Gölcük Donanma Komutanlığı´nda çıkan 9 çuval belge, cuntanın, bütün hazırlıklarını tamamladığını gösteriyor. Balyoz davasına giren belgelerde, zamanın Hava Kuvvetleri Komutanı Asparuk´un tutuklanıp emekli edileceği, darbe hazırlıklarının öğrenilmesi halinde komutana bunun harp oyunu olduğunun söyleneceği belirtiliyor.
´Yakalanırsak harp oyunu diyeceğiz´
Gölcük Donanma Komutanlığı´nda çıkan 9 çuval belge, cuntanın, bütün hazırlıklarını tamamladığını gösteriyor. Balyoz davasına giren belgelerde, zamanın Hava Kuvvetleri Komutanı Asparuk´un tutuklanıp emekli edileceği, darbe hazırlıklarının öğrenilmesi halinde komutana bunun harp oyunu olduğunun söyleneceği belirtiliyor.
Gölcük Donanma Komutanlığı´nda çıkan 9 çuval belge, Balyoz darbe planı davasının delillerine ilişkin bütün tartışmalara son verecek nitelikte. Belgeler, cuntanın darbeye ne kadar hazırlıklı olduğunu ortaya koyuyor. Balyoz davasının ek dellileri olarak değerlendirilen 43 klasör, DVD´ler halinde sanık avukatlarına dağıtıldı. Sanık avukatlarının sahte olduğunu iddia ettiği ve içinde Sakal, Çarşaf, Oraj ve Suga eylem planlarının bulunduğu 11 No´lu CD ile aynı içerikteki 1 No´lu CD Donanma Komutanlığı´nda ele geçirildi. Emniyet, savcılığın talebi ile Gölcük´te çıkan belgeler ile Balyoz klasörlerindeki belgeleri karşılaştırdı.
Hazırlanan raporlarda ise şu tespite yer verildi: Merkezi ve liderliği 1. Ordu Komutanlığı´nda olmak üzere, Hava Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri ve Jandarma unsurlarından müteşekkil bir cunta yapılanmasının, 3 Kasım 2002 seçimlerinin hemen ardından demokratik yollarla işbaşına gelen AK Parti hükümetini antidemokratik yollarla işbaşından uzaklaştırma amacıyla Balyoz Güvenlik Harekat Planı isimli bir plan etrafında organize olduğu belirtildi. 43 klasör içinde özellikle 2002-2003 yıllarına ait 1. Ordu Komutanlığı başta olmak üzere Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı´na ait orijinal belgeler mevcut. Balyoz sanıkları yeni delillerden de sorumlu.
Yakalanırsak ´Harp Oyunu´ diyeceğiz
Gölcük Donanma Komutanlığı´nda ele geçirilen Balyoz İddianamesi eklerinde yer alan bilgi Balyozcuların darbeye ne kadar hazır olduğunu gösteriyor. Genel Sekreter Hava Pilot Kurmay Albay A. Bertan Nogaylaroğlu tarafından hazırlanan 2 sayfalık belgede çarpıcı bilgiler yer alıyor. Şubat 2003 tarihli belgeye göre; Hava Kuvvetleri Komutanı Cumhur Asparuk ve komutana destek verebilecek personele uygulanacak ´psikolojik harekat´ usulleri hakkında geniş kapsamlı planlar bulunuyor. 12 maddelik belgede; Cumhur Asparuk´a gelecek her türlü bilginin önünün kesileceği ifade ediliyor. Harp Akademisi Komutanlığı´nda yapılan darbe hazırlıklarının Asparuk tarafından öğrenilmesi halinde komutana bunun harp oyunu jeneriği olduğunun söyleneceği belirtiliyor. Belgede, Harp Akademileri K.lığında yapılan hazırlıkların öğrenilmesi durumunda çalışmaların jenerik Harp Oyunu´na yönelik hazırlıklar olduğu bildirilecek, bu konu ivedilikle özel kurye aracılığı ile Harp Akademileri Komutanı´na (İbrahim Fırtına kastediliyor) iletilecektir. ifadeleri yer alıyor. Komutanlıkta Oraj Harekat Planı´na destek vermeyecek personelin belirlenmesi, Ege uçuşlarının artırılması için komutan üzerinde baskı oluşturulması isteniyor. Sıkıyönetim ilanından sonra ise Asparuk´un yurtiçi ya da yurtdışında olması halinde, Hava Pilot Tümgeneral Ziya Güler başkanlığındaki bir heyetle Ankara´ya getirilmesi gerektiği yazıyor. Planda ayrıca Asparuk ile ailesinin ve yakın olduğu tüm askerî personelin telefonlarının dinlenerek haftalık raporlar gönderilmesi isteniyor. Plana göre darbenin gerçekleşmesinin ardından Asparuk, sağlık sorunları gerekçe gösterilerek emekli edilecek. Yerine ise İbrahim Fırtına´nın getirilmesi için askerî ve sivil kamuoyu tarafından destek sağlanacak. Ayrıca Oraj planına destek vermeyen, tereddüt gösteren ve hareketlerinden şüphelenilen TSK mensuplarının ihraç edileceği planlar arasında yer alıyor.
Çetin Doğan da harp oyunu diye savunmuştu
Eski 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan, Balyoz darbe planının 20 Ocak 2010 tarihinde Taraf gazetesinde yayınlanmasının hemen ardından www.t24.com.tr isimli siteye açıklama yapmıştı. Doğan, ´iç tehdit olarak değerlendirilen bölücü ve irticai gelişmelerin EMASYA planları çerçevesinde ele alındığını´ itiraf etmişti. Doğan, daha sonra harp oyunu ve semineri diye sıkça tekrar ettiği savunmalarında toplantının Genelkurmay başkanları ve kuvvet komutanlarının bilgisi dahilinde yapıldığını söyledi.
Fırtına, Oraj Planı´nın uygulanması için yazılı emir vermiş
Gölcük Donanma Komutanlığı´nda yapılan aramalarda Oraj Harekât Planı´na ilişkin belgeler de bulundu. Bu belgeler içerisinde, dönemin Harp Akademileri Komutanı, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral İbrahim Fırtına´nın Oraj´ın uygulanması için Hava Harp Akademisi Komutanı Korgeneral Korcan Polatsü´ye gönderdiği yazılı emir dikkat çekiyor. 2002 genel seçimlerinde ortaya çıkan siyasî iradeden duyduğu rahatsızlığı dile getiren Fırtına, Polatsü´ye gönderdiği yazılı emirde, Cumhuriyetimizin bekası için Türk Silahlı Kuvvetleri´ne önemli görevler düşmektedir. Bu görevler kapsamında Hava Harp Akademisi Komutanlığı da kendisine verilen görevi ifa edecektir. ifadesi yer alıyor. Emirdeki ifadelere göre, irticai unsurlara karşı radikal önlemlerin alınması için Türkiye Büyük Millet Meclisi´ne (TBMM) baskı kurarak sıkıyönetim kararı aldırılması planlanıyor. İstenilen sıkıyönetimin oluşması için ise; Ege´de uçuşların artırılması ve gerginliğin tırmandırılması hedefleniyor. Kamuoyunun desteğini sağlamak için yapılacak bu gerginlik için ise 134´üncü Filo Komutanlığı´nın görevlendirilmesi esas alınıyor. Oluşturulacak özel filo elemanlarının ikinci bir emre kadar, 1, 6 ve 9´uncu Ana Jet Üs komutanlıklarında görevlendirilmesi emrediliyor.
Fişlenen özel güvenlikçilerin sertifikaları iptal edilecekti
Donanma Komutanlığı´nda ele geçirilen belgelere göre özel güvenlik şirketleri ve elemanlarının fişlenmesi ve sertifikalarının iptal edilmesi ön görülmüş. J.Kur.Kd.Bnb. Murat Özçelik imzasının bulunduğu belgede; Bursa ili genelinde görev yapan özel güvenlik görevlisi olarak çalışan 3188 kişiden 1421´inin irticai gruplarla ilişkisinin tespit edildiği bilgisi yer alıyor. Bu kişilerin özel güvenlik sertifikalarının iptal edilmesinin uygun olacağı belirtiliyor. Aynı belgede Balıkesir, Yalova´daki güvenlik şirketlerinin de fişlenerek ´irticai gruplarla ilişkisinin tespit edildiği´ bilgisi yer alıyor.
Suga´ya, ´Terörle Mücadele´ bütçesinden transfer yapılmış
Donanma Komutanlığı´nda ele geçirilen belgeler, Balyoz Harekat Planı´nı hazırlayan zihniyetin, terörle mücadele için Genelkurmay´a ayrılan bütçeyle, darbe yapmak istediğini gözler önüne seriyor. 11 numaralı ek klasörde yer alan ´Ödenekler´ konulu gizli ibareli belgede ´Suga Harekat Planlama faaliyetleri esnasında ihtiyaç duyulabilecek malzemelerin tedariki maksadıyla; Genelkurmay Başkanlığı´na ´Terörle Mücadele´ kapsamında tahsis edilen ödenekten transfer yapılması çalışmalarına devam edilmektedir.´ ifadesi geçiyor.
Hrant Dink de cuntanın hedef listesinde
Gölcük´teki Donanma Komutanlığı´nda ele geçirilen Balyoz davası delilleri içinde çıkan ´hedef´ listesinde şok isimler yer alıyor. ´ Operasyon Timleri ve Görevleri´ belgesinde, Hrant Dink´ten Fener Rum Patriği Bartholomeos´a, Nazlı Ilıcak´tan Fehmi Koru´ya, Toktamış Ateş´ten Mehmet Altan ve Taha Akyol´a pek çok aydın, yazar ve sivil toplum lideri var. Hrant Dink´in ´Orak´ operasyonu ile devre dışı bırakılması hedeflenmiş. J.Kur. Bnb. Hanifi Yıldırım imzalı operasyon belgesi, darbe için engel teşkil eden aydınlar ve kanaat önderlerini ortadan kaldırmayı hedefliyor. Belgede hangi kişiye hangi subayın operasyon yapacağı bile belirlenmiş. Operasyon isimleri, operasyonu yapacak personel ile hedefteki isimler ayrıntılı olarak yer alıyor. ´Orak´ operasyonunda ´darbe karşıtı Ermeni basını´ hedef listesinde yer alıyor.
Gölcük´teki Donanma Komutanlığı´nda ele geçirilen delillerin içinde çıkan ´hedef´ listesinde şok isimler yer alıyor. ´Operasyon Timleri ve Görevleri´ belgesindeki hedefler arasında Hrant Dink´ten Fener Rum Patriği Bartholomeos´a, Nazlı Ilıcak´tan Fehmi Koru´ya, Toktamış Ateş´ten Mehmet Altan ve Taha Akyol´a kadar pek çok aydın, yazar ve sivil toplum lideri var. Belgelerde Hrant Dink´in ´Orak´ operasyonu ile devre dışı bırakılması da hedef olarak sunuluyor.
Hrk. Asyş. ve Eğt. Ş.Md. J.Kur. Bnb. Hanifi Yıldırım imzalı operasyon belgesinin, darbe için engel teşkil eden aydınlar ve kanaat önderlerinin nasıl gözaltına alınacağını belirleme amacıyla hazırlandığı iddia ediliyor. Belgede hangi isme, hangi subayın katılacağı operasyonun yapılacağı bile belirlenmiş. ´Sakal´ operasyonu kapsamında ´gayrimüslim cemaat önderi ve işadamları´ tek tek sıralanıyor. Fener Rum Patriği Bartholomeos, Ermeni Patriği Mutafyan ve Katolik cemaatleri Ruhani Genel Sekreteri Maroviç´in ismi zikrediliyor. ´Orak´ operasyonunda ´darbe karşıtı Ermeni basını´ da listelenmiş. Bu kapsamda; Etyen Mahçupyan, Sevan Nişanyan ve elim suikasta kurban giden Hrant Dink ´hedef´ listede bulunuyor. ´Yumruk´ operasyonu ise ´darbe karşıtı aşırı sağ kesim´i hedeflemiş; Nazlı Ilıcak, Ahmet Taşgetiren, Ali Bulaç ve Fehmi Koru bu listede yer alıyor. ´Darbe karşıtı aşırı sol kesim´ için ise ´Kürek´ operasyonu planlanmış. Burada Toktamış Ateş, Hasan Cemal, Cüneyt Ülsever var. ´Darbe karşıtı liberaller´ olarak zikredilen Mehmet Altan, Ali Bayramoğlu, Mehmet Barlas ve Taha Akyol´a dönük operasyona da ´Testere´ ismi verilmiş.
Balyoz belgeleri 2008´de güncellenmiş
Gölcük´te çıkan yeni bilgiler, Balyoz belgelerinden bazılarının güncellendiğini gösteriyor. 5 Şubat 2003 tarihinde Hava Pilot Binbaşı Namık Sevinç tarafından oluşturulan belgenin gsalkaya isimli kullanıcı tarafından 19 Şubat 2008 tarihinde son kez kaydedildiği belirlendi. Çetin Doğan´ın kızı ve damadı tarafından gündeme getirilen 2003 yılında hazırlanmış CD´lerde sonraki yıllara ait bilgiler ne arıyor? savunması da böylece çürümüş oldu. Donanma´da çıkan belgelere göre ayrıca darbenin gerçekleşmesinin ardından Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Cumhur Asparuk´un yerine İbahim Fırtına´nın getirilmesi için askerî ve sivil kamuoyu tarafından destek sağlanacağı belirtiliyor.
Gölcük Donanma Komutanlığı´nda çıkan 9 çuval belge, Balyoz darbe planı davasının delillerine ilişkin tartışmalara son veriyor. Emniyet, savcılığın talebi ile Gölcük´te çıkan belgeler ile Balyoz klasörlerindeki belgeleri karşılaştırdı. Hazırlanan raporlarda; Merkezi ve liderliği birinci ordu komutanlığında olmak üzere, Hava Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri ve Jandarma unsurlarından müteşekkil bir cunta yapılanmasının, 3 Kasım 2002 seçimlerinin hemen ardından demokratik yollarla işbaşına gelen AK Parti hükümetini antidemokratik yollarla işbaşından uzaklaştırma amacıyla Balyoz Güvenlik Harekat Planı isimli bir plan etrafında organize olduğu tespitine yer verildi. Sanık avukatlarının sahte olduğunu iddia ettiği ve içinde Sakal, Çarşaf, Oraj ve Suga eylem planlarının bulunduğu 11 No´lu CD ile aynı içerikteki 1 No´lu CD, Donanma Komutanlığı´nda ele geçirilen 6 No´lu torbadan çıkmıştı. Aramada ele geçen belgelerden 43 klasör Balyoz darbe planı davası ile ilgili olduğu gerekçesiyle, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi´ne gönderilmişti. Mahkeme, belgeleri bilgisayar ortamında taratıp DVD haline getirdikten sonra dün sanık avukatlarına dağıttı. 43 klasör içinde özellikle 2002-2003 yıllarına ait 1. Ordu Komutanlığı başta olmak üzere Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı´na ait orijinal belgeler mevcut. Balyoz sanıkları yeni delillerden de sorumlu.
CD´deki listeler güncellenmiş
Askerî Casusluk ve Şantaj soruşturması kapsamında, Gölcük Donanma Komutanlığı´nda 6 Aralık 2010´da ihbar üzerine yapılan aramada ele geçen belgeler Balyoz davasına yeni bir boyut getirdi. Savcı Fikret Seçen´in talimatıyla İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü´nden ortak bir ekip, Balyoz dava dosyasındaki belgelerle Gölcük´te çıkan belgeleri karşılaştırdı. İnceleme sonucu hazırlanan rapor, çarpıcı bir gerçeği ortaya çıkardı. Başta Çetin Doğan´ın kızı ve damadı olmak üzere sanık avukatlarının iddia ettiği gibi, Balyoz darbe planı dosyasında yer alan ve içinde Çarşaf, Sakal, Oraj ve Suga başlıklı kanlı eylem planlarının bulunduğu 11 No´lu CD´nin sahte olarak üretildiği iddiasını yalanlayan yeni bir CD ortaya çıktı. Aralamalarda ele geçen 6 No´lu torbada 11 No´lu CD ile aynı içerikte 1 No´lu CD çıktı. 1 No´lu TDK marka CD içerisindeki belgelerin Balyoz davası kapsamında alınan ifadeler ve içeriğine göre dönemin 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan´a verilmek üzere hazırlandığı iddia edilen 11 No´lu CD ile birebir örtüştüğü ortaya çıktı. Balyoz planına ilişkin 2.1.2011 tarihli 28 sayfalık raporda, 1 No´lu TDK marka CD´nin içerik olarak, Balyoz soruşturması kapsamında elde edilen 11 No´lu CD ile benzer olduğu ve aynı soruşturmada ele geçirilen (1-3-4-15) No´lu CD´lerde yer alan bazı dosyaların ve içerilerindeki belgelerin, benzer şekilde yer aldığı tespit edildi. CD´lerin ikisinde de 2002-2003 ve ÇALIŞMALAR_A isimli dosyaların yer aldığı belirlendi. Bu dosyalarda, Balyoz Harekat Planı, Sakal-Çarşaf Eylem Planları, Oraj-Suga harekât planlarının da aralarında bulunduğu, Balyoz Harekat Planı kapsamındaki detaylı çalışmalar yer alıyor. İki CD bu dosyaların haricinde SÜHA ALB_2003 isimli dosyada yer alan belgeler bakımından da benzer.
Öte yandan 11 No´lu CD´de olmayan SN. KOM ARZ NOTLAR .doc isimli bir belge de 1 No´lu CD´de bulundu. 1 sayfalık bu belge, SN.KOM.ARZ ibareleri ile başlıyor ve alt alta seminerle ilgili yapılan çalışmalar tek tek anlatılıyor. Raporda, bu belgenin Süha Tanyeri isimli kullanıcı tarafından 3.3.2003 tarihinde oluşturulduğu ve aynı tarihte aynı kullanıcı tarafından son kez kaydedildiğinin tespit edildiği belirtiliyor. Bu belgeye ilişkin karşılaştırma yapıldığının belirtildiği raporda, Balyoz Harekat Planı kapsamındaki çalışmalarda 3.3.2003 itibarıyla gelinen son durum hakkında kısa özet bilgileri içerdiği ve 5.3.2003 tarihinde başlayacak olan plan seminerinden önce Ordu Komutanı Çetin Doğan´ı mevcut durum hakkında bilgilendirmek amacıyla, Harekat Başkanı Süha Tanyeri tarafından hazırlandığı, Çetin Doğan´ın seminerde konuşurken belgede belirtilen hususlarla aynı doğrultuda konuşmalarının olduğu tespitine yer veriliyor. Soruşturma evraklarının da bunu teyit ettiği belirtilirken, seminer öncesi bütün çalışmaların Doğan´ın kontrolünde yapıldığının belirlendiği kaydediliyor.
Gölcük Donanma Komutanlığı´ndan çıkan yeni bilgiler Balyoz belgelerinin güncellendiğini gösteriyor. 2 No´lu klasörün 17. ve 18´inci sayfalarında yer alan bilgilere göre Oraj Hava Harekat Planı´nda EK-Ğ, Lahika 4, Cetvel A olarak geçen Oraj Hava Harekat Planı İstanbul 1´inci Bölge Alışveriş Merkezlerinin Durumu başlıklı belgenin 5 Şubat 2003 tarihinde Hava Pilot Binbaşı Namık Sevinç tarafından oluşturulduğu ve gsalkaya isimli kullanıcı tarafından 19 Şubat 2008 tarihinde son kez kaydedildiği belirlendi. Bu bilgi daha önce gündeme getirilen 2003 yılında hazırlanmış CD´lerde sonraki yıllara ait bilgiler ne arıyor? sorusu etrafında gelişen tartışmaları farklı bir boyuta taşıyor.
Masonlar da darbeye destek listesinde
Gölcük Donanma Komutanlığı´nda ele geçirilen Balyoz İddianamesi ek klasörlerindeki belgelerde, harekâtın gerçekleşmesi durumunda desteklenecek ve ortak çalışılacak dernekler bir bir sıralanıyor. Belgede İstanbul´da faaliyet gösteren mason ve Lions derneklerinin bütün şubeleri ayrıntılı bir şekilde yazılmış. Altında İstanbul Şube Müdürü Jandarma Kıdemli Albay Kubilay Aktaş´ın adının yer aldığı belgede İstanbul´da planı destekleyecekler arasında şu dernekler sıralanıyor: Atatürkçü Düşünce Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası Derneği, Lions Kulüp Dernekleri, Leo Kulüp Dernekleri, Rotary Kulübü Dernekleri, Türkiye´deki Humboldt Bursiyerleri Derneği, Büyük Mason Mahfili Derneği, Küçük Mahfel Kulübü Derneği, Mustafa Kemal Derneği, Darüşşafakalılar Derneği, Terakki Vakfı Terakki Okulları Koruma Derneği, Lozan Mübadilleri Derneği, Türkiye Kuvayi Milliye Mücahitler Derneği, Halkevleri Derneği. Aynı dosya içerinde yer alan bir diğer belgede ise harekâttan sonra İstanbul´da kapatılacak dernekler sıralanıyor. Bu bağlamda azınlıklara ait birçok dernek; Helsinki Yurttaşlar Derneği, İnsan Hakları Derneği, İlim Yayma Cemiyeti, Türkiye-Yunanistan Dostluk Derneği, Adaleti Savunanlar Derneği, Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) gibi dernekler yer alıyor.
Yassıada ve İmralı´da darbe için keşif
Gölcük Donanma Komutanlığı´nda ele geçirilen belgeler arasında Balyoz sonrası Yassıada ve İmralı´da bürokrat, gazeteci ve yerel yöneticileri tutuklamak için ön keşif yapıldığını gösterir raporlar da çıktı. Buna göre, Balyoz Darbe Planı çerçevesinde tutuklamalar gerçekleştirildikten sonra hassas şahısların Yassıada ve İmralı´da gözetim altına alınması planlanmış. İmralı´ya gidecekler için Salıpazarı´nda, Yassıada´ya gidecekler için de Mudanya´da özel incelemeler gerçekleştirilmiş. Kasım 2002´de hazırlanan belge, Sıkıyönetimin ilanını müteakip, gözetim altında tutulacak şahısların Yassıada ve İmralı adasına transfer edileceği ilgi emir ile bildirilmiştir. cümleleriyle başlıyor. İmralı ve Yassıada´da iki heliped bulunduğu, Mudanya, Bursa ve İstanbul´da, deniz lisesi ve ilgili askeri birimlerdeki alanların tahliye amaçlı kullanılabileceği vurgulanıyor.
Raporlarda yapılacak müdahale ve transferler sırasında destek verecek ekipler de belirlenmiş. Gerektiğinde 70 Deniz Harp Okulu son sınıf öğrencisinin de takviye personel olarak kullanabileceği değerlendirildi. Kullanılacak son sınıf öğrencilerinin isim listesi de raporda yer aldı. Donanma Komutanı Oramiral Özden Örnek adını taşıyan emir yazısıyla hazırlanan raporlarda yapılacak çalışmalar en ince detayına kadar hesaplanmış.
Feyyaz Öğütçü´den provokasyon emri
Donanma Komutanlığı´nda bulunan ´Tümamiral A. Feyyaz Öğütçü´ imzalı Görevlendirme isimli belgede, Öğütçü´nün darbeye zemin hazırlamak için üst düzey komutanlardan hassas grupların içerisine sızılarak provokatif eylemler düzenlenmesini istediği görülüyor. Tuğamiral Kadir Sağdıç´ın aşırı sol gruplardan, Dn. Kur. Albay İbrahim Şahin´in dinî grup ve cemaatlerden ve Dn. Kur. Albay A. Sadi Ünsal´ın Alevi dernek ve vakıflardan sorumlu olduğu ifade ediliyor. Özellikle Güneydoğu´da 1 Mayıs ve Abdullah Öcalan´ın doğum günü gibi günlerin değerlendirilmesi ve bazı esnaflara yönelik eylemler yapılması isteniyor.
6 Mayıs 2003 tarihli belgede Alevî dernek ve vakıfları, aşırı sol gruplar, dinî gruplar ve cemaatler, Doğu-Güneydoğu faaliyetleri, sivil toplum kuruluşları, medya ve siyasi partiler olmak üzere 7 ayrı grup başlığı konulmuş. Grup başkanı komutanlardan radikal İslamcı toplulukların cuma namazlarından sonra slogan atma ve yürüyüş gibi eylemler yapma konusunda yönlendirilmesi isteniyor. Garnizon bünyesindeki hazırlıkların ileri gelen esnaflarla birlikte incelenerek gerektiğinde eyleme yönelik provalar yaptırılabileceği kaydediliyor. Belgede askerî birliklere yönelik sansasyonel eylem yaptırılabileceği de belirtiliyor.
Okullar milli güvenlik dersinde denetlenmiş
Gölcük Donanma Komutanlığı´nda ele geçirilen belgelerde, askerlerin okullarının milli güvenlik dersleri aracılığıyla denetlediği ortaya çıktı. 10. Ek klasörde yer alan Dizi 35´teki CD´de 15. Kolordu Komutanlığı´na ait gizli bir belge yer alıyor. Kurmay Albay Tekman Turgay Ekmen ıslak imzalı belgede, milli güvenlik dersi öğretmeni olarak görevlendirilen subayların imam hatip liseleri ve diğer liselerde öğrencilerle ilgili rapor tutmaları ve raporların milli güvenlik bilgisi dersi planlaması yapan komutanlığa bildirilmesi isteniyor. Belgede şu ifadeler yer alıyor: Milli güvenlik bilgisi dersi (MGBD) öğretmeni olarak görevlendirilen subaylar, şimdiye kadar verilmiş emirler doğrultusundaki uygulamayı titizlikle sürdüreceklerdir. Özellikle imam hatip liselerinde ( İ.H.L) ve diğer hassas (özel ve kamuya ait) okullarda görevli MGBD öğretmenleri, kılık kıyafet yönetmeliğinin hükümlerinin uygulanması konusunda asla geri adım atmayacaklar ve hazırlayacakları raporları milli güvenlik bilgisi dersi öğretmen planlaması yapan komutanlığa bildireceklerdir.
Azınlıklara sıkıyönetim komutanı atanmış
Gölcük Donanma Komutanlığı´nda ´Oraj Hava Harekat Planı Azınlıklar ve Patrikhanenin kontrolüyle ilgili hususlar´ başlıklı çok gizli ibareli belge de ele geçirildi. Plan Subayı Hv. Plt. Yzb. Cenk Hatunoğlu tarafından hazırlanan 1 sayfalık belgede Sıkıyönetim ilanı ile birlikte Azınlık ve Patrikhanelerden Sorumlu Personel Sıkıyönetim Komutanlığı Harekat Merkezi´ne katış yapacak, buradan verilecek görevleri yerine getirecektir bilgisi yer alıyor. Belgede, Azınlıklar ve Patrikhanenin tüm çalışmalarının bu komutanlıkça yakından takip edileceği belirtiliyor. Belgeye göre Azınlıklar ve Patrikhanenin Kontrolüyle Uluslararası Giriş ve Çıkış yapanların takip edilmesi kararlaştırılıyor. Görevler kısmında bu giriş çıkışlardan sorumlu olarak 6 üst düzey subayın ismine yer veriliyor. Belgenin 3 Şubat 2003´te oluşturulduğu, en son 16 Şubat 2003´te son kez kaydedildiği belirtiliyor. ( Zaman)
Gölcük aramaları kamerayla kaydedilmiş
Gölcük´teki Donanma Komutanlığı´nda Cumhuriyet Savcısı Fikret Seçen ve Ali Haydar´ın 6 Aralık´ta yaptıkları aramanın kamera kayıtları ortaya çıktı. İstihbaratta görevli bir binbaşının odasında yapılan aramalarda zeminin plastik karolarla kaplı olması nedeniyle araştırmalar bu karoların sökülmesinin ardından başladı. Savcının talimatıyla kaldırılan karoların altında poşetler içinde belgeler ve dokümanlar bulundu. Askeri yetkililerin de hazır bulunduğu tespitler sırasında ele geçirilen malzemelerin envanteri çıkarılarak tutanaklara geçirildi. Tutanakların bir deniz yarbay tarafından tutulduğu öğrenildi. Savcı Seçen´in bizzat yönlendirdiği aramalar görevli askeri personel tarafından da kayıt altına alındı. Ele geçirilen belgelerin tasnif işlemi tamamlandıktan sonra çuvallara konularak savcılara teslim edildi. Kamera kayıtlarına yansıyan görüntülerde karoların sökülmesi ve görevlilerin poşetlere sarılı olarak bulunan belgeleri zeminden çıkarmaları yer alıyor. Büyük bir dikkat ile çıkarılan malzemelerin yine savcıların denetiminde kayıt altına alındıkları görülüyor. ( Cihan)
İşte aramaların fotoğraf ve kamera görüntüleri: Zemindeki plastik karoların altında saklı belgeler
Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Fikret Seçen ile savcı Ali Haydar´ın, 6 Aralık´ta Gölcük´teki Donanma Komutanlığı´nda yaptıkları aramanın fotoğraf ve görüntülerine ilk kez Sabah ulaştı. Görüntüler ve fotoğraflar, o gün yaşananları an an belgeliyor.
Bir ihbar üzerine İstihbarat Binbaşı Kemalettin Yakar´ın odasında yapılan aramaya öğleden sonra başlanabildi. Odanın zemini plastik karolarla kaplıydı ve beton zeminle arasında 30 santimlik boşluk vardı. Karolardan biri, Fikret Seçen´in talimatıyla kaldırıldı. Vantuzla çekilen yaklaşık yirmi karonun altından çöp poşetleri içinde özenle saklanmış ve istiflenmiş belge ve malzemeler bulundu. Bulunan tüm belgeler bir deniz yarbay tarafından tutanağa kaydedildi ve arama baştan sona askerler tarafından videoya kaydedildi. Fikret Seçen aramayı yönlendirerek, zaman zaman bizzat karoların altını kontrol etti. Belge ve malzemeler çuvallara konulmadan önce her birinin üzerinde parmak izi incelemesi yapıldı. Son olarak mühürlenen çuvallar savcı Fikret Seçen´e teslim edildi. ( Sabah)
Balyoz´a Gölcük balyozu
Gölcük Donanma´ya yapılan baskında Balyoz sanıklarının ´sahte´ dediği belgelerin orijinalleri ve yeni ekleri ele geçirildi. Yeni Balyoz belgeleri arasında, diğer birliklere gönderilen ´darbeye destek verin´ mektupları, gözaltı ve infaz listeleri de var. Askeri Casusluk soruşturması kapsamında Gölcük Donanma Komutanlığı´na yapılan baskında ele geçirilen 10 çuval belge arasında Balyoz Darbe Planı davasında sanıkların tüm iddialarını çürütecek yeni belgeler ele geçirildiği ortaya çıktı. Gölcük´teki zuladan çıkan belgeler arasında ilk kez ´Balyoz´ kodlu orjinal darbe belgeleri, Balyoz´un tüm süreçlerini ortaya koyan ´el yazısı´ dahil tüm yazışmaları, Balyoz Darbe Planı´nda yer alan komutanların imzaları ve talimatları da yer aldı.
Belgeler sahte iddiaları çürüdü
Gölcük Donanma Komutanlığı´na yapılan baskında ele geçirilen ve Balyoz davasının ek delilleri olarak değerlendirilen 43 klasör, sanık avukatlarına dağıtıldı. Gölcük Donanma´da mühürlenip, İstanbul Emniyeti´nde askeri yetkililerin önünde açılıp imajı alınan ve parmak izi ve DNA testi için örnekler alındıktan sonra incelenmeye başlanan Gölcük belgeleri, Balyoz sanıklarının ?Belgeler sahte? iddialarına büyük darbe vuracak. Balyoz davasına ek klasör olarak gönderilen belgeler arasında Balyoz´la ilgili bugüne kadar ortaya çıkmamış olanlar da bulunuyor.
Her planın hareket emri de bulundu
DVD ortamında dağıtılan 43 klasörde yer alan 1. klasörde, ´genel tespitler-raporlar´ başlığı altında, ´Balyoz´, ´Jandarma´, ´Oraj´, ´Sakal-çarşaf´ ve ´Suga´ olarak isimlendirilen tespit tutanaklarıyla raporlar bulunuyor. Klasörlerde ´çok gizli´ ibareli ´özel direktifler´, ´bilgi notları´, ´plan semineri kapanış konuşması´, ´Balyoz Güvenlik Harekat Planı´, ´Çarşaf Eylem Planı harekat emri´, ´Sakal Eylem Planı harekat emri´, ´olasılığı en yüksek tehlikeli senaryo´, ´görevlendirme tabloları´, ´sivil toplum kuruluşlarına yönelik eylem planları´ gibi konular yer alıyor.
´1. Ordu´daki Balyoz çalışmaları
Balyoz Darbe Planı´nın tartışıldığı plan semineri önrcesinde yapılan hazırlıklar ve Balyoz´la ilgili yapılacak çalışmalara ilişkin emirler de ilk kez ortaya çıktı. Emekli Oramiral Özden Örnek´in imzasını taşıyan Ekim 2003 tarihli ve ?GİZLİ? ibareli yazıda bir yazıda, ?1. Ordu Komutanlığı Koordinatörlüğünde devam eden Balyoz Harekat Planı çalışmaları...? ifadesine yer verildiği görüldü. Birçok Balyoz belgesinin ´komutana arz´la bitmesi de dikkat çekiyor.
´Darbeye yardım edin´ emri Fırtına´dan
Emniyetin inceleme raporunda, ?Olasılığı En Yüksek Tehlikeli Senaryo?nun ilk kez 12 Aralık 2002 tarihinde yazışmalara konu olduğu ve seminer planının 20 Aralık 2002 tarihinde Çetin Doğan´a ulaştırıldığı anlatıldı. İbrahim Fırtına tarafından yazılıp birliklere gönderilen ´çok gizli´ yazıdaysa, ´Sıkıyönetimin onaylanmasını müteakip 1. Ordu Komutanlığı bünyesinde icra edilecek görevlere gereken desteğin verilmesini rica ederim´ denildiği görüldü.
Gözaltına alınacaklar ve emekli edilecekler
Gölcük´te ele geçirilen Balyoz belgeleri arasında birbirinden ilginç konu başlığı altında toplanmış Darbe Planı çalışmaları da yer alıyor. İşte bazıları: Operasyonel faaliyetleri yürütecek personel listesi, İstanbul ilinde arama yapılacak yerler, Jandarmanın istihbarat faaliyetleri, İstanbul´da gözaltına alınacak siyasi parti üyeleri, Tekirdağ´da bulunan irticai örgüt mensupları, Görevlendirilen personel listesi, Hassas personel listesi, İstanbul Üniversitesinde bölücü görüşlü üniversite öğrencileri, İstanbul Jandarma Bölge Komutanlığı emekliliğe sevk edilecek personel listesi, Bursa´da gözaltına alınacak kamu görevlileri, Bilecik´te gözaltına alınacak siyasi parti üyeleri, Bursa ili kritik tesis ve kurumlar, Tekirdağ´da infaz ekibinde yer alacak emniyet personeli
´Gölcük Zulası´ Çetin Doğan´ı korkuttu
Gölcük Donanma Komutanlığı´na yapılan baskında ele geçirilen yeni belgelere Balyoz Darbe Planı davasının 1 numaralı sanığı eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan´ın avukatları ilginç bir gerekçe ile itiraz etmişti. Balyoz davası duruşmasında avukatlar ?Soruşturma tamamlandığı ve yargılama başladığı için savcılıkça sonradan toplanan Gölcük Donanma Komutanlığı´nda ele geçirilen belgeler delil niteliği taşımaz? iddiasında bulunmuştu. ( Star)
İşte Balyoz vurulurken sapından tutup yardım edecek 12 dernek
Gölcük´te ele geçirilen belgelerde Balyoz darbesine destek verecek dernekler ve kapatılacak dernekler de var. Gölcük Donanma Komutanlığı´nda ele geçirilen Balyoz İddianamesi ek klasörlerindeki belgelerde, harekâtın gerçekleşmesi durumunda desteklenecek ve ortak çalışılacak dernekler bir bir sıralanıyor. Belgede İstanbul´da faaliyet gösteren mason ve Lions derneklerinin bütün şubeleri ayrıntılı bir şekilde yazılmış. Altında İstanbul Şube Müdürü Jandarma Kıdemli Albay Kubilay Aktaş´ın adının yer aldığı belgede İstanbul´da planı destekleyecekler arasında şu dernekler sıralanıyor:
Atatürkçü Düşünce Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası Derneği, Lions Kulüp Dernekleri, Leo Kulüp Dernekleri, Rotary Kulübü Dernekleri, Türkiye´deki Humboldt Bursiyerleri Derneği, Büyük Mason Mahfili Derneği, Küçük Mahfel Kulübü Derneği, Mustafa Kemal Derneği, Darüşşafakalılar Derneği, Terakki Vakfı Terakki Okulları Koruma Derneği, Lozan Mübadilleri Derneği, Türkiye Kuvayi Milliye Mücahitler Derneği, Halkevleri Derneği.
Bunlar da Balyoz vurulduktan sonra kapatılacak dernekler
Aynı dosya içerinde yer alan bir diğer belgede ise harekâttan sonra İstanbul´da kapatılacak dernekler sıralanıyor. Bu bağlamda azınlıklara ait birçok dernek; Helsinki Yurttaşlar Derneği, İnsan Hakları Derneği, İlim Yayma Cemiyeti, Türkiye-Yunanistan Dostluk Derneği, Adaleti Savunanlar Derneği, Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) gibi dernekler yer alıyor.
Bir liste de öldürülecekler için: Balyoz´un ölüm listesi
Gölcük´teki Donanma Komutanlığı´nda ele geçirilen Balyoz davası delilleri içinde çıkan ´hedef´ listesinde şok isimler yer alıyor. ´Operasyon Timleri ve Görevleri´ belgesinde, Hrant Dink´ten Fener Rum Patriği Bartholomeos´a, Nazlı Ilıcak´tan Fehmi Koru´ya, Toktamış Ateş´ten Mehmet Altan ve Taha Akyol´a pek çok aydın, yazar ve sivil toplum lideri var. Hrant Dink´in ´Orak´ operasyonu ile devre dışı bırakılması hedeflenmiş. J.Kur. Bnb. Hanifi Yıldırım imzalı operasyon belgesi, darbe için engel teşkil eden aydınlar ve kanaat önderlerini ortadan kaldırmayı hedefliyor. Belgede hangi kişiye hangi subayın operasyon yapacağı bile belirlenmiş. Operasyon isimleri, operasyonu yapacak personel ile hedefteki isimler ayrıntılı olarak yer alıyor. ´Sakal´ operasyonu kapsamında ´gayrimüslim cemaat önderi ve işadamları´ tek tek sıralanıyor.
Dink Balyoz´un ölüm listesinde
İşte o isimler
Fener Rum Patriği Bartholomeos, Ermeni Patriği Mutafyan ve Katolik cemaatleri Ruhani Genel Sekreteri Maroviç´in ismi zikrediliyor. ´Oraj´ operasyonunda ´darbe karşıtı Ermeni basını´ da listelenmiş. Bu kapsamda; Etyen Mahçupyan, Sevan Nişanyan ve elim suikasta kurban giden Hrant Dink ´hedef´ listede bulunuyor. ´Yumruk´ operasyonu ise ´darbe karşıtı aşırı sağ kesim´i hedeflemiş; Nazlı Ilıcak, Ahmet Taşgetiren, Ali Bulaç ve Fehmi Koru bu listede yer alıyor. ´Darbe karşıtı aşırı sol kesim´ için ise ´Kürek´ operasyonu planlanmış. Burada Toktamış Ateş, Hasan Cemal, Cüneyt Ülsever var. ´Darbe karşıtı liberaller´ olarak zikredilen Mehmet Altan, Ali Bayramoğlu, Mehmet Barlas ve Taha Akyol´a dönük operasyona da ´Testere´ ismi verilmiş. ( Bugün)
Balyozcular Gölcük belgelerini kabul etmiyor!
Balyoz davası sanıkları Doğan ve Fırtına´nın avukatları ile Taraf gazetesi yazarları Gölcük´ten çıkan çuvallar dolusu belgelerin Balyoz davasını nasıl etkileyeceğini HABERTURK.COM´a değerlendirdi.
Şantaj ve askerî casusluk iddialarına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında Deniz Kuvvetleri Gölcük Donanma Komutanlığı´nda yapılan aramada ele geçirilen 9 çuval belgenin Balyoz Darbe Planı davasının ek delili olarak değerlendirilmesiyle başlayan süreç, Balyoz davasını yeni bir mecraya soktu.Savcılığa göre Gölcük Donanma Komutanlığı´nda bulunan iki belge Balyoz Eylem Planı´nın uygulandığını ortaya koyuyor. Bir belge Çetin Doğan´ın seminerdeki konuşmasıyla aynı içerikte. İkinci belgede Doğan´a Balyoz´un uygulaması konusunda bilgi veriliyor. Ayrıca ortaya çıkan bu yeni belgelerle, savunmanın 2003´teki belgelerde yeni bilgiler nasıl yer alır sorusunun da cevaplandığı söyleniyor. Zira 2008 yılında hazırlanan Balyoz belgelerinin 2008 yılında güncellendiği anlaşılıyor.Peki yeni belgeler, gerçekten Balyoz planlarını doğruluyor mu? Gölcük gelişmesinden sonra davaya ilişkin sahte belge iddiaları çürüdü mü? Bu yeni gelişmelerden sonra davanın seyri nasıl değişir?Balyoz davasının 1 numaralı sanığı Emekli Orgeneral Çetin Doğan ve davanın diğer sanıklarından Emekli Org. İbrahim Fırtına´nın avukatları ile davayı yakından takip eden gazetecilere bu soruları sorduk.İşte onların HABERTURK.COM´a yaptıkları değerlendirmeler...
BALYOZ DAVASI SANIĞI EMEKLİ ORG. ÇETİN DOĞAN´IN AVUKATI CELAL ÜLGEN
´Eğer güncelleme varsa dava tümden yıkılır´
Bu yeni gelişme asla Balyoz iddialarının doğruluğunu göstermez. Bu yeni gelişmeyle daha önceki durumdan bir milim ileri gidemediler. Aynı çekinceler ve hatalar devam ediyor. Gene imzasız belgeler, belge niteliği taşımayan dokümanlar belgeymiş gibi sunulmak isteniyor. Bir de özellikle Poyrazköy, Balyoz, Kafes gibi davalarda bugüne kadar duyulan eksiklikleri gidermek gibi bir çabayla karşı karşıya olduğumuzu görüyorum. Ama gerçek olmayan bir şeyin yeni belgesi de olmaz. 2003´teki belgelerin 2008´de güncellenmesi meselesine gelirsek... Böyle bir şey yok. O belgelerde sadece bir yerde polis tutanaklarında 2003 yerine yanlışlıkla 2008 yazıyorlar. Sonradan da 2008 olarak kalıyor. Güncelleme diye bir şey olamaz. Bu birtakım aklıevvellerin uydurduğu bir şey. Zira güncelleme lafı söylenmişse zaten dava tümden yıkılmış olur. Eğer güncellenmişse, davanın belgeleri arasında gösterilen 11 No´lu CD´nin sahteliği onaylanmış olur. TÜBİTAK o CD´nin 2003´te hazırlandığını resmi raporla onayladı. O zaman demek ki savcı, bu CD´nin 2003´te hazırlanmadığını söylüyor. 2003´te hazırlandığı kabul edilen bir CD´ye 2008´de hazırlanan bir bilgi nasıl girer?
İLK BALYOZ BELGELERİNİ ORTAYA ÇIKARAN GAZETECİ MEHMET BARANSU
´Sanıkların sayısı artacak; binlerce olabilir!´
Aramanın baştan sona kameraya kaydedilmesi, belgelerin Gölcük Donanma Komuatnlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü odasının zemininin altına gizlenmesi, aramayı askerlerin yapması, tek tek kamera kayıtlarıyla belgelerin tutanağa geçirilmeleri, torbaların mühürlenmesinden açılmasına kadar geçen sürede askerlerin de torbaların güvenliğini koruyan ekip içerisinde yer almaları, sanıkların sık sık dile getirdikleri torbalara sonradan belgeler konuldu, polisler belgeleri koydu şeklindeki iddialar,
bu kez gündeme getirilemeyecek.
Ayrıca dün dağıtılan belgelere bakıldığında CD´lerin yanı sıra bir harddiskin de yakalandığı görünüyor. Harddisk üzerindeki incelemelerin şüpheye yer bırakmayacak şekilde olmasının yetkili birimler tarafından daha önce kamuoyuna açıklandığı da dikkate alınırsa, harddiskteki Balyoz´la ilgili bilgi ve belgelerin kamuoyunu etkileyeceğini de şimdiden söylemek zor olmasa gerek.Belgelerin gerçekliğiyle ilgili kamuoyunun çok büyük bir bölümünde zaten bir kuşku yoktu. Dün avukatlara dağıtılan belgeler arasında soruşturmaya konu olan belge ve bilgilerin yanı sıra, yeni bilgi ve belgelerin de çıkması, Balyoz´un bugüne kadar bulunamayan eklerinin Gölcük Donanma Komutanlığı´nda bulunması, kamuoyunun bir bölümünde oluşturulan şüpheleri de ortadan kaldıracaktır.
Belgelerde dikkatimi çeken, Balyoz Darbe toplantısının yapıldığı seminer öncesi planların bulunması ve çok sayıda yeni ismin belgelerde geçmesi. Balyoz Darbe Planı´ndan haberdar olan ve görevlendirme yapılan çok sayıda ismi bulunan yeni belgelerde görmek mümkün. Ankara, Ege, Akdeniz başta olmak üzere Balyoz Darbe Planı´nın içeresinde yer alan yüzlerce ismin olduğu görünüyor. Bu da yeni soruşturma ve neticesinde yeni arama ve gözaltı anlamına gelebilir. Savcılık yeni belgelerde ismi geçen kişilerle ilgili soruşturma yapabilir. Soruşturmaya yeni isimler tanık ya da sanık olarak davaya dahil edilebilir. Sanıkların sayısının artacağını düşünüyorum. Hatta bu isimler binlerce olabilir.
Dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı, Deniz Kuvvetleri Komutanı ve tutuklanacak 15 amiralin, emri altında çalışan kişilerin kendilerine yönelik yaptığı planlarla ilgili kamuoyuna yapacağı açıklamalar çok tartışılacaktır. Tıpkı daha önce dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök ve Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman´ın kamuoyuna yaptıkları kısa, öz ancak anlamlı açıklamalar gibi.
Orgeneral Çetin Doğan, geçen yıl Balyoz Darbe Planı´nı haberleştirdiğimizde Habertürk televizyonuna çıkarak AKP´nin yeni iktidara geldiğini, parti hakkında hiçbir şey bilmediklerini adı gibi AK bir parti olduğunu belirtmiş ve Böyle bir partiyle ilgili neden plan hazırlayayım diyerek, tartışmaları anlamsız bulduğunu açıklamıştı. Ancak ortaya çıkan yeni ve ıslak imzalı belgelerin yanı sıra, Doğan´ın ses konuşmalarından AKP´nin iktidara gelmesiyle birlikte hazırlık yaptığı açıkça görünüyor. Bu da Doğan´ı kamuoyunda zor durumda bırakacaktır.
Son alarak şunu söyleyebilirim. Seminer adı altında yapılan darbe toplantısının ses kayıtları, power pointler, ıslak imzalı faks ve belgeler, Kara Kuvvetleri Komutanlığı´yla ilgili yapılan yazışmalar, darbe toplantısının komutandan gizlenmesi, emre uyulması gibi binlerce belgeden yapılanın açıkça darbe olduğu görünüyordu. Bulunan yeni belgeler de bunu destekleyen yeni deliller olacaktır.
BALYOZ DAVASI SANIĞI EMEKLİ ORG. HALİL İBRAHİM FIRTINA´NIN AVUKATI HASAN FEHMİ DEMİR
´Bunların daha önce çıkarılan ve belge olduğu söylenen şeylerden bir farkı yok´
Aslında bu terörle mücadele söylemi altında 90´ların ikinci yarısından itibaren ceza yargılamasına özel yargılama tedbirleri getirildi. Teknik takip, telefon dinlemeleri, gizli tanık gibi. Bütün bu özel yargılama tedbirleri klasik ceza hukukundan radikal dönüşümü de beraberinde getirdi. Ceza hukuku, geçen yüzyılın aksine artık bir özgürlükler hukuku olmaktan çıkıp sosyal tehlikeliliğin inşası haline dönüştürüldü. Yani artık tüm dünyada gelişmekte olan eğilim yapılan bir fiilin cezalandırılmasından çok kişilerdeki rejime yönelik tehlike potansiyelinin cezalandırılmasının aracı olarak kullanılmaya başlandı.
Bunun sonucu olarak ulus-devletin merkezi organı olan yargı, bu konumundan çıkıp yerini polis teşkilatına terketmiştir. Yani ceza hukukunun temeli olan masuniyet karinesinin ispat yükü iddia makamından alınıp kişilerin bir yükümlülüğü haline getirilmiştir. Türkiye´de de 2007´nin ikinci yarısından itibaren kamuoyunun bildiği davalar benzer şekilde hazırlanmış, ve kişiler önce kamuoyu nezdinde ailevi, sosyal ve mesleki yaşamı zedelenecek şekilde suçlanmış, özel hayatları kamusallaştırılmış ve bu şekilde toplum nezdinde itibarsızlaştrılmaya çalışılmış, daha sonra da bu iddiaların kanıtları yaratılmaya çalışılmıştır. Bir ceza yargılamasında iddiaların teksifi yani bütünsel olarak sunulması en temel ilkelerdendir. Oysa bunun tam da tersi olarak belge ve bilgiye dayanmayan iddianameler tanzim edilip davalar açılmakta ve kanıt olduğu söylenen belgeler sürekli olarak aradan yıllar geçmiş olmasına rağmen peyderpey davaya ithal edilmektedir. Kolluğun istihbaratının yasadışı dinlemeler ve hukuka aykırı delillerle yürütülmeye çalışıldığı bu davalar az önce belirttiğim gibi her safhasında dahil edilen yeni kanıtlarla kolluk tarafından tümüyle yönlendirilmektedir. Bütün bu söylediklerimden çıkan sonuç ise siyasetin ve hukukun bu tarz davalarla dizayn edilmeye çalışılmasıdır. Gölcük´te çıktığı söylenen ve içerik olarak az önce belirttiğim belge ve bilgilerden farklı bir yanı bulunmayan belgeleri de bu şekilde değerlendirmek mümkündür.
İddia edildiği gibi belgelerin 2008´de güncellenmesi mümkün olamaz. Çünkü davada yargılanan benim müvekkilim ve diğer kuvvet komutanları zaten 2007´de emekli oldu. Ayrıca güncellendiği söylenen belgelerin hiçbir belge ve kanıt değeri yok. Dolayısıyla başta zaten mantıken ve hukuken itibar edilmesi mümkün olmayan belgelerin sonradan güncellendiğini söylemek de imkânsızdır.
Yeni gelişmelerden sonra dava nereye gider? Davanın nereye gideceği hususunda bir şey söylemek mümkün değil. Ancak bu davanın hangi sonuca yönelik olduğunu yukarıda söylediğim cümlelerden çıkarabilirsiniz. Bu yeni gelişmelerden sonra işimiz zorlaştı mı? Bence bizden çok Türk halkının işi zorlaşmıştır.
TARAF GAZETESİ YAZARI EMRE USLU
´Yeni Balyoz belgeleri Çetin Doğan´ın yalanını ortaya çıkardı´
Gölcük Donanma Komutanlığı´ndan çıkan belgeler Balyoz davasını bir defa daha gazete manşetlerine taşıdı. Yeni soru şu: Yeni belgeler neyi belgeliyor? Belgelerin henüz hepsini inceleyemedim. Konuşmak için erken olmakla birlikte görebildiğim kadarıyla yeni belgeler birkaç şeyi belgeliyor. Öncelikle Çetin Doğan´ın Habertürk ekranlarında kendisini savunurken doğru söylemediğini belgeliyor. Çetin Doğan Habertürk ekranlarında çıkıp kendisini savunurken mealen şöyle demişti: ?Balyoz darbe planı gibi bir şey söz konusu değil. AKP yeni iktidara gelmiş, henüz hiçbir icraatı görülmemiş. Yani AK Pak bir parti. Dolayısıyla yeni iktidara gelmiş bir siyasi partiye karşı darbe girişimi mantıklı olur mu??
Yeni ortaya çıkan belgelerde Çetin Doğan´ın AKP iktidarının ikinci haftasında 17 Aralık 2002 tarihinde komutası altındaki birliklere bir emir gönderip şunu söylediğini görüyoruz: Son zamanlarda bazı çevrelerin Anayasal Devlet düzenimizin temelini oluşturan Laiklik ilkesini kendi çıkar ve amaçları doğrultusunda yorumlayarak, kamu hizmetlerinin yerine getirildiği, başta öğretim kurumları olmak üzere, çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarında türban kullanılmasında ısrarlı davrandıkları gözlemlendiği ilgi ile bildirilmiştir.a. Bu konudaki ısrarın; masumane bir tercihten ziyade, Laik Cumhuriyet ilkelerine karşı dine dayalı bir devlet düzeni kurmaya yönelik, din ve vicdan hürriyetini aşan sistemli çabaların bir parçası olduğu bilinecek,b. Değişik uygulama çabaları ve kılık-kıyafet yönetmeliğinin uygulanmasında karşılaşılan sorunlar, İl Valilikleri ve İlçe Kaymakamlıkları başkanlığında düzenlenen ´Emniyet ve Asayiş´ koordinasyon toplantılarında açıkça ve belgelendirilerek ortaya konulacak...Dolayısıyla bu belge Çetin Doğan´ın en azından Habertürk ekranlarında doğru söylemediğini gösteriyor...
Gölcük´ten sadece belgeler ve CD´ler çıkmadı. Bana göre Gölcük´te bulunan en kritik delil hard disc´in bulunması. Bilindiği gibi CD´ler üzerinde yapılan kriminal inceleme o CD´nin kaynağı hard disc olmadıkça tartışmalara neden oluyor. Bu nedenle CD´lerden çıkan belgelerin yan delillerle desteklenmesi gerekiyor. Oysa hard disc incelemeleri kesin sonuç verir. Bu nedenle Gölcük´ten çıkan en kritik delil hard disc´ler ve onun içinde bulunan ORAJ ve SUGA harekat planları gibi planların tespit edilmesi...
Daha önceki delillerin aksine bu delillerin bizzat bir askeri birimde ele geçirilmiş olması savunmanın ?bu deliller dışarıda üretildi? argümanını da bitiriyor. Ek olarak bu deliler sadece bir askeri birliğin evrak odasında yer alan evraklar arasından toplanmadı. Bu deliller bizzat savcı tarafından askerlerin gözetiminde bir istihbarat subayının odasının altına oluşturulmuş gizli zulada ele geçirildi. Bu delillerde hiçbir şey çıkmamış olsaydı bile bir askerin bu belgeleri normal odada değil de birliğin içine yapılan zulada saklamaya çalışması bile tek başına yeterince kuşkulu bir durumdur. Bu nedenle darbe evraklarının bir zulada yakalanmış olması ordu içindeki cunta algısını çok ileri derecede güçlendiren bir olgudur.
Evrakları incelediğimizde daha önceki Balyoz klasörlerinde gördüğümüz birtakım evrakların öncülleri olduğunu görüyoruz. Kısmen bu evrakların 2008 yılına kadar güncellendiğini de görüyoruz. Bu da bize Balyoz darbe girişiminin öncesi ve sonrasına ilişkin bir süreci gösteriyor. Bu evraklara bakarak şunu söyleyebiliriz. Balyoz cuntası AKP iktidara gelir gelmez kolları sıvayıp çalışmalara başlamış. Çetin Doğan´ın emekli edilmeleri de bu cuntanın faaliyetini durdurmamış.
Hatırlatmakta yarar var. Amerikan Newsweek dergisinde Zeyno Baran imzasıyla çıkan bir yazıda 2007 yılında darbe olma olasılığı yüzde 50 denilmişti. Kaynak olarak da üst düzey komutanlar gösterilmişti. O dönemde adı Balyoz iddianamesinde de geçen Ergun Saygun´un Washington ziyareti vardı. Yine anımsamakta yarar olan bir başka konu da 2007 yılında Washington´da düzenlenen meşhur Hudson Enstitüsü darbe senaryosunda Balyoz davası dosyalarında adlarına rastladığımız iki kritik komutanın adı geçiyordu. Süha Tanyeri ve dönemin Washington Ateşesi Bertan Nogaylaroğlu. Aynı isimlere Balyoz belgelerinde de rastlamak ?acaba cunta 2008 hatta daha sonrasına kadar o faaliyetlerini devam mı ettirdi sorusunu sormamıza neden oluyor.
Sanırım bu sorulara daha sağlıklı cevabı özellikle Gölcük´te ele geçirilen hard disc´lerin incelenmesinden sonra verebileceğiz. ( Habertürk)
(20 Ocak 2011, 11:16)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Gölcük´teki aramaların fotoğraflarını görmek için tıklayın
Aramaya ait kamera görüntülerini görmek için tıklayın
BALYOZ İDDİANAMESİNDE ARAMA YAP
Balyoz Planı manşetlerimiz
Böyle senaryo mu olur? En ince ayrıntısına kadar Terör
Flaş!!! Doğan: Cami bombalaması askeri senaryo ve gerekli
Donanma´da zemine gizlenmiş 10 çuval belge manşetlerimiz
Flaş!!! Donanma´da arama: 10 çuval belge
Fuhuş ve casusluk soruşturmasıyla ilgili manşetlerimiz