başkanlığı adli müşavirleri Hayrettin Kaldırım ve Muharrem Köse'nin de aralarında bulundu..
Tamamı 2.12.2022

Poyrazköy Kumpası: 1. Dava Başladı

28.11.2022 13:39 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün "Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat, Kafes eylem planı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Amirallere Suikast" gibi davalardaki usulsüzlüklere ilişkin polis mem..
Tamamı 28.11.2022

Poyrazköy Kumpası: 2. Dava Yargıya

28.11.2022 15:42 İstanbul'da, kamuoyunda 'Poyrazköy davası' olarak bilinen dava ve soruşturmalarda görev alan 48 eski hakim ve savcı hakkında 'gizliliği ihlal', 'iftira', 'suç delillerini yok etme', 'kişisel verileri hukuka aykırı olar..
Tamamı 28.11.2022

1985'teki Sınav Hırsızlığına Dava

02.12.2022 12:37 Ankara'da, FETÖ irtibatı nedeniyle hakkında dava açılan eski Albay Cengiz C.'nin, 1985'te yapılan askeri lisesi sınav sorularını, 'örgüt abisi' aracılığıyla önceden aldığını itiraf etmesi, verdiği bilgilerin doğru çı..
Tamamı 2.12.2022

Pinhan Restaurant'a 9 Hapis

30.11.2022 12:08 İstanbul'da, Fetullah Gülen liderliğindeki terör örgütü (Fetö) adına faaliyetlerde bulunulduğu gerekçesiyle kayyum atanan örgütün karargahı konumundaki Maltepe Pinhan Restoran yapılanmasına dair 45 sanıklı davaya devam..
Tamamı 30.11.2022

Zırhlı Tugay Darbe davası

30.11.2022 12:40 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında muvazzafların da bulunduğu 28'si tutuklu 138 askerin 'kamu malına zarar verme' suçundan altışar yıl ile 'Anayasal düzeni ort..
Tamamı 30.11.2022

Darbede Valilik İşgali davası

30.11.2022 12:29 İstanbul'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Valiliğinin işgalini konu alan 90 sanıklı davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozulan eski Yarbay Recep Karaçam'ın yeniden yargılan..
Tamamı 30.11.2022

Donanma Darbe davası

28.11.2022 13:24 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davada dosyaları ayrılan 6'sı tutuksuz, 13'ü firari 19 sanığın yargılanmasına devam edildi..
Tamamı 28.11.2022

Adana Yasadışı Dinleme davası

21.11.2022 12:10 Adana'da, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden hüküm giyen eski İl Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan ile terörden sorumlu emniyet müdür yardımcısı İsmail Bilgin'in, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubunu yasa ..
Tamamı 21.11.2022

Tır Kumpası Organizatörleri davası

21.11.2022 11:57 Adana ve Hatay'da MİT tırlarının durdurulması ve aranmasını organize ettikleri gerekçesiyle haklarında 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıl 5'er ay hapis cezası istemiyle dava açılan Fetullahçı Terör Örgütü'nün ..
Tamamı 21.11.2022

13.08.2001'den beri ziyaretçi sayısı:
66.012.530