Erzincan´daki Ergenekon silahlı terör örgütüne ilişkin, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen davanın 4. oturumu başladı. Dava süreciyle birlikte bazı basın kuruluşlarında yer alan haberleri eleştiren sanıklardan Başsavcı İlhan Cihaner, ´Bazı haberlerde adliye binası üzerinden uçuşlar yapıldığı ileri sürülüyor. Benim de bu yönde bir esprim olacak. Dosyanın bulunduğu yerin hava sahasının tüm uçuşlara kapatılmasını talep ediyorum. Tabii bu bir espri. Ama hakkımızdaki taraflı tutuma bir örnek olduğu için bu konuya dikkat çektim´ diye konuştu. Öte yandan Cihaner´in avukatları gizli tanık Erzincan´ın ifade görüntüsünün kaydının kendilerine verilmesini talep etti. Ayrıca gizli tanıkların da duruşmada açık olarak ifade vermelerini istedi. Dosyada delil olarak bulunan ajandasındaki notları okuyan diğer bir sanık Üsteğmen Ersin Ergut, ´Gülen ormanlarında İbrahim isimli kişiye dikkat edilecek, Erdoğan, tezgah, orgenerale sunulacak´ şeklindeki ifadelerin savcı tarafından Gülen cemaatine ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan´a yönelik bir çalışma olduğunun sanıldığını, ancak bunun doğru olmadığını ileri sürdü. Ergut, Gülen ormanlarından kastının Refahiye´deki ormanlar, ´İbrahim´ isimli kişinin PKK´ya çalışan biri olduğunu, Erdoğan´ın da PKK milisleri tarafından tezgah kurulan kişi olduğunu iddia etti.
Cihaner: Hava sahası uçuşlara kapatılsın
Erzincan´daki Ergenekon silahlı terör örgütüne ilişkin, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen davanın 4. oturumu başladı. Dava süreciyle birlikte bazı basın kuruluşlarında yer alan haberleri eleştiren sanıklardan Başsavcı İlhan Cihaner, ´Bazı haberlerde adliye binası üzerinden uçuşlar yapıldığı ileri sürülüyor. Benim de bu yönde bir esprim olacak. Dosyanın bulunduğu yerin hava sahasının tüm uçuşlara kapatılmasını talep ediyorum. Tabii bu bir espri. Ama hakkımızdaki taraflı tutuma bir örnek olduğu için bu konuya dikkat çektim´ diye konuştu. Öte yandan Cihaner´in avukatları gizli tanık Erzincan´ın ifade görüntüsünün kaydının kendilerine verilmesini talep etti. Ayrıca gizli tanıkların da duruşmada açık olarak ifade vermelerini istedi. Dosyada delil olarak bulunan ajandasındaki notları okuyan diğer bir sanık Üsteğmen Ersin Ergut, ´Gülen ormanlarında İbrahim isimli kişiye dikkat edilecek, Erdoğan, tezgah, orgenerale sunulacak´ şeklindeki ifadelerin savcı tarafından Gülen cemaatine ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan´a yönelik bir çalışma olduğunun sanıldığını, ancak bunun doğru olmadığını ileri sürdü. Ergut, Gülen ormanlarından kastının Refahiye´deki ormanlar, ´İbrahim´ isimli kişinin PKK´ya çalışan biri olduğunu, Erdoğan´ın da PKK milisleri tarafından tezgah kurulan kişi olduğunu iddia etti.
Aralarında 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner ve Eskişehir İl Jandarma Alay Komutanı Kıdemli Albay Recep Gençoğlu, Erzincan İl Jandarma Alay Komutanı Albay Ali Tapan ve MİT Erzincan Şube Müdürü Şinasi Demir´in de bulunduğu 10´u tutuklu 14 sanığın yargılanmasına devam ediliyor. Erzincan İl Jandarma İstihbarat Müdür Yardımcısı Üsteğmen Ersin Ergut duruşmada yaptığı savunmada, Ajandamda Akyazı Sağlık Ocağı´nda bir hemşirenin türbanlı olduğuna dair not olduğu öne sürülüyor. Ancak benim kız kardeşim de türbanlı dedi.
Cihaner söz aldı, itirazlarını anlattı
Davanın 4. oturumunda ilk olarak, tutuklu sanık Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner söz aldı.Cihaner, usule ve davanın daha hızlı seyretmesine yönelik bazı itirazlarının olacağını belirterek, savcı tarafından diğer bazı sanıklara yönelik soruların gereksiz olduğunu ve zaman kaybına yol açtığını söyledi. Erzincan´daki cemaate yönelik soruşturmanın durup dururken başlamadığına dikkati çeken Cihaner, Söz konusu cemaate yönelik soruşturma durup dururken değil, gerekli delillerin toplanmasının ardından başlamıştır. Bu yönde, sanıklara sorulan sorular zaman kaybıdır. Emniyet Müdürlüğü´nün de bu yönde adı geçen cemaate ilişkin bize gelen yazısı mevcuttur. Burada öyle bir hava yaratılıyor ki İsmailağa ve Fethullah Gülen cemaatleri yok. Bunları buradaki insanlar uydurmuş gibi bir hava yaratılıyor. Oysa aynı nitelikteki soruşturma nezdinizdeki savcılıkta da açılmıştır. Hatırlatmak istiyorum dedi.
Cihaner galiba espri yaptı: Dosyaların bulunduğu hava sahası uçuşlara kapatılsın
Ayrıca, dava süreciyle birlikte bazı basın kuruluşlarında yer alan haberleri de eleştiren Cihaner, Bazı haberlerde adliye binası üzerinden uçuşlar yapıldığı ileri sürülüyor. Benim de bu yönde bir esprim olacak. Dosyanın bulunduğu yerin hava sahasının tüm uçuşlara kapatılmasını talep ediyorum. Tabii bu bir espri. Ama hakkımızdaki taraflı tutuma bir örnek olduğu için bu konuya dikkat çektim diye konuştu. Öte yandan Cihaner´in avukatları gizli tanık Erzincan´ın ifade görüntüsünün kaydının kendilerine verilmesini talep etti. Ayrıca gizli tanıkların da duruşmada açık olarak ifade vermelerini istedi.
Üsteğmen Ergut ahirette de hesap soracak
Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi´nde yapılan duruşmanın öğleden önceki bölümünde iddianamede altı numaralı sanık olarak yer alan Erzincan Jandarma İstihbarat´ta görevli Üsteğmen Ersin Ergut savunmasını tamamladı. İki saate yakın süren savunmasında hakkındaki suçlamaları reddeden Ergut, sıra çapraz sorguya geldiğinde sustu. Ergut, Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı´nda ´Demokrasiya Müdahale Planı´nın hayata geçirilmesiyle ilgili süren bir soruşturmanın varlığına işaret ederek, Veremeyeceğim hiçbir hesabım yok. Şu anda paralel süren bir soruşturma olduğundan gizli tanıklar ifade verdikten sonra konuşacağım. dedi. Erzincan İl Jandarma İstihbarat Müdür Yardımcısı Üsteğmen Ersin Ergut savunmasında, hakkındaki suçlamaları reddederek, iddia edilen örgüte üye olduğu şeklindeki iddiaları kabul etmediğini söyledi. Suçlamaları ve fişleme yaptıklarını kabul etmeyen Üsteğmen Ersin Ergut, evinde yapılan aramalarda hiçbir şey bulunamadığını bildirdi. Ergenekon´u basından izlediğini tutuklandıktan sonra ise böyle bir örgüt iddiasının bulunmadığını gördüğünü ifade eden Üsteğmen Ersin Ergut, ?Ben, ´toplantı´ dedim. İddianameye ´toplantılar´ olarak yazılmış. Bu nasıl şey anlamadım. Ben Karadenizliyim. Çok sinirlenip küfredersem, sizden özür diliyorum? dedi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Karatay, ?Aman sen yine de dikkatli ol? diye uyarıda bulundu. Üsteğmen Ersin Ergut ifadesine şöyle devam etti: ?Yurda Allah´ın selamı ile girdik, Allah´ın selamı ile çıktık. Yaptığımız aramada insan haklarına uygun ve titiz davrandık. Saldıray Berk´le beni aynı karede gösteren bir fotoğraf varsa, tüm suçlamaları kabul ediyorum. İddianamede de görüleceği gibi, gizli tanıkların hiçbiri ifadesinde tarih ve saat söylemiyor. Ben suçsuzluğumu nasıl ispat edebilirim? Hakim İsmail Şahin, Jandarma santralı için dinleme kararı vermiş. O zaman o da mı Ergenekoncu. Çünkü ne yapsak, Ergenekon´a bağlanıyor. Açın Kuran-ı Kerimi okuyun. Yapılan iftiranın ne kadar günah olduğunu görürsünüz. Telefon dinlenmesinde tek bir Fethullah, imam, cemaat kelimesi geçmiyor. Burada Allah´ı şahit tutuyorum, tutanaklara yazın. Çünkü bunun hesabını ahirette soracağım. İlk kez hakim karşısına çıkıyorum. Gizli tanık Efe´nin iddiaları nedeniyle üç çocuğum ve ailemden altı aydır mahrum kaldım. Bizi din düşmanı olarak gösteriyorlar. Hastanede fişleme yapmışım. Sülalemin yüzde 90´ı dindardır. Hemşire olan kız kardeşim türbanlıdır. Cumhurbaşkanı bile istese, türbanlılar hakkında rapor tutmam. İddia makamının doldurduğu belgeler, şüphelerle dolu ve bana ait değildir. Baraj gölünde bulunan mühimmatın üzerinde TSK yazsaydı, ömür boyu hapisteydik. Emniyet tarafından uygulanan komploların kurbanıyım.?
Mahkemede ayetler okudu, açıklama yaptı
Üsteğmen Ersin Ergut, ?Bu beni sıkıntıya sokacak ama? dedikten sonra, yalancı şahitlikle ilgili Kuran´dan ayetler okudu ve açıklamalar yaptı. Mahkeme heyetinden yetkileri elinden alınan Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal´ın ´yalanlarına ortak olmamalarını´ isteyen Üsteğmen Ergut, ?Çünkü kimin ne zaman öleceği belli değil. Sizlere yazık olmasın. Osman Şanal´a verdiğim ifadeleri çok hatalı yazıldığı için kabul etmiyorum? dedi.
Üsteğmen Ergut: Kız kardeşim de türbanlı
Ergut, bir komplo sonucu yaklaşık 6 aydır cezaevinde bulunduğunu ifade etti. Söz konusu örgütü iddianamede öğrendiğini bildiren Ergut, Benim Albay Recep Gençoğlu ile anlaşamadığımı tüm İl Jandarma Komutanlığı bilir. Ancak şu anda kendisiyle aynı sanık sandalyesinde, aynı örgüte üye olmakla suçlanıyorum. Erzincan´da fason bir Ergenekon örgütü oluşturulmak istenmektedir. Ben daha önce Ergenekon diye bir örgüt var sayardım. Ama bana yapılanları gördükten sonra dedim ki demek o insanlarda benim gibi suçsuz. Böyle bir örgüt yok. Gizli tanık X´i tanımaktayım. Kendisiyle telefon görüşmeleri yapıyordum. Bu görüşmeler önleyici dinlemelere takılınca, gizli tanık X´e baskı yapılmış ve aleyhime ifade vermeye zorlanmıştır diye düşünüyorum. Benim 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk ile bir kare fotoğrafım belgelensin tüm suçlamaları kabul edeceğim diyen Ergut, Bana atılı suçlamalar maddi delillerden uzaktır. Gizli tanık ifadelerine dayalı suçlamalar var. Gizli tanıkların ifade tutanaklarında tarihler bulunmuyor. Bu şahısların ifadelerinin alındığı tarihlerin belirlenmesini istiyorum şeklinde konuştu. Yine ajandasında Akyazı Sağlık Ocağı´nda bir hemşirenin türbanlı olduğuna dair notun bulunduğunun öne sürüldüğünü belirten Ergut, Benim kız kardeşim de türbanlı. Annem de türbanlı. Ailemin yüzde 90´ı türbanlı. Bu iddia tamamen yalan. Böyle bir şeyi asla yapmam. Gerekirse istifa ederim ama asla böyle bir şeyi yapmam diye konuştu.
´Gülen ormanlarında İbrahim isimli kişiye dikkat edilecek, Erdoğan, tezgah, orgenerale sunulacak´
Ergut´tan ajandasındaki nota ilginç izah
Dosyada delil olarak bulunan ajandasındaki notları okuyan Ergut, ´Gülen ormanlarında İbrahim isimli kişiye dikkat edilecek, Erdoğan, tezgâh, orgenerale sunulacak´ şeklindeki ifadelerin savcı tarafından Gülen cemaatine ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan´a yönelik bir çalışma olduğunun sanıldığını, ancak bunun doğru olmadığını ileri sürdü. Ergut, Gülen ormanlarından kastının Refahiye´deki ormanlar, ´İbrahim´ isimli kişinin PKK´ya çalışan biri olduğunu, Erdoğan´ın da PKK milisleri tarafından tezgâh kurulan kişi olduğunu iddia etti.
Mühimmat komplosu için sahte tanık iddiasını ve harddiskin delil olmasını reddetti
Çatalarmut Barajı´nda ele geçen mühimmatın polisin üstüne yıkılması için sahte tanık ifadesi oluşturduğu iddiasını reddeden Ergut, fişleme bilgilerinin yer aldığı iddia edilen bilgisayar hard diskini de delil olarak kabul etmediğini söyledi. Ergut, bilgisayar hard diskini dava dosyasına koyanlardan da şikayetçi olduğunu ifade etti.
Astsubay Esirger, savcılık ifadesinden döndü
Ergut, iddianamede bazı toplantılara katıldığının yazıldığını belirterek, Sorgumda Başsavcı İlhan Cihaner´in de bulunduğu bir toplantıya katıldığımı söyledim. Ancak iddianamede toplantılara katıldığım yazılmış. Paralel bir soruşturma yürütüldüğünü öğrendik. Bu nedenle daha fazla konuşmaktan çekiniyorum. Savcı Taner Aksakal´a bu konuda güveniyorum. İleride istediği tüm sorulara cevap vereceğim. Ben 2 yıl Şırnak´ta görev yaptım. Boş bir mermi kovanını 25 metreden vurabilirim. Ancak ne hikmetse iddianamede, İliç Savcısı Bayram Bozkurt´u öldürmeyi planladığım ve bunu bir türlü başaramadığımız yazıyor. Bayram Bozkurt´la bir kez Bayırbağ´da ava gittiğimde karşılaştım. Suratında meymenet olmadığı için hoşlanmadım kendisinden ve bir daha da görüşmedim.´ iddialarında bulundu. Astsubay Orhan Esirger, savcılık ifadesindeki önemli açıklamalarından geri adım attı. Orgeneral Saldıray Berk´le ilgili Alevi köylerine yardım ediyor. bilgilerinin yer aldığı 183 No´lu CD´nin kendisine ait olmadığını savundu. Esirger, Kasım 2009´da gözaltına alındığında savcılık ifadesi sırasında evinde ve ofisinde ele geçen bütün belgelerin kendisine ait olup olmadığı yönündeki soruya ´Bana ait cevabını vermişti. Ancak dünkü savunmasında eski açıklamasını kabul etmediğini söyledi. Esirger, 27 Ekim 2009´da Çatalarmut baraj gölünde ele geçirilen mühimmat için ´bunlar jandarmaya ait olabilir´ şeklindeki beyanından da geri döndüğünü bildirdi.
Tutuklu sanık Astsubay Esirger: Hayalden ibaret
Davada daha sonra tutuklu sanıklardan Astsubay Orhan Esirger´den savunması istendi. Savunmasına başlayan Esirger, iddianamede hakkında Ergenekon Terör Örgütü üyesi olmak, kişilerin dini görüşleri, etnik kökenleri gibi kişisel bilgileri kaydetmekle suçlandığını belirterek, bu suçlamalarını kabul etmediğini söyledi. Soruşturma safhasında yapılan aramalarda bilgisayarında ele geçirilen argümanların birçoğunun emniyet ve MİT´te de bulunduğunu savunan Esirger, Benden hiç kimse örgüt üyesi olmamı istemedi. Ne de bu örgütten bana hiçbir şey bahsedilmedi. Suç delili olarak öne sürülen argümanlar bana ait değildir. Ergenekon Terör Örgütü üyesi olmakla yargılananlarla hiçbir şekilde irtibatım yoktur. Bu dava dosyasına bakıldığında da anlaşılacaktır dedi. Tutuklu sanık Astsubay Esirger, 20 Temmuz 2009´da Erzincan´da göreve başladığını ancak iş yerindeki yapılan aramalarda ele geçirilen bazı klasörlerin oluşturulma tarihinin çok daha eski bir tarih olduğunu öne sürerek, İş yerimdeki bilgisayarımdan ele geçirilen 183 nolu CD, Ablalar Abiler isimli klasör, Fethullah Gülen ile irtibatlı esnaf isimli klasörlerin oluşturulduğu bilgisayarların isimlerinin belirsiz olması bu belgelerin düzmece olduğunu gösteriyor. Ben hiçbir şekilde kişilerin dini görüşleri, etnik kökenleri ve kişisel belgeleri hazırlamadım. İsmail Ağa isimli belgede ile birlikte öğrenci listesi ben cezaevindeyken hazırlandığı ve bu belgenin de düzmece olduğu anlaşılmaktadır ifadesini kullandı. Erzincan´daki Çatalarmut Barajı´na bırakılan mühimmatla ilgili de konuşan Astsubay Esirger, İddianamede, Çatalarmut´a mühimmat atıp bunu emniyete yıkmaya çalıştığımız belirtilmekte ve bunun içinde yalancı bir tanık bulmaya çalıştığımız iddia edilmektedir. Bunlar hayalden ibarettir, hiçbirini kabul etmiyorum diye konuştu.Gizli tanık X´in beyanlarının da gerçeği yansıtmadığını savunan Esirger, gizli tanık X ile hiçbir şekilde özel bir görüşme yapmadığını söyledi. Astsubay Esirger, Bilgisayarımdan ele geçirilen belgelerin düzmece olduğu sadece şoförlük yaptığım bir görevden dolayı örgüt üyeliğiyle suçlanmış olmam ve bunun hiçbir delilinin olmaması yüzünden aylardır özgürlüğümden, çoluğumdan, çocuğumdan ayrı kaldım. Habur Sınır Kapısı´ndan girenler davul zurnayla karşılanırken bu vatanın bölünmez bütünlüğü için görev yaparken çıkan çatışmalarda yaralanan ben burada yargılanıyorum. Girdiğim çatışmalarda kanımı akıttım, yine aynı şekilde kanımı akıtabilirim. Hakkımdaki suçlamalarımı kabul etmiyorum, beraatimi istiyorum dedi.
Esirger Habur´u hatırlattı
Astsubay Esirger, şunları kaydetti: ´Bilgisayarımdan ele geçirilen belgelerin düzmece olduğu sadece şoförlük yaptığım bir görevden dolayı örgüt üyeliğiyle suçlanmış olmam ve bunun hiçbir delilinin olmaması yüzünden aylardır özgürlüğümden, çoluğumdan, çocuğumdan ayrı kaldım. Habur Sınır Kapısı´ndan girenler davul zurnayla karşılanırken bu vatanın bölünmez bütünlüğü için görev yaparken çıkan çatışmalarda yaralanan ben burada yargılanıyorum. Girdiğim çatışmalarda kanımı akıttım, yine aynı şekilde kanımı akıtabilirim. Hakkımdaki suçlamalarımı kabul etmiyorum, beraatimi istiyorum.´ Sanık Astsubay Orhan Esirger´in avukatı Yavuz Ertugay da müvekkilinin yargı tarafından henüz kabul edilmemiş olan bir örgüt üyesi olmakla suçlandığını belirtti. Davada yargılanan sanıkların birbirleriyle irtibatlı olmadıklarının dosyada çok açık bir şekilde görülebileceğini savunan Ertugay, ´Müvekkilim, olmayan bir örgütün üyesi olmakla yargılanıyor. Bunun hukuki bir dayanağı yoktur. Birileri tarafından gizli tanıklar vasıtasıyla İstanbul´daki yargılamanın eksiklikleri ve Dursun Çiçek imzalı belgenin altını doldurulmak mıdır buradaki asıl amaç. Bunu düşünmeden geçemiyorum´ dedi. Müvekkili hakkındaki suçlamaların maddi bir delili olmadığını savunan Ertugay, yaklaşık 6 aydır tutuklu bulunan müvekkilinin, tutukluk süresi ve sabit ikametgaha sahip olmasının dikkate alınarak, adli kontrollünün kaldırılmasını ya da kefaletle serbest bırakılmasını talep etti.
Şenol Bozkurt: Böyle iftira olur mu?
Davada tutuklu sanıklardan Astsubay Şenol Bozkurt da savunmasını tamamladı. Astsubay Şenol Bozkurt, savunmasında yıllarca dağlarda teröristlerce çarpışmış biri olarak, bugün mahkemede bir terör örgütü mensubu sıfatıyla bulunmaktan zül duyduğunu söyledi. Bozkurt, gizli tanıkların beyan ettiği gibi bir istihbarat görevlisi olmadığını belirterek, Ben sıradan bir karargah görevlisiyim. Gizli tanıklar Efe ve Munzur´un dediği gibi bir istihbarat elemanı değilim. Yasa dışı telefon dinlemesi yaptığım iddiası da yalandır. Örgüt üyesi değilim. Hayatım boyunca da hiçbir örgüte üye olmadım. Hakkımda tamamen uydurma ve somut delillerle sabit olmayan iddialar bulunuyor. Tamamen iftiralara maruz kaldım dedi. İddianamede gizli tanık Efe olarak geçen kişinin artık İliç Savcısı Bayram Bozkurt olduğunun herkes tarafından bilindiğini belirten Şenol Bozkurt, savcı Bozkurt´un da kendisinin arkadaşı olduğunu bildirdi. Bozkurt, insanın düşmanının bile atmayacağı iftiralara maruz kaldığını belirterek, şunları kaydetti: 22 yıldır Türk Silahlı Kuvvetleri personeliyim. Şerefli bir astsubayım. Ben bu iddianamede sapık, kadınları pazarlayan birisi olarak gösteriliyorum. Şerefim, haysiyetim ve onurum ayaklar altında. Örgütün ekonomisti olarak gösteriliyorum. Burası önemli değil, ben asıl buradan çıktıktan sonra ailemin ve toplumun huzurunda hesap vereceğim. Bu iftiraları atanlar hakkında davacıyım. Gizli tanık ´Efe´ denilen milli kahramanımızın attığı iftiralardan dolayı dört aydır içerdeyim. Sözde ben örgüte Van´dan silah temin etmeye çalışan birisiymişim. Böyle iftira olur mu? Bozkurt, Başsavcı Cihaner ile de ortak hareket ettiği yönünde iddialar bulunduğunu hatırlatarak, Ben Başsavcı Cihaner ile bu iddianame vesilesiyle tanıştım. Kendisiyle daha önce bir tanışıklığım yoktur diye konuştu. Mahkeme Başkanı Mustafa Karatay, savunmanın ardından çapraz sorguya geçmek istedi. Ancak Astsubay Bozkurt, var olan paralel bir soruşturma bulunduğunu ve bu nedenle şu aşamada çapraz sorgu yapılmasını uygun görmediğini kaydetti. Bozkurt´un avukatı Hüseyin Özarslan ise müvekkilinin tutuklu kaldığı süre, sağlık durumu ve sabit ikametgah sahibi olmasını gerekçe göstererek tahliye talebinde bulundu. Ardından Mahkeme Başkanı Karatay, duruşmaya 15 dakika ara verdiğini açıkladı.
Duruşma 10 Mayıs´a ertelendi
Daha sonra tutuksuz sanık 3. Ordu İstihbarat Başkanlığı Plan Eğitim Astsubayı Ahmet Saraçlar ve Erzincan´da av bayiliği yapan tutuksuz sanık Yaşar Baş da savunmalarını tamamladı. Duruşma 10 Mayıs Pazartesi gününe ertelendi.
7´nci Ergenekon iddianamesi: Dursun Çiçek´in Erzincan´da kaldığını gösteren belge
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen ´Kaos Planı´ iddianamesinin avukatlara dağıtılan ek klasörlerinde önemli detaylar bulunuyor. Daha önce Ergenekon´un Erzincan ayağını deşifre eden iddianamede, bu şehirde planın uygulanmasına ilişkin sanıklarla görüşen Kurmay Albay Dursun Çiçek´in, Erzincan Halitpaşa Caddesi´nde bulunan Konak Mazlum Oteli´nde kaldığı bilgisi yer almıştı. Bu yöndeki bilgi Dursun Çiçek´in, altında imzası bulunan İrtica ile Mücadele Eylem Planı´nın ek klasörlerinde de var. 9. klasörde otel kayıtlarının bir dökümü bulunuyor. 15 kişinin kayıtlarının yer aldığı listede, Dursun Çiçek, 9. sırada geliyor. Çiçek, 28 Mart 2009 tarihinde 202 numaralı odada kalmış. Bir gecelik ücret olan 65 lirayı ödeyen Çiçek ertesi gün ayrılmış. 6,5 lira ise ekstralara harcamış. Çiçek´e otel yönetimi tarafından ayrılırken 401020 sayılı fatura kesilmiş. Dursun Çiçek´ten önce listede Emine Meral, sonrasında ise Ferhat Murat Polat isimli otel müşterileri yer alıyor. ( Star, Zaman, Cnnturk, Radikal)
Erzincan´da otelde kalan başka bir Dursun Çiçek!
´İrtica ile Eylem Planı´ iddianamesindeki deliller arasında yer alan belgeye göre, Erzincan´daki Konak Mazlum Otel´de kaldığı belirlenen Dursun Çiçek´e AKŞAM ulaştı. ´Eylem Planı´nın altında ıslak imzası bulunduğu belirtilen Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek´in, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner ile buluştuğu iddiasına kanıt gösterilen müşteri listesindeki Dursun Çiçek, 33 yaşında bir işadamı. 28 Mart 2009´da Mazlum Otel´in 202 numaralı odasında kaldığını belirten Dursun Çiçek, adının geçtiği olaylar zincirini basından takip ettiğini belirterek, şunları söyledi: ´Tüm gelişmeleri basından takip ediyorum. O otelde kalan Dursun Çiçek benim. Konak Mazlum Otel´de iş ortağım Ferhat Murat Polat ile kaldım. Bizim bir inşaat şirketimiz var. İş ortağım Erzincanlı olduğu için sık sık birlikte seyahate gideriz. Ayrıca iş bağlantılarımız da olduğu için birçok otelde kaldım.´ ( Akşam)
(07 Mayıs 2010, 09:55), son güncel.: (08 Mayıs 2010)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
İşte adım adım Erzincan´daki Islak Komplo ve boşa çıkarılması
Erzincan´da savcı Cihaner ve Jandarma´nın ´ıslak imza´ operasyonları
Islak İmza davası Erzincan´ı destekledi
Erzincan iddianamesinde arama yap
Tüm Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap