Kartal Demirağ´ın Turgut Özal´a suikast girişimini değerlendiren Feyzi İşbaşaran: ´Özal, o suikaste kafayı çok taktı. Aralarında istihbaratçıların da olduğu insanlarla görüştü. Bir süre sonra suikastın kodlarını, olayı kimlerin gerçekleştirdiğini isim isim çözdük. Olayın peşine düştükçe, araştırdıkça yurtiçi ve yurtdışı bağlantılarını hemen hemen saptadık. Sayın Özal, bu işin içindeki bazı isimleri tahmin edebiliyordu. Ama araştırma sonunda önümüze çıkan bazı isimler karşısında da şok oluyorduk. Olayı tamamen çözdükten sonra, harekete geçecektik ki parti içinde 4-5 kişiden ciddi uyarılar aldık. ´Bu işin peşini bırakın´ yönünde. Bu baskılar çok yoğunlaştı. Bunu dinlemeyip devam etseydik, çok büyük bir savaş çıkardı. Kendisi Cumhurbaşkanlığı´na hazırlandığı için sorun çıkmasını istemiyordu. O yüzden dosyanın kapatılmasını istedi. Bir gün ben ve bazı arkadaşlar ´hesaplaşalım´ dediğimde şunları söyledi: ´Çocuklar çok gençsiniz. Hesaplaşmaya girersek ülke kaybeder, ülke karışır. Tehdit altındayım, önümüzdeki bir yılı atlatmamız lazım. Bizim bu olayı çözdüğümüzü bunu yaptıranlar biliyorlar. Tekrar girişimde bulunamazlar. Can güvenliğinizin teminatı benim. Dertleri beni tasfiye etmek. 292 vekil bunların gözlerini korkuttu. Anayasayı değiştireceğimizi düşünüyorlar. Bu işi unutun ve sakin olun. Bu bir yıl içinde bunlarla kavgaya girersek, kaybederiz.´
İşbaşaran: Özal suikastini çözdük ama kapattılar
Kartal Demirağ´ın Turgut Özal´a suikast girişimini değerlendiren Feyzi İşbaşaran: ´Özal, o suikaste kafayı çok taktı. Aralarında istihbaratçıların da olduğu insanlarla görüştü. Bir süre sonra suikastın kodlarını, olayı kimlerin gerçekleştirdiğini isim isim çözdük. Olayın peşine düştükçe, araştırdıkça yurtiçi ve yurtdışı bağlantılarını hemen hemen saptadık. Sayın Özal, bu işin içindeki bazı isimleri tahmin edebiliyordu. Ama araştırma sonunda önümüze çıkan bazı isimler karşısında da şok oluyorduk. Olayı tamamen çözdükten sonra, harekete geçecektik ki parti içinde 4-5 kişiden ciddi uyarılar aldık. ´Bu işin peşini bırakın´ yönünde. Bu baskılar çok yoğunlaştı. Bunu dinlemeyip devam etseydik, çok büyük bir savaş çıkardı. Kendisi Cumhurbaşkanlığı´na hazırlandığı için sorun çıkmasını istemiyordu. O yüzden dosyanın kapatılmasını istedi. Bir gün ben ve bazı arkadaşlar ´hesaplaşalım´ dediğimde şunları söyledi: ´Çocuklar çok gençsiniz. Hesaplaşmaya girersek ülke kaybeder, ülke karışır. Tehdit altındayım, önümüzdeki bir yılı atlatmamız lazım. Bizim bu olayı çözdüğümüzü bunu yaptıranlar biliyorlar. Tekrar girişimde bulunamazlar. Can güvenliğinizin teminatı benim. Dertleri beni tasfiye etmek. 292 vekil bunların gözlerini korkuttu. Anayasayı değiştireceğimizi düşünüyorlar. Bu işi unutun ve sakin olun. Bu bir yıl içinde bunlarla kavgaya girersek, kaybederiz.´
Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın özel kalem müdürü, bugünün Elazığ Bağımsız Milletvekili Feyzi İşbaşaran, Özal suikasti ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. SABAH´a konuşan İşbaşaran, TBMM´de bir komisyon kurulması halinde suikastın kodlarını, isimleri anlatacağını belirterek şu açıklamalarda bulundu: Kartal Demirağ´ın giriştiği suikast olayı bütün yönleriyle ortaya çıkarsa gerisi çorap söküğü gibi gelir. Özal, o suikaste kafayı çok taktı. Aralarında istihbaratçıların da olduğu insanlarla görüştü. Bir süre sonra suikastın kodlarını, olayı kimlerin gerçekleştirdiğini isim isim çözdük. Yurt dışından cihazlar getirttik. Kongrede yaşananları değişik detaylardan izledik. Demirağ dışında salonda iki kişinin daha varlığına kanaat getirdik. Demirağ´ı salona getiren bu kişilerdi. Ancak diğer iki kişiye ulaşamadık. Normalde her kongrede kendisi için hazırlanan koltuğa otururdu. Ancak Bu güzel ortamı bozmayalım ve direkt kürsüye çıkalım dedi. Sonra malum olay gerçekleşti. Sonra öğrendim ki suikast koltukta oturmaya göre ayarlanmış. Demirağ´ın sorgusuna gittim. Polisler bana cebinden çıkan kağıdı gösterdiler. Sabah yazmış ve cebine koşmuş: Turgut Özal ya bugün sen öleceksin ya da ben.´ Olayın peşine düştükçe, araştırdıkça yurtiçi ve yurtdışı bağlantılarını hemen hemen saptadık. Sayın Özal, bu işin içindeki bazı isimleri tahmin edebiliyordu. Ama araştırma sonunda önümüze çıkan bazı isimler karşısında da şok oluyorduk.
´Tehdit altındayım, önümüzdeki bir yılı atlatmamız lazım´
Olayı tamamen çözdüktün sonra, harekete geçecektik ki parti içinde 4-5 kişiden ciddi uyarılar aldık. Bu işin peşini bırakın yönünde. Bu baskılar çok yoğunlaştı. Bunu dinlemeyip devam etseydik, çok büyük bir savaş çıkardı. Kendisi Cumhurbaşkanlığı´na hazırlandığı için sorun çıkmasını istemiyordu. O yüzden dosyanın kapatılmasını istedi. Bir gün ben ve bazı arkadaşlar ´hesaplaşalım´ dediğimde şunları söyledi: Çocuklar çok gençsiniz. Hesaplaşmaya girersek ülke kaybeder, ülke karışır. Tehdit altındayım, önümüzdeki bir yılı atlatmamız lazım. Bizim bu olayı çözdüğümüzü bunu yaptıranlar biliyorlar. Tekrar girişimde bulunamazlar. Can güvenliğinizin teminatı benim. Dertleri beni tasfiye etmek. 292 vekil bunların gözlerini korkuttu. Anayasayı değiştireceğimizi düşünüyorlar. Bu işi unutun ve sakin olun. Bu bir yıl içinde bunlarla kavgaya girersek, kaybederiz.
Cumhurbaşkanlığı için ´Doğramacı´ teklifi geldi
Saldırının yapıldığı kongre öncesinde Özal´ın Köşk´e çıkacağının konuşulmaya başlanmış olduğunu hatırlatan İşbaşaran, süreci şöyle anlattı: Parti içinden de dışından da hatta bazı askerler Köşk´e çıkmasını istemiyordu. Özal parti içinde kendisini istemeyenlere ´Evren kalsın mı?´ dedi. Evren´e ´görev sürenizi bir yıl uzatalım´ teklifi yaptı. Ancak Evren kabul etmedi. Derin güçler kendisinin geri adım atmadığını gördüklerinde bu kez merhum İhsan Doğramacı´nın ismini getirdiler. Ama kabul etmedi ve Köşk´e çıktı. Yıllar sonra Doğramacı´ya sordum bu olayı, bana ´evet öyle bir şey vardı´ yanıtını verdi.
Özal, son namazda ´Arkamda dur´ dedi
İşbaşaran, Özal´ın vefat ettiği 17 Nisan 1993´ten bir gün önce Çankaya Muhafız Alayı Komutanlığı´nın içindeki camide son cuma namazını kıldıklarını, burada Özal´ın kendisinden yanında değil arkasında saf tutmasını istediğini belirterek şunları ifade etti: Sonradan bana ´Kendimi iyi hissetmiyorum. Namazda sırt üstü düşerim diye endişe ettim. Ayaklarım tutmuyor, çok halsizlik var´ dedi.
Toperi: Köşkte ambulans vardı
Semra Özal, önceki gün katıldığı bir programda eşinin, Başdanışmanı Kaya Toperi´nin ısrarlarıyla Bulgaristan Büyükelçiliği´nde katıldığı bir resepsiyonda içtiği limonatadan zehirlenmiş olabileceğini söyledi. İddiaya ilişkin ntvmsnbc´nin sorularını yanıtlayan emekli büyükelçi Kaya Toperi yerin Bulgar Sefareti ya da resepsiyon olmadığını söyledi. Yerin bir Bulgar ressamın sergisi olduğunu kaydeden Toperi, İçecekler geldi. Herkes istediğini aldı Özal´ın Koruma Müdürü Musa (Öztürk) da oradaydı. Limonata mı içti Fruko mu içti bilemem dedi. Toperi ´Ambulans yoktu´ iddialarını ise Köşk´te her zaman ambulans vardı diyerek yanıtladı. Benzer iddialar 2008´de de ortaya atılmıştı.
Korkut Özal: Zehirlendi
Turgut Özal´ın ağabeyi Korkut Özal bir TV programında kardeşinin zehirlendiğini iddia etti. Özal, egemen güçlerin Turgut Özal´ı, çıkarlarına engel olduğu için ortadan kaldırdıklarını belirtti. Özal, Genelkurmay 2. Başkanı Org. Aslan Güner hakkındaki iddialarla ilgili de, Çankaya Köşkü´nde müdahale edecek hiçbir şey yok, o hale getiriliyor. Bu kimin sorumluluğunda, baş yaverin sorumluluğunda mı? Bilemiyorum. Oranın da sorunları vardı dedi. ( Sabah)
Toperi´den yeni açıklamalar: Yaverin raporuna bakın her şeyi anlarsınız
16 Ekim 2010: Turgut Özal´ın danışmanı Kaya Toperi, Özal´ın ölümüyle ilgili olarak VATAN´ın sorularını yanıtladı. Turgut Özal´ın danışmanı Kaya Toperi de tartışmalara katıldı. Semra Özal´ın kendisiyle ilgili sözlerine tepki gösteren Toperi, ?Ölümle ilgili rapor Cumhurbaşkanlığı´nın arşivlerinde? dedi. Toperi suikast iddialarını yorumlarken ?bilim kurgu filmlerindeki gibi? diyor. 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın Basın Başdanışmanı Kaya Toperi, Semra ve Ahmet Özal´ın gündeme getirdiği iddialara ilişkin olarak, ?Nöbetçi yaverin raporunda herşey yazılı. Rapor Köşk´tedir, Cumhurbaşkanlığı´nda herşey saklanır. Devletin ilgili makamları alıp, inceleyebilirler? dedi. VATAN´ın sorularını yanıtlayan Toperi´nin sözleri özetle şöyle:
Çok canım sıkıldı
Ben bu konuda bu kadar ayrıntıya girmek istemiyorum ama Semra Hanım ve Ahmet Özal´ın, ?Kaya Toper´i Turgut Bey´i ısrarla götürdü? demeleri ve her televizyon kanalında bunu tekrarlamalarına çok canım sıkıldı. Semra Hanım´a saygım var fakat Turgut Özal´a saygım çok daha fazla. Cumhurbaşkanının programı haftalık yapılır. Cumhurbaşkanı´nın programını Özel Kalem Müdürlüğü yapar. Programın bir nüshası; Cumhurbaşkanı, hanımefendi, koruma müdürü, baş yaver, genel sekreter ve basın bürosuna gönderilir. O sabah erkenden ofisime gittim. Öğleden sonra da Cumhurbaşkanlığı basket kupası var, kızların oraya gidecekti. Ben de maça gidecektim. Musa Bey´i arayıp, Şeref Tribününe nasıl giderim diye sormak istedim. Dediler ki, ?Sayın Cumhurbaşkanını az önce hastaneye kaldırdık. GATA´ya?. ?Chek up mı?? dedim. ?Hayır efendim, çok ciddi? dediler. Arabamı çağırdım, GATA´ya gideceğim. Fakat yolda telsizden dendi ki, ?Kızılay´da trafik yoğun diye Hacettepe´ye?... Önde ambulans, arkasında başyaver, doktor Hilmi. Hilmi Özkutlu Köşk´te yaşar, lojmanı vardır. 10 dakikalık mesafeden kalkar gelir oraya.
Yaverin raporu
Hacettepe´ye gittim. Yukarı çıktım, yoğun bakımın önüne, bizim doktor Hilmi gelmiş. ?Nasıl sayın Cumhurbaşkanı?? dedim. ?Nasıl olsun abi? dedi, simsiyahtı yüzü... Hikmet Çetin geldi, Genelkurmay Genel Sekreteri Fikret Küpeli Paşa geldi. Dediler ki, ?Başbakan´a haber verin, Süleyman Bey´e?. Ben dedim ki, ?Açıklama yapmam? lazım. ?Başbakanı bekleyelim? dediler... Medyaya, ?Sayın Cumhurbaşkanı çok ağır buraya gelmiştir, rahatsızlığı daha da ağırlaşıyor? dedim. Sonra da bu bildiriyi yayınladık. Sonra ölüm raporu yazıldı. Sayın cumhurbaşkanının vefat ettiği açıklandı. Cumhurbaşkanı vefat ettiği vakit Köşk´te yanında Semra Hanım var. Tek tanık Semra Hanım. Ama ondan sonra Nöbetçi Yaver Deniz Kurmay Albay Remzi Karaca. Onun da raporunu gördüm. ?Gittim yukarıda yerde uzanmış ayakları morarmıştı?... Şu olmuştu bu olmuştuÖ Orada, onun raporunda her şey yazılı.
Rapor Köşk´tedir
Rapor Köşk´tedir. Cumhurbaşkanlığında her şey saklanır. O günkü nöbet çizelgesinde vardır bunların hepsi. Kimler geldi, kimler nereye gitti... İsteyen devletin ilgili makamları, bunu alıp inceleyebilirler. Köşk´te ne olursa, saat kaçta olursa yazılır...Nöbetçi yaver ne gördüyse olayı yazar oraya.
Niye yalan söylesinler?
Sayın Cumhurbaşkanı´nın, hele Özal gibi ağır bir insanın, iki garsonun kolunda, böyle karga tulumba makam arabasına konulması pek mantıklı gelmedi. Orada değildim, görmedim. Ancak ambulansla gittiği bana söylenmişti. Bana niye yalan söylesinler?
Hepsi komplo teorisi
?İğne ile zehirlendi?... Bu tip komplo teorileri her zaman üretilebilir. Bir çok insan gelip Semra Hanım´a veya Ahmet Bey´e birtakım şeyler söylemiş olabilir. Bunların hepsi bence komplo teorisidir... Ben Özal´ın ölümünden hiç kuşku duymadım. Ama Eşref Bitlis´in ölüm şekli biraz kuşku uyandıran bir şekil, ama onun da teknik izahını verdiler. Ben komplo teorisi üretme yanlısı değilim. Olayları olduğu gibi kabul etmeyi tercih ederim. Adnan Kahveci de yanlış yola girebilir. Bilim kurgu filmlerindeki gibi şeyler düşünülüyor ama bilemiyorum bunlar ne kadar gerçekçi? Üzülüyorum. ( Vatan)
(14 Ekim 2010), son güncel.: (16 Ekim 2010)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Turgut Özal suikastiyle ilgili manşetlerimiz
Semra Özal´a doğrulama: Özal ambulansla götürülmedi
Özal suikasti muhteşem bir Özel Harp işiydi, amacına da ulaştı
Kanlı ve Kara Yıl: 1993.. PKK´nın tasfiyesi durduruldu
Kaynak: Özal´ın o dönem ölmesi birilerince uygundu