Ergenekon kapsamında İşçi Partisi´nin Ankara´daki Genel Merkezi´nde arama yapan 10 polis hakkında, ´görevi kötüye kullanma´dan 3 yıl hapis istemiyle açılan davada yeni bir skandal patlak verdi. Savcı Abbas Özden´in davayı açmak için oluşturduğu bilirkişi heyetine, 11. Ağır Ceza Mahkemesi´nin arama kararını vermediği, bilirkişinin de ´Arama kararı yok´ diye polisleri suçlu gösteren bir rapor hazırladığı ortaya çıktı. Polisler hakkındaki şikayet İşçi partililerce yapılmıştı ve söz konusu aramada, Yargıtay´a suikast krokileri ve çok önemli diğer deliller ele geçirilmişti. Bu kroki ve diğer deliller halen görülmekte olan Ergenekon dava dosyasında bulunuyor. İşçi Partisi´nin şikayetiyle Savcı Özden´in 2008´de başlattığı soruşturma kamuoyunda tartışmalara yol açmış ve soruşturmayla Ergenekon soruşturmasını baltalamak istendiği ileri sürülmüştü.
İşte Kontrgerilla yargısı: Bilirkişiden mahkeme kararını gizledi
Ergenekon kapsamında İşçi Partisi´nin Ankara´daki Genel Merkezi´nde arama yapan 10 polis hakkında, ´görevi kötüye kullanma´dan 3 yıl hapis istemiyle açılan davada yeni bir skandal patlak verdi. Savcı Abbas Özden´in davayı açmak için oluşturduğu bilirkişi heyetine, 11. Ağır Ceza Mahkemesi´nin arama kararını vermediği, bilirkişinin de ´Arama kararı yok´ diye polisleri suçlu gösteren bir rapor hazırladığı ortaya çıktı. Polisler hakkındaki şikayet İşçi partililerce yapılmıştı ve söz konusu aramada, Yargıtay´a suikast krokileri ve çok önemli diğer deliller ele geçirilmişti. Bu kroki ve diğer deliller halen görülmekte olan Ergenekon dava dosyasında bulunuyor. İşçi Partisi´nin şikayetiyle Savcı Özden´in 2008´de başlattığı soruşturma kamuoyunda tartışmalara yol açmış ve soruşturmayla Ergenekon soruşturmasını baltalamak istendiği ileri sürülmüştü.
Skandal 1: Bilgisayar araması yok
İP´in şikayeti üzerine davayı açan Ankara Cumhuriyet Savcısı Abbas Özden´in, iddianamesine dayanak yaptığı bilirkişi raporunu, eksik evrak üzerinden hazırlattığı ortaya çıktı. Savcı Özden tarafından oluşturulan Ankara Üniversitesi´nden uzmanların hazırladığı bilirkişi raporunda ve iddianamede, ?bilgisayarların incelenmesi ve el konulması için mahkeme kararı olmadığı? savunuldu. Ancak dosyada, İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi´nin bu işlemler için verdiği karar var.
El koyma kararındaki açık ifade
21 Mart 2008 tarih ve 425 sayı numarası ile İstanbul 11. Ağır Ceza´nın verdiği karara Savcı Özden´in iddianamesinde de bilirkişi raporunda yer verilmiyor. Bilgisayar ve diğer bilişim malzemeleri ile ilgili olarak işlem yapılması için İstanbul 11. Ağır Ceza´nın verdiği kararda ?D.İş 2008-421 sayılı karar doğrultusunda elde edilecek olan iletişim-bilişim malzemeleri olan bilgisayar kütüklerinde, disket, CD ve kayıt yapabilen elektronik cihazların incelenmesi ve tetkiklerinin yapılabilmesi amacıyla CMK 134 maddesi gereğince incelenmesine karar verildi? şeklinde açık bir ifade bulunuyor.
Skandal 2: Gece araması yok
Abbas Özden´in iddianamede ikinci bir usulsüzlük olarak gördüğü ve ?Konutta, işyerinde veya diğer kapalı yerlerde gece vaktinde arama yapılmaz? sözleriyle savunduğu görüşünün ise, kararı veren İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi ile çeliştiği belirlendi. Polise gönderilen Özel Yetkili 11. Ağır Ceza´nın arama kararında aramaların iş bitene kadar ?duruma göre gece dahil? en fazla 24 saat boyunca sürdürülmesi vurgusu yapılıyor.
Skandal 3: Savcı yetkisiz
Abbas Özden, İstanbul Özel Yetkili Mahkemesi´nin Ankara´da arama kararı vererek yetkisinin aştığı yönündeki iddiasının ise bugüne kadar tek merkez tarafından yönetilen DHKP-C, El-Kaide, MLKP, KCK ile organize suç ve narkotik şebekelerine yönelik tüm operasyonların yanlış usulle yapıldığı sonucuna götüreceğine dikkat çekildi. Abbas Özden´in iddianamesine karşı mütalaa hazırlayan profesörler heyeti ise özel yetkili savcıların CMK 251-3 maddesi gereği, sınırlandırma olmaksızın her türlü soruşturmayı ülke genelinde yapabileceğini savundu.
Polis üzerinden operasyon
Ankara Cumhuriyet Savcısı Abbas Özden, ?İstanbul Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi kararıyla İP Genel Merkezi´ni arayan polisler görevi kötüye kullandı? iddiasıyla aramalara katılan 10 polis hakkında dava açtı. Abbas Özden, Özel Yetkili İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi´nin yazılı emrini yerine getiren polislerin görevlerini kötüye kullandıklarını iddia ederken, ?İstanbul mahkemeleri, Ankara´da arama kararı veremez? ve ?Gece arama yapılması için karar verilmez?, ?Arama kararında bilgisayarlara el konulması yok? tezlerini savunmuştu. Ergenekon davası için kritik öneme sahip davada, mahkeme, savcının iddialarını yerinde bulursa, halen soruşturması devam eden avukat Serdar Öztürk ve emekli Albay Levent Göktaş hakkındaki arama kararlarını da etkileyecek. Serdar Öztürk´ün ofisinde yapılan aramada Kurmay Albay Dursun Çiçek imzalı İrtica ile Mücadele Eylem Planı, Levent Göktaş´ın ofisinde de kamuoyunda ´51 nolu DVD´ olarak bilinen şantaj görüntüleri içeren deliller bulunmuştu. ( Star)
Olay neydi?
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz´ün talimatı üzerine Emniyet güçleri, 21 Mart 2008 günü İP Genel Merkezi´nde, İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Nusret Senem´in evinde arama yapmıştı. Aramalarda bir CD içinde, Yargıtay binasına giriş ve güvenli kaçış yollarını belirten ayrıntılı bir suikast krokisi ele geçirilmişti. Ergenekon iddianamesinde de yer alan belgelere karşı İP´liler, delillerin Ceza Muhakemeleri Kanunu´nda belirtilen maddelere aykırı elde edildiği iddiasıyla suç duyurusunda bulunmuştu. İP´liler, bilgisayarlara şifreli oldukları gerekçesiyle yedekleme yapılmadan el konulduğunu, bilgisayarlardaki verilerin yedeklerinin çıkarılmadığı, kendilerine verilmediği ve bilgisayarlara kendilerine ait olmayan bilgilerin yüklenmesinin mümkün olduğu iddiasını dile getirdi. Suç duyurusu üzerine Abbas Özden soruşturma başlattı. Savcının, CMK´nın 134. maddesinin ihlal edildiği, yedekleme yapılmadan bilgisayarlara el konulduğu, verilerin yedeklerinin çıkarılmadığı ve parti yöneticilerine el konulan verilerin birer örneğinin verilmediği iddiasıyla İçişleri Bakanlığı´ndan soruşturma izni talep edeceği ifade edilmişti. Arama ve el koyma işlemi, Cumhuriyet savcısı gözetiminde gerçekleştirilmişti. Savcının bu girişimiyle Ergenekon delillerinin bir kısmının tartışmalı hale geleceği de öne sürülmüştü. CMK 134. madde, şifrelenen bilgisayarlara girilememesi halinde el konulacağını, şifrenin çözülmesi ve gerekli kopyanın alınması durumunda el konulan cihazların iade edileceğini belirtiyor. Hukukçular, soruşturmalarda el konulan bilgisayarların yedeklemelerinin, şüpheli ve vekiline verilmesi gibi bir zorunluluğun bulunmadığını, ancak ilgili kişilerin talebi olursa bu yedeklemelerin verileceğini ifade ediyor. Polis Akademisi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bedri Eryılmaz, Yedeklemenin verilmemesi delillerin kabul edilmeyeceği anlamına gelmez. Burada basit bir hukuka aykırılık söz konusu olabilir. Zanlının delillerin kendi bilgisayarında olmadığını ispatlaması gerekir. şeklinde konuştu.
Abdullah Harun
(12 Mart 2010, 13:12)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Kontrgerilla´nın yargıdaki örgütlenmesi
Ergenekon soruşturmasını/davasını akamete uğratma girişimleri