İtalya´nın siyasi ve toplumsal istikrara kavuşmasında tarihi rol oynayan Gladio davasının ünlü savcısı Felice Casson, Zaman´a çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Bizdeki Ergenekon´u soruştururken en büyük engellemeyi yargı mensuplarından gördüm
İtalya´nın siyasi ve toplumsal istikrara kavuşmasında tarihi rol oynayan Gladio davasının ünlü savcısı Felice Casson, Zaman´a çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Soruşturma boyunca İtalya´da yaşanan gelişmeler, şaşırtıcı bir şekilde Ergenekon süreciyle benzerlik gösteriyor. Türkiye´deki davayı uzaktan da olsa takip eden Casson, on yıl süren Gladio araştırması sırasında en büyük engellemeyi yargı mensuplarından gördüğünü vurguluyor. 26 yaşında olduğundan ´tecrübesiz´ diye davayı elinden almak için büyük gayret sarf edildiğini belirtirken, şu tespitte bulunuyor: Başka bir mahkemeye tayinimi çıkarıp davayı engellemek istediler. Operasyonlar üst düzey yetkililere uzanınca, ´devlete hizmet etmiş kişilere bu nasıl yapılır?´ diye kıyamet koptu. Fakat sonunda generaller ve üst düzey görevliler suçlu bulunarak mahkum oldu. Dava boyunca İtalyan kamuoyunun adeta ikiye bölündüğünü belirten Felice Casson, ordunun olayın dışında kaldığını ve müdahil olmadığının altını çiziyor: Çünkü problem ordunun geneliyle değil, jandarma ve gizli servisin generalleri ile ilgiliydi.
Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılar, üst düzey devlet memuriyeti yapmış, toplumda saygınlığı bulunan kişileri soruşturmaya dahil edilince kamuoyunda tepkilere yol açtı. Siz de Gladio davasında siyasi, askeri ve emniyet mensuplarını soruşturmuştunuz. Bu İtalya´da nasıl karşılanmıştı?
Bu durum İtalya´da sıra dışı bir olay değildi. 1960, 70 ve 80´li yıllarda sağcı terörizmle ilgili hemen hemen bütün soruşturmalarda, generaller, gizli servisler, yüksek yargı mensupları ve üst düzey emniyet görevlilerinin dahli vardı. İtalya´da, gerginlik stratejisi diye adlandırdığımız bir strateji yürürlükteydi. Teröristlerle devletin bazı organları arasında bağlar bulunuyordu. Mesela, benim soruşturduğum Peteano katliamı davasında, Carabinieri´nin (Jandarma) generalleri, albaylar, bir vali, emniyet görevlileri, askeri gizli servis mensupları vardı. Mahkum oldular ve hapse gittiler. İtalya için çok sıra dışı bir olay değil. Devlete hizmet etmek, devletin kanunlarına saygı göstermektir. Demokrasilerde, herkes kanunlar önünde eşittir. Eğer bir kişi, anayasayı veya kanunları ihlal etmişsse, bu kişi hakkında soruşturma açmak gerekli. Herkes kanunlara saygı duymalı.
Bu kişilere yönelik operasyonlar kamuoyunda tepkiye yol açmadı mı?
Doğal olarak büyük tepkilere neden oldu. Özellikle de sağcı basında. Ama, sonunda bu kişiler mahkum olunca, bunların gerçek olduğu görüldü. Peteano katliamı davası kolay geçti. Fakat, daha büyüğü Milan´daki Piazza Fontana davasında, İtalya´daki karşı casusluk servisinin şefleri ve jandarmadan kişiler vardı. Teröristlere yardım etmek suçundan mahkum oldular.
Bu kişilere operasyon düzenlendiğinde, az önce ifade ettiğiniz soruşturmayı eleştiren gazetelerin tepkisi ne olmuştu?
Devlete hizmet etmiş bu kişiler nasıl bu işleri yapabilir dediler. Gizli servise operasyon yaptığımızda, bunun mümkün olmaması gerektiğini söylediler. Çünkü, onlara göre jandarmanın ve gizli servisin adamları devletin hizmetindeydi ve bu yüzden bu mümkün değildi. Bu operasyonu yapamazdık. Buna karşılık, yargıçları soruşturma yapmaya, suç işlenmiş mi işlenmemiş mi diye teyit etmeye zorlayan bir anayasamız ve bir ceza hukukumuz var. Bu soruşturmaların yapılması sonuçta devletin çıkarına. Devlet kavramı üzerinde bir karışıklık yapmamak lazım. Devlet, hükümet değil. Devlet, ordu değil. Devlet, halk; bütün vatandaşlar. Özellikle bir demokraside, devletin çıkarını bu anlayışa göre savunmak lazım.
Operasyon düzenlediğiniz kişiler arasında yüksek yargı mensupları da bulunuyor muydu?
Evet. Yargı mensupları da bulunuyordu. Bir cumhuriyet savcısı olduğunu hatırlıyorum, başka yargı mensupları da vardı. Bu son derece karmaşık ve çok özel stratejide bu mümkün, özellikle de, Propaganda Due (P2) mason locası söz konusu olduğunda. Bu konuda soruşturma yapan yargıçlar; Roma´dan, Floransa´dan yüksek yargı mensuplarının işin içinde olduğunu gördüler.
Siz de bir yargıçtınız, bu süreçte ne gibi zorluklarla karşılaştınız?
Soruşturmanın başında sorgu yargıcıydım, daha sonra cumhuriyet savcısı oldum. Büyük bir baskı hissettim. Başlangıçta, yüksek yargı mensuplarıyla sorun yaşadım. Bana, soruşturmayı bırakmamı, yapılacak bir şey olmadığını söylüyorlardı. Bu durum, görevimin ilk iki yılında büyük sıkıntı verdi. Başlarda, soruşturmanın önündeki en büyük engel, yüksek yargı mensuplarından kaynaklanan problemlerdi. Sorun, yargının içindendi. Fakat, devam ettim. Sonunda, beni göndermeyi denediler. Bir ara, Venedik´ten alınıp başka bir yere tayinim istendi. Çünkü, bazı konularla ilgili soruşturma yapılması istenmiyordu. Ama İtalya´da Hakimler ve Savcılar Yüksek Konseyi var. Konsey, müdahale etti ve soruşturmaların çok mükemmel gittiğini açıkladı. Problem kalktı ve gizli servisler, generaller ve aşırı sağ terörizmi üzerinde araştırma yapmaya devam edebildim. Hakim ve Savcılar Yüksek Konseyi, beni destekledi. Bu sayede soruşturmaya devam edebildim ve beni başka bir mahkemeye tayin ettirmek isteyenler kaybetti.
Sizi kim Venedik´ten göndermek istedi?
Venedik İstinaf Mahkemesi başkanı. Bölgenin en üst düzey yargıcı bana karşıydı. Venedik´in genel savcısı da.
Soruşturmaya başladığınızda kaç yaşındaydınız?
26 yaşındaydım. Genç olmamdan dolayı eleştiriliyordum. Takip ettiğimiz kişiler, gerçekleştirdiğimiz telefon dinlemelerinde ´Bu yargıç, çok genç, 26-27 yaşında, bu soruşturmayı bitiremez, hiçbir şeyden anlamıyorlar´ diyorlardı. Öte yandan, ´hayır hayır, her şeyi çok iyi anlıyor. Hatırlıyor musun, biz de onun yaşındayken ne olup bittiğini gayet iyi anlıyorduk´ diyenler de bulunuyordu.
Soruşturmalarda, askerlerin de tutuklandığını ifade ettiniz. Peki, soruşturmanız boyunca ordunun tavrı ne oldu?
Ordu, olayın dışında kaldı. Müdahil olmadı. Hiçbir şey söylemediler. Çünkü problem, jandarma ve gizli servisin generalleri ile ilgiliydi. Ordunun geneliyle değil.
Ergenekon soruşturması, Türk kamuoyunu bölmüş durumda. Gladio soruşturması sırasında İtalya´da durum nasıldı?
Kamuoyu, gazeteciler, siyasi partiler ikiye bölünmüştü. Bir yanda, soruşturmaya karşı çıkan Cumhurbaşkanı Francesco Cossiga, diğer yanda gizli servislere operasyon yapmama izin çıkaran Başbakan Giulio Andreotti. Fakat, yargıçlar kamuoyuna bakmaz, sadece kanunlara göre hareket eder. Bu, çok zor bir şey ama böyle. Durum, sonunda, birkaç yıl sonra, haklı olduğumuz ortaya çıkınca değişti. Cumhurbaşkanı bile, Gladio´nun İtalya´da muhalefeti kontrol etmek için kullanıldığını kabul ederek haklı olduğumuzu söyledi.
Basının tavrı?
Sağcı basın sert bir şekilde karşıydı. Sol ve merkez soldaki gazeteler ise soruşturmaya destek veriyordu.
Soruşturulanlar arasında gazeteciler de var mıydı?
Benim soruşturmamda yoktu fakat daha öncekilerde gazeteciler de vardı.
Demokrasi için tehlikeli olan bir örgütü bitirdik
Casson, kasım ayında Zaman´a verdiği mülakatta Gladio hakkında şu değerlendirmelerde bulunmuştu:
Gladio, İtalya´daki tek yasadışı gizli örgüt değildi. Paralel olarak çalışan, Rüzgar Gülü, Avanguardia Nazionale ve P2 mason locası gibi çok sayıda farklı yapılanma vardı. Gladio, bunların tepesinde her şeyi idare eden örgüt değil. Onlardan bir tanesi. Bunların üstünde, her şeyi idare eden bir şef var. Fakat alttaki örgütlerdeki kişiler bir şey bilmez. Diğer bağlantılardan haberdar değillerdir. Önemli olan, hedeflenen amacı iyi anlamak. Ergenekon ne istiyor? Amaç ne? Gladio, sadece bir parçaydı. Ben, ekonomik ve finansal çıkarların, siyasi iktidardan daha önemli olduğuna ikna oldum. Soruşturma sonucunda en üstte, her şeyi kontrol eden iktidarı gördüm. Soruşturmanın sonlarına doğru bir mektup geldi. Mektupta, İktidarın kapısına kadar geldin. Eğer kapıdan içeri girmeye kalkarsan neler olacağını bilmiyoruz. diyorlardı. Bazı şeyleri görebilsek bile, bu sadece bir kısmı oluyor. Bu güç daha büyük bir şey. Kapıyı açtım ve içeride ne olduğunu gördüm. Fakat, sonuna kadar gidecek zamanım olmadı. Kapının ardında, içeride bir güç vardı. Fakat bunu bireysel olarak temsil edenleri göremiyorsunuz. Gladio ile varlığı demokratik bir toplum için tehlikeli olan kanun dışı bir örgütü ortadan kaldırdık. ( Zaman)
HSYK üzerinden Ergenekon davasını akamete uğratma çabalarıyla ilgili manşetlerimiz
(26 Ocak 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: