´Haberal´a Dokunul-a-madı mı? HABER-AL dışındakilerin hepsi hapishaneyi gördü. Ancak bizim ABD´de eğitim gören doktorumuz bir türlü içeri giremedi...´ Bugünkü yazısında yargıdaki Haberal depremini değerlendiren HaberX yazarı Rauf Atilla Polat´tan çarpıcı analiz. İşte Polat´ın yazısının ilgili bölümü:
Dokunul-a-mazlar: Cumhurbaşkanı adayı Haberal kollanıyor
´Haberal´a Dokunul-a-madı mı? HABER-AL dışındakilerin hepsi hapishaneyi gördü. Ancak bizim ABD´de eğitim gören doktorumuz bir türlü içeri giremedi...´ Bugünkü yazısında yargıdaki Haberal depremini değerlendiren HaberX yazarı Rauf Atilla Polat´tan çarpıcı analiz. İşte Polat´ın yazısının ilgili bölümü:
Vatan evlatları tapınağa darbe vurmaya gidiyordu ki... Amiralin kozmik eskici yöneticisi biz seçkinci aşiretin karşısında avam dokunulmazlar diye bir tabir kullanmış, o tarihte döşenerek bir makale yazmıştı. Ergenekon dalgalarının yapıldığı dönemlerin birinde bir eski başsavcı ve iki generali almak için yola çıkmış vatan evlatlarını durduran şahsın şimdilerde emekliliğe çıkmış bir G.Kurmay başkanı olduğunu yazmıştık. Sadece onu yazmış ancak doğruluğundan emin olmadığımız iki ayrı durdurma operasyonundan bahsetmemiştik. Aradan uzun bir zaman geçti ve biri daha doğrulandığı için bilinmesinde fayda var diye yazmak gerekiyor.
Dalgalar 13´e gelmeden Ergenekon´da çok önemli bir isme daha ulaşılmıştı. Şu meşhur sarışın işadamı için yola çıkılmış ve içeri alındığında sadece Türkiye´de değil dünyada da -daha doğrusu tapınağın kurulunda da- şok etkisi yaratacaktı. Ne yazık ki bu kez devreye bir asker değil, aksine Türk halkının çoğunluğunun sevdiği ve oy verdiği bir siyasetçinin müdahalesi ile karşı karşıya kalınmış, operasyon engellenmişti. Operasyon durdurulduktan sonra malum işadamını arayıp ´özür dileriz, bir yanlışlık oldu gereken yapılacaktır´ diyerek vakayı kapatmıştı...
Aslında bu durumu da normal karşılamak gerek. Zira Haber-al´i devlet hapishaneye gönderemiyorsa, o işadamını içeriye tıkmanın imkansız olduğu çok açık. Sağa-sola çarpmanın bir anlamı yok. Yargının 9 hakime vermiş olduğu skandal karar ve haber-al´a sahip çıkmaları sıradan ve basit bir yargı operasyonu falan değildir. Çok açık ve net bir şekilde devletin bu meseleyi hastanede bitirmek istemesidir. Eğer devletin kurumları, yani iktidar isteseydi HABER- AL şuanda hapishanedeki aylarını sayıyor olacaktı.
Örgüt tarafından ülkenin C.başkanlığına düşünülen bir ismin sıradan bir kişi olmadığını daha önce açık bir yazı ile yazmıştık... Ortaya çıkan son rapor skandalında, belge dönüyor dolaşıyor İstanbul Üniversitesi´ndeki Kardiyoloji´de tıkanıyor. Rektör kim? Yunus bey. Kimin adamı? İktidarın diyorlar. Peki olaydan tamamen habersiz midir? Değil. Zira bu kadar önemli bir dava için üniversitesinde sonuca ulaşılmaya çalışan bir raporu başkasına bırakacak veya savsaklayacak kadar tecrübesiz biri olmasa gerek... Yahut raporun saklanmasından haberi olmadığı için mi ulaşılması konusunda müdahale etmedi, yoksa gelen bir emirle mi böyle bir iş içerisine girmek zorunda kaldı? İhtimal her ikisi de olabilir... Devletin başı ile iki numaranın olaya müdahale etme gibi bir girişimi olabilir mi?
Balyozcu paşalardan başlayarak Şener E. Hurşit T. Veli K..... ve bazı işadamları ile MİT mensupları dahil ya içeri girdi ya içeriden hastaneye gitti yada birkaç günde olsa içeride yattıktan sonra tahliye oldu. Kısacası HABER-AL dışındakilerin hepsi hapishaneyi gördü. Ancak bizim ABD´de eğitim gören doktorumuz bir türlü içeri giremedi. İşe bakın ki devlette girmesi için herhangi bir zorlama veya yetki kullanmıyor. Bütün Ergenekon mahkumları hakkında sözü geçen hakimlerin -ki bunlar 9 kişiler- nedense HABER-AL karşısında yargı tarafından mahkum ediliyor. Üstelik HAKİMLER yüzde yüz haklı olmasına rağmen... Yani adam açıktan hukuksuzlukla hukuk sağlamaya çalışıyor. Ve devlet müdahale etmiyor, köşk halini hatırını soruyor. Birkaç yazar demişti ki, Başkent´in sahibinin bu kadar etkin olduğunu bilmiyordum.
Aslında benim en çok merak ettiğim hususlardan biri; Malum A.N.Sezer´den önce o dönemde C.başkanlığı için Haber-al´in de ismi geçmiş ittifak sağlanamadığı için aday gösterilememişti. Merak ettiğim hususta 99´daki Gölcük darbe toplantısında bu şahısta orada mıydı? Yahut şöyle de sorabiliriz; 2002 Balyoz harekatı gerçekleşseydi o zaman C.başkanı kim olacaktı? Cevabını siz verin...
Peki bu işin sonu ne olur derseniz? Bir tasavvuf ehli ´Türkiye´de bazı dokunulmazlar vardır, onlara dokunamazsınız´ demişti. Çok doğru bir laf olduğu için tekrarda fayda var. Yani bunlar o bazı DOKUNUL-A-MAZLAR... Bakın 1 numaraya, can boğaza gelmişti ki adam çıktı ´kim o şerefsizler, çıksın konuşsunlar´ diyerek postasını koydu gitti. O gün bugün ne sağ ne de sol ne merkez hiçbir medyada ne ismi ne cismi anılır oldu. Konu külliyen kapandı. Değerli bir dostun ifadesiyle ´Allah kimseye Menderes travması yaşatmasın.´ Zira o travmanın etkisinden çıkamayanlar çok korkak oluyor. Biliyorsunuz korkaklarla da ancak şöhret hislerinin cesaretleri ölçüsünde yol alabilirsiniz... Bir numaraya, devlet tarafından özür dilenilen işadamına ve iki generale dokunamayan bir devlet HABER-AL´e dokunur mu? Açık konuşmak gerekirse devletin sahipleri HABER-AL´i içeri tıkma niyetindeler. Ama iktidardakiler o niyette mi? Ortada... Yalnız bildiğimiz bir gerçek var ki o da ´Türkiye temsilcisi olmanın bu ülkede devletle bir yıldır dalga geçtiği gerçeği´...Ve devletin buna ses çıkaramama acziyeti... Allah korkaklara cesaret versin... ( Rauf Atilla Polat / HaberX)
(06 Kasım 2010, 13:28)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Böyle olur yükseklerin alçak hukuku: Skandala yargıtay onayı
Haberal ve onun yargı ile sağlıkta kollanması manşetlerimiz
Ergenekon hakim ve savcılarının Yargıtay tazminatlarıyla yıldırılma çabası
Yargıda kontrgerilla örgütlenmesi
Ergenekon davasını engelleme girişimleri