Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nin istediği merhum Bülent Ecevit´e ait sağlık raporu, eşi Rahşan Ecevit tarafından mahkemeye ulaştırıldı. Mahkeme, raporu Adli Tıp´a gönderip Ecevit´e uygulanan tedavinin doğru olup olmadığını araştıracak. Adli Tıp, iddiaları doğrulayan bir rapor verirse Başbakan Ecevit´e suikast planına yönelik soruşturma açılacak. Mahkeme bu raporu daha önce Başkent Üniversitesi Hastanesi´nden ve Başbakanlık´tan istemiş ancak ´yok´ cevabı almıştı. İddialara göre Ergenekon örgütünün stratejisi doğrultusunda Ecevit´e hastalığı nedeniyle ´çürük´ veya ´iş göremez´ raporu verilecek ve Başbakanlıktan düşürülecekti. Kasıtlı olarak yanlış tedavinin uygulandığı iddia edilen Başkent Hastanesi´nin sahibi, Üçüncü Ergenekon iddianamesinin 2 numaralı sanığı ve örgütün üst düzey yöneticilerinden olmakla suçlanan Mehmet Haberal. Haberal´ın adı ayrıca 1, 2, 4 ve 7´nci iddianamelerde de sık sık geçiyor. Haberal´ın adı 2000 yılında cumhurbaşkanı adayları arasında da geçmişti. Ergenekon kapsamında 17 Nisan 2009´da tutuklanan Mehmet Haberal, Metris Cezaevi´ne konulduktan birkaç saat sonra İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü´ne kaldırılmış ve bir daha da cezaevine dönmemişti. 1,5 yıldır tutuklu olan Haberal ´Ergenekon silahlı terör örgütü yöneticisi olmak´ suçlamasıyla yargılandığı Silivri´deki duruşmalara da gitmemiş, hastane odasından video konferans yoluyla savunma yapmıştı. Haberal´in bazı hastanelerde ve yüksek yargıda müthiş bir koruma kollama çemberi içine alındığı iddia ediliyor. Son olarak Haberal´in şikayeti üzerine kendisini tahliye etmeyen çeşitli mahkemelerdeki 9 hakim hakkında Yargıtay´ca tazminat cezaları verilmiş, kamuoyunu şok eden bu cezalar, hakimlerin sindirilmesi amaçlayan bir tehdit ve Ergenekon davasına kaba bir müdahale olarak yorumlanmıştı.
Ecevit´in tedavi sürecini Adli Tıp inceleyecek
Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nin istediği merhum Bülent Ecevit´e ait sağlık raporu, eşi Rahşan Ecevit tarafından mahkemeye ulaştırıldı. Mahkeme, raporu Adli Tıp´a gönderip Ecevit´e uygulanan tedavinin doğru olup olmadığını araştıracak. Adli Tıp, iddiaları doğrulayan bir rapor verirse Başbakan Ecevit´e suikast planına yönelik soruşturma açılacak. Mahkeme bu raporu daha önce Başkent Üniversitesi Hastanesi´nden ve Başbakanlık´tan istemiş ancak ´yok´ cevabı almıştı. İddialara göre Ergenekon örgütünün stratejisi doğrultusunda Ecevit´e hastalığı nedeniyle ´çürük´ veya ´iş göremez´ raporu verilecek ve Başbakanlıktan düşürülecekti. Kasıtlı olarak yanlış tedavinin uygulandığı iddia edilen Başkent Hastanesi´nin sahibi, Üçüncü Ergenekon iddianamesinin 2 numaralı sanığı ve örgütün üst düzey yöneticilerinden olmakla suçlanan Mehmet Haberal. Haberal´ın adı ayrıca 1, 2, 4 ve 7´nci iddianamelerde de sık sık geçiyor. Haberal´ın adı 2000 yılında cumhurbaşkanı adayları arasında da geçmişti. Ergenekon kapsamında 17 Nisan 2009´da tutuklanan Mehmet Haberal, Metris Cezaevi´ne konulduktan birkaç saat sonra İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü´ne kaldırılmış ve bir daha da cezaevine dönmemişti. 1,5 yıldır tutuklu olan Haberal ´Ergenekon silahlı terör örgütü yöneticisi olmak´ suçlamasıyla yargılandığı Silivri´deki duruşmalara da gitmemiş, hastane odasından video konferans yoluyla savunma yapmıştı. Haberal´in bazı hastanelerde ve yüksek yargıda müthiş bir koruma kollama çemberi içine alındığı iddia ediliyor. Son olarak Haberal´in şikayeti üzerine kendisini tahliye etmeyen çeşitli mahkemelerdeki 9 hakim hakkında Yargıtay´ca tazminat cezaları verilmiş, kamuoyunu şok eden bu cezalar, hakimlerin sindirilmesi amaçlayan bir tehdit ve Ergenekon davasına kaba bir müdahale olarak yorumlanmıştı.
Ecevit´in tedavi gördüğü Başkent Üniversitesi Hastanesi´nden ve Başbakanlık´tan yok cevabı alan mahkemeye rapor, bizzat Rahşan Ecevit tarafından sunuldu. Star Gazetesi´nin haberine göre mahkeme, raporu Adli Tıp´a gönderip Ecevit´e uygulanan tedavinin doğru olup olmadığını araştıracak. Adli Tıp, iddiaları doğrulayan bir rapor verirse Başbakan Ecevit´e suikast planına yönelik soruşturma açılacak. Mahkeme ilk olarak Başkent Üniversitesi Hastanesi´ne yazı yazarak Ecevit´e ait sağlık raporlarını istemişti. Hastanenin tüm raporları Başbakanlık´a ilettiğini açıklaması üzerine mahkeme söz konusu raporları Başbakanlık´tan talep etti. Buradan da olumlu cevap alamayan mahkeme, Rahşan Ecevit´e yazı yazılmasına karar verdi.
Rahşan Ecevit´teki 11 sayfalık rapor imdada yetişti
Rahşan Ecevit´in mahkemeye gönderdiği 11 sayfalık 26.06.2002 tarihli rapor, o dönem hastanenin Başhekimi olan Prof. Dr. Rengin Erdal, Prof. Dr. Turgut Zileli, Prof. Dr. Atılay Taşdelen, Prof. Dr. Haldun Müderrisoğlu, Prof. Dr. Ahmet Hatipoğlu ve Doç. Dr. Füsun Eyüboğlu´nun imzasını taşıyor. Mahkeme bu raporu Adli Tıp Kurumu´na göndererek, Ecevit´in tedavisinin doğru yapılıp yapılmadığının incelenmesini istedi.
Günde 23 ayrı hap içirildi
Rahşan Ecevit tarafından mahkemeye gönderilen rapordaki ?Sayın Bülent Ecevit´e uygulanması gereken tedavi? başlıklı bölümdeki 15 madde şöyle: 1- Mestinon tablet 60 mg. günde 5 adet, 2- Madopar tablet 125 mg, günde 5 adet, 3- Madopar HbS tablet 125 mg, günde bir adet gece alınmak üzere, 4- Plavix draje 75 mg, günde 1 adet, 5- Coumadin tablet, 5 mg, 6- Omeprol tablet 20 mg, günde 2 adet, 7- Cal-D-Vita tablet, günde 2 adet, 8- Mentopin effervesan tablet, 600 mg günde 1 adet, 9- Duphalac süspansiyon, gerektiğinde, 10- Frebini süspansiyon 200 ml, günde en az 5 kutu, 11- Fosamax tablet 70 mg, haftada bir gün ve sabah kahvaltıdan yarım saat önce bol su ile içilecek, 12- Prednol tablet 4 mg, gün aşırı iki tablet, sabahları alınacak, 13- Cafetin 250 mg tablet 2x1 (beş gün süreyle), 14- Günde üç kez 90 dakikalık seanslar halinde her iki bacağa intermittan pnömotik kompresyon, 15- Günde 2 kez onar dakika Rivanol solüsyonu ile hazırlanan ayak banyosu.
Şok iddiada suçlanan Haberal Ergenekon davası sanığı
Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, sağlığı ile ilgili üretilen spekülasyonlar üzerine, Başkent Üniversitesi Hastanesi´ne yatmaya razı olmuştu. Ancak hastanede kaldığı süre boyunca bir türlü iyileşemiyor, hatta durumu daha da kötüye gidiyordu. İddiaya göre iktidarı bırakması için Ecevit´e kumpas kurulmuştu. Ve bu kumpasın içinde hastanenin Başhekimi Mehmet Haberal da vardı. Amaç ise Ecevit´e ´iş göremez´ raporu vererek yeni oluşum ve yeni isimlerin önünü açmaktı. Ecevit´in o dönemde koruma müdürlüğünü yapan Milletvekili Recai Birgün, 29 Nisan 2009´da Cumhuriyet Başsavcılığı´na verdiği ifadede ö dönemle ilgili önemli bilgiler veriyordu. Birgün, şunları anlatmıştı: Tedaviyi kestikten bir süre sonra hastanede tetkik yapılması gerektiği söylendi. Gitmeye hazırlanırken parti yetkililerinden bize ´sakın gitmeyin, Bülent Ecevit´e iş göremez raporu verilecek´ şeklinde bilgiler gelince gitmekten vazgeçtik.
Tedavisi kesilince iyileşen tek hasta
Mahkeme sağlık raporunu daha önce Başkent Üniversitesi Hastanesi´nden ve Başbakanlık´tan istemiş ancak ´yok´ cevabı almıştı. İddialara göre Ergenekon örgütünün stratejisi doğrultusunda Ecevit´e hastalığı nedeniyle iş göremez raporu verilerek başbakanlıktan çekilmesi sağlanacaktı. 2002 yılı Mayıs ayında Bülent Ecevit, Prof. Mehmet Haberal´a ait Başkent Hastanesi´nde tedavi görmüştü. Daha doğrusu, tedavi için gittiği hastanede geçirdiği 11 günün sonunda durumu kötüleşmişti. Bunun üzerine Rahşan Ecevit´in ısrarıyla tedavisi tamamlanmadan hastaneden çıkarılmış, eve götürülmüş, evde kısa sürede toparlandığı söylenmişti. Ecevit, o günden sonra Prof. Haberal´la randevusuna gitmemişti. Bunun nedenini dönemin DSP Grup Başkanvekili Emrehan Halıcı şöyle açıklamıştı: ?O randevuya gitseydi, kendisine ´çürük´ veya ´iş göremez´ raporu verilecek ve Başbakanlıktan düşürülecekti.? O dönem Ecevit´in koruma amirliğini yapan DSP İzmir Milletvekili Recai Birgün de aynı görüşteydi: ?Dünyada tedaviyi kesip de ayağa kalkan tek insan Ecevit´ti. O gün yaşananlara, 57. Hükümet´in düşürülmesi operasyonun bir parçası olarak baktık. Bu operasyonun bir ayağı da Ecevit´in devre dışı bırakılmasıydı.? Rahşan Hanım başta olmak üzere Ecevit´in yakın çevresi, Hüsamettin Özkan´ın imzasını taşıdığına inandıkları bu operasyonun ?Ecevit´in devre dışı bırakılması?yla ilgili bölümünü Özkan´ın yakın dostu Prof. Haberal´ın üstlendiği kanısındaydı. Kimine göre Amerika, Irak operasyonuna direnen Ecevit´i bu yolla bertaraf etmeye çalışıyordu. Kimine göre ise ?Ergenekon?, bazı komutanların desteği ve Prof. Haberal´ın katkısıyla Ecevit´i devirip yardımcısı Hüsamettin Özkan´ı başbakanlığa hazırlıyordu.
Murat Yetkin o günleri yazdı
Mahkemeye Rahşan Ecevit tarafından ulaştırılan rapor, başında Ecevit´in bulunduğu DSP-MHP-ANAP koalisyonunun düşürülmesiyle ilgili iddiaları yeniden gündeme getirdi. 57. Hükümet´in düşürülmesi tartışmaları, ilk olarak dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından Çankaya Köşkü´nde 29 Ekim 2001´de verilen Cumhuriyet Bayramı Resepsiyonu´nda gündeme gelmişti. O günlerde Başbakan Ecevit, yaşadığı sağlık sorunlarından dolayı hükümetin işlerini engellediği iddiasıyla eleştiriliyordu. Siyaset ve iş çevrelerinde Ecevit´in görevini bırakarak başka bir isme devretmesi gerektiği tartışılıyordu. Hükümet ortakları arasında ise İhale Yasası´ndan dolayı gerginlikler yaşanıyordu. Tam da bu dönemde gerçekleşen resepsiyonda dört kuvvet komutanının Radikal Gazetesi Ankara Temsilcisi Murat Yetkin´e mesaj verdiği ortaya çıktı. O dönem kuvvet komutanları şunlardı: Kara Kuvvetleri Komutanı Hilmi Özkök, Deniz Kuvvetleri Komutanı Bülent Alpkaya, Jandarma Genel Komutanı Aytaç Yalman ve Hava Kuvvetleri Komutanı Cumhur Asparuk. Yetkin ile 20 dakika görüşen generaller, ?Ecevit neden kendinden sonra DSP´yi devralacak bir ismi işaret edip yönetimin ve ülkenin önünü açmıyor?? demişlerdi. Askerlerin istediği isim de belliydi: Ecevit´in sağ kolu Hüsamettin Özkan.
İddialara göre, Ecevit´in devrilmesi için daha önceden de çeşitli hazırlıklar yapılmış, toplantılar düzenlenmişti. İddialar Ergenekon soruşturmasıyla yeniden gündeme gelince Murat Yetkin o günlerde yaşananları tekrar yazdı. 17 Temmuz 2008´de ?Doğru, Ecevit´e müdahale edilmişti? başlığıyla yayımlanan yazıda Yetkin şunları anlatıyordu: ?Bu işi yapan, Ergenekon denilen oluşum muydu? Bilemiyorum. Ancak Ecevit´e görevini bırakması doğrultusunda 2001 yılında üst düzey askerlerden kaynaklanan bir zorlama oldu.? ?Bu girişim karmaşık bir dizi adımdan oluşuyordu? şekilde devam eden yazıda, Yetkin, kuvvet komutanların kendisiyle görüştüğünü doğruluyordu. Yetkin, konuşulanları ertesi gün Özkan ile birlikte makamına gittiği Başbakan Ecevit´e anlattığını da belirtiyordu. Yetkin, olanlardan Özkan´ın da haberi olduğunu ve kendisine yapılan öneriye ?Bunu duymamış olayım. Ecevit ile geldim, Ecevit ile giderim, bunu da ona söyleyemem? şeklinde cevap verdiğini de anlatıyordu.
Neden bırakmamı istiyorlar
Yetkin, Özkan ile birlikte makamında görüştüğü Ecevit ile aralarında geçen konuşmayı ise şöyle yazıyordu: ?... Duyduklarımı anlattım. Ben anlattıkça Ecevit artan bir endişeyle dinledi. ´Bunu söyleyenlerin rütbesi ne? Kor(general) ya da ikinci başkan düzeyinde mi?´ diye sordu. (O dönem Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt idi.) Ben ´Kuvvet komutanı düzeyinde, orgeneral´ dedim. Nereden çıkıyor bu?´ diye sordu. ´Hüsamettin beyin de durumdan haberi varmış, generaller ona da söylemişler´ dedim. Ecevit ani bir hareketle soluna, Özkan´a döndü ve hayret içinde ´Öyle mi?´ dedi. Özkan, ´Öyle efendim, size arz edemedim´ dedi. Dirsekleri masaya dayalı halde oturan Ecevit kendisini koltuğun arkasına adeta bıraktı ve bir süre öylece sessiz kaldı. Hayatımın en sıkıntılı anlarından biriydi. Ecevit, ´Yerimi neden bırakmam gerekiyormuş, başkası daha mı iyi yapacakmış?´ diye sordu. Yanıtlayamadım. Konuşma bitti ve çıktım.? Böylece askerlerin istediği olmaz. İddiaya göre, Ecevit´in sağlık sorunları devam edince, yeni bir plan devreye kondu. Bu sefer Ecevit için ?iş göremez? raporu alınacaktı. Ecevit, 4 Mayıs 2002 akşamı TOBB´un düzenlediği bir resepsiyona katıldıktan 20 dakika sonra ayrılınca durumunun iyi olmadığı öne sürülmeye başlandı. Ertesi gün Başbakanlık´a geçen Ecevit´in beli ağrımaya başladı.
Haberal´ın hastanesi devrede
Bunun üzerine Ecevit, Haberal´ın sahibi olduğu Başkent Üniversitesi Hastanesi´ne kaldırıldı. O sırada 77 yaşında olan Ecevit´in sağlık durumu incelemeye alındı. Birçok tetkik bir arada yapıldı. MR ve röntgen çekildi, akciğerleri incelendi, mide, bağırsak ve kan tetkikleri yapıldı. Sırt ağrısıyla hastaneye kaldırılan Ecevit´in, nörolog, kalp damar cerrahi, göğüs hastalığı uzmanları tarafından muayene edilmesine neden ihtiyaç duyulduğuna ilişkin şüpheler ise giderilemedi.
Açıklama yapması istendi
Hastane Ecevit´in ?gözetim altında? kalması gerektiğini açıkladı. Ancak Ecevit, evine götürüldü. Resmi açıklamada durumu iyi olduğu belirtildi. Fakat hafızalarda Ecevit´in hastane çıkışı yaptığı açıklama kaldı. İddialara göre, Ecevit´in koruma müdürü Recai Birgün´ün ?Durumu iyi görünmüyor? uyarısına rağmen hastanenin sahibi Mehmet Haberal, Ecevit´in ?açıklama yapmasına? izin verdi. Ecevit, daha çıkmadan konuşma kürsüsü hazırlanmıştı bile. ?Başkent Hastanesi Başhekimi? diyemeyen Ecevit´in ağzından ?şükranlarımı sunuyorum? yerine ?şükran ediyorum? gibi kelimeler çıktı.
Yeniden hastane ve eve dönüş
Ecevit´in ilk tedavisi sonucunda doktorlar ?bağırsak enfeksiyonu? dedi. Ağrılarının dinmemesi üzerine 17 mayısta yeniden hastaneye kaldırıldı. Bu sefer ?Omurgalarda çökme? dendi. Hastanede yatmasına karar verildi. Ecevit, 27 Mayıs 2002´de ani bir kararla 11 gün kaldığı hastaneden ayrıldı. Tedavisi evde sürdü. Ecevit´e korse takıldı. Ecevit, sağlık durumunun iyiye gittiğini belirterek, artık görevinin başına dönmek, resmi toplantılara katılmak istedi. Gündemde ise MGK, Bakanlar Kurulu ve Kıbrıs ile ilgili liderler toplantısı vardı. Doktorları Ecevit´in toplantılara katılabileceğini belirtti. Karar, kamuoyuna anında duyuruldu. Ancak toplantı günü doktorlar, Ecevit´e sağlığından dolayı katılamayacağını söyledi. ?Ecevit´in durumu kötüye gidiyor? yorumları yapılmaya başlandı.
´Hastaneye gitme´ uyarısı
Doktorların bu görüş değişikliğinden şüphelenen Reaci Birgün, arkadaşı doktor Mücahit Pehlivan´dan Ecevit´i tedavi etmesini istedi. Tedavi yapıldı, sonuç oldukça dikkat çekiciydi: ?Bir tehlike yok, Ecevit gayet sağlıklı. Rapor istenince o gece eve seyyar röntgen cihazı getirilir. Ecevit´in omurga röntgenleri çekilir. Doktor Pehlivan düşüncesi değişmez: Bir çökme olmuş ama düzelmiş. Risk yok, tedbir alırız, beyefendi çok rahat çıkıp yürüyebilir.? Beline yeni bir korse takılan Ecevit böylece dışarı çıkmaya başlayınca Başkent Hastanesi doktorları son kez kontrol etme kararı aldı. Ancak iddialara göre DSP Genel Merkezi´nden ?Giderseniz iş göremez raporu verecekler. Başbakanlıktan düşürecekler? uyarısı yapıldı. Böylece Ecevit hastaneye gitmekten vazgeçti.
Çölaşan, Ecevit´le alay ediyor
Tüm bunlar yaşanırken, Hürriyet gazetesi yazarı Emin Çölaşan, 2 Temmuz 2002´de ?Ecevit´in Bilinmeyenleri/Acı Gerçekler? başlıklı yazısıyla Ecevit´in sağlık sorununu alayla bir dille kaleme aldı. Ecevit´e bacağındaki arıza için kasığına kadar özel çorap verildiğini yazan Çölaşan, ?Kapıyı biri açıyor ve çorap ayak bileklerinde. Çelik korse çözülmüş? diyordu. Çölaşan, Ecevit´in bütün derisinde kabarmalar ve lekeler olduğunu savunuyor, bunu da Ecevit´in iyi yıkanmamasına, temizlenmemesine bağlıyordu.
Ve Özkan hükümeti düşürdü
Medyada günlerce buna benzer yazılar yazıldı, yorumlar yapıldı, tartışmalar yaşandı. Ecevit´in görevi bırakması gerektiği istendi. 8 Temmuz 2002´de Özkan, İsmail Cem ile birlikte 61 milletvekiliyle birlikte DSP´den istifa etti. Ve 18 Kasım 2002´de DSP-ANAP-MHP´den oluşan 57. Hükümet böylece düştü. ( Star, Zaman, Taraf)
Haberal´a koruma çemberi
Kasıtlı olarak yanlış tedavinin uygulandığı iddia edilen Başkent Hastanesi´nin sahibi, Üçüncü Ergenekon iddianamesinin 2 numaralı sanığı ve örgütün üst düzey yöneticilerinden olmakla suçlanan Mehmet Haberal. Haberal´ın adı ayrıca 1, 2, 4 ve 7´nci iddianamelerde de sık sık geçiyor. Haberal´ın adı 2000 yılında cumhurbaşkanı adayları arasında da geçmişti. Ergenekon kapsamında 17 Nisan 2009´da tutuklanan Mehmet Haberal, Metris Cezaevi´ne konulduktan birkaç saat sonra İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü´ne kaldırılmış ve bir daha da cezaevine dönmemişti. 1,5 yıldır tutuklu olan Haberal ´Ergenekon silahlı terör örgütü yöneticisi olmak´ suçlamasıyla yargılandığı Silivri´deki duruşmalara da gitmemiş, hastane odasından video konferans yoluyla savunma yapmıştı. Haberal´in bazı hastanelerde ve yüksek yargıda müthiş bir koruma kollama çemberi içine alındığı iddia ediliyor. Son olarak Haberal´in şikayeti üzerine kendisini tahliye etmeyen çeşitli mahkemelerdeki 9 hakim hakkında Yargıtay´ca tazminat cezaları verilmiş, kamuoyunu şok eden bu cezalar, hakimlerin sindirilmesi amaçlayan bir tehdit ve Ergenekon davasına kaba bir müdahale olarak yorumlanmıştı.
Abdullah Harun
(17 Ağustos 2010, 11:18)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
3´ncü Ergenekon iddianamesinde Mehmet Haberal
Tüm Ergenekon iddianamelerinde Mehmet Haberal
Tüm Ergenekon iddianamelerinde arama yap