Ergenekon kapsamında eski Başbakan Ecevit´in hastalığının incelemeye alınması büyük bir skandalı ortaya çıkardı. 1999-2002 arasında dönemin Başbakanı Ecevit´i tedavi eden doktorların tıbbi kayıt tutmadığı anlaşıldı. Rahatsızlığı üzerine önce Hacettepe Hastanesinde tedavi gören Ecevit daha sonra Haberal´ın sahibi olduğu Başkent Üniversitesi hastanesinde Mayıs 2002´de tedavi görmeye başladı. 11 günlük tedavi sürecinde durumu giderek kötüleşen Ecevit, ani bir kararla hastaneden ayrıldı. Evde tedaviye devam etmesi ile birlikte durumu iyileşmeye başladı. Bu ilginç durum ´dünyada hastaneden ayrılınca iyileşen ilk kişi´ gibi nitelemelere neden oldu. Bu garip durum başka bulguların da biraraya gelmesiyle korkunç bir iddiayı beraberinde getirdi: ´Ergenekon örgütünün stratejisi doğrultusunda Ecevit´e hastalığı nedeniyle ´çürük´ veya ´iş göremez´ raporu verilecek ve Başbakanlıktan düşürülecekti.´ O gün yaşananlar siyasi çevrelere göre, 57. Hükümet´in düşürülmesi operasyonun bir parçası idi. Bu operasyonun bir ayağı da Ecevit´in devre dışı bırakılmasıydı. Rahşan Hanım başta olmak üzere Ecevit´in yakın çevresi, Başbakan yardımcısı ve Devlet Bakanı Hüsamettin Özkan´ın imzasını taşıdığına inandıkları bu operasyonun ´Ecevit´in devre dışı bırakılması´yla ilgili bölümünü Özkan´ın yakın dostu Prof. Haberal´ın üstlendiği kanısındaydı. Kimine göre Amerika, Irak operasyonuna direnen Ecevit´i bu yolla bertaraf etmeye çalışıyordu. Kimine göre ise ´Ergenekon´, bazı komutanların desteği ve Prof. Haberal´ın katkısıyla Ecevit´i devirip yardımcısı Hüsamettin Özkan´ı başbakanlığa hazırlıyordu. Medyada çok yoğun dile getirilen bu iddiaları doğrulayan gelişme aylar sonra geldi. Özkan, İsmail Cem ile birlikte 61 milletvekiliyle birlikte DSP´den istifa etti. Ve Kasım 2002´de DSP-ANAP-MHP´den oluşan 57. Hükümet böylece düştü.
Mahkemenin Ecevit şüphesi: Doktorlar rapor tutmamış
Ergenekon kapsamında eski Başbakan Ecevit´in hastalığının incelemeye alınması büyük bir skandalı ortaya çıkardı. 1999-2002 arasında dönemin Başbakanı Ecevit´i tedavi eden doktorların tıbbi kayıt tutmadığı anlaşıldı. Rahatsızlığı üzerine önce Hacettepe Hastanesinde tedavi gören Ecevit daha sonra Haberal´ın sahibi olduğu Başkent Üniversitesi hastanesinde Mayıs 2002´de tedavi görmeye başladı. 11 günlük tedavi sürecinde durumu giderek kötüleşen Ecevit, ani bir kararla hastaneden ayrıldı. Evde tedaviye devam etmesi ile birlikte durumu iyileşmeye başladı. Bu ilginç durum ´dünyada hastaneden ayrılınca iyileşen ilk kişi´ gibi nitelemelere neden oldu. Bu garip durum başka bulguların da biraraya gelmesiyle korkunç bir iddiayı beraberinde getirdi: ´Ergenekon örgütünün stratejisi doğrultusunda Ecevit´e hastalığı nedeniyle ´çürük´ veya ´iş göremez´ raporu verilecek ve Başbakanlıktan düşürülecekti.´ O gün yaşananlar siyasi çevrelere göre, 57. Hükümet´in düşürülmesi operasyonun bir parçası idi. Bu operasyonun bir ayağı da Ecevit´in devre dışı bırakılmasıydı. Rahşan Hanım başta olmak üzere Ecevit´in yakın çevresi, Başbakan yardımcısı ve Devlet Bakanı Hüsamettin Özkan´ın imzasını taşıdığına inandıkları bu operasyonun ´Ecevit´in devre dışı bırakılması´yla ilgili bölümünü Özkan´ın yakın dostu Prof. Haberal´ın üstlendiği kanısındaydı. Kimine göre Amerika, Irak operasyonuna direnen Ecevit´i bu yolla bertaraf etmeye çalışıyordu. Kimine göre ise ´Ergenekon´, bazı komutanların desteği ve Prof. Haberal´ın katkısıyla Ecevit´i devirip yardımcısı Hüsamettin Özkan´ı başbakanlığa hazırlıyordu. Medyada çok yoğun dile getirilen bu iddiaları doğrulayan gelişme aylar sonra geldi. Özkan, İsmail Cem ile birlikte 61 milletvekiliyle birlikte DSP´den istifa etti. Ve Kasım 2002´de DSP-ANAP-MHP´den oluşan 57. Hükümet böylece düştü.
Ergenekon davası kapsamında yeniden mercek altına alınan eski Başbakan Bülent Ecevit´in hastalığı için Adli Tıp Kurumu´nun başlattığı inceleme bir skandalı ortaya çıkardı. Ecevit´in 1999-2002 yılları arasında yapılan tedavisiyle ilgili hiçbir tıbbi belgenin olmadığı belirlendi. Ecevit´i tedavi eden 5 doktor, ?Ecevit´in tedavisini yapıyorduk ama hiç rapor tutmadık? dedi. Doktorları o dönem koordine eden uzman Dr. Arif Abacı ise 11 yıl sonra Rahşan Ecevit´in isteği üzerine ?1? sayfalık rapor yazdığını söyledi.Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, bir dizi yazışma sonucu gelen bazı belgeleri Adli Tıp Kurumu´na göndererek incelenmesini ve detaylı bir araştırma yapılmasını istemişti. Bunun üzerine Adli Tıp Birinci İhtisas Kurulu, mahkemeye bir yazı yazarak 1999-2002 yılları arasında Ecevit´in sağlık durumuyla ilgili tıbbi belgeler, raporlar ve o dönem Ecevit´i tedavi eden doktorların ifadelerine başvurulmasını istedi.
Ankara Emniyeti doktorlara sordu
Bunun üzerine Ankara Emniyet Müdürlüğü o dönem Ecevit´in tedavisini yapan Hacettepe Üniversitesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Başkanı (şu an emekli) Prof. Dr. Okay Sarıbaş, Gastroentoloji Bölümü´nden Prof. Dr. Halis Şimşek, Gazi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz ABD´den Prof. Dr. Erdoğan İnal, Özel Çankaya Hastanesi Kardiyolog uzmanı Dr. Veli Vefalı ve Özel Kazan Diyaliz Merkezi Sorumlusu Uz. Dr. Arif Abacı´ya ulaşarak Ecevit´in tedavisiyle ilgili tıbbi belge olup olmadığını sordu. Doktorların evlerine gidilerek ifadelerine başvuruldu. 5 doktordan sadece Arif Abacı, Ecevit´in eşi Rahşan Ecevit´in isteği üzerine sağlık durumunu belirten bir sayfalık rapor verdiği görüldü. Söz konusu 1 sayfalık raporu da Rahşan Ecevit, mahkemeye yolladı.
Parkinson tanısı konuldu!
Rahşan Ecevit´in isteği üzerine 11 yıl sonra İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Arif Abacı imzalı rapor şöyle: ?Küçük adımlarla yürüme, hareketlerde yavaşlama, maske yüz, sola-sağa dönüşlerde problem ve yürürken kollarını sallayamama. Bu şikayetler üzerine nörolog Okay Sarıbaş tarafından muayene yapıldı ve hareketlerde yavaşlama, kasların sertleşmesi, alna vurmada göz kırpmaya engel olamıyordu, kuvvet azlığı yoktu ve primidal bulgu yoktu. Bulgular üzerine Parkinson tanısı kondu. Tedaviye madopar ile başlandı. Doz haftalık artışlara göre artırılıyordu. İlaçları tam içmediği veya ara verdiği zaman şikayetleri artıyordu. Bunun üzerine tedavisi yeniden düzenleniyordu. Kronik konstipasyon için zaman zaman Prof. Dr. Halis Şimşek tarafından Gastroenteolojik konsültasyon yapılıyordu.?
İşte skandal ifadeler
Prof. Dr. Okay Sarıbaş, polise verdiği ifadesinde, ?Bülent Ecevit´in ailesinin isteği üzerine Uz. Dr. Arif Abacı´nın koordinesinde evine gittim. 1999 yılıydı ilaç tedavisi uygulandı. Bende sağlık belgesi yok. Bizden sonra tedavisi Başkent Üniversitesi Hastanesi´nde devam etti? dedi. Prof. Dr. Halis Şimşek de tedaviyle ilgili kendisinde tıbbi belge olmadığını söylerken, Kardiyoloji Uzmanı Dr. Veli Vefalı ifadesinde, ?1999 yılında evlerine bir kez muayeneye gittim. Bunun dışında herhangi bir tedaviye gitmedim. Bununla ilgili tıbbi belge de tutmadım? dedi. KBB Uzmanı Erdoğan İnal, ?Bülent Ecevit´in kontrolü için iki kez evine gittim. Tedaviyle ilgili herhangi bir tıbbi belge yok? diye ifade verirken, uzman Dr. Arif Abacı ise şunları söyledi: ?Ben ekibi koordine ediyordum. Aileden gelen taleple rahatsızlık durumuna göre ekiple giderek evinde muayenesi icabında tedavisi yapılıyordu. Bazen de tedavi neticesinde sağlık durumunu izlemek için ziyaret ediyorduk. Ben ve ekibimde herhangi bir tıbbi evrak bulunmamaktadır. Ekteki bir sayfalık rapor da Rahşan Ecevit´in isteği üzerine verilmiştir.? ( Star)
Ergenekon´un Ecevit planı
Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, rahatsızlanması üzerine Hacettepe Hastanesi´nde tedavi gördü, fakat iyileşmemesi üzerine, Başkent Üniversitesi Hastanesi´ne yatmaya razı oldu. Ancak hastanede kaldığı süre boyunca bir türlü iyileşemiyor, hatta durumu daha da kötüye gidiyordu. İddiaya göre iktidarı bırakması için Ecevit´e kumpas kurulmuştu. Ve bu kumpasın içinde hastanenin Başhekimi Mehmet Haberal da vardı. Amaç ise Ecevit´e ´iş göremez´ raporu vererek yeni oluşum ve yeni isimlerin önünü açmaktı. Ecevit´in o dönemde koruma müdürlüğünü yapan Milletvekili Recai Birgün, 29 Nisan 2009´da Cumhuriyet Başsavcılığı´na verdiği ifadede ö dönemle ilgili önemli bilgiler veriyordu. Birgün, şunları anlatmıştı: Tedaviyi kestikten bir süre sonra hastanede tetkik yapılması gerektiği söylendi. Gitmeye hazırlanırken parti yetkililerinden bize ´sakın gitmeyin, Bülent Ecevit´e iş göremez raporu verilecek´ şeklinde bilgiler gelince gitmekten vazgeçtik.
Tedavisi kesilince iyileşen tek hasta
Mahkeme sağlık raporunu daha önce Başkent Üniversitesi Hastanesi´nden ve Başbakanlık´tan istemiş ancak ´yok´ cevabı almıştı. İddialara göre Ergenekon örgütünün stratejisi doğrultusunda Ecevit´e hastalığı nedeniyle iş göremez raporu verilerek başbakanlıktan çekilmesi sağlanacaktı. 2002 yılı Mayıs ayında Bülent Ecevit, Prof. Mehmet Haberal´a ait Başkent Hastanesi´nde tedavi görmüştü. Daha doğrusu, tedavi için gittiği hastanede geçirdiği 11 günün sonunda durumu kötüleşmişti. Bunun üzerine Rahşan Ecevit´in ısrarıyla tedavisi tamamlanmadan hastaneden çıkarılmış, eve götürülmüş, evde kısa sürede toparlandığı söylenmişti. Ecevit, o günden sonra Prof. Haberal´la randevusuna gitmemişti. Bunun nedenini dönemin DSP Grup Başkanvekili Emrehan Halıcı şöyle açıklamıştı: ?O randevuya gitseydi, kendisine ´çürük´ veya ´iş göremez´ raporu verilecek ve Başbakanlıktan düşürülecekti.? O dönem Ecevit´in koruma amirliğini yapan DSP İzmir Milletvekili Recai Birgün de aynı görüşteydi: ?Dünyada tedaviyi kesip de ayağa kalkan tek insan Ecevit´ti. O gün yaşananlara, 57. Hükümet´in düşürülmesi operasyonun bir parçası olarak baktık. Bu operasyonun bir ayağı da Ecevit´in devre dışı bırakılmasıydı.? Rahşan Hanım başta olmak üzere Ecevit´in yakın çevresi, Hüsamettin Özkan´ın imzasını taşıdığına inandıkları bu operasyonun ?Ecevit´in devre dışı bırakılması?yla ilgili bölümünü Özkan´ın yakın dostu Prof. Haberal´ın üstlendiği kanısındaydı. Kimine göre Amerika, Irak operasyonuna direnen Ecevit´i bu yolla bertaraf etmeye çalışıyordu. Kimine göre ise ?Ergenekon?, bazı komutanların desteği ve Prof. Haberal´ın katkısıyla Ecevit´i devirip yardımcısı Hüsamettin Özkan´ı başbakanlığa hazırlıyordu.
Ve Özkan hükümeti düşürdü
Medyada günlerce yazılar yazıldı, yorumlar yapıldı, tartışmalar yaşandı ve Ecevit´in görevi bırakması gerektiği işlendi. 8 Temmuz 2002´de Özkan, İsmail Cem ile birlikte 61 milletvekiliyle birlikte DSP´den istifa etti. Ve 18 Kasım 2002´de DSP-ANAP-MHP´den oluşan 57. Hükümet böylece düştü.
(17 Kasım 2010, 11:47)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Ecevit´in tedavi sürecini Adli Tıp inceleyecek
Tüm Ergenekon iddianamelerinde arama yap
3´ncü Ergenekon iddianamesinde Mehmet Haberal
Tüm Ergenekon iddianamelerinde Mehmet Haberal