Darbe değil değil, seminer planı diye masum gösterilmeye çalışılan ´Balyoz Planı´na ilişkin çok önemli bir ayrıntı, Balyoz davasının başlamasına sayılı günler kala tekrar gündeme geldi. Kurmay Albay Hasan Durak, 1. Ordu Komutanlığı´nda 2003´te düzenlenen plan seminerine ilişkin raporda, ´Öncelikle milli mutabakat hükümeti kurulması gerekliliğinin tartışıldığını´ not etmiş.
Balyoz gözlemci raporu: Önce mutabakat hükümeti tartışıldı
Darbe değil değil, seminer planı diye masum gösterilmeye çalışılan ´Balyoz Planı´na ilişkin çok önemli bir ayrıntı, Balyoz davasının başlamasına sayılı günler kala tekrar gündeme geldi. Kurmay Albay Hasan Durak, 1. Ordu Komutanlığı´nda 2003´te düzenlenen plan seminerine ilişkin raporda, ´Öncelikle milli mutabakat hükümeti kurulması gerekliliğinin tartışıldığını´ not etmiş.
Geçen hafta Bakan kararıyla açığa alınan tümgeneraller Gürbüz Kaya, Halil Helvacıoğlu ile Tuğamiral Abdullah Gavremoğlu´nun da katıldığı Selimiye´deki 5-7 Mart 2003 tarihli 1. Ordu Plan Semineri´ne ilişkin önemli bir ayrıntı Sabah gazetesinde yayınlandı. İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı´nın ´hükümeti yıkmaya yönelik eylem´ olarak gördüğü 1. Ordu Plan Semineri´ne katılan Genelkurmay gözlemcisi Kurmay Albay Hasan Durak, seminerde iç tehdit unsurlarının ele alındığını belirtti ve Milli Mutabakat Hükümeti kurulması gerektiğinin tartışıldığını açık bir şekilde not etti. Raporda sıkıyönetim halinde 1. Ordu Komutanlığı bölgesinde alınacak önlemlerin değerlendirildiği ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarlığı´na bir askerin getirilmesinin ele alındığı vurgulandı. İşte gözlemci raporunun detayları:
5 sayfalık arz raporu
5-7 Mart 2003´te gerçekleştirilen plan seminerine Genelkurmay gözlemcisi olarak katılan Kurmay Albay Hasan Durak seminere ilişkin raporunu 19 Mart´ta hazırladı. Rapor silsile yolu ile önce Daire Başkanı Tümgeneral Bekir Kalyoncu ve Harekat Başkanı Korgeneral Köksal Karabay´a sunuldu. 26 Mart 2003 tarihinde Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt tarafından imzalanan rapor, daha sonra Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök´e arzedildi.
Rapordaki şok ayrıntı
Kurmay Albay Durak raporunda, 3 gün süren seminerin Olasılığı En Yüksek Tehlikeli Senaryoya uygun olarak gerçekleştirildiğini belirtti. 1, 2 ve 3. günde yapılanlara başlıklar halinde yer veren Durak, seminerde Türkiye için birinci öncelikli tehdidin iç tehdit olduğunun tespit edildiğini belirtti. Durak, bu çerçevede Milli Mutabakat Hükümeti kurulmasının gerektiğine ilişkin görüşlerin açık bir şekilde tartışıldığını not etti.
İstanbul´a takviye yapılmalı
Raporun iç tehdit değerlendirmesi bölümünde, olası karışıklık halinde 1. Ordu Komutanlığı bölgesindeki birliklerin zinde tutulması gerektiğinin paylaşıldığını, sıkıyönetim görevlerinin ek görev olarak görülmemesi gerektiğinin vurgulandığını belirten Durak, şu ayrıntılara yer verdi: Seminerde Sıkıyönetim Karargahlarının Komutanlık karargahları olması gerektiği, İstanbul ili için 4 ilave tugaya ihtiyaç olduğu, 3. Ordu Komutanlığı´nca İstanbul´da sıkıyönetim planının uygulanması için ihtiyaç duyulan birliklerden 44 taburun kendi kuruluşundan 16 taburun ise takviye birliklerden karşılanacağı vurgulanmıştır.
MİT´in başına asker gelmeli
Seminerde halkla ilişkilerin çok önemli olduğu, sivil toplum kuruluşlarının yeniden yapılandırılması ve istihbarata önem verilmesi gerektiğinin ele alındığını belirten Durak bu çerçevede MİT Başkanlığı´na asker kişi getirilmeli tespitinin yapıldığını kayda geçti.
Doğan´ın konuşmaları
Gözlemci raporunda plan seminerini yöneten Org. Çetin Doğan´ın sözlerine de yer verildi. Raporda, Doğan´ın İç tehdidin her zaman birinci öncelikli tehdit olarak algılanması gerektiğini ifade ettiği belirtilerek, şöyle denildi: Silahlı kuvvetlerin, demokrasinin ve insan haklarının her zaman yanında olduğu, ancak Cumhuriyetin temel niteliklerinden hiçbir zaman taviz verilmeyeceği, Sn. Ordu Komutanı Org. Çetin Doğan tarafından önemle vurgulanmıştır.
´Ültimatom verin diyeceğim´
Eski 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan, Plan Semineri´nde tutulan ses kayıtlarında Milli Mutabakat Hükümeti kurulması gerektiğini şu sözlerle anlatıyordu: Ben Genelkurmay Başkanı´na, Kuvvet Komutanı´na diyeceğim ki, siz Meclis´i ve hükümeti uyarıcı, bu gidişe dur deyici bir ültimatom verin gerekirse. Gerekirse çağırın ´bu işin sonu boktur, işte sonunuz böyledir.´ Bu konuda gerekli tertip ve tedbirleri alın. Evvela ulusal birliğimiz, evvela inandırıcı bir milli mutabakat, buraya öyle yazmışım. Milli Mutabakat Hükümeti Kurulması sureti ile halkın tasvip edeceği tarafsız bir hükümet kurulmasını sağlayın... ( Sabah)
İşte isim isim Balyoz Milli Mutabakat Hükümeti
Balyoz davası iddianamesinde, oluşturulacak Milli Mutabakat Hükümeti´nin şu isimlerden oluşturulmasının planlandığı öne sürülüyordu: Rıfat Hisarcıklıoğlu (Başbakan), Hikmet Çetin (Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı), Yıldırım Aktuna (Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı), Necmettin Karaduman (Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı), Süheyl Batum (Devlet Bakanı), Mehmet Moğultay (Devlet Bakanı), Mehmet Nuri Yılmaz (Devlet Bakanı), Türkan Saylan (Devlet Bakanı), Mehmet Seyfi Oktay (Adalet Bakanı), Kemal Yavuz (Milli Savunma Bakanı), İsmet Sezgin (İçişleri Bakanı), İsmail Cem (Dışişleri Bakanı), Zekeriya Temizel (Maliye Bakanı), Kemal Gürüz (Milli Eğitim Bakanı), Ömer İzgi (Bayındırlık ve İskan Bakanı), Kemal Alemdaroğlu (Sağlık Bakanı), Işın Çelebi (Ulaştırma Bakanı), Köksal Toptan (Tarım ve Köyişleri Bakanı), Bayram Meral (Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı), Hüsamettin Özkan (Sanayi ve Ticaret Bakanı), Rüştü Kazım Yücelen (Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı), İstemihan Talay (Kültür Bakanı), Eyüp Aşık (Turizm Bakanı), Hikmet Uluğbay (Orman Bakanı), Nur Serter (Çevre Bakanı). ( Sabah)
´Balyoz Planı´ 5 aşamadan oluşuyordu
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen ve ilk duruşması 16 Aralık´ta yapılacak olan dava iddianamesinde 5 aşamalı Balyoz Harekat Planı´nın nihai amacının hükümeti devirmek olduğu belirtiliyor. Buna göre: 1. AŞAMA: İstihbarat faaliyetleri, fişleme safhası, mühimmatın dağıtılması 2. AŞAMA: Askeri müdahale için zemin hazırlama süreci 3. AŞAMA: Önce olağanüstü hal ve ardından sıkıyönetim ilan ederek, askeri bir müdahale ile Türkiye Cumhuriyeti hükümetini iktidardan zorla uzaklaştırmak 4. AŞAMA: Yürütme görevinin Milli Mutabakat Hükümeti ne bırakılması 5. AŞAMA: Seçim. ( Sabah)
Genelkurmay: Devlet sırrıdır, mahkemeye vermeyiz!
16 Aralık 2010´da görülmeye başlanacak olan Balyoz davasına bakacak İstanbul 10. Ağır Mahkemesi, Balyoz Eylem Planı´nın sonuç raporunu Genelkurmay´dan istemiş, ancak Genelkurmay rest çekmişti. Genelkurmay´ın bu resti şaşırtmamıştı. Çünkü şu ana kadar Genelkurmay mahkeme ve savcılara daima direndi. Yargının eline geçen çok gizli belgeler ya Ergenekon sanıklarında yakalandı ya da TSK içindeki meçhul subaylarca savcılara gönderildi. Soruşturma safhasında sonuç raporunun, Kara Kuvvetleri Komutanlığı´nın arşivinde olduğu ortaya çıkmıştı. İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet savcıları raporu o süreçte talep etti. Ancak Genelkurmay Devlet sırrı olan gizli belgeyi veremeyiz dedi. İddianameyi kabul eden 10.Ağır Ceza Mahkemesi duruşmanın yapılacağı 16 Aralık 2010 gününü ve 102 sanık hakkında tutuklama kararını verdiği tensip tutanağında o belgenin sonuç raporunun mahkemeye gönderilmesi gerektiğini vurguladı. Tensip tutanağında, 8-5-7 Mart 2003 tarihinde İstanbul 1. Ordu Komutanlığı´nda icra edildiği bildirilen plan seminerine ait sonuç raporunun Genel Kurmay Başkanlığı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı´ndan (KKK) mahkememize celbi için müzekkere yazılmasına... denildi.
İmha ettik ama KKK´da var
Balyoz´un soruşturulması safhasında savcılar raporun askeriyede olduğunu tespit etmişti. Balyoz Darbe Planı´nın konuşulduğu plan seminerinin ardından, dönemin 1. Ordu Komutanı Org. Çetin Doğan tarafından hazırlanan sonuç raporunun KKK´nın arşivinde olduğu ortaya çıktı. Soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Genelkurmay ve KKK´ya yazı yazarak, sonuç raporunun kendilerinde olup olmadığını sordu. Genelkurmay ise, Sonuç raporunu biz imha ettik ama KKK arşivinde var açıklamasını yaptı. Genelkurmay, belgenin ´devlet sırrı´ kapsamında olduğu için açıklanamayacağını ancak davayla ilgili iddianamenin kabulü halinde raporu mahkemeye gönderilebileceklerini belirtti.
Gözlemciler: İç tehdit ele alındı
İddianamede, Genelkurmay tarafından gönderilen gözlemcilerin raporu da yer aldı. Gözlemciler, seminerde, birinci öncelikli tehdit olarak Yunanistan´ın değil iç tehdidin ele alındığını yazdı. Plan seminerine Genelkurmay Başkanlığı adına çeşitli rütbelerde 7 subay, Kara Kuvvetleri Komutanlığı adına çeşitli rütbelerde 7 subay ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı adına 1 subay gözlemci olarak katıldı. Seminerde görüşülen konuların özetlendiği raporun üçüncü sayfasında, olasılığı en yüksek senaryo ile ilgili olarak birinci öncelikli tehdit, iç tehdit olarak vurgulanıyor. Kuzey Irakta meydana gelen gelişmeler ise dış tehdit olarak değerlendiriliyor. İç tehdit ile ilgili olarak öncelikle ´Milli Mutabakat Hükümeti´nin kurulmasının gerektiği belirtiliyor.
(29 Kasım 2010, 10:35)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Genelkurmay: Devlet sırrıdır, mahkemeye vermeyiz
Böyle senaryo mu olur? En ince ayrıntısına kadar Terör
Flaş!!! Doğan: Cami bombalaması askeri senaryo ve gerekli
BALYOZ İDDİANAMESİNDE ARAMA YAP
Balyoz Planı manşetlerimiz