´Balyoz´da üst düzey komutanların da aralarında bulunduğu 25 muvazzaf ve emekli askerin daha tutuklanacağı iddia edildi. İddiaya göre gözaltı dalgası önümüzdeki günlerde yaşanacak ve eski genelkurmay başkanları Yaşar Büyükanıt ile İlker Başbuğ, eski genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir, eski kara kuvvetleri komutanları Aytaç Yalman ve Atilla Ateş´in yanı sıra orgeneraller Saldıray Berk, Hasan Iğsız Şükrü Sarıışık, Korgeneral Yurdaer Olcan, Tuğgeneraller Mehmet Çetin, Sami Fındıkoğlu ve Tuğamiral Şafak Yürekli de gözaltına alınacak.
Sıra Başbuğ ve Büyükanıt´ta mı?
´Balyoz´da üst düzey komutanların da aralarında bulunduğu 25 muvazzaf ve emekli askerin daha tutuklanacağı iddia edildi. İddiaya göre gözaltı dalgası önümüzdeki günlerde yaşanacak ve eski genelkurmay başkanları Yaşar Büyükanıt ile İlker Başbuğ, eski genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir, eski kara kuvvetleri komutanları Aytaç Yalman ve Atilla Ateş´in yanı sıra orgeneraller Saldıray Berk, Hasan Iğsız Şükrü Sarıışık, Korgeneral Yurdaer Olcan, Tuğgeneraller Mehmet Çetin, Sami Fındıkoğlu ve Tuğamiral Şafak Yürekli de gözaltına alınacak.
Genelkurmay´ın 2007´deki Cumhurbaşkanlığı seçimine müdahale ettiği iddiası yeni bir boyut kazandı. Cumhuriyet Gazetesi´nin haberine göre Bülent Arınç´ın müdahale iddialarına ilişkin “Belgesi bulunursa yadırgamam” demesinin ardından bu kez de eski genelkurmay başkanları Başbuğ ve Büyükanıt´ın da aralarında bulunduğu 25 emekli ve muvazzaf askerin ifadeye çağrılacağı iddia edildi.
Arınç´ın Genelkurmay ´ın 2007´deki Cumhurbaşkanlığı seçimine müdahale ettiği iddiasını, “Başbuğ´un birilerine böyle bir konuşma yapmış olduğuna dair bir bilgi ya da belge bulunursa, bunu yadırgamam” şeklinde yorumlamasının ardından önümüzdeki günlerde yeni gözaltı dalgasının başlayacağı öne sürüldü.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç´ın Genelkurmay Başkanlığı´nın 2007´daki Cumhurbaşkanlığı seçimine müdahale iddiasını, “Başbuğ´un birilerine böyle bir konuşma yapmış olduğuna dair bir bilgi ya da belge bulunursa, doğrusu bunu yadırgamam” şeklinde yorumlamasının ardından Aydınlık gazetesi, eski genelkurmay başkanları İlker Başbuğ ve Yaşar Büyükanıtın´da aralarında bulunduğu 25 emekli ve muvazzaf askerin tutuklanacağını öne sürdü.
Başbakan Yardımcısı Arınç, katıldığı bir televizyon programında Ergenekon sanığı emekli Albay Levent Göktaş´ın ofisinde bulunduğu belirtilen belgede yer aldığı öne sürülen dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ´un Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu´ya, “Anayasa Mahkemesi ile konuştuk. AKP´yi kapatacaklar. Erdoğan, Gül ya da Arınç seçilirse, TSK müdahale edecek” sözleriyle ilgili değerlendirmede bulundu. İsminin bu tür işlerde çok geçtiğini ve birilerinin kendisini ve arkadaşlarını hedef aldığını bildiğini ifade eden Arınç, “TSK´de olmayan bilgi veya belgenin başka yerlerde ele geçebileceğini” vurguladı. 27 Nisan ve Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinin birinci derecede tanığı olduğunu belirten Arınç, “Sayın Başbuğ´un birilerine böyle bir konuşma yapmış olduğuna dair bir bilgi ya da belge bulunursa, doğrusu bunu yadırgamam” dedi.
Arınç´ın bu açıklamalarının ardından Aydınlık gazetesi dün çok çarpıcı bir iddiayı manşetine taşıdı. Gazete, Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Bilgin Balanlı ve Hava Harp Okulu Komutanı Tümgeneral İsmail Taş´ın da aralarında bulunduğu 8 muvazzaf subayın tutuklanmasıyla başlayan yeni operasyon dalgasının, üst düzey komutanların tutuklanmasıyla devam edeceğini savundu. Habere göre, yeni dalganın hedefinde eski Genelkurmay başkanları Yaşar Büyükanıt, İlker Başbuğ, eski genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir, eski kara kuvvetleri komutanları Aytaç Yalman ve Atilla Ateş´in yanı sıra orgeneraller Saldıray Berk, Hasan Iğsız, Şükrü Sarıışık, Korgeneral Yurdaer Olcan, Tuğgeneraller Mehmet Çetin, Sami Fındıkoğlu, ve Tuğamiral Şafak Yürekli´nin aralarında bulunduğu 20 muvazzaf ve emekli asker var. Habere göre, 9 Haziran 2011 de başlaması beklenen yeni operasyonda hedefteki muvazzaflar ifadeye çağrılacak. Emekli komutanlar ise gözaltına alınacak. Hedefteki komutanların çok büyük bir bölümü tutuklanacak. ( Cnnturk, Ulusalkanal)
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİNE MÜDAHALE BELGESİ BULUNMUŞTU
Zaman gazetesinde birkaç gün önce dile getirilen ve askerlerin 2007´deki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine doğrudan müdahale ettiğini gösterir bilgi notu kamuoyunu sarsmıştı. Genelkurmay bu bilgi notuna rastlanmadığını açıkladı. Ancak bu bilgi notunu iki sene önce kabul ettiği de ortaya çıktı. Bu iddia gözardı edilse bile bütün belirtiler askerlerin cumhurbaşkanlığı seçim sürecine fiilen müdahale ettiğini gösteriyordu. Genelkurmay Başkanlığı, 2007´de cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde internet sitesinde yayımladığı açıklama ile sivil siyasete müdahale etme girişiminde bulundu. Genelkurmay sitesinde yayımlanan bu açıklama ´27 Nisan e-muhtırası´ olarak tarihe geçti. Türk demokrasi tarihinin utanç bildirisi olarak görülen bu açıklama, üzerinden 4 yıl geçmesine rağmen hala TSK´nın internet sitesinde duruyor. Dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, 27 Nisan bildirisini kendisinin kaleme aldığını itiraf etti. Genelkurmay´ın muhtırası, Cumhurbaşkanlığı makamının AK Partili bir isme geçmesini istemeyen kontrgerillacıların düzenlediği bir dizi kışkırtmanın 20´nci sırasında yer alıyordu. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
BAŞBUĞ İDDİALARI REDDETTİ |
Balyoz davası kapsamında Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Bilgin Balanlı´nın tutuklanmasından sonra önümüzdeki günlerde bir dalganın daha yaşanacağına ilişkin haberler büyük merak uyandırdı. Savcılıkça çağrılacak isimler arasında önceki Genelkurmay Başkanı emekli Org. İlker Başbuğ ile ondan önceki Genelkurmay Başkanı emekli Org. Yaşar Büyükanıt´ın da yer alacağı haberleri bu merakı daha da artırdı. Başbuğ ile ilgili olarak bir süre önce Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında danışmanı Nuran Yıldız aracılığıyla dönemin ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu´ya bir bilgi notu gönderdiği öne sürülmüştü. Başbuğ´un Mumcu´ya, Yıldız aracılığıyla “Anayasa Mahkemesi ile konuştuk, AKP´yi kapatacaklar. (Recep Tayyip) Erdoğan, (Abdullah) Gül ya da (Bülent) Arınç´tan biri seçilirse TSK müdahale edecek. Size yeni oluşum sözü veriyoruz” mesajını ileterek oylamaya katılmaması yönünde baskı kurduğu iddiasına yer verilmişti.
Bir önceki Genelkurmay Başkanı Başbuğ ile dün bu konuyu konuştum. İlker Paşa her zaman olduğu gibi demeç vermeye istekli değildi. Önemli bir iddianın gündeme getirildiğini vurgulayarak ısrar etmem üzerine şu değerlendirmeyi yaptı: “3 Haziran 2011 günü bir gazetede Genelkurmay karargahında 2007 yılında hazırlandığı iddia edilen bir bilgi notuna ilişkin bir haber yer aldı. İddia edilen bu bilgi notu 2009´da ele geçirilen 51 nolu DVD´de yer almaktadır. 2 yıl sonra iddia edilen bu bilgi notunun bugün gündeme getirilmesi düşündürücüdür.”
Başbuğ Paşa haberin gazetede yer aldığı gün Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamaya dikkati çekti. İlker Paşa açıklamadan şu alıntıyı yaparak devam etti: “Genelkurmay Başkanlığı´nın açıklamasında şöyle deniliyor: Yapılan inceleme sonucunda iddia edilen bilgi notuna ilişkin herhangi bir bilgi, belge veya kayda rastlanmamıştır.” Başbuğ, aynı gün iddianın yer aldığı gazetedeki haberin son cümlesini de anımsamak gerektiğini vurgulayarak şöyle dedi: “3 Haziran günü aynı gazetede haberin son cümlesine de bakmak gerekir. Haberin sonunda Sayın Erkan Mumcu´nun demeci de yer alıyor. Sayın Erkan Mumcu, Sayın Nuran Yıldız ile böyle bir konuşmanın kesinlikle geçmediğini savunuyor. Keza 4 Haziran günü Sayın Nuran Yıldız´ın açıklaması da Milliyet´te yer aldı. Sayın Yıldız da bu açıklamasında sözkonusu haber ve sözkonusu haber kaynaklarındaki bilgilerin gerçek olmadığını belirtiyor. Haberde konu edilen kişi ve kurumlar bu açıklamaları yaptıktan sonra aslında benim söyleyeceğim fazla bir şey kalmıyor. Genelkurmay Başkanlığı da, Erkan Mumcu da, Nuran Yıldız da gerçek olmadığını ifade ediyorlar.”
İlker Paşa şöyle devam etti: “Ben şunu ilave edebilirim: Bütün açıklamalara rağmen değişik ifadelerle bu olayın gündemde tutulmaya çalışılması her şeyden önce etik bir davranış değil. İddia edilen bilgi notunda yer alan hususlar asılsızdır, gerçek dışıdır.”
Nuran Yıldız: Mumcu´ya mesaj götürmedim
İletişim bilimci Nuran Yıldız, 2007´deki cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ´dan ANAP lideri Erkan Mumcu´ya Meclis´teki oylamaya katılmaması konusunda bir mesaj göndermediğini yineledi. Yıldız, Türktime internet sitesindeki ilk köşe yazısında, hakkında yapılan haberlerle ilgili sitemde bulunarak, şu ifadelere yer verdi: “Bir sabah kalkıyorum. Gazetenin birinde bir haber. A askerden B siyasetçiye ´cısss´ içerikli bir mesaj götürmüşüm. Ben götürmedim diyorum. Siyasetçi ´Böyle bir mesaj almadım´ diyor. Gazeteci, ´Sizi sizi! Yapmışsınız işte´ diyor. Bir iletişim hocası olarak, aylardır bildiğim tüm iletişimsel yollarla hakkımdaki dezenformasyonu yalanlamakla uğraşıyorum. Olmuyor. Bende sözcük bitti. Neler oluyor? Adım neden böylesi abuk haberlerin içinde geçiyor?” ( Fikret Bila / Milliyet)
NAZLI ILICAK: İDDİALAR YAŞANANLARLA ÖRTÜŞÜYOR |
Bugün yalanlıyor, dün kabul etmişti
Zaman gazetesinin yayınladığı bilgi notunun önemli bölümünün dökümünü aşağıda veriyorum:
BİLGİ NOTU İSTİHBARAT HAZİRAN 2007
KONU: Org. İlker Başbuğ´un gayriresmi iletişim ve imaj danışmanı olarak görev yapan Doç. Dr. Nuran Yıldız ve faaliyetleri
KİMDEN: İstihbarat Başkanlığı´ndan
KİME: Genelkurmay Başkanı´na
.....
4) Yukarıda ifade edilen hususların yanında Dr. Yıldız´ın, Org. Başbuğ´la sivil kesimdeki bürokrat, siyaset adamı ve akademisyenler arasında iletişim sağlanması konusunda yardımcı olduğuna dair bilgiler bulunmaktadır. Bu kapsamda bilgilere göre, Org. Başbuğ´un, Dr. Yıldız aracılığı ile ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu´ya cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili olarak,
a) CHP´nin kendi istedikleri dışında bir AKP´linin (Milli Görüşçü-Fethullahçı) aday gösterilmesi durumunda, Meclis´teki oylamaya kesinlikle katılmayacağını,
b) Recep Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül-Bülent Arınç üçlüsünden birisinin aday olması halinde, CHP-ANAPDYP´nin katılmadığı durumda, cumhurbaşkanının sadece AKP´nin cumhurbaşkanı olacağı ve bu yüzden TSK´nın başkomutanı olamayacağından hareketle, TSK´nın buna müdahale edeceği,
c) Bu müdahale neticesinde hükümetin düşeceği, bunun Anayasa Mahkemesi ile görüşülerek sağlandığının bizzat Org. Başbuğ tarafından ifade edildiği, Anayasa Mahkemesi´nin AKP´yi kapatacağı, Recep Tayyip Erdoğan Abdullah Gül-Bülent Arınç üçlüsünün siyaset yapmasının yasaklanacağı ve böylece AKP kadrosunun değişeceği,
ç) Aydın Doğan´a bağlı medya kuruluşlarının sağlayacağı medya desteği ile Erkan Mumcu önderliğinde birleşen ANAP ve DYP´nin çekim gücü ile bu partiye katılacak TSK´ya yakın ve AKP düşmanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Sinan Aygün, Abdüllatif Şener ve Cemil Çiçek gibi isimlerle bir oluşum sözü verildiği ve oluşumun müdahaleden sonraki ilk seçimlerde iktidara taşınacağına kesin gözüyle bakıldığı hususlarınının iletildiği bilgisi elde edilmiştir.
SONUÇ: Yukarıdaki hususların akredite olmayan basın kuruluşları tarafından ele geçirilmesi halinde TSK´nın kamuoyundaki güvenilirliği ciddi olarak zedeleyebileceği değerlendirilmektedir.
(H.Turgut AK/Dz.Kur. Alb. İKK Şb. Md.)
İlker Başbuğ´un, İrtica ile Mücadele Eylem Planı´nı ve Poyrazköy´deki gömülü silâhları, basın toplantısında nasıl karartmaya çalıştığı da hepimizin hatırında. Ayrıca, Başbuğ´un, Genelkurmay Başkanı olmadan önce, 4 Mart 2008 günü, gizlice, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt´le konuştuğu da ortaya çıkmıştı. Bu görüşme, başörtüsüne ilişkin anayasa değişikliği aleyhine CHP´nin iptal davası açmasından 7 gün sonraya, AK Parti hakkında kapatma davasının açılmasından 13 gün önceye denk geliyor. Görüşmeyi gizli tutmak için komuta katı boşaltılmış ve güvenlik kameraları çalıştırılmamıştı. İlker Başbuğ´un, cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili faaliyetlerinde, Anayasa Mahkemesi´yle görüştüm derken, temasın, Osman Paksüt üzerinden sağlanmış olması kuvvetle muhtemeldir. Yukarıdaki belgenin mevcudiyetini Genelkurmay Başkanlığı yalanladı. Oysa, Genelkurmay Askeri Savcılığı, 6 Mayıs 2009´da, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı´na gönderdiği cevabi yazının ekinde (EK-A), o belgenin varlığını kabul etmişti. Genelkurmay Başkanlığı´ndan gelen 8 sayfalık 51 Numaralı DVD İnceleme Sonuç Raporu´nu İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı´na göndermişti. Söz konusu raporun 6. sayfasında, Nuran Yıldız´la ilgili bilgilerin doğruluğu teyit ediliyor ve gizliliğin kalkmadığı açıklanıyordu. ( Nazlı Ilıcak / Sabah)
(06 Haziran 2011), son güncel.: (07 Haziran 2011)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Savcılar 367´ye derhal soruşturma açmalı
Askerin 367 krizindeki rolü belgelendi
Genelkurmay o belgeyi 2 yıl önce kabul etmişti
27 Nisan bildirisi hala sitede
Cumhurbaşkanlığı sürecinde kışkırtmalar