İkinci Ergenekon davasında bugün 138. duruşma görülüyor. Taleplerin alındığı duruşmada Adli Tıp´tan gelen İbrahim Şahin´in ´cezai ehliyetinin var olduğuna ama tam olmadığı´na dair rapor okundu. Duruşmada söz alan tutuklu sanık ve CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, ´Benim yerim meclistir. Yarın 1 Ekim ve meclis yarın açılıyor. Heyetinizin milletin iradesine saygı göstererek, bütün sorunların çözüm yeri olan meclisin tam olarak toplanması için bir adım atılmasını diliyorum. Meclise gitsem de mahkemeye çağrıldığımda burada olacağım´ diyerek tahliye edilmesini istedi. Balbay´ın sarfettiği bazı sözler, üye hakimin tepkisine neden oldu. Duruşmada tutuklu sanıklar Osman Gürbüz, Ersin Gönenci ve Mehmet Koral´ın tahliyesine karar verildi. Balbay ve Haberal dahil diğer sanıkların tutukluluk hallerinin ise devamına karar verildi.
Ergenekon´da 3 tahliye, Balbay´a ret
İkinci Ergenekon davasında bugün 138. duruşma görülüyor. Taleplerin alındığı duruşmada Adli Tıp´tan gelen İbrahim Şahin´in ´cezai ehliyetinin var olduğuna ama tam olmadığı´na dair rapor okundu. Duruşmada söz alan tutuklu sanık ve CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, ´Benim yerim meclistir. Yarın 1 Ekim ve meclis yarın açılıyor. Heyetinizin milletin iradesine saygı göstererek, bütün sorunların çözüm yeri olan meclisin tam olarak toplanması için bir adım atılmasını diliyorum. Meclise gitsem de mahkemeye çağrıldığımda burada olacağım´ diyerek tahliye edilmesini istedi. Balbay´ın sarfettiği bazı sözler, üye hakimin tepkisine neden oldu. Duruşmada tutuklu sanıklar Osman Gürbüz, Ersin Gönenci ve Mehmet Koral´ın tahliyesine karar verildi. Balbay ve Haberal dahil diğer sanıkların tutukluluk hallerinin ise devamına karar verildi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi´nde oluşturulan salonda görülen 138´inci duruşmaya, CHP Milletvekili gazeteci Mustafa Balbay, gazeteci Tuncay Özkan, Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu ve eski Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin´in de aralarında bulunduğu tutuklu 18 sanık katıldı. Tutuklu sanıklardan eski Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz ve Ersin Gönenci ise duruşmaya gelmedi. Duruşmada, Odatv´ye yönelik operasyona ilişkin açılan davada tutuklu yargılanan, bu davanın tutuksuz sanığı Yalçın Küçük ile tutuksuz sanıklardan Emin Şirin de hazır bulundu.
İBRAHİM ŞAHİN´E ´CEZAİ EHLİYETİ YOK´ RAPORU
Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese, ara kararlar üzerine dosyaya gelen evrakları okudu. Özese, İbrahim Şahin ile ilgili Adli Tıp Kurumu´ndan rapor gönderildiğini belirterek, Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesi´nce hazırlanan raporda, suç tarihinde Şahin´in ´ceza ehliyetinin bulunduğunun ama tam olmadığı´nın bildirildiğini kaydetti. Adli Tıp Kurumu Başkanlığından gönderilen 3 ayrı raporda da Şahin´in 7 Ocak 2009´da yargılandığı suçlara karşı ceza ehliyetinin tam olmadığı kaydedilmişti. Daha önce de birçok kez İbrahim Şahin, rahatsızlığının tespiti için birçok kez hastaneye sevk edilmişti. İddianamede belirtilen suç tarihi öncesinden itibaren Demans hastası olduğunun belirtilmesinin ardından mahkeme, Şahin´in ceza-i ehliyetinin olup olmadığı konusunu araştırmaya başlamıştı. İbrahim Şahin hakkındaki son rapor Adli Tıp Kurumu Gözlem İhtisas Dairesi´ne sevk edilmişti. Burada yapılan inceleme sonunda 4 Ocak 2011 tarihli kurulda oy çokluğu ile İbrahim Şahin´in ceza-i ehliyetinin var olduğuna ama tam olmadığına karar verilmişti. Bu raporun ardından mahkeme İbrahim Şahin´in, daha önceden hakkında verilen tüm raporlarla birlikte ceza-i ehliyeti konusunda son kararı vermesi için 28 Mart 2011 tarihli duruşmada Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesi´ne sevk edilmesine karar vermişti. Son rapor da benzer şekilde, suç tarihinde İbrahim Şahin´in cezai ehliyetinin bulunduğu ancak tam olmadığı şeklinde çıktı. Bunun anlamı, dava sonunda İbrahim Şahin´in ceza alması durumunda belli bir oranda indirime gidilebilecek.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ile Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk´ün de izlediği duruşmada, sanıkların talepleri alınıyor. CHP İzmir ve Zonguldak ile İşçi Partisine üye yaklaşık 500 kişi de 10 otobüsle duruşmayı izlemek için cezaevinin önüne geldi. Duruşma salonuna izleyici olarak 370 kişi alınırken, kapasitenin dolması nedeniyle diğer gruplar dışarıda bekliyor. ( AA, Cihan)
BALBAY İLE HAKİM ARASINDA TARTIŞMA
Duruşmada söz alan tutuklu sanık ve CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, Benim yerim meclistir. Yarın 1 Ekim ve meclis yarın açılıyor. Heyetinizin milletin iradesine saygı göstererek, bütün sorunların çözüm yeri olan meclisin tam olarak toplanması için bir adım atılmasını diliyorum dedi. Meclise gitsem de mahkemeye çağrıldığımda burada olacağım diyen Balbay, Mahkemeye geleceğim size söz veriyorum. Ben yargılanmak istiyorum. Zaten yargılanmayayım demek bütün suçları kabul etmek demektir. Benim yargılanmam devam etsin ifadelerini kullandı. TBMM´de Haziran ayında dünyada tutuklu vekillerin durumunun ne olduğu şeklinde bir çalışma yapıldığını söyleyen Balbay, 21. yüzyılda dünyada tutuklu vekil yok ifadelerini kullandı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde taleplerin alındığı duruşmada konuşan Balbay, gazeteci kimliğiyle 30, milletvekili olarak da ikinci kez talepte bulunmak için söz aldığını söyledi. Ergenekon kapsamında bir kısmı bu mahkemede olmak üzere 15 iddianamenin bulunduğunu belirten Balbay, 2-3 yıllık zaman dilimde şahsımla ilgili yeni hangi gelişmeyle karşı karşı kaldınız? ´Balbay falanca planın bir parçasıdır´ diyebildiniz mi? dedi. Balbay, heyetin iddianameyi tümüyle doğru olarak kabul ederek iddiaları çürütmeye çalışanları neredeyse suç işleme çabası içinde olarak gördüğünü savundu. Bu iddianamede, elinde telefon numarası olan herkesi terör örgütü üyesi ilan ettiniz diyen Balbay, davanın ilerlemesi için çaba gösterdiklerini, ancak heyetin, yeni dosyaları getirterek, yükün artmasını sağladığını dile getirdi. Balbay, Yani sepete su dolduruyorsunuz. AK Partinin kapatma davasını istediniz. Benin bildiğim kadarıyla bu doysa birkaç yüz klasör. Bu sepete su doldurmak değil de nedir? diye konuştu.
Milletvekili seçilmesinin ardından mahkemenin kendisini tahliye etmemesine değinen Balbay, şöyle devam etti: 6 sayfalık gerekçeyi tekrar tekrar okuyorum. Bu gerekçeyi olağanüstü zorlamaktasınız. Anayasa´nın 14. maddesinde ´devlete karşı suçlar´ deniyor. Bizi hükümete karşı suçlardan yargılamaktasınız. Lütfen bunun ayrımını yapın. Hangi suçların bu kapsama girdiğinin kanunla düzenlendiğini belirtmişsiniz. Kanun yok. Anayasa´da 17 yılda 133 madde değişmiş ama hangi suçlamanın bu kapsama gireceğine ilişkin çalışma yapılmamış. Siz heyet olarak yeni bir içtihat oluşturmaktasınız. Kırmızı ışıkta geçmek, ihaleye fesat karıştırmak, evrakta sahtecilik de devlete karşı suç işlemektir. Anayasa´nın 14. maddesini en geniş şekilde yorumlasak da bizi buna dahil etmemiştir. Siz kendiniz içtihat oluşturuyorsunuz. Anayasaya karşı da mı özelsiniz?
HAKİM´DEN BALBAY´A UYARI
Balbay´ın bu sözleri üzerine araya giren üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu, şöyle konuştu: Maddenin gerekçeli kararını herhangi bir vatandaş okusa cehaletiyle açıklarsınız. Siz yazarsınız. Öyle şeyler söylüyorsunuz ki kapasite olarak böyle yorumlamanız mümkün değil. Kendinize yakışmayan sözler söylüyorsunuz. Saygı duyulmasını istiyorsanız, okuduğunuzun, anlattığınızın sorumluluğunu göstermelisiniz. Bizim gerekçeli kararımızda, içtihat kararları, Yargıtay kararları, Anayasa Mahkemesi kararları ve yasalar var. Bunları göz ardı ederseniz, bu müdahalelerle karşılaşırsınız. Bu tür müdahaleler hoşunuza gidiyor mu?
Balbay da Anayasa´nın 14. maddesinde belirtilen devlete karşı işlenen suçların hangi madde ile düzenleneceğinin belirtilmediğini ifade ederek, Şu madde ile düzenlenir deyin. Yok böyle bir madde. Devlete karşı işlenen suçlar hangisi? Kara mizah yapmak istemiyorum dedi.
Halışoğlu da yürütme, yasama ve yargının devletin 3 erki olduğunu belirterek, Bunu kafanızda nasıl oluşturamıyorsunuz? diye sordu.
Balbay´ın İşlenen suç hükümete karşıysa, devlete de karşıdır diyorsunuz sözleri üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese, Siz gerekçeli kararın tamamını okumuyorsunuz. Okursanız anlarsınız dedi.
Balbay ise heyetin gerekçeli kararında açık bir durum olmadan adeta felsefe yaptığını, kararda yer alan Yargıtay kararlarının ise yargılamanın durdurulmasına yönelik olduğunu kaydetti. Ben yargılanmak istiyorum. Milletvekili olarak Meclis´e gitsem de yargılamaya katılacağıma söz veriyorum diyen Balbay, bu aşamadan sonra yargılanmanın durmasını istemenin, suçu kabullenmek anlamına geldiğini söyledi. Terörle ilgili yazıları olduğunu anımsatan Balbay, Şu anda yaşadığımız manzara karşısında ciğerim değil, her yanım yanıyor şeklinde konuştu.
Yapılan bir araştırmaya göre, 21. yüzyılda şu anda dünyada tutuklu milletvekilinin olmadığını ifade eden Balbay, ABD ve birçok Avrupa ülkesinde hüküm giymemesi halinde seçme ve seçilme hakkının olduğunu kaydetti. Türkiye´de uygulanan ne yazık ki Türk usulü bir tablo diyen Balbay, YSK, milletvekili seçilebilir diyor. İzmir seçim kurulu, milletvekili seçilmiştir diyor ama mahkeme ´hayır Balbay Meclis´te temsil edemez´ diyor dedi.
Balbay´ın, gizli tanığın kimliğini açıkladığı iddiasıyla Şişli Adliyesinde yargılandığı davaya TBMM´den gelen yazıda dokunulmazlığının bulunduğunu söyleyerek, Şişli´de dokunulmazım. Silivri´de dokunulurum diye konuştu.
Başkan Özese de O dava ile buradaki davada hakkınızdaki sevk maddeleri farklı dedi.
Balbay´ın, Ben ağır hakaretleri etsem bana dokunamazsınız, hakkımda dava açamazsınız sözlerine Özese, Size de yakışmaz zaten diye konuştu.
Atletik bir insan olduğunu, koşulara katıldığını ifade eden Balbay, Şu anda izleyicilerin arasına girsem ve kaçsam 6 ay firar cezası var ama bana dokunamazsınız dedi.İzmir´de her 2 seçmenden birinin kendisine oy verdiğini, güvendiğini ifade eden Balbay, Bunun hiç bir anlamı yok mu sayın Özese? diye konuştu.Davada tahliye edilen teğmen ve polislerin savunmalarının alındığını anımsatan Balbay, Elinde silahları olan polis ve teğmenleri güvenli buldunuz da kalemi olan Balbay´a mı güvenmiyorsunuz? sözleri üzerine Özese, bunun güvenle ilgisinin olmadığını kaydetti.
Balbay, 12 Haziran´da 600 bin oyla, neredeyse İzmir´deki seçmenlerin yarısının oyuyla milletvekili seçildiğini anımsatarak, Beklentim milli iradeye saygı duyacağınız, o yönde karar vereceğinizdir. Bırakın milletin sinesine, milletin meclisine gideyim. Benim yerim Meclis´tir. Yarın 1 Ekim. Heyetinizin şu anda oluşmuş olan milli iradeye, bütün sorunların çözüm yeri olan Meclis´e saygı göstermesini, Meclis´in tam olarak toplanması için adım atmasını bekliyorum diyerek sözlerini tamamladı. ( Cnnturk)
Savcı, Turan Çömez için kırmızı bülten çıkarılmasını istedi
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen İkinci Ergenekon davasında sanıklar ile avukatların taleplerinin alınmasının ardından Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, bu taleplere ilişkin görüşünü açıkladı. Firari sanık Turhan Çömez hakkında iddianame ve eklerinde gösterilmiş olan delillere göre kuvvetli suç şüphesinin varlığını haklı kılacak derecede somut olguların bulunması, yüklenen suçların CMK 100-3 maddesinde sayılı tuutklama nedenleri arasında olduğu şeklinde değerlendirme yapan Savcı Pekgüzel, Çömez´in yurt dışında kaçak durumda olduğunu hatırlattı. Savcı Pekgüzel, sanık Çömez´in yokluğunda tutuklanmasını ve hakkında kırmızı bülten çıkartılarak infazı için Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğüne gönderilmesini istedi. Pekgüzel, tutuklu sanık Mehmet Dalagan´ın da yüklenen suçun niteliği, delil durumu ve tutuklulukta geçirdiği sürenin gözönünde bulundurularak adli kontrol tedbirleri de uygulanarak tahliyesine karar verilmesini istedi.
Pekgüzel, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ile Mehmet Haberal´ın da aralarında bulunduğu diğer 20 sanığın da tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti. ( Cihan)
SAVCI PEKGÜZEL: ´MÜTALAALARIMIZDA HUKUKİ GÖRÜŞTEN BAŞKA BİR SAİK GÖZETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİLDİR. EĞER BUNLAR BELLİ BİR KASIT İLE YAPILIYORSA BUNU DA AYIRT EDEBİLECEK MESLEKİ TECRÜBEYE SAHİP BULUNMAKTAYIZ´
İkinci ´Ergenekon´ davasında Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, ´Mütalaalarımızda hukuki görüşten başka bir saik gözetmemiz mümkün değildir. Eğer bunlar belli bir kasıt ile yapılıyorsa bunu da ayırt edebilecek mesleki tecrübeye sahip bulunmaktayız´ dedi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, sanık ve avukatların taleplerine ilişkin görüşünü açıklayan Pekgüzel, tutuklu sanık emekli Albay Hasan Atilla Uğur´un avukatı Ünal Üstünsoy´un yaptığı konuşmayla ilgili açıklamalarda bulundu. Pekgüzel, ´Bir avukat meslektaşımız, şu saat itibariyle kendisine tanınan sürenin çoğunu çocukluğunu anlatarak, bir bakıma içini dökerek tamamladı´ dedi. İddia makamı olarak bazı konulara değinmek istediklerini ifade eden Pekgüzel, ´Şimdiye kadar yapılan ve bir kısmı doğrudan ´birileri konuşur beklentisi mi var´ şeklindeki beyanlardan dolayı, en azından sanıklar açısından, duruşma dışında iddia makamı ile konuşulması derhal ajanlıkla suçlanma riski göze alınarak yapılabilecek duruma gelmiştir´ dedi. İddia makamı olarak mütalaalarını sadece dosya kapsamına göre oluşan hukuki kanaatlerine göre verdiklerini dile getiren Pekgüzel, şöyle devam etti:
´Mütalaalarımız her zaman hukuki denetime de tabidir. Mütalaalarımızda hukuki görüşten başka bir saik gözetmemiz mümkün değildir. Eğer bunlar belli bir kasıt ile yapılıyorsa bunu da ayırt edebilecek mesleki tecrübeye sahip bulunmaktayız. Bazı sanıklar ve az da olsa maalesef bazı avukat meslektaşlarımızın bunun aksi yönündeki beyanları tarafımızdan da kabul edilebilir değildir. Mahkemeyi ve iddia makamını hedef alan, asla savunma hakkı kabul edilemeyecek tavır ve davranışlardan kaçınılmasını defalarca ikaz ettik. Bunların kanuni yaptırımlara muhatap olabileceğini beyan ettik. Bu durum bundan sonra da geçerlidir. Bu kapsamda mahkemeyi hedef alan, saygınlığını zedeleyen hatta tehdit, hakaret ve iftira oluşturabilecek sözler söyleyen kişiye karşı mahkeme heyeti bir engellemede bulunmayacak, bir şey demeyecek midir? Bunun yanlış olduğu yönündeki iddiaya katılmak mümkün değildir.´
ERGENEKON ÖRGÜTÜ
Pekgüzel, ´Ergenekon örgütünün varlığının yegane delilinin, 1997´de TBMM´ye yapılan bir ihbar olduğu´ yönündeki beyanlara itibar etmenin mümkün olmadığını vurgulayarak, bu konunun, ´Ergenekon örgütünün´ TBMM´ce araştırılması yönündeki beyan üzerine gündeme geldiğini anlattı. Savcı Pekgüzel, ´Neticede Ergenekon örgütünün varlığı iddianamelerdeki iddiadır. Delilleri gösterilmiştir. İddia makamı, resmiyet kazanan bu iddianın arkasındadır. Netice kanaatimiz ise yargılama sonunda esas hakkındaki mütalaamız ile mahkemeye arz edilecektir´ diye konuştu.
Mehmet Ali Pekgüzel, ´savcılığın sanık taleplerine kayıtsız kaldığı´ şeklindeki beyanın da haksız bir iddiadan ibaret olduğunu savundu.
Daha sonra taleplere ilişkin görüşünü açıklayan Pekgüzel, tutuklu sanıklardan Hasan Atilla Uğur´un yazdığı ´Abdullah Öcalan´ı nasıl sorguladım, işte gerçekler´ adlı kitabın dosyaya konulmasına karar verilmesini istedi.
İbrahim Şahin´in talebine ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğüne müzekkere yazılmasını isteyen Pekgüzel, Şahin´in iddiasına göre Emniyet Genel Müdürlüğü envanterinde geçmişte ve halen kayıt dışı silah ve mühimmat bulunup bulunmadığının mahkemeye bildirilmesini talep etti.
Pekgüzel, MİT Müsteşarlığına müzekkere yazılıp, Şahin´in ´Terörle mücadelede kurulacak yeni oluşumda görevlendirileceğine ilişkin MİT´çilerle görüştüğü´ şeklindeki beyanlarında geçen iddiaların araştırılarak, ayrıntılı bir şekilde bildirilmesini de istedi.
Tutuklu sanıklardan Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu´nun talebi üzerine Jandarma Genel Komutanlığına müzekkere yazılmasını isteyen Pekgüzel, 19 Eylül 2003´te Jandarma Genel Komutanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığına giriş yapanlara dair nizamiye kayıtlarıyla varsa kamera kayıtlarının çıkarılarak mahkemeye gönderilmesini talep etti.
Hilmioğlu´nun da aralarında bulunduğu bazı rektörlerin bu tarihte dönemin Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Şener Eruygur´u ziyaret ettikleri belirtilmişti.
Ergenekon´da 3 tahliye, Balbay ve Haberal´a ret
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, sanık ve avukatların taleplerine ilişkin alınan ara kararlar, Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese tarafından açıklandı. Buna göre mahkeme heyeti, bir kısım taleplerin celse arasında değerlendirilmesine karar verdi. Dosya kapsamı, delil durumu ve yatılan süre dikkate alınarak, 3 yılı aşkın süredir tutuklu olan Osman Gürbüz, Ersin Gönenci ve Mehmet Koral´ın tahliyesine karar veren mahkeme heyeti, bu sanıklar hakkında yurt dışına çıkış yasağı konulmasına hükmetti. Mahkeme heyeti, Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal´ın da aralarında bulunduğu diğer 18 sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi.
DAVA 14 KASIM 2011´E ERTELENDİ
Duruşma 14 Kasım 2011´e ertelendi. CHP milletvekili olan tutuklu sanık Mustafa Balbay´ın tahliye edileceği ümidi ile sabah erken saatlerden beri duruşmayı izleyen CHP´nin Zonguldak ve İzmir teşkilatlarına üye izleyiciler, Balbay´ın tahliye edilmemesi üzerine hep bir ağızdan heyeti yuhaladı. Bunun üzerine mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, taşkınlık çıkaran kişilerin kamera kayıtlarından tesbit edilmesini talep etti. Jandarma görevlileri, izleyicilerin duruşma salonundan çıkmalarına izin verilmedi. Güvenlik kamera kayıtlarının incelenmesi bekleniyor. ( AA, Cihan)
Balbay´ın ´gizli tanığın kimliğini açıklama´ davası durduruldu
CHP milletvekili gazeteci-yazar Mustafa Balbay´ın ´gizli tanığın kimliğini açıkladığı´ iddiasıyla yargılandığı dava, yasama dokunulmazlığı nedeniyle durduruldu. İstanbul 25. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, ikinci ´Ergenekon´ davası kapsamında tutuklu olan bu davanın tutuksuz sanığı Mustafa Balbay katılmadı. Duruşmada Balbay´ı, avukatı Bülent Utku temsil etti. Hakim Kadir Alpar, TBMM Başkanlığına yazılan yazıya cevap geldiğini belirterek, ´Yazı içeriğinde sanık Mustafa Balbay´ın 12 Haziran 2011 tarihinde yapılan milletvekili genel seçiminde İzmir´den milletvekili seçildiği ve Anayasanın 83. maddesi kapsamında yasama dokunulmazlığı bulunduğunun bildirildiğini´ tutanağa yazdırdı. Davanın, Anayasanın 14. maddesi kapsamında bulunan davalardan olmadığını belirten Hakim Alpar, bu nedenle sanık hakkındaki kamu davasının Anayasanın 14 ve 83. maddeleri ile CMK´nın 223/8 maddesi gereğince durmasını kararlaştırdı. Hakim Alpar, durma sebebi ortadan kalktığı takdirde sanık hakkındaki kamu davasına devam edilmesini de hükme bağladı. Şişli Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Mustafa Balbay´ın ´Silivri Toplama Kampı-Zulümhane´ isimli kitabında ´gizli tanık Kıskaç´ın gerçek kimliğini tüm kamuoyunun bilgi edinmesini sağlayacak şekilde yazdığı gerekçesiyle ´göreve ilişkin sırrın açıklanması´ suçundan 1 ile 4 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması isteniyordu. ( AA)
(30 Eylül 2011), son güncel.: (01 Ekim 2011)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: