Albay Çillioğlu´nun ölümüyle ilgili kritik gelişme.. Eski Tunceli İl Jandarma Alay Komutanı Albay Kazım Çillioğlu´nun ´intihar etti´ denilerek kapatılan dosyası 17 yıl aradan sonra açıldı. Çillioğlu ailesinin başvurusu üzerine olay yerinde hazırlanan belgeleri incelemeye alan Adli Tıp, Muayene Raporu´nda Çillioğlu için ´intihar etti denemez´ tespiti yaptı. Bu tespit olayın suikast olduğu şüphelerini doğruluyor.
Adli Tıp: Çillioğlu intihar etmiş olamaz
Albay Çillioğlu´nun ölümüyle ilgili kritik gelişme.. Eski Tunceli İl Jandarma Alay Komutanı Albay Kazım Çillioğlu´nun ´intihar etti´ denilerek kapatılan dosyası 17 yıl aradan sonra açıldı. Çillioğlu ailesinin başvurusu üzerine olay yerinde hazırlanan belgeleri incelemeye alan Adli Tıp, Muayene Raporu´nda Çillioğlu için ´intihar etti denemez´ tespiti yaptı. Bu tespit olayın suikast olduğu şüphelerini doğruluyor.
Şaibeli asker ölümlerinin yaşandığı 1991-1994 döneminde eski Tunceli İl Jandarma Alay Komutanı Albay Kazım Çillioğlu´nun ´intihar etti´ denerek kapatılan dosyasının üzerindeki sır perdesini aralayacak bir gelişme yaşandı. Düzce Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı, kafasından vurulmuş şekilde lojmanında ölü bulunan Albay Kazım Çillioğlu hakkında 17 yıl önce hazırlanan raporları incelemeye aldı. Raporlarda yer alan skandal boyutlardaki çelişki ve eksikliklere dikkat çeken Adli Tıp, incelemeler sonucunda hazırladığı ´Adli Muayene Raporu´nda Çillioğlu için ´intihar etti´ denemeyeceği tespitini yaptı.
Karanlık dosya Malatya´da
Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde görev yapan bazı subayların kısa aralıklarla şaibeli kazalarda öldüğü ya da karanlık suikastlara kurban gittiği dönemde hayatını kaybeden Çillioğlu´nun dosyası 17 yıl aradan sonra yeniden açıldı. Çelişkili raporlarla dolu dosya hakkındaki soruşturma Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülürken Çillioğlu ailesi de otopsi skandalını Adli Tıp´a taşıdı.
Çelişkili raporlar Adli Tıp´ta
Düzce Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı, 3 Şubat 1994 tarihinde kafasından vurulmuş şekilde lojmanında ölü bulunan Albay Kazım Çillioğlu hakkında hazırlanan bütün belgeleri incelemeye aldı. Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 3 Şubat 1994 tarihli Ölü Muayene ve Otopsi Tutanağı ile 4 Şubat 1994 tarihli ´Olay Yeri Tespit Tutanağı´nın yanısıra Elazığ 8. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından kaleme alınan 22. Şubat 1994 tarihli Kovuşturmaya Gerek Yoktur belgeleri inceleyen Adli Tıp, ilginç ifadeler içeren 3 Ocak 2011 tarihli ve Doç. Dr. Bora Büken imzalı bir Adli Muayene Raporu hazırladı.
Otopsi yapmadan ´intihar´ dediler
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi´nin Adli Tıbbi Otopsi Kuralları ve Minesota Otopsi Protokolü uyarınca tüm şüpheli ve zorlamalı ölümlerde otopsinin kesinlikle yapılması gerektiği belirtilen raporda Çillioğlu´nun ölümüyle ilgili şu şekilde ifade edildi: Cesedin bulunduğu mahallin otopsi yapılmasına uygun olmaması veya bölgede otopsi yapılmasını sağlayacak adli tıp uzmanlarının bulunmaması halinde ölü muayenesi mahallinde yapıldıktan sonra cesedin otopsi amacıyla otopsi yapılabilecek bir merkeze sevk edilmesinin uygun olacağı ve mevcut uygulamada sıkça yapıldığı bilinmesine rağmen ceset otopsiye gönderilmemiş ve eksik değerlendirmeye karşın intihar kararı verilerek defin ruhsatı düzenlenmiştir.
Ölüm zamanı bile belli değil
Söz konusu belgelerde olay yerinde parmak izi ve diğer kişilere ait biyolojik materyallerin incelendiğine dair herhangi bir kaydın bulunmadığı belirtilen Adli Tıp Raporu´nda Ölenin ölüm zamanına ait değerlendirmeler standart adli tıbbi tekniğe uygun şekilde yapılmamış denildi. Ölü muayenesinde belirtilen ölüm zamanının tanık ifadeleri ile uyumlu olmadığına da dikkat çekilen raporda, Ölenin elbiseleri üzerinde standart adli tıbbi uygulamaya uygun etkili bir araştırma yapılmamış olduğu görülmektedir. Elbiselerdeki kan lekeleri tanımlanmamış, ölenin vücudundakiler ile karşılaştırılmamıştır ifadelerine yer verildi.
Silah yeterince incelenmedi
Adli Muayene Raporu´nda ölüme sebep olduğu iddia edilen silahla ilgili skandal ifadeler içeren bir değerlendirme de yapıldı. Raporda, İntihar iddiasını kanıtlayacak şekilde ceset el ve el sırtlarından alınması gereken atış artıklarına ait örneklerin alınarak analiz edildiğine dair kayıt bulunamamaktadır denildi. Raporda ayrıca, Ölü Muayene Tutanağı´nda ceset, silah ve boş kovan pozisyonlarına ait tanımlamaların yeterli düzeyde kanıya ulaşmayı sağlayacak ölçüde net yapılmadığı kaydedildi.
Raporda, ölüme sebep olan silahın atış mesafesine ait değerlendirmelerin gerekli analizler yapılmadan ´afaki´ olarak belgelere geçirildiği belirtilirken şu tespite yer verildi: Ölenin başında tanımlanan giriş deliğinin bitişik atış mesafesinden yapılmış olduğu ifadesi standart adli tıbbi tanımlamaya uygun şekilde yapılmamış olup bitişik atışın özelliklerini taşıyıp taşımadığının Ölü Muayene Raporu´ndan anlaşılması mümkün değildir. Yara içindeki maden çukuru özellikleri, yabancı maddeler, sekonder reaksiyonlar, renk değişimi ve vital reaksiyonlar gibi reaksiyonlar tanımlanmamıştır.
Ölüm sebebi ´afaki´
Ölü muayenesinde eksik tanımlamalar yapıldığı açıktır denilen Adli Muayene Raporu´nun ´sonuç´ bölümünde ise Çillioğlu´nun ölümünün hemen ardından hazırlanan rapor ve belgelerle ilgili eksiklikler şöyle sıralandı:
1- Cesede otopsi yapılmamış olması en önemli eksik olarak karşımıza çıkmaktadır.
2- Olay yeri incelemesi usulüne uygun şekilde gerçekleştirilmemiştir.
3- Başa isabet eden atışın kişi canlı iken yapıldığını gösteren herhangi bir tanımlama yoktur.
4- Ölüme neden olacak başka bir etken bulunup bulunmadığı otopsi ile araştırılmamıştır.
5- Atış mesafesine ait değerlendirmeler, tam bir tanım yapılmamış olması ve gerekli belgelerden alınan örneklere ait analizlerin yapılmamış olması nedeniyle afakidir. Buna ait fotoğraflar tarafımıza sunulmamıştır.
6- Kişinin intiharına etken olacak herhangi bir hastalık veya toksit madde alımı olup olmadığı araştırılmamıştır. ( Yenişafak)
Bitlis´in uçağına binmedi, yine de ölümden kurtulamadı
Kazım Çillioğlu, 3 Şubat 1994´te Tunceli Jandarma alay komutanlığı yaparken, lojmanında ölü bulundu. Ölüm sebebi raporlara göre intihar olarak geçti. Ölümünden sonra hemen otopsi yapıldı. Ancak sadece ´dış otopsi´ yapılması soru işareti bırakan ilk gelişme oldu. Parmaklardaki barut izine ve sağ şakağındaki mermi deliğine göre Çillioğlu´nun intihar ettiği raporu tutuldu ve dosya kapatıldı. Çillioğlu, öldüğü gün yanında el yazısıyla, Bu, Türklüğün var olma mücadelesidir. Bir an önce geniş kapsamlı düşünmeliyiz yazan bir not bulundu. Notu yazanın Çillioğlu mu, yoksa başkası mı olduğu anlaşılamadı. Çillioğlu´nun en ilginç yönü, merhum eski Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis Paşa´yla olan yakınlığıydı. Eşref Bitlis´in uçağı 17 Şubat 1993´te Diyarbakır´a giderken düşmüştü. Eşref Paşa, Kazım Çillioğlu´na ´Diyarbakır´a aynı uçakla gidelim´ demiş, ama Çillioğlu 15 Şubat´ta Diyarbakır´da olması gerektiğini söyleyip uçakla değil kendi imkânlarıyla Diyarbakır´a gitmişti. Ölümden dönmesinin ardından Çillioğlu´nun başına ikinci bir olay daha geldiği iddia edildi. Bir görev için hazırlanan helikoptere son anda binmekten vazgeçen Çillioğlu´nun yardımcısının helikopterin düşmesi sonucu şehit olduğu öne sürüldü. Ardından Tunceli´ye tayini çıkan Albay, 3 Şubat 1994´te odasında ölü bulundu. İlk öldüğü yer, makam odası olarak açıklanan Çillioğlu´nun, daha sonra raporlara ´evinde intihar etti´ olarak geçtiği ortaya çıkmıştı. Kazım Çillioğlu´nun ölümüne sebep olan silahın kaybolduğu, mermi çekirdeğinin ve kovanının balistik incelemesinin hiç yapılmadığı öne sürülmüştü.
Kanlı ve Kara Yıl: 1993.. PKK´nın tasfiyesi durduruldu
Demokratik açılım projesiyle birkaç yıldır yapılmaya çalışılan ´demokratik açılımlar yoluyla terörü bitirme´ projesinin bir benzeri Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın öncülüğünde 90´lı yıllarda denenmişti. Ancak başta Özal olmak üzere ona yakın olan Jandarma komutanı Eşref Bitlis ve ekibinde yer alan çok sayıda subay şüpheli ölümlerle hayatlarını kaybetti. Bu dönemde 33 erin şehit edilmesi gibi başka kritik olaylar gerçekleşti. 33 erin katledildiği bölgeye ilk gidenlerden birinin bugün Ergenekon davasının sanıklarından olan dönemin askeri istihbarat subaylarından Fikri Karadağ olduğu anlaşıldı. Karadağ´ın adı Ergenekon iddianamelerinde, Tuğgeneral Bahtiyar Aydın´ın ölümünde de geçiyor.
1993 yılı başında gazeteci Uğur Mumcu bombalı saldırıda öldürüldü. Mumcu´nun son günlerinde PKK lideri Öcalan´ın MİT´le ilişkilerini incelediği, buna dair bir kitap yazmakta olduğu biliniyordu. Mumcu, etrafındakilere Öcalan´la ilgili de ilginç bağlantılara ulaştığını açıklamıştı. Kızı bu durumu şöyle ifade ediyor: Muhtemelen Apo´nun MİT ajanı olduğuna dair bir belgenin izine ulaşmıştı. Bu belgeyi aradığını da biliyordum. Ancak kısa süre sonra suikast meydana geldi. Mumcu´nun öldürülmesiyle başlayan 1993 yılı Türkiye için kanlı ve kara bir yıl oldu. En kanlısının Bingöl´deki 33 er katliamının olduğu çok sayıda peşpeşe gelen olaylarda kendi alanında güçlü ve simge isimler aynı yıl, art arda hayatlarını kaybetti: Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Jandarma Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis, JİTEM Grup Komutanı Binbaşı Cem Ersever ve gazeteci Uğur Mumcu. Kimi öldürüldü, kiminin ölümünün üzerindeki sis perdesi hala aralanamadı. Bu dört ismin ortak özelliği ise ya PKK´yla mücadelenin doğrudan içinde yer almaları ya da sorunun çözümü için ciddi mesai harcamalarıydı. Bu olaylar sonucunda bugünlerde ´demokratik açılım´ projesiyle yapılmaya çalışılanın benzeri, PKK´nın tasfiyesinin sağlanarak Doğu ve Güneydoğu´nun terörden kurtulması ve barışın sağlanması projesi rafa kaldırıldı.
İşte 1993 yılındaki olaylar dizesi
24 Ocak 1993: Uğur Mumcu cinayeti
17 Şubat 1993: Jandarma Komutanı Eşref Bitlis´in uçak kazasında ölümü
17 Nisan 1993: Cumhurbaşkanı Özal´ın kalp krizinden vefatı
24 Mayıs 1993: Bingöl´de 33 asker katliamı
22 Ekim 1993: Tuğgeneral Bahtiyar Aydın suikasti
04 Kasım 1993: JİTEM kurucusu Cem Ersever ve yakın arkadaşlarının öldürülmesi. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(09 Mayıs 2011, 10:44)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Flaş!!! Çillioğlu dosyası tekrar açıldı
Albay Kazım Çillioğlu´nun şüpheli ölümüyle ilgili manşetlerimiz
Çillioğlu´nun ölüm sırrı bu mu?
Çillioğlu´nun ölüm sırrı bu mu?
JİTEM´in Derin Paşası: Mehmet Çörten
Albay: Bitlis´in ekibi öldürülecek
Fotoğraftaki 10 subaydan 7´si öldü
Eşref Bitlis suikasti manşetlerimiz
Kanlı ve Kara Yıl: 1993.. PKK´nın tasfiyesi durduruldu
PKK´nın bitirilememesi gücünden değil ihanetten
Ergenekon-PKK bağlantısıyla ilgili manşetlerimiz