Faili meçhul soruşturması kapsamında tutuklu bulunan eski özel harekat polisleri Ayhan Çarkın ve Ercan Ersoy ek ifadeleri alınmak üzere Adliye´ye getirildi. Ersoy´un ifade verme işlemi 1 saat sürerken, Çarkın´ın ifadesi ise 2 saat sürdü. İfade sonrası bir açıklama yapan Çarkın, ´Süreci takip edin. Karanlıklar aydınlanacak´ dedi. Ayhan Çarkın dün bir gazetede yayınlanan yeni iddialarında Susurluk döneminde kayıplara karışan MİT muhbiri Tarık Ümit´in öldürüldüğünü ve istenirse yerini gösterebileceğini açıklamıştı.
20.12.2011 15:16 Susurluk döneminde işlenen faili meçhul cinayetlerin dosyalarının yeniden açılmasına yaptığı itiraflarla yol açan eski özel harekat polisi Ayhan Çarkın´ın yeni iddiaları savcılığı harekete geçirdi. Ankara´daki faili meçhul cinayetler soruşturması kapsamında tutuklu bulunan eski özel harekat polisleri Ayhan Çarkın ve Ercan Ersoy, tutuklu bulundukları Sincan F Tipi cezaevinden jandarma eşliğinde Ankara Adliyesine getirildi. Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel, Ercan Ersoy´un ek ifadesini almaya başladı. Ersoy´un ardından Çarkın´ın da ifade vermesi bekleniyor. (AA)
Ayhan Çarkın: Karanlıklar aydınlanacak
Ayhan Çarkın ve Ercan Ersoy, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel´e ifade verdi. İfade sonrası basın mensuplarının sorularına Çarkın, Karanlıklar aydınlanacak dedi. Ayhan Çarkın, bir gazetede çıkan açıklamalarında Tarık Ümit öldürüldü. Eğer mahkeme isterse cesedinin yerini söylerim. Çıkartır DNA testi yaparlar. demişti. Savcı, bu açıklamalar doğrultusunda Çarkın´ın yeniden ifadesine başvurdu. Eski özel harekat polisleri Ayhan Çarkın ve Ercan Ersoy, faili meçhul cinayetleri soruşturan özel yetkili savcı Hakan Yüksel´e ifade verdiler. Ersoy´un ifade verme işlemi 1 saat sürerken, Çarkın´ın ifadesi ise 2 saat sürdü.
İfade sonrası jandarmanın eşliğinde adliyeden götürülen Çarkın, gazetecilerin sorularına ilişkin Süreci takip edin karşılığını verdi. Karanlıklar aydınlanacak. diye bağıran Çarkın, tehdit edilip edilmediğine ilişkin ise kimsenin kendisini tehdit etmediğini vurguladı. Tarık Ümit´in gömüldüğü yeri söyleyip söylemediği ve yer gösterme yapılıp yapılmayacağına ilişkin soru karşısında Çarkın, Süreci takip edin demekle yetindi. Çarkın ve Ersoy, ifadelerinin ardından Sincan F Tipi cezaevine gönderildi.
Ankara 11. Ağır Ceza nöbetçi Mahkemesi faili meçhul cinayetlere ilişkin aralarında İbrahim Şahin´in de bulunduğu 7 özel harekatçı için tahliye kararı vermişti. İbrahim Şahin, Enver Ulu, Ayhan Akça, Ayhan Özkan, Seyfettin Lap, Uğur Şahin ve Ahmet Demirel soruşturma kapsamında tahliye olmuştu. Soruşturma kapsamında Ayhan Çarkın ile Ercan Ersoy tutuklu bulunuyor. Nöbetçi mahkeme, CMK´nın 108´inci maddesine göre tutukluluk gerekçeleri ortadan kalktığı için tahliye kararı vermişti. Soruşturmayı yürüten Hakan Yüksel ise tahliye kararına itiraz etmişti. Ancak mahkeme henüz bu itirazı karara bağlamadı. ( Cihan)
ÇARKIN DÜN YENİ İDDİALARDA BULUNDU
Sincan Cezaevi´nde tutuklu bulunan Ayhan Çarkın, Namık Erdoğan ailesinin avukatı Yaşar Sayın aracılığıyla Taraf gazetesinin sorularını yanıtlamış, yeni iddialarda bulunmuştu. Çarkın, 1978´den itibaren MİT içerisinde çalışmaya başlayan, 1980 ve 1990´lı yıllarda çok sayıda olaya adı karışan ve 2 Mart 1995´te kaçırıldıktan sonra kendisinden haber alınamayan Tarık Ümit´in öldürüldüğünü açıklamıştı. Mahkemenin talep etmesi halinde Tarık Ümit´in cesedinin bulunduğu yeri gösterebileceğini belirten Ayhan Çarkın, ?Ben, infaz edildiği yeri, cesedinin gömüldüğü yeri gösteririm. DNA testi yapılır. Durum ortaya çıkar? dedi.
İŞTE ÇARKIN´IN YENİ İDDİALARI
Topal cinayetinin belgeleri Mesut Yılmaz´da.. Topal cinayetiyle ilgili asayiş polisleri tarafından alınmış kamera kayıtları var.. Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Kemal Yazıcıoğlu, cinayete ilişkin tüm detayları biliyor..
MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür ifadelerinde kıvırmış. Sanki o dönem olan bitenleri sonradan öğrenmiş, olaylara hiç karışmamış, dışarıdan izleyen öğrenen biri gibi anlatmış. Oysa olan bitenin merkezinde kendisi de vardı..
Benim akıl sağlığım yerinde. Ancak bana deli diyenlerden İbrahim Şahin kendisi deli olmak için elinden geleni yapıyor. Ergenekon davasından kurtulmak için aklî dengesi yerinde değildir raporu almaya çalıyor..
Bu ekibin içerisinde olan yaşanan olaylara birebir tanıklık eden biriyim. Ankara´da işlenen cinayetleri savcıya anlattım hatta infazların gerçekleştiği yerleri gösterdim.. Allah´ın izniyle sonum Kaşif Kozinoğlu gibi olmazsa ben bu olayları inkar edenlerle mahkemede yüz yüze geldiğimde esas sürprizi yapacağım..
Bana göre bizim ekipten Ahmet Sakarya, Sami Gece, Behçet Oktay ve Sait Yıldırım ecelleriyle ölmediler. Birileri onları infaz etti. Beni de infaz etmek istediler. Ancak ben Oğuz Yorulmaz´ın yardımıyla infaz edilmekten kurtuldum. Hatta İbrahim Şahin´in de infaz edilmek istendiğini biliyorum. Fakat Şahin´i de öldüremediler. Şahin de durumu anlayınca infaz edilmekten kurtulmak için işi deliliğe vurdu..
Mehmet Ağar çıkıp açıklama yaptı. İlgili kişilere mesaj gönderdi. Bu soruşturmanın en üste kadar gideceğinin farkına varmış.. Ayhan Efeoğlu İstanbul Emniyeti´nde yapılan işkence sonucu ölmüştü. Onu bizzat kendi ellerimle gömdüm. Bu kişilerin infaz edildiği yerleri göstereyim. Orada çıkan cesetlere DNA testi yapılsın. O zaman mahkeme ölümlerin somut olduğunu anlayıp, benim ifadelerimi dikkate alır..
Namık Erdoğan infaz edilmeden önce öldürüleceği konusunda özel harekâtta dedikodular dolanıyordu. Ahmet Sakarya, bana Erdoğan cinayetini Ahmet Demirel´in grubu tarafından daha doğrusu ona yakın çalışanlar tarafından öldürüldüğünü hatta Sait Yıldırım´ın da o ekipte olduğunu anlatmıştı..
MESUT YILMAZ´DAN ÇARKIN´A TEPKİ
Faili meçhul cinayetler soruşturmasının en önemli tanığı olan eski Özel Harekât Polisi Ayhan Çarkın´ın, ?Topal cinayetiyle ilgili kayıtlar Yılmaz´da? açıklamasına, Mesut Yılmaz´dan yanıt geldi: Bende olup da devlette olmayan bir belge, bilgi yok. Herkes birbirine ´kazık atmak´ için birtakım iddiaları ´pehlivan tefrikası´ gibi ortaya döküyor. İddiaların bir kısmının üzerinde yargı ciddiyetle durmalı. Şahsen ben yargının bunu yaptığına şu ana kadar tanık olmadım. Bugüne dek elimdeki bütün bilgileri paylaştım, bundan sonra da üzerime düşeni yaparım.
Ankara´da süren faili meçhul cinayetler soruşturması nedeniyle birkez daha gündeme gelen Susurluk konusunda Ayhan Çarkın´ın yanı sıra, eski MİT´çi Mehmet Eymür, eski TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış´ın açıklamaları nedeniyle gözler Mehmet Ağar, Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz´a çevrildi. Ağar geçen ay bir basın toplantısıyla detaylara girmeden sessizliğini bozdu. Çiller ise hâlâ suskun. Dönemin en etkili isimlerinden Yılmaz ise sessizliğini Radikal´e bozdu.
Telefonla görüştüğümüz Yılmaz, öncelikle Çarkın´ın dün Taraf gazetesinde yer alan ?Cinayetlerle ilgili bilgiler Yılmaz´da var? iddiasını yanıtladı. ?Tarık Ümit konusunda elimde bilgi olsa yargıyla paylaşırdım? diyen Yılmaz, Topal´ın ölümüyle ilgili iddiaya da şu yanıtı verdi: ?Emniyet Müdürü Kemal Yazıcıoğlu´nun verdiği bilgileri, muhalefette olduğum dönemde, dönemin Cumhurbaşkanı´na (Süleyman Demirel) ilettim. Bu konuda bende olup yargıda olmayan tek bir bilgi yoktur.?
Devlet sırrı diye sakladık
Yılmaz, Elkatmış´ın ?Kutlu Savaş çok önemli bir rapor hazırladı. Ancak o raporun da 7-8 sayfası devlet sırrı diye açıklanmadı. Ama asıl önemli nokta bu rapor ve ekleri şu anda devlet arşivinde değil Yılmaz´da? sözlerine de yanıt verdi. Raporda ´devlet sırrı´ olarak kapatılan bölümlerin Türkiye´nin dış politikasını ilgilendirdiğini anımsatan Yılmaz, ?O bölümlerde bu cinayet olaylarıyla ilgili hiçbir bölüm yoktu. Kaldı ki daha sonra o bölümler de mahkemeye gönderildi? diye konuştu. Yılmaz üst üste yapılan bu açıklamalarla ilgili olarak şöyle konuştu: ?Herkes birbirine ´kazık atmak´ için birtakım iddiaları ´pehlivan tefrikası´ gibi ortaya döküyor. İddiaların bir kısmı üzerinde durulmayacak iddialar. Ancak bir kısmının da üzerinde yargı ciddiyetle durmalı ve iddiaları derinleştirmelidir. Şahsen ben yargının bunu yaptığına şu ana kadar tanık olmadım, yapılıyorsa da benim haberim yok. Bugüne dek elimdeki bütün bilgileri paylaştım, bundan sonra da üzerime düşeni yaparım.?
Ne biçim istihbaratçısın!
Yargının bütün gerçekleri ortaya çıkarabileceğine işaret eden Mesut Yılmaz, ?Maalesef bütün bilgiler bende yok. Bende olup, devlette olmayan bir bilgi yok? dedi. Yılmaz, bazı iddiaların ciddi olduğunu bir kez daha tekrarlarken, ?Bu konuların da gereği yapılmıyor? yorumunu yaptı. Yılmaz´a, bu günlerde yaşayıp yaşamadığı tartışılan ´yeşil´ kod adlı Mahmut Yıldırım ile ilgili bildiklerini de sorduk. Bu konuyu kendisinin de MİT´çi Mehmet Eymür´e sorduğunu anlatan Yılmaz, şu bilgileri verdi: Eymür geldi. Eyüp (Aşık) Bey de vardı. Yeşil´i sorduk. ´Öldüğünü tahmin ediyoruz´ dedi. Ben de ´bu ne biçim şey, göreve almışsın, birlikte çalışmışsın, daha ölüp ölmediğini, öldüyse nasıl öldüğünü bilmiyorsun. Nasıl istihbaratçısın´ dedim. Bilgim bundan ibarettir? dedi.
Susurluk´un düğümü: Topal cinayeti
Kumarhaneler kralı olarak tanınan Ömer Lütfi Topal, 28 Temmuz 1996 gecesi İstanbul-Yeniköy´deki evine giderken, 34 BTG 96 plakalı otomobilinde Kalaşnikov silahlarla çapraz ateşe tutularak öldürülür. Saldırganların kullandığı sahte plakalı otomobil kısa süre sonra Sarıyer´de bulunur. Otomobilde o dönem sadece Özel Harekât Dairesi envanterinde bulunan Uzi marka makineli tabancaya ait şarjör, Kalaşnikov şarjörü, 52 mermi vardır. Bir ay sonra emniyete gelen ihbara göre, cinayeti özel tim polisleri Ayhan Çarkın, Ercan Ersoy ve Oğuz Yorulmaz işlemiştir. Olay tarihinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü koltuğunda Kemal Yazıcıoğlu adı geçenleri gözaltına aldırır. Ancak araya giren dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Ağar zanlıları serbest bıraktırır. Açılan cinayet davasında da hepsi beraat eder.
İşte somut deliller
´Somut delil yok´ iddiasıyla serbest bırakılan Susurlukçu eski özel harekatçılar için savcının yaptığı itiraz bu hafta karara bağlanacak. Karar öncesi Ayhan Çarkın gibi dönemin diğer aktörlerinden de ´somut´ deliller yağdı.
Eyüp Aşık: Topal kayıtları Yılmaz´daydı
O dönemler ANAP´ın ağır toplarından olan ve Mesut Yılmaz´a yakınlığı ile bilinen Eyüp Aşık, belgelerin Yılmaz´da olduğunu Radikal´e doğruladı. Eyüp Aşık, şu açıklamayı yaptı: ?Kayıtlar Yılmaz´a eski İstanbul Emniyet Müdürü Yazıcıoğlu tarafından ulaştırıldı, o da konuyu dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel´e iletti. Yazıcıoğlu´nu çağırıp bilgi almasını istedi. Bunun üzerine Demirel, Yazıcıoğlu´nu dinledi. Sonra da rahmetli Erbakan Hoca´ya mektup yazdı. İşte, ´devlet içinde cinayet işleniyor. Bunu araştırın´ dedi. Devletin arşivlerinde vardır bu mektup.? Aşık, ?Peki bu kayıtlarda görüntüler var mı?? sorusuna ise ?Görüntülerin Yılmaz´da olup olmadığını tam olarak bilmiyorum? yanıtını verdi. Aşık´ın bahsettiği görüntülerin, Topal cinayetinden sonra gözaltına alınan Özel harekâtçı polisler Ercan Ersoy, Ayhan Çarkın, Oğuz Yorulmaz ve Mustafa Altunok´un asayiş şubedeki sorgu kayıtları olduğu belirtiliyor. Bu kayıtlarda cinayete kimlerin bulaştığının anlatıldığı ve önemli itirafların bulunduğu iddia ediliyordu.
Susurlukçular için hâkim transferi
Eski Özel Harekatçı polislerin tahliyelerine yapılan itirazı karara bağlayacak olan Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi´nde heyet sıkıntısı yaşandığı ortaya çıktı. Tahliye ve tutuklama kararlarına imza atan hakimlerin, ´itiraz talebinin karara bağlanmasında´ görev alamaması nedeniyle, Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi´nden bir hakimin görevlendirildiği öğrenildi. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi üye hakimi Hakan Oruç, ´somut delil bulunmadığı´ gerekçesiyle 6 eski özel harekatçı polis ile bir dönem Özel Harekat Daire Başkanlığı görevini yürüten ve halen Ergenekon´dan yargılanan İbrahim Şahin´in geçen hafta tahliyesine karar vermişti.
Çarkın dinlensin talebi
Öte yandan, Ankara´da 24 Şubat 2009 günü intihar ettiği iddia edilen ancak, dosyası yeniden açılan Özel Harekât Daire Başkanı Behçet Oktay´ın ölümüyle ilgili soruşturmada da flaş bir gelişme yaşandı. Oktay´ın kardeşi Şule Oktay, Ayhan Çarkın´ın tanık olarak dinlenmesini talep etti. ( Radikal)
ÇARKIN´DAN CHP´Lİ AYGÜN´E KORKUNÇ İTİRAFLAR
28.12.2011 13:18 Çarkın bu kez infazlarını anlattı: Yaman ve Gül yere çömeldi. Tam tetik düşecekken ´İnsanlık onuru işkenceyi yenecek´ sloganını attılar. 20 yaşındaki çocukları nasıl öldürdük inanamıyorum.Faili meçhul cinayetlerle ilgili savcılığa verdiği ifadeler ve yaptığı itiraflarla Türkiye´nin gündemine oturan eski Özel Harekât polisi Ayhan Çarkın, ilk kez bizzat kendisinin de katıldığı infazları anlattı.
Radikal Gazetesi´nin haberine göre halen tutuklu bulunduğu Sincan F Tipi Ceza-evi´nde CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün ile görüşen Çarkın´ın özellikle 1992´den beri kayıp olan Soner Gül ve Hüsamettin Yaman ile ilgili kan donduran detaylar aktardı: ?Yaman ve Gül yere çömeldiler. Tam tetiği düşüreceğimizde ´İnsanlık onuru işkenceyi yenecek´ diye slogan attılar. Polis otobüsüne bomba atmış diye bir yalanla bizi yönlendirdiler. 20 yaşında bir çocuğu nasıl öldürdük inanamıyorum.?
Çarkın ile 4 saat görüşen Hüseyin Aygün dün açıklama yaparak neler konuştuklarına dair basına bilgi verdi. CHP´li Aygün, ?Cinayetler hakkında öyle detaylar anlattı ki, 4 saat sonra dayanamadım ve görüşmeyi ben bitirdim. Zaman zaman ağlıyordu? dedi. Çarkın´ın ´samimi konuştuğu´nu, 1990´lı yılların aydınlanması için çaba harcayan biri izlemini uyandırdığını ifade eden Aygün, işlediği suçlardan dolayı vicdanını temizlemeye çalışan biri gibi göründüğünü söyledi.
ANNELER RÜYAMA GİRİYOR
Çarkın´ın, faili meçhul cinayetlerin ´90´lı yıllarda alınmış bir MGK kararı´ sonrası başladığını söylediğini aktaran Aygün, Çarkın´ın, Mehmet Ağar hakkında ´korkunç şeyler´ anlattığını da sözlerine ekledi. ?Ağar ile ilişkilerinde tuhaf şeyler var. Zaman zaman çatışıyormuş Ağar´la. Belki o nedenle konuşuyor? diyen Aygün, Çarkın´ın Siirtliler Grubu, Gayrettepe ve Ankara Özel Harekât Şubesi´nde 1986-1996 yıllarını kapsayan 10 yıllık süre boyunca yaşadıklarını anlattığını belirterek, ?Anlattıklarının önemli bir kısmını savcılara da anlatmış. Başıboş cinayetler olduğunu, bazı Özel Harekâtçıların canavarlaştığını, hatta bir tanesinin sevgilisini öldürdüğünü söylüyor? diye konuştu. Aygün, Çarkın´ın faili meçhul cinayetlerle ilgili Emniyet Özel Harekât Şube Müdürlüğü´nü işaret ettiğini, halen bu insanların bir kısmının görevde olduğunu söylediğini aktardı.
SLOGAN ATIYORLARDI
Çarkın´ın, öldürdüğü ve gözaltında kaybettikleri ile yakınlarının 19 yıldır rüyalarına girdiğini en çok da Cumartesi Anneleri´ni rüyasında gördüğünü anlattığını söyleyen Aygün, gözaltında kaybedilen Hüsamettin Yaman ve Soner Gül´ün öldürülmesiyle ilgili Çarkın´ın anlattıklarını şöyle aktardı: ?Çarkın, ´Yaman ve Gül yere çömeldiler. Tam tetiği düşüreceğimizde ´insanlık onuru işkenceyi yenecek´ diye slogan attılar. Polis otobüsüne bomba atmış diye bir yalanla bizi yönlendirdiler. 20 yaşında bir çocuğu nasıl öldürdük inanamıyorum. Sonradan öğrendim hiçbir suçları da yoktu´ diyor.? Aygün gözaltındayken öldürülen Ayhan Efeoğlu´nun işkencede öldürüldüğünü belirterek şöyle konuştu:
?Çarkın, ´Ayhan Efeoğlu sorguda öldürüldü ve bize teslim edildi. O dönem çok patlayıcı imha ederdik. Öyle bir paket sandım. Açtık içinden insan çıktı. Sonra Cumartesi Anneleri´nin elinde fotoğrafı görünce gömdüğümüz kişinin o olduğunu anladım, mahvoldum. Cumartesi Anneleri´nin eylemlerini izledim uzaktan, öldürdüğümüz insanların fotoları taşınıyordu, bu beni mahvetti´ diyor. En çok Cumartesi Anneleri´ni görüyormuş rüyasında. 20 yıldır evlatlarını aramaları çok etkilemiş. Hâlâ İstanbul Emniyet Müdürlüğü´nde müdür olarak çalışan birinin ismini verdi. Onun sorguda öldürüldüğünü bildiğini söyledi. Dürüst bir müdür diyor.?
MUŞ´TAKİ TOPLU MEZAR
Bu güne kadar bilinmeyen iki olaydan da söz ettiğini söyleyen Aygün, ?Muş´ta bir eylemden söz etti. İlk defa bunu açıkladı. 94 kışında Muş´a giderek bu operasyonun yapıldığını söylüyor. Bu 8 kişi Muş merkez mezarlığında mevcut mezarlar açılmak suretiyle gömülmüş, bu da ilginç bir itham. Antep´te 2 araçla 20 kişi gittiklerini, 60 yaşındaki birini alıp Maraş yolunda bir inşaatta infaz ettiklerini söyledi. Bazı operasyonlarda PKK ile işbirliği yapılıyormuş. Çarkın´ın söylediğine göre, bu 8 kişi de barış isteyen grupmuş? dedi. Aygün, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu´nun Çarkın ile görüşmesi ve söylediklerini kayda alması gerektiğini de vurguladı. ( Radikal)
(20 Aralık 2011), son güncel.: (28 Aralık 2011)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Ayhan Çarkın´ın Susurluk cinayetlerine dair itirafları ve yürütülen soruşturma manşetlerimiz
Susurluk skandalı ve cinayetlerine dair çeşitli devlet kurumlarınca hazırlanan raporlar