Hanefi Avcı´nın odasında bulunan 24 kasette ikinci perde. Kasetlerde Ergenekon soruşturması sanıklarından Veli Küçük dışında ´karakutu Tuncay Güney´in de ses kayıtları bulundu. Bu gelişme ´Avcı o yıllarda Ergenekon´dan haberdar mıydı?´ sorusunu gündeme getirdi. Ayrıca kasetlerdeki şahıslara bakıldığında 28 Şubat döneminin öne çıkan isimlerinin dinlendiği de anlaşılıyor.
Güney´i dinleyen Avcı Ergenekon´dan haberdar mıydı?
Hanefi Avcı´nın odasında bulunan 24 kasette ikinci perde. Kasetlerde Ergenekon soruşturması sanıklarından Veli Küçük dışında ´karakutu Tuncay Güney´in de ses kayıtları bulundu. Bu gelişme ´Avcı o yıllarda Ergenekon´dan haberdar mıydı?´ sorusunu gündeme getirdi. Ayrıca kasetlerdeki şahıslara bakıldığında 28 Şubat döneminin öne çıkan isimlerinin dinlendiği de anlaşılıyor.
Devrimci Karargah terör örgütü soruşturması kapsamında tutuklanan Emniyet Müdürü Hanefi Avcı´nın makam odasında ele geçirilen 24 dinleme kasetindeki 53 kişi arasında ilginç isimler. Kasetlerde Ergenekon soruşturmasının ´karakutu´su Tuncay Güney ile bazı sanıkların ses kayıtlarının da bulunduğu ortaya çıktı.
Peker ve Drej Ali de var
Kayıtlarda, şüpheli Tuncay Güney ile Ergenekon soruşturması sanıkları Veli Küçük´ün yanı sıra Sedat Peker, Drej Ali lakaplı Ali Yasak ile ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılan Sisi lakaplı Seyhan Soylu´nun da ses kayıtları bulundu. Bu kayıtlar akıllara ´Avcı´nın İstihbarat Şube Müdürlüğü döneminde Ergenekon yapılanmasını biliyor muydu? ´ sorusunu getirdi. Avcı´nın odasından çıkan kasetlerin içinde ayrıca Alaattin Çakıcı ile GATA eski komutanlarından Çetin Harmankaya, işadamı Erol Aksoy ve Hürriyet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Necdet Açan´a ait kayıtlar var. Soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcısının kasetlerde adı geçen 53 kişiyi tek tek bilgilerine başvurmak üzere İstanbul Adliyesi´ne çağıracağı öğrenildi.
Tanık olarak dinlenmişti
Ergenekon soruşturması kapsamında tanık olarak bildiklerini anlatan Avcı, 3. Ergenekon davası iddianamesine yansıyan ifadesinde şunları söylemişti: ´1992 yılında İstanbul İstihbarat Şube Müdürü olarak görev yaptığımda o dönem mafyacı olarak bilinen Sami Hoştan, Ali Fevzi Bir, Mehmet Özbay (Abdullah Çatlı), Sedat Peker, Mehmet Hadi Özcan, Drej Ali, Yaşar Öz gibi adamların bire bir Veli Küçük ile ilişkisi olduğunu duydum. Veli Küçük de o dönem Kocaeli İl Jandarma Komutanı olarak görev yapıyordu. JİTEM ile resmi bağlantısı yoktu. Ancak devlet görevlileri, polis ve askeriye ile irtibatlı olan mafyavari şahısları takip ettiğimiz esnada bu şahısların irtibatları ortaya çıkıyordu´ demişti.
Kara kutu Güney
TUNCAY Güney, 1972 Çorum doğumlu. İmam Hatip Lisesi´nde okurken İstanbul´a gelen Güney´in bazı dergah ve cemaatlerle ilişkili olduğu öne sürüldü. 1993-1996 yıllarında muhabirlik yapan Güney, 1998´de yayın hayatına başlayan haftalık Strateji dergisinin haber koordinatörü olarak görev yaptı. Samanyolu Televizyonu´nun kurulmasını sağlayan ekipte yer aldı. 2 Mart 2001´de İstanbul emniyetinde verdiği ifade ve belgeler ile Ergenekon soruşturmasında etkin bir rol oynadı. Adı ´Ergenekon´un karakutusu´ olarak geçen Güney, Kanada´da yaşıyor. ( Akşam)
´Beni gözaltına alamazlar, evimde ofisimde arama yaptıramazlar´
13 Ekim 2010: Adem Yavuz Arslan (Bugün): Avcı´nın kitabı kendisinin bile tahmin etmeyeceği bir boyuta dönüştü. Özellikle de son telefon kayıtlarından sonra. Eğer o iddialar doğruysa; yani Avcı (ve tabii ki ekibi) 1990´lı yıllarda Veli Küçük´ü, Mehmet Eymür´ü, Tuncay Güney´i ve bugünün Ergenekon sanıklarını dinlemiş ve ´hiçbir şey yapmamışsa´ ortada başka bir durum vardır. Bu açıklığa kavuşması zorunlu bir konu. Avcı, ya o dönem de olayı anlamadı ya da iddia edildiği şekliyle ´Susurluk gibi Ergenekon´u da örttü.´ Fakat Avcı kapasitesinde birisinin dinlediklerini anlamayacağını düşünmek çok da mantıklı değil.
Avcı Titanic´in batmayacağını mı sandı?
Kitabında olduğu gibi telekulak iddialarında da şüpheli birçok boyut var. Öncelikle Avcı, illegal dinleme yapmışsa bunları neden ofisinde tutar? Bu önemli bir soru. Fakat konunun uzmanları, Avcı´yı yakından tanıyanlar olayın aslında göründüğü kadar karmaşık olmadığını söylüyorlar. Hatta gözaltına alındığı gün konuştuğu arkadaşlarına ´Beni gözaltına alamazlar, evimde ofisimde arama yaptıramazlar´ dediği de sır değil. Yani Ergenekon sürecinde sıklıkla gördüğümüz gibi ´Titanik batmaz sendromu´ yaşanmış denebilir. Kendine çok güvenen, hiçbir şekilde hukuk önüne çıkmayacağına inananların yaptığı bir hata bu. Fakat buradaki asıl mesele şu: Avcı (eğer o yapmışsa) bu dinlemeleri neden yaptı ve neden arşivledi? Çünkü dinleme yaptığı iddia edilen dönemde istihbarat müdürüydü. Eğer o dönemde birtakım illegal dinlemeler yapılmışsa Ergenekon´u da görmüş olmalıydı. Acaba Avcı Ergenekon´un üzerine mi örttü? sorusu bugünden sonra daha güçlü bir şekilde sorulacak. Eğer iddia edildiği şekliyle devletin emniyet müdürlerini, istihbaratçılarını, gazetecilerini dinleyen bir yapı varsa mutlaka bunun arşivi de tutulmuştur. ( Bugün)
(12 Ekim 2010), son güncel.: (13 Ekim 2010)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Hanefi Avcı Tekirdağ valisini yasadışı dinlemiş
Duyum değil, işte belgesi: Avcı MİT´i bile dinlemiş
Hanefi Avcı´nın iddiaları manşetlerimiz
Ergenekon davasını engelleme girişimleri
Avcı´nın amacı soruşturmayı engellemek