Balyoz davasında savunma yapan tutuksuz sanık Embiya Şen hakkındaki suçlamaları reddetti ve seçimlerde AK Partiye oy verdiğini söyledi. Bunun üzerine sanık yakınları kendisine hakaret etti. Bu sataşmaların duruşma arasında da sürdüğünü iddia eden Embiya Şen, Çetin Doğan´ın eşini ve bazı sanık yakınlarını mahkemeye şikayet etti. Şen, şikayetinin sonunda çok ilginç bir cümle kullandı: ´Kimse kusura bakmasın. Bu tahammülsüzlüğü anlamak güç. Aylardır burada bir oluşum iddiası yargılanıyor. Bu tahammülsüzlük, bu iddialara bir nebze ışık tutacaktır.´
İlginç ifade Balyoz´a ışık tutacak
Balyoz davasında savunma yapan tutuksuz sanık Embiya Şen hakkındaki suçlamaları reddetti ve seçimlerde AK Partiye oy verdiğini söyledi. Bunun üzerine sanık yakınları kendisine hakaret etti. Bu sataşmaların duruşma arasında da sürdüğünü iddia eden Embiya Şen, Çetin Doğan´ın eşini ve bazı sanık yakınlarını mahkemeye şikayet etti. Şen, şikayetinin sonunda çok ilginç bir cümle kullandı: ´Kimse kusura bakmasın. Bu tahammülsüzlüğü anlamak güç. Aylardır burada bir oluşum iddiası yargılanıyor. Bu tahammülsüzlük, bu iddialara bir nebze ışık tutacaktır.´ Duruşmada savunma yapan ikinci dava tutuklu sanığı askeri hakim Zeki Üçok ise eski genelkurmay başkanlarına çok ağır eleştiriler getirdi ve onları askerlerini satmakla suçladı.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen 224 sanıklı Balyoz davasının 47. duruşmasında eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, Eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, MHP İstanbul milletvekili emekli Korgeneral Engin Alan ve emekli albay Dursun Çiçek´in de aralarında bulunduğu 148 tutuklu sanık ile 24 tutuksuz sanık hazır bulundu. Koramiral Kadir Sağdıç, Tümamiral Ramazan Cem Gürdeniz ve Tuğgeneral Süha Tanyeri´nin de aralarında bulunduğu 36 tutuklu sanık ile 14 tutuksuz ise duruşmaya katılmadı. Daha önce Mehmet Akif Ersoy Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesine sevk edilen sanık Tanyeri´nin, bugün ameliyat olacağı öğrenildi.
ERKAN KARAGÖZLÜ, ARİF BIYIKLI VE AHMET ÇETİN´İN SAVUNMALARI
Mahkeme Başkanı Ömer Diken, savunması alınamayan 7 tutuksuz sanığın, iddianame isim sırasına göre savunmalarının alınacağını açıkladı. Tutuksuz sanıklardan Erkan Karagözlü, Arif Bıyıklı ve Ahmet Çetin, haklarındaki suçlamaları reddetti. Sanık Karagözlü, Çarşaf ve Testere eylem planlarında, Arif Bıyıklı ise Sakal ve Çarşaf eylem planlarında isminin geçmesi ile suçlandıklarını ancak bu konuda herhangi sözlü ya da yazılı bir talimat almadıklarını ileri sürdüler. Plan kapsamında operasyon tim komutanı olduğu iddialarını yalanlayan Ahmet Çetin´in de aralarında bulunduğu tutuksuz sanıklar, iradeleri dışında isimlerinin dava konusu plana dahil edilmesinden sorumlu olan kişilerin tespit edilmesini talep etti.
Tutuklu sanık Çetin Doğan, çapraz sorgusu sırasında sanık Arif Bıyıklı´ya, Aslında bütün sanıklara sormak isterdim. Sorgunuz sırasında size Çetin Doğan ya da semineri düzenleyenler hakkında şikayette bulunun denildi mi? diye sordu. Böyle bir durumla karşılaşmadığını belirten Bıyıklı, kendi iradesi dışında isminin bu plana dahil edilmesinden sorumlu olan kişilerin ortaya çıkarılması için şahsi bir müracaatta bulunduğunu söyledi.
EMBİYA ŞEN´İN SAVUNMASI
Özel operasyon timinde görevli olarak isminin geçtiğini belirten tutuksuz sanık Embiya Şen, Dijital verilerde sadece ismim geçiyor. İlgim ve bilgim olmayan oluşumla ilgili ne diyebilirim? Ben bu olayı basından duydum. Olayda adı geçenlerin bir kısmını katıldığım kurslardan tanıyordum. Elime gazeteyi aldım bu yapmıştır bu yapmamıştır diye kendi kendime düşündüm. Hatta büyük tepki de gösterdim. Anlatılanlara bakınca bu kadar da olmaz ki dedim. Haziran ayında beni de sorguya aldılar. Şaşırdım. Beni aldılarsa herkesi alırlar dedim. şeklinde konuştu. Kafasına yatmayan hiçbir emri yapmadığını da belirten Şen, Teşkilatta dik kafalı olarak tanınırım. Onun için de hep itilip kakıldım. dedi. Sanık Şen, Oy verdiğim hükümeti neden yıkmaya çalışayım. Hatta tüm sülalem hükümet partisine oy verdi. Suçlamayla alakam yok çıkışıyla dikkat çekti.
Emekli olması nedeniyle gelirinin düştüğünü belirten Şen, Maaşım, kira ve diğer harcamalarıma yetmiyor. Ben emekliyim. Bir işe girip çalışmam lazım. Ancak savunmam bitince yapayım dedim. Bu nedenle benim beraatine ya da duruşmalardan vareste tutulmama karar verin talebinde bulundu. Bu sırada izleyici sıralarından Sen git simit sat. Allah belanı versin seslerinin geldiği duyuldu.
Üye hakim Murat Üründü, Görev yaptığınız 2002-2003 yıllarında darbe teşebbüsü iddialarına yönelik bir duyum aldınız mı? diye sordu. Sanık Şen ise Olsaydı söylerdim. Yok öyle bir duyum almadım. cevabını verdi. Üründü, Savunmanız sırasında darbe iddialarına ilişkin listelere baktığınızı ve ´Bu kişi yapar, bu kişi yapmaz.´ diye düşündüğünüzü söylediniz. Bu kişilerden tanıdıklarınız mı var? Bu kanaate nasıl vardınız? diye sordu. Sanık Şen ise öyle demek istemediğini belirterek tanıdığı kişiler olmadığını söyledi. Listelerin gelişigüzel yazıldığını belirten Şen, Korkmam gereken bir durum da yok. Ben şu an emekliyim zaten. diye konuştu.
Bunun üzerine üye hakimlerden Ali Efendi Peksak araya girerek Savunmanızda çelişkili bir durum var. ´Darbe iddialarını ilk duyduğumda ben de inanmıştım. Tepki gösterdim.´ dediniz. Mesela böyle birşey hakimler arasında olsa aynı meslek grubunda kişiler olduğumuz için karar verme konusunda daha yavaş ve objektif davranırız. Şu an görevde olsaydınız korkacak bir durum mu vardı? diye sordu. Sanık Embiya Şen ise Görevde olsam söyleyemezdim. Çekinebilirdim. Astlık ve üstlük durumu var. Disiplin en üst seviyede. Şu an görevde olmadığım için herşeyi söyleyebilirim. dedi.
Bunun üzerine Peksak, Kurallar manzumesi var. Astlık, üstlük de olsa kanun dışı emirlerin yapılmaması gerekmez miydi? diye sordu. Sanığın bu soruyu anlamadığını söylemesi üzerine Başkan Ömer Diken araya girerek Hukuk devletinde astlar, üstten çekinmez. diyerek Peksak´ın sorusunu açıkladı. Sanık Şen ise Ülkemizde böyle şeyler oluyor. Herkes çalıştığı amirine karşı çekinebilir. Bu sadece TSK´da değildir. cevabını verdi.
İKİ SANIĞIN KİMLİK BİLGİLERİ YANLIŞ, SAVUNMALARI ALINMAYACAK
Mahkeme Başkanı Ömer Diken, sanıklar arasında isimleri geçen iki sanığın kimlik bilgilerinin yanlış yazıldığı için durumun savcılığa bildirildiğini ve savunmalarının alınmayacağını açıkladı.
191 SANIĞIN SAVUNMASI TAMAMLANDI
Hakkında yakalama kararı bulunan 1. Ordu Komutanı sanık emekli Orgeneral Ergin Saygun´un halen GATA´da bulunduğu için savunmasının alınamadığını belirten Diken, tutuksuz sanıklardan Hüseyin Durdu´nun duruşmaya katılmadığını açıkladı. Tutuksuz sanık Musa Farz´ın avukatının da öğleden sonra duruşmaya katılacağı için Farz´ın savunmasının öğleden sonra alınacağını açıklayan Başkan Diken, ana Balyoz davasından 191 sanığın savunmasının alındığını kaydetti. Bu aşamadan sonra birleştirilen 2´nci Balyoz davasının sanık savunmalarının alınmasına başlanacağını belirten Diken, duruşmaya kısa bir ara verdi.
2. BALYOZ DAVASI SANIKLARININ SAVUNMASINA GEÇİLDİ
Savunması sırasında hükümet partisine oy verdiğini açıklayan tutuksuz sanık emekli astsubay Embiya Şen, duruşmaya verilen ara sırasında sanık Çetin Doğan´ın eşi başta olmak üzere bazı sanıklar ile sanık yakınlarının sataşmalarına ve hakaretine maruz kaldığını açıkladı. Mahkemenin şahit olmadığı bir olaya müdahale edemeyeceğini açıklayan Mahkeme Başkanı Ömer Diken ise, Şen´in isterse Silivri Savcılığı´na suç duyurusunda bulunabileceğini belirtti. ( Cihan)
AHMET DİKMEN´İN AVUKATINDAN SAVUNMA
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Balyoz davasında öğleden önce savunmasını yapan 2´nci Balyoz davasının tutuklu sanığı Albay Ahmet Dikmen´in avukatı yaklaşık bir saat süren açıklamada bulundu. Avukat Nevzat Güleşen, dava dosyasında yer alan dijital verilerin birden fazla klasörde yer aldığını iddia ederek bu verileri müvekkili Ahmet Dikmen yönünden değerlendirdi. Güleşen, sanık Dikmen aleyhine dosyada bulunan verilerin de farklı klasörlerde mükerrer olarak yer alan verilerle ilgili açıklamada bulundu. Aynı dijital verilerin, farklı klasörlerde de yer aldığını belirten Güleşen, Hash değeri, oluşturma ve son kaydeden tarihleri arasında farklılıklar olduğunu iddia etti. Avukat Güleşen, askeri yazım hataları da bulunduğunu savunduğu verilerin sahte olduğunu öne sürdü.
Aynı zamanda bilgisayar mühendisi olduğunu da belirten avukat Güleşen, Müvekkilim Ahmet Dikmen suçlu bulunursa bir daha avukatlık mesleğini yapmayacağım. Cübbemi çıkarıp bu mesleğimi bırakacağım. Benim ikinci bin mesleğim de var ama inanın ki Ahmet Dikmen bu suça karışmamıştır. dedi.
Sanıklar arasından kendisine hitaben sarf edilen ve tam olarak anlaşılamayan bazı sözler üzerine Güleşen, Düzeltiyorum, birçok sanığın suçla alakası yoktur. dedi. Sanık sıralarından kendisine hitaben söylenen sözlerin devam etmesi üzerine Güleşen, Muhtemelen sanıkların tamamının bu suçla bir ilgisi yok. diyerek sözlerini ikinci kez düzeltti.
Avukat Güleşen´in uzun açıklamalarından sonra üye hakim Ali Efendi Peksak, sanık Ahmet Dikmen´e, Görev yaptığınız Komutanlıkta Özel Kod sistemi Özel kurye ve Kapalı mesaj iletimi var mıdır? diye sordu. Bu konular hakkında bilgi sahibi olmadığını belirten Dikmen, kendisine yöneltilen bir soru üzerine Azerbaycan´da görev yaptığı yerde kullandıkları bilgisayarın da şifresiz olarak açıldığını söyledi. ( Cihan)
BALYOZ SANIĞI ŞEN´DEN İLGİNÇ İFADE: SANIK YAKINLARININ TAHAMMÜLSÜZLÜĞÜ BURADAKİ İDDİALARA BİR NEBZE IŞIK TUTACAKTIR
Öğleden önceki savunması sırasında hükümet partisine oy verdiğini açıklayan tutuksuz sanık emekli astsubay Embiya Şen, açıklamada bulunacağını belirterek söz istedi. Şen, duruşmaya ara verildiğinde bazı sanıklar ile davanın bir numaralı sanığı Çetin Doğan´ın eşi başta olmak üzere birçok sanık yakınının sataşma ve hakaretlerine maruz kaldığını dile getirdi. Sanıklar ile yakınlarının küçümseme ifade eden bakışlarıyla da tacize uğradığını belirten Şen, Yıkmakla suçlandığımız bir hükümete oy verdiğimi söylediğim için bu sataşmalara maruz kalıyorsam durum daha da vahim. Bu sataşmaları ve hakaretleri hak edecek ne yaptım. Savunmamda kimseyi suçlamadım. Sadece kendi hayat görüşümü söyledim. AK Parti´ye oy verdim diye hakarete maruz kaldım. Herkesin aynı şekilde düşünmesi diye bir şey yok. Kimse kusura bakmasın. Bu tahammülsüzlüğü anlamak güç. Aylardır burada bir oluşum iddiası yargılanıyor. Bu tahammülsüzlük, bu iddialara bir nebze ışık tutacaktır. ifadesini kullandı.
Sanık Şen´in, söz almadan önce sanık Çetin Doğan´ın eşi Nilgül Doğan´ın duruşma salonundan ayrıldığı gözlendi.
Sanık Şen´in açıklamasının ardından Mahkeme Başkanı Ömer Diken de bir açıklamada bulundu. CMK´nun 205 maddesi gereğince mahkemenin huzurunda işlenen suçlarla ilgili olarak işlem yapma yetkileri bulunduğunu ve mahkemenin de işlem yapmaktan çekinmeyeceğini söyledi. Diken, Ancak mahkememiz, şahit olmadığı konularla ilgili bir işlem yapamaz. Eğer şüphe duyulabilecek bir konu varsa duruşma salonunda alınan ses kayıtları incelenerek konunun aydınlatılmasına çalışılır. Siz, konunun duruşma arasında olduğunu söylediniz. Bu nedenle şahsi olarak Silivri Cumhuriyet Savcılığı´nı suç duyurusunda bulunma hakkınız var. Jandarmaya müracaat edip durumu anlatarak tutanak da tutturabilirsiniz. şeklinde konuştu. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
ZEKİ ÜÇOK´UN SAVUNMASI
BALYOZ davasının tutuklu sanığı hakim Albay Ahmet Zeki Üçok, Sayın Başbuğ´un dönemi, kanaatimce, Türk Silahlı Kuvvetleri tarihinde, personelinin en acımasız hukuksuzluklara, aşağılanmalara ve zulümlere maruz kaldığı dönem olmuştur. Sayın Yaşar Büyükanıt ve İlker Başbuğ döneminde, askeri yargının en temel kanunlarında değişiklik yapılmıştır. Böylece askeri mahkemelerin bütün yetkileri elinden alınmış ve adeta görev yapamaz hale getirilmeye çalışılmışlardır dedi. Üçok ayrıca, İlker Başbuğ´un askeri yargının bu sürecin dışında tutulmasını istediğini de belirterek, Eğer bu doğru ise, Türk Silahlı Kuvvetlerinin başkomutanı olan İlker Başbuğ, generallerini, amirallerini, subaylarını, astsubaylarını verdiği emirler doğrultusunda hiç çekinmeden hayatlarını feda eden bu kahraman askerlerini satmış demektir ifadelerini kullandı.
Birleşen Balyoz davasının dinlenen ikinci tutuklu sanığı hakim Albay Ahmet Zeki Üçok suçlamaları kabul etmedi. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen, Sahte çürük raporu davası kapsamında da yargılanan Üçok´un hakkındaki iddialara cevap verdi. CMK´nın 250. ile görevli savcılık tarafından askeri kişilerle ilgili olarak hazırlanan iddianameler hakkında da konuşan Üçok, askerlerin ancak askeri mahkemelerde yargılanması gerektiğinin altınız çizdi. Balyoz Davası´nda toplam 224 sanığın yargılandığını hatırlatan Üçok, Balyoz soruşturması kapsamında da 41 şüphelinin tutuklandığını söyledi. Balyoz davasında ve soruşturmasındaki toplam 265 askerin tutuklu bulunduğunu ifade eden Üçok, Bunların suçu ise ancak amire itaatsizlik olarak değerlendirilebilir dedi.
HAKİM, SANIK ÜÇOK´U UYARDI
Beşiktaş´da bulunan CMK´nın 250. maddesiyle görevli mahkemeleri ve kararlarını da eleştiren Üçok, Beşiktaş Adliyesi´nde görev yapan hakim ve savcılar kendilerini Türkiye´deki bütün mahkemelerden hatta Yargıtay´dan bile üstün görmektedirler şeklinde konuştu. Bu sözler üzerine mahkeme başkanı Ömer Diken de, Savunma sınırlarını aşarak hakaret ediyorsun. Bizi hedef alamazsın. Siz burada hakim ve savcıları hedef alamazsınız diyerek sanık Üçok´u uyardı. Bu uyarı üzerine Üçok´da kimseye hakaret etmediğini belirterek, Hakim ve savcıların görevle ilgili maddeleri dikkate almadıklarını söyledim diye cevap verdi.
CMK´nın 250. maddesiyle görevli savcılık tarafından askerlerle ilgili açılan tüm davaları eleştiren Üçok, Islak İmza Davası, en kötü planlanmış komplolardan birisidir. Bu davada Genelkurmay Başkanlığında görevli bir subayın, tek başına İrtica ile Mücadele Eylem Planı isimli tarihsiz bir plan hazırlayarak, hükümeti devirmek amacıyla silahlı örgüt üyesi olduğu iddiasını öne sürülerek, Beşiktaş Adliyesi hakim ve savcılarınca dava açılmıştır. İddianamede başkaca asker kişi yer almamaktadır.O halde acaba tek bir subay tek başına nasıl hükümeti devirecektir. İddianamede yazılı olan suçlamaların gerçek olduğunu kabul etsek bile, bu subayın tek başına gerçekleştirdiği bu eylemi, ancak memuriyet görevini kötüye kullanmak suçunu oluşturabilir. Bu davaya bakmakla askeri yargı görevlidir dedi.
Balyoz Davalarını eleştiren Üçok, Balyoz Davası, kanaatimce Türk hukuk tarihine kara bir leke olarak geçecek, tam anlamıyla skandal bir davadır. Bu davanın hukuksuzluğuna ilişkin somut deliller ortaya kondukça, Nasrettin Hocanın kazanı misali, sürekli yeni hukuksuzluklarla dolu, yeni davalar doğuran bir skandallar bütünüdür. Bugüne kadar Balyoz 1, Balyoz 2 ve son olarak da Balyoz 3 olarak hukuk skandalları tarihindeki yerini almıştır şeklinde konuştu.
ÜÇOK´TAN ESKİ GENELKURMAY BAŞKANLARINA SERT ELEŞTİRİ
Dönemin Genelkurmay başkanları Yaşar Büyükanıt ve İlker Başbuğu sert sözlerle eleştiren Üçok, sözlerine şöyle devam etti: 2008 yılında, Kara Kuvvetlerindeki Karargah Evleri yapılanması içerisinde bulundukları iddiası ile Beşiktaş Adliyesi savcıları tarafından beş teğmen ve Harp Okulu öğrencileri tutuklandı. Beş teğmenin tutuklanması ile başlayan bu süreçte, ben de Hava Kuvvetleri içerisinde var olduğu iddia edilen Karargah Evleri soruşturmasını yürüten savcıydım.
KARARGAH EVLERİ SORUŞTURMASINDA ÜSTLERİMİ UYARDIM DİNLEMEDİLER, TUTUKLAMALAR ARTARAK DEVAM ETTİ
Beş teğmen ile ilgili soruşturmanın da hukuki irtibat bulunması nedeniyle askeri savcılık olarak bana verilmesi için Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşavirliği´ne gittim. Ancak benim, bu beş teğmenin tutuklanmasının Türk Silahlı Kuvvetleri´ni test etmek amaçlı olduğunu ve bu soruşturmaların askeri yargının görevine girdiğini, bu soruşturmaları görevsiz olan Beşiktaş Adliyesi´ne bıraktığımız takdirde tutuklamaların artarak devam edeceğini beyan etmeme karşın, hukuki delillerle desteklenen bu ikazlarım, dönemin Genelkurmay Başkanı olan Yaşar Büyükanıt tarafından dikkate alınmamıştır. Bana biz bu işe karışmayacağız denilerek, soruşturmanın Beşiktaş savcılarınca sürdürüleceği bildirilip, soruşturma emri verilmemiştir. Bu olayın akabinde, Beşiktaş Adliyesi´nde görevli savcılar yavaş yavaş soruşturma kapsamına aldıkları askeri şahısların rütbelerini yükseltmeye başlamışlardır. Daha sonra, Ağustos 2008 itibarıyla göreve gelen İlker Başbuğ´da aynı tutumu devam ettirmiştir. Askeri yargıyı ısrarla soruşturmaların dışında tutmuştur. Sayın Başbuğ´un dönemi, kanaatimce, Türk Silahlı Kuvvetleri tarihinde, personelinin en acımasız hukuksuzluklara, aşağılanmalara ve zulümlere maruz kaldığı dönem olmuştur. Beş teğmen ile başlayan süreç, Sayın Başbuğ döneminde, ikisi orgeneral olmak üzere 54 general/amiral, 140 subay ve 3 astsubayın haksız yere tutuklanmalarına kadar varmıştır.
BAŞBUĞ´A AĞIR ELEŞTİRİ: KENDİSİNE GÖNDERDİĞİM MEKTUP GAZETEDE YAYINLANAN BAŞBUĞ ASKERLERİNİ SATTI
Üçok, Sayın Yaşar Büyükanıt ve İlker Başbuğ döneminde, askeri yargının en temel kanunlarında değişiklik yapılmıştır. Böylece askeri mahkemelerin bütün yetkileri elinden alınmış ve adeta görev yapamaz hale getirilmeye çalışılmışlardır. Meydana gelen olumlu görev uyuşmazlıklarının kesin çözümü için, Uyuşmazlık Mahkemesine gidilerek gerçek görevli mahkemelerin tespit edilebilmesine olanak sağlanmasını istedim. Fakat dönemin Sayın Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ tarafından, bu önerilerimin hiç birisi dikkate alınmamıştır. Görevsiz ve yetkisiz sivil savcılıklar ve mahkemelerce yürütülen soruşturmalar ve kovuşturmaların hiçbirisi ile ilgili olarak askeri savcılıklara soruşturma emri verilmemiştir.
Hatta, ne acıdır ki, kendisine gönderdiğim mektubum, bir gazetede yayımlanmıştır. Kaderin ne acı oyunudur ki, yüzlerce askerin tutuklanmasına katkıda bulunan Genelkurmay Adli Müşaviri de, benzer suçlamalara maruz kalmış ve tutuklanarak Hasdal Cezaevine konulmuştur. Arkadaşları tarafından kendisine, niçin ısrarla askeri yargının bu sürecin dışında tutulduğu ve gerçek görevli mahkemelerin tespit edilebilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine gidiş yolunun engellendiği sorulmuştur. Kendisi, Hasdal´da tutuklu bulunan arkadaşlarına, bu hususta dönemin Genelkurmay Başkanı olan İlker Başbuğ´un emir verdiğini ve askeri yargının bu sürecin dışında tutulmasını istediğini söylemiştir. Eğer bu doğru ise,Türk Silahlı Kuvvetleri´nin başkomutanı olan İlker Başbuğ, generallerini, amirallerini, subaylarını, astsubaylarını verdiği emirler doğrultusunda hiç çekinmeden hayatlarını feda eden bu kahraman askerlerini satmış demektir ifadelerini kullandı.
SAYIN GENELKURMAY BAŞKANIMIZ ORGENERAL NECDET ÖZEL´E MEKTUP YAZIN
Üçok sözlerini şöyle tamamladı: Tüm tutuklu yakınlarından ricam şu: Sayın Genelkurmay Başkanımız Orgeneral Necdet Özel´e mektup yazın, e-posta atın, telefon edin. Deyin ki, ´bizim babalarımızın,kocalarımızın, oğullarımızın, kardeşlerimizin, ağabeylerimizin gerçek görevli mahkemelerde adil bir şekilde yargılanabilmelerini sağlayabilmek için, askeri mahkemelerde haklarında dava açtırın. Biz adalet istiyoruz´ deyin. ´Biz de tüm çocuklar gibi doğum günümüzü babamızla kutlamak istiyoruz´ deyin. ´Düğünümde babam yanımda olsun deyin. Doğumumda kocam yanımda olsun´ deyin. ´Hasta yatağımda oğlum elimi tutabilsin deyin.
Sanık Üçok´un savunmasına ara veren mahkeme, duruşmayı 13 Ekim gününe duruşma ertelendi. ( DHA)
ASKERİ SAVCI ZEKİ ÜÇOK ADETA SUÇ ÖRTME MAKİNESİ
Ergenekon bağlantılı Karargah Evleri soruşturmasını örtbas ettiği izlenimi veren tuhaf gelişmeler üzerine birkaç yıldır dikkatle takip etmeye başladığımız Askeri Savcı Üçok´un ortaya çıkan son icraatı, ele geçen ´şantaj ve casusluk´ belgelerini ´komutanım emretmedi´ diye soruşturmaması olmuştu. Bu örtbası doğrularcasına Üçok´un adı casusluk skandalında ilginç şekilde geçiyordu. ASELSAN ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı´na ait gizli belgeler, tutuklu sanık Askeri Hakim Albay Zeki Üçok´la ilişkisi tespit edilen hayat kadınının evinden çıkmıştı. Askeri Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok, sahte çürük soruşturması kapsamında yağmaya azmettirme ve örgüt üyeliği iddiasıyla 25 Eylül 2009´da tutuklandı. Çete üyeleri arasında kod adı Bamya olarak geçen Ahmet Zeki Üçok´un görevi gereği bilgi sahibi olduğu çürük raporunda sorunu olan ve özellikle zengin kişilerin isimlerini çeteye verdiği iddia ediliyor. Üçok ´sahte çürük raporu´ davasında tutuklu yargılanıyor. Üçok, Ergenekon soruşturması kapsamında da tutuklandı. Kendisine yöneltilen suçlama, Ergenekon´un TSK´daki yapılanması olan Karargah Evleri´ne yönelik soruşturmayı örtbas etmekti. Üçok, kendisi kadar renkli kişiliğe sahip yardımcısı askeri savcı yüzbaşı Mehmet Çelik´in Konya´da karıştığı bir havaya ateş açma olayını soruşturan sivil savcıya başka kişinin resmin gönderdiği de ortaya çıkmıştı. Üçok´un adı yine heron skandalında da benzer şekilde geçti. ´Çok PKK´lı vuruluyor düşürün şu heronları´ şeklindeki şok telefon görüşmeleri soruşturmasına da onun baktığı ortaya çıktı ve bu soruşturmayı da kararttığı iddia edildi. Görüldüğü gibi adeta bir ´suç örtme makinesi´ gibi çalışan, çok sayıda suç soruşturması ve davada şüpheli olarak adı geçen ya da sanık olarak yargılanan savcı Üçok´u konu alan 2 Şubat 2010 ve 24 Mart 2011 tarihli haberlerimizin başlığı şöyle idi: ´Savcılar suçu aydınlatır.. Ya kendileri de karışmışsa?..´, ´Bazı savcılar suçu aydınlatır, bazıları karartır..´ Ve son olarak Genelkurmay askeri savcılığınca bile Üçok hakkında dava açıldı. Dokuz yıla kadar hapsi ve ´memuriyetten men´ edilmesi istenen Üçok hakkındaki iddianamede çarpıcı suçlamalar var. Üçok, Kayseri´de 3 askere yönelik soruşturmayı hukuka aykırı şekilde yürütmek, mahkeme kararı olmaksızın ev ve işyeri araması yapmakla da suçlanıyor. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(11 Ekim 2011, 13:07)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
1. BALYOZ İDDİANAMESİNDE ARAMA YAP
Balyoz Planı manşetlerimiz
2. BALYOZ İDDİANAMESİNDE ARAMA YAP
Eskişehir belgeleri (2. Balyoz davası) manşetlerimiz
GÖLCÜK İDDİANAMESİNDE ARAMA YAP
Donanma´da 10 çuval belge manşetlerimiz
Flaş!!! Donanma´da arama: 10 çuval belge
ALBAY ZEKİ ÜÇOK´LA İLGİLİ MANŞETLERİMİZ
Asker de Suç Örtme Makinesini gördü
Asgari savcıya azami hukuk: Üçok´a işkence davası
Karargah Evleri soruşturmasının askeri savcı Zeki Üçok tarafından savsaklanması