Adı Susurluk skandalına da karışan eski Polis Özel Harekat Elemanı Ayhan Çarkın gözaltına alındı. Çarkın´ın son günlerde medyaya yansıyan açıklamalarına ilişkin başlattığı incelemeyi soruşturmaya dönüştüren Savcı Karaali´nin, Çarkın´ın ´şüpheli´ sıfatıyla ifadesine başvuracağı öğrenildi.
25.03.2011 16:24 Adı Susurluk skandalına da karışan eski Polis Özel Harekat Elemanı Ayhan Çarkın gözaltına alındı. Çarkın geçtiğimiz günlerde şok itiraflarda bulunmuştu. Devlet emriyle çok sayıda yargısız infaz yaptıklarını açıklayan Çarkın, somut kişi ve yer isimleri de vermişti. Gözaltının bu itiraflar nedeniyle yapıldığı sanılıyor. Meclis´te bir konuşma yapan BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, şok itiraflara da değinmiş ve ´Susurluk´ davası hükümlüsü eski özel harekat polisi Ayhan Çarkın´ın, derhal koruma altına alınması gerektiğini savunmuştu. Çarkın´ın, ´O dönemde faili meçhul cinayetleri biz işledik´ dediğini ancak hiç kimsenin sesinin çıkmadığını belirten Sakık, ´Bu kişiyle ilgili hükümeti, savcıları, herkesi göreve davet ediyorum. Derhal bu kişi, koruma altına alınmalıdır. Geçmişimizle yüzleşeceksek bu kişilerin bir an önce hükümet tarafından koruma altına alınması gerekir´ demişti.
İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı´nın talimatı üzerine Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü harekete geçti. Ekipler, eski özel harekat polisi Ayhan Çarkın´ı gözaltına aldı. Vatan Caddesi´ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü´ne götürülen Çarkın´ın Susurluk başta olmak üzere birçok konuda Radikal Gazetesi´ne yaptığı açıklamalarla ilgili olarak gözaltına alındığı öğrenildi. Çarkın, kendisiyle yapılan röportajda görev yaptığı dönemle ilgili itiraflarda bulunmuştu.
Çarkın´ın gözaltına alınmasına neden olan şok itiraflar
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Susurluk davası hükümlüsü eski Özel Harekat polisi Ayhan Çarkın´ın 22 Mart´ta CNN Türk´teki 5N1K programında dile getirdiği şok iddialar üzerine inceleme başlatmıştı. Çarkın, basına yansıyan açıklamalarında ´terörle mücadele´ adı altında birçok cinayet işlediklerini söylemişti. Çarkın, ´Ergenekon bizim hepimizin çıkış noktası. Ergenekon´dan şu anda kimse içeride değil. Hepsi dışarıda.´ ifadelerini kullanmıştı.
Susurluk davasının sanıkları arasında yer alan isimlerden biri de Özel Harekatçı Ayhan Çarkın´dı. Susurluk davasında ´suç örgütüne üye olmak´ suçundan 4 yıl ceza verildi. Aldığı cezaya kendisi bile şaşırmıştı. Müebbet beklerken aldıkları ´komik´ cezaların kendilerini şoke ettiğini söylemişti. Aradan yıllar geçti. Aynı Ayhan Çarkın, ´artık vicdan azabı´ çektiğini söyleyerek konuşmaya başladı. Çarkın, ´terörle mücadele´ adı altında birçok cinayet işlediklerini itiraf ediyor. Birçok insana işkence yaptıklarını da söylüyor. JİTEM´in de birçok katliama imza attığını aktarıyor. Çarkın, Ergenekon bizim hepimizin çıkış noktası. Bizim çıkış noktamızdır. Ergenekon´dan şu anda kimse içeride değil. Hepsi dışarıda. Veli Küçük´ün Dağlık Karabağ´la da alakası var. Orada da bir Ergenekon var. ifadelerini kullanıyor.
PERPA katliamı yargısız infazdı
Çarkın, bir gazeteye verdiği demeçte itiraf niteliğinde açıklamalarda bulunmuş ve Ben İstanbul´daki her baskında vardım. PERPA baskınında bir kız öldü, infaz edildi. Ben silahlı çatışmadaydım o esnada. Orada başka bir Ayhan vardı, o vurdu kızı. Yapılanlar yargısız infazdı. demişti. Çarkın´ın itiraflarından umutlanan katliam mağdurları yeniden yargıya başvurmuştu. Ayhan Çarkın´ın PERPA katliamı ile ilgili yaptığı itiraflar ise dosyanın yeniden açılabilmesi için delil oldu. Mağdurlar, aynı olaydan yargılanan ancak mahkeme kararıyla beraat eden aralarında Çarkın´ın da bulunduğu 9 Özel Harekatçı polis hakkında soruşturma açılması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı´na suç duyurusunda bulundu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı´na suç duyurusu dilekçesini mağdurların avukatı Taylan Tanay yaptı. Tanay, Çarkın´ın itiraflarının delil niteliğinde olduğunu, bu nedenle PERPA katliamının yargılamasının yeniden yapılması gerektiğini söyledi. Dilekçede eski Özel Harekatçı polisler Ayhan Çarkın, Ömer Kaplan, Ayhan Özkan, Hüseyin Doğrul, Selim Kostik, Kadir Uçar, Hasan Erdoğan ve Ali Çektin katliamı gerçekleştirmekle suçlanıyor. Aynı şüpheliler hakkında 1993 yılında İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi´nde dava açıldığı, ancak beraat ettikleri hatırlatılıyor. Tanay, polisleri yargılayıp beraat ettiren İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi´ne de dilekçe sundu. Dilekçede Çarkın´ın açıklamalarının davada yeni delil teşkil ettiği vurgulanarak yargılamanın yeniden yapılması talep ediliyor. (Zaman)
Çarkın: Bazı bilgileri savcılara saklıyorum
Medya organlarına açıklama yapmayı sürdüren eski Özel Harekât polisi Ayhan Çarkın, 1988´den itibaren işlenen faili meçhul cinayetler ve kamuoyunda yargısız infaz olarak bilinen öldürme olayları hakkında savcılıkta ifade vereceğini söyledi. Çarkın savcıya Behçet Cantürk, DEP´li vekillerin avukatı Medet Serhat, işadamı Savaş Buldan, MİT´çi Tarık Ümit, Dev-Sol´un muhalif liderleri Bedri Yağan, Sinan Kukul, kumarhaneler kralı Ömer Lütfü Topal cinayetleri konusunda bilgiler vereceğini ifade etti.
´İlk kez rahat uyudum´
İtirafları sonrasında 19 yıldır ilk kez huzurlu bir uyku çektiğini söyleyen Çarkın, ?Eskiden kafam rahattı. Şimdi içim de rahat? diye konuşmuştu. Çarkın, kendisine yöneltilen bazı sorulara ise ?Bunu savcılara saklıyorum. Şimdi konuşursam gerçek suçlular kaçar? diyerek cevap vermemişti.
Mehmet Ağar ekibi polisleri öldürttü, suikastler Dev-Sol´a yüklendi, Hanefi Avcı işin içinde
Çarkın´ın bazı açıklamaları şöyle: ?Başta Mehmet Ağar olmak üzere tüm ekibi önce polisleri öldürttü. Muhsin Bodur adlı polisin Mecidiyeköy´de öldürülmesinden sonra 1993´e kadar 100´den fazla polisin öldürülmesine göz yumdu bu yöneticiler. Cinayetleri hep Dev-Sol´a yüklediler. Hanefi Avcı çözecek bu işi.?
Yargısız infazlar
Sinan Kukul ve Bedri Yağan ile yanındakilerin öldürülmesi olayları yargısız infazdır. Bedri Yağan´ın öldürüldüğü evden iki bebek çıkardım. Ben kurtardım onları. Tuzla´da TİKKO´cuların öldürülmesi yargısız infazdır. 12 Temmuz operasyonunda çatıştım. Bahçelievler´de 3.5 saat uğraştık. Onlar gerçek devrimciydi. Vuruştuk; asaletleriyle öldüler.
´Gazi´yi Şevki Kul´a sorun´
Gazi olaylarında dahlim yoktur. Şefik Kul´u bulun. Siyasi Şube´de operasyon müdürüydü 1990´larda.
´Susurluk kazası´
Ben duyunca Ankara´dan geldim. Çatlı´yı gördüm. Birisi onu vura vura öldürmüş eminim. Mercedes olaydan bir süre önce İstanbul Atatürk Oto Sanayi Sitesi´nde tamirdeydi. O arabayla oynandı. Tamirde bir şeyler oldu o arabaya.
İnfaz edilen polisler
Fadıl Şişman adlı arkadaşım da bizimle birlikte cezaevine girecekti. Esenyurt´ta 7.65 mermiyle öldürüldü. Ahmet Sakarya için beyin kanseri dediler. Bu arkadaşlarımız pek çok önemli cinayet işledi. Çok biliyorlardı yani. Sami Hoştan ve Veli Küçük ayrıca meslektaşım Oğuz Yorulmaz´ın öldürülmesi olayı nedeniyle de sorgulanmalı. O benden daha fazla şey biliyordu.
´Arıkan´ı ben vurdum´
Bahçelievler operasyonunda İbrahim Yalçın Arıkan evden fırladı ben de ona ateş ettim. Ama orada 20 kişilik operasyon timi vardı. Nasıl olduysa bu çocuğu ellerinden kaçırıverdiler. Çocuk da sokakta benimle karşılaştı. Uyanık davranmasam o can havliyle beni vuracaktı.
Bazı polisler ödüllendirildi
O dönem bazı polisler erken emekli edildi. Kim varsa hepsi alınmalı, sorgulanmalı... Siyasi Şube´deydiler, ödüllendirildiler. Mal varlıklarına bakılsın. Kim servet sahibi?
´Ayhan Özkan öldürdü´
PERPA baskınında o kızı (Selma Çıtlak) Ayhan Özkan vurdu. Tamamı alınsın o polislerin.
Uyuşturucu
İbrahim Şahin bir İranlıyı verdi bana. Büyük uyuşturucu işindeydiler. Narkotik Şube´ye teslim et dedi; ama ben Güvenlik Şube´ye teslim ettim... Ondan sonra Şahin düşman oldu bana. Adı geçen iki İranlı öldürülmüş bu arada.
Topal cinayetinde infaz edilmek istendim kurtuldum, sonra Pala´yı infaz ettiler
Ömer Lütfü Topal cinayetinden gözaltına alındıktan sonra Ankara´ya götürülmem kurtarma değil infaz girişimiydi. Boğaz Köprüsü´nün ortasında kendimi arabadan attım. Pala lakaplı bir polisi öldürdüler sonra bu yüzden. Ömer Lütfü Topal olayına özellikle kafayı taktım. Zaten kasetler var, kayıtlar var.
Susurluk´tan 291 gün hapis yattı
Kumarhaneler kralı Ömer Lütfi Topal cinayetinde yer aldığı gerekçesiyle gözaltına alınan Çarkın, Susurluk kazasında yaralı kurtulan DYP´li Milletvekili Sedat Bucak´ın altı korumasından biriydi. Çarkın, Susurluk davasında İstanbul DGM tarafından Ocak 1997´de tutuklandı ve 4 yıl hapis cezası aldı, 291 gün hapis yattı.
2008´de de açıklamalar yapmıştı: ´1000 kişi öldürmüş olabilirim´
Ayhan Çarkın, aslında bundan önce de şok açıklamalar yapmıştı. Çarkın, 21 Ekim 2008´de Star TV´de yayınlanan Arena´da Uğur Dündar´a çarpıcı açıklamalarda bulunmuştu. Susurluk kazasının Ergenekon´u aydınlatan bir lamba olduğunu öne süren Çarkın, ?Terörle mücadele sırasında 1000 kişi öldürmüş olabilirim? demişti. Abdullah Çatlı´nın da Ergenekon örgütünce öldürüldüğünü iddia eden Çarkın, ayrıca Uğur Dündar için de ´ölüm emri´ verildiğini, ancak Çatlı´nın buna karşı çıktığını açıklamıştı.
İşte Ayhan Çarkın´ın 2008´deki o açıklamaları:
Ayhan Çarkın: Uğur Dündar için ölüm emri verildi. Ama Abdullah Çatlı, ´Uğur Dündar vatanını sever´ diyerek bu suikasta karşı çıktı. Yani Dündar´ı Allah korudu. Suikast emrini veren de bir siyasetçiydi.
Uğur Dündar: Hiçbir siyasetçiyle kişisel bir hesabım olmadı. Ölüm emrimi veren siyasetçiyi affettim bile.
Uğur Dündar: Çatlı´nın sonunu Ergenekon mu hazırladı?
Ayhan Çarkın: Evet... Çatlı´nın mert bir insan olduğunu anladılar ve onu öldürdüler. Büyük bir açık yüreklilikle kullanıldığımızı da itiraf ediyorum. Kullanıldığımızı, kazanın olduğu sırada fark ettik ama hep sustuk.
(25 Mart 2011, 16:24)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: