Genelkurmay´dan generallerin gözaltına alınması taleplerine 1 saat gibi kısa bir sürede olumlu yanıt gelmesi anlamlı bulundu. Peşpeşe şok gözaltı haberleri geliyor... Emekli Generaller Kemal Yavuz ile Tuncer Kılınç, 4´ü albay olmak üzere 9 muvazzaf subay, Susurluk Davası önemli sanıklarından eski Polis Özel Harekat Daire Başkanı İbrahim Şahin, eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz gözaltında! İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Yazar Yalçın Küçük´ün evinde, Yeditepe Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Bedrettin Dalan´ın sahibi olduğu İstek Vakfı´nda arama yapıyor. Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu´nun evinde de arama yaptığı iddia ediliyor. Ergenekon soruşturmasında, polis 6 ilde eş zamanlı operasyon düzenliyor. Bir emekli albay ve eski istihbaratçının evleri şu anda aranıyor. Son operasyonlarda 40 kişinin gözaltına alındığı bildiriliyor.
07.01.2009 10:12 Ergenekon soruşturmasında yeni operasyonlar yapılıyor.. Genelkurmay´dan generallerin gözaltına alınması taleplerine 1 saat gibi kısa bir sürede olumlu yanıt gelmesi anlamlı bulundu. Peşpeşe şok gözaltı haberleri geliyor..
Genelkurmay´dan generallerin gözaltına alınması taleplerine kısa sürede olumlu yanıt geldiği öğrenildi. Emekli Generaller Kemal Yavuz ile Tuncer Kılınç, 4´ü albay olmak üzere 9 muvazzaf subay, Susurluk Davası önemli sanıklarından eski Polis Özel Harekat Daire Başkanı İbrahim Şahin, eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz gözaltında! İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Yazar Yalçın Küçük´ün evinde, Yeditepe Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Bedrettin Dalan´ın sahibi olduğu İstek Vakfı´nda arama yapıyor. Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu´nun evinde de arama yaptığı iddia ediliyor. Ergenekon soruşturmasında, polis 6 ilde eş zamanlı operasyon düzenliyor. Bir emekli albay ve eski istihbaratçının evleri şu anda aranıyor. Son operasyonlarda 40 kişinin gözaltına alındığı bildiriliyor. Muvazzaf subaylardan Yarbay Mustafa Dönmez´in firar ettiği anlaşıldı.
-Gazeteci Bayramoğlu: Ergenekon´un hedefi 2009´da darbeydi-
´Genelkurmay Başkanlığı´nın 1 saat içinde gözaltı talebine olumlu yanıt vermiş olması önemli. Hukuk mekanizması farklı bir yöne doğru ilerliyor. Bunu ben büyük bir hesaplaşma olarak görüyorum. Sistem içerisinde siyasetdışı bir çok odağın kurduğu ilişkilerin mercek altına alınması sözkonusu. Ayışığı ve Sarıkız oluşumlarınından buna yana gelen 2009´da bir darbeyle sonuçlanması öngörülen ve Susurluk´tan kalma yapılanmaları içeren bir yapılanma var.´
-Yalçın Küçük´ün evine çilingir yardımıyla girildi-
İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Yazar Yalçın Küçük´ün Balat´ta bulunan evine gelerek arama yapmaya başladı. Mahalle muhtarı, Küçük´ün evine çilingir yardımıyla girildiğini söyledi. Edinilen bilgiye göre polis, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ile Organize Suçlarlar Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, erken saatlerde Yalçın Küçük´ün Balat´ta bulunan evine geldi. Polis, evde arama yapmaya başladı. Mahalle Muhtarı Mehmet Kayacan, Yalçın Küçük´ün evinde arama yapıldığını, ancak Küçük´ün evde olmadığını söyledi. Muhtar Kayacan, kendisinin bilirkişi olarak buraya çağırıldığını ve Küçük´ün evinin çilingir yardımıyla açıldığını belirtti. Polislerin evdeki araması devam ediyor.
-Genelkurmay eski hukuk müşaviri gözaltında-
Gözaltına alınanlar arasında Genelkurmay Başkanlığı Eski Hukuk Müşaviri Emekli Tümgerenal Erdal Şenel´in de bulunduğu iddia ediliyor.
-30 kişi gözaltına alındı-
İstanbul ve Ankara´da Ergenekon operasyonu kapsamında birçok ev ve iş yerinde arama yapılıyor. Operasyonlarda yaklaşık 30 kişinin gözaltına alındığı öğrenildi. Edinilen bilgiye göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen Ergenekon operasyonu kapsamında İstanbul ve Ankara´da birçok ev ve işyerinde arama yapıldığı, yaklaşık 30 kişinin gözaltına alındığı öğrenildi. Bu arada, Bedrettin Dalan´ın İSTEK Vakfı´nda da polis ekipleri arama yapıyor. Yazar Yalçın Küçük´ün Balat´taki evinde de polis ekiplerince arama yapılmıştı.
-İstek Vakfı ve üniversitede arama-
Yeditepe Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Bedrettin Dalan´ın sahibi olduğu İstek Vakfı´nda polis arama yapıyor... Ergenekon operasyonu kapsamında gözaltına alınan Adil Serdar Saçan, Yeditepe Üniversitesi´ninde öğretim görevlisiydi.
-Kanadoğlu´nun evinde de arama-
Polisin, Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu´nun evinde de arama yaptığı bildirildi. Ergenekon operasyonu kapsamında gözaltına alınacağı öne sürülen eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, gözaltına alınmasının söz konusu olmadığını söyledi. Kanadoğlu, evinin önünde bekleyen gazetecilerin telefonla aramaları üzerine gözaltına alınmadığını ve açıklama yapılacak bir durumun olmadığını dile getirdi. Bununla birlikte gazeteciler muhtemel bir gözaltı düşüncesiyle Kanadoğlu´nun evinin önündeki bekleyişleri sürdürüyor. Bu arada Kanadoğlu´nun komşuları eski başsavcıya destek için balkonlarına Türk bayrağı ve Atatürk resmi astı.
-Ergenekon kapsamında bir yüzbaşı ile emniyet amiri gözaltına alındı-
Ergenekon soruşturması kapsamında İzmir´de bir yüzbaşı ile emniyet amirinin gözaltına alındığı bildirildi. Alınan bilgiye göre, İzmir Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi Organize Suçlar Büro Amirliği ekiplerinin düzenlediği operasyon sonucu, İzmir Emniyet Müdürlüğü bünyesinde görev yapan Emniyet Amiri E.E. ile ismi açıklanmayan denizci bir yüzbaşı gözaltına alındı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı´ndan gelen talimat üzerine gözaltına alınan 2 kişinin İzmir Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi´ne getirildiği öğrenildi.
-Ayrıntılar gelmeye devam ediyor. Gözaltılar sürüyor-
Eski 1. Ordu Komutanı Emekli Orgeneral Kemal Yavuz, eski Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Orgeneral Tuncer Kılınç, eski Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin, eski Genelkurmay Adli Müşaviri emekli Tümgeneral Erdal Şenel de gözaltına alınanlar veya alınmak üzere olanlar arasında. Bu kişilerin ev ve işyerlerinde aramalar yapılıyor. ´Ergenekon´ soruşturması kapsamında Ankara´da 4 kişinin evinde arama yapılıyor. Alınan bilgiye göre, ´Ergenekon´ soruşturması kapsamında polis ekipleri sabah erken saatlerde Prof. Dr. Yalçın Küçük, eski Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin, eski Genelkurmay Adli Müşaviri emekli Tümgeneral Erdal Şenel ile Engin Aydın´ın evlerine giderek, arama başlattı. Polisin mahkeme kararı uyarınca bu kişilere ait evlerde yürüttüğü arama devam ediyor. Aramaların ardından bu kişilerin gözaltına alınacağı bildirildi. Arananlardan biri olan muvazzaf yarbay Mustafa Dönmez garnizonda bulunamadı. Gözaltına alınacağını öğrenen yarbayın firar ettiği ileri sürülüyor.
EMEKLİ ORGENERAL KEMAL YAVUZ
Eski 1. Ordu Komutanı Emekli Orgeneral Kemal Yavuz´da gözaltına alındı.
TUNCER KILIÇ GÖZALTINA ALINDI
Eski Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Orgeneral Tuncer Kılınç da gözaltına alınanlar arasında. Emniyet yetkililerinin, Oran da askeri lojmanlarda oturan emekli Orgeneral Tuncel Kılınç´ın evinde arama yaptığı ve bu aramaya askeri savcılığın da eşlik ettiği öğrenildi. Orgeneral Kılınç, 28 Şubat sürecinde MGK Genel Sekreteri olarak görev almış ve açıklamaları ile belli kesimlerin tepkilerine neden olmuştu.
4´Ü ALBAY OLMAK ÜZERE 9 MUVAZZAF SUBAY GÖZALTINA ALINDI
Ergenekon terör örgütü soruşturması kapsamında 4´ü albay rütbesinde olmak üzere 9 muvazzaf subayın gözaltına alındığı bildirildi. Bir muvazzaf subay da firarda. Bu muvazzaf subayın yarbay Mustafa Dönmez olduğu ileri sürülüyor.
SİVAS´TA 10 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI
Ergenekon soruşturması kapsamında Sivas´ta 10 kişinin gözaltına alındığı bildirildi. Soruşturması kapsamında Sivas Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü´nce yapılan operasyonda 10 kişinin gözaltına alındığı öğrenildi. Bu kişilerle birlikte 2 adet el bombası, 1 adet ´kalem silah´, çok sayıda ruhsatsız av tüfeği, kesici aletler, 36 adet mermi ve bol miktarda dijital materyal ele geçirildiği belirtildi. Soruşturmanın sürdürüldüğü kaydedildi.
-Sivas Valisi: Zanlılar suikast hazırlığındaydı-
Sivas Valisi Veysel Dalmaz, Ergenekon terör örgütü operasyonu kapsamında gözaltına alınan şahısların, Türkiye´de ses getirecek suikastler planladıklarını söyledi.
Ergenekon kapsamında Sivas´ta 10 kişi gözaltına alındı. Sivas Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi´nin, Ergenekon terör örgütü bağlantısı olduğu iddiasıyla 6 ille eş zamanlı olarak düzenlediği operasyon kapsamında gözaltına alınanların sayısı 10´a yükseldi. Vali Veysel Dalmaz, Cihan Haber Ajansı´na yaptığı açıklamada, şahısların sorgusunun devam ettiğini söyledi. Bu sabah saat 07.00´de başlayan operasyonla 9 kişinin gözaltına alındığını belirten Vali Dalmaz, firarda olan 1 kişinin de alınmasıyla birlikte gözaltı sayısının 10´a yükseldiğini ifade etti. Dalmaz gözaltındaki şahısların, Türkiye´de ses getirecek suikastler planladıklarını söyledi. Dalmaz, Yapılan istihbari çalışmalar doğrultusunda ses getirecek suikast planlanan iller arasında Sivas´ın da olduğu bilgisine ulaşıldı. İstanbul bağlantılı olarak ilimizde bazı kişi ya da kişilerin öldürülmesi planlanıyordu. Amaçlarına ulaşamadan operasyon gerçekleştirildi. dedi. Sivas´ta operasyonun şimdilik sona erdiğini açıklayan Dalmaz, ancak şahısların vereceği bilgiler doğrultusunda yeni gözaltıların olabileceğini kaydetti.
-Eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz gözaltında-
Kemal Gürüz, gözaltına alınırken sessiz kaldı. Eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz, evinde yapılan aramanın ardından gözaltına alındı. Ankara Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin, Gürüz´ün evinden bir bilgisayar kasası, bir diz üstü bilgisayar ve dört poşet belge çıkardığı görüldü. Gürüz, gözaltına alınıp emniyete götürülürken herhangi bir açıklama yapmadı. Bu arada, Gürüz´ün evine, CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş ile milletvekilleri Nesrin Baytok ve Nur Serter geldi.
EMEKLİ ALBAY İLYAS ÇINAR GÖZALTINA ALINDI
Ergenekon soruşturması kapsamında İstanbul´da gözaltına alınan Emekli Albay İlyas Çınar, sağlık kontrolünden çıkartıldı. Niçin gözaltına alındığı sorulan Çınar, Gündemdeki konu demekle yetindi. İstanbul´da gözaltına alınan Emekli Albay İlyas Çınar, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından sağlık kontrolü için Fatih Adliyesi´ne getirildi. Bir süre adliyede kalan Çınar, daha sonra İstanbul Emniyet Müdürlüğü´ne götürüldü. Bu arada İlyas Çınar, basın mensuplarının Ergenekon operasyonu kapsamında mı gözaltına alındınız? şeklinde soruya, Gündemdeki konuyla ilgili cevabını verdi.
Ergenekon soruşturmasında, polisin 6 ilde eş zamanlı operasyonları devam ediyor. Ayrıntılar geliyor...
-İşte Ergenekon´un son dalgasına yakalananlar-
Ergenekon´un operasyonunun son dalgasında gözaltına alınanlar ve evinde iş yerinde arama yapılanlar arasında bir çok ünlü isim de var. Bu isimleri kısaca tanıyalım:
PROF. YALÇIN KÜÇÜK
1938 yılında İskederun´da doğan Yalçın Küçük, yazar, ekonomist, tarihçi, isim-bilimci (!), sosyolog olarak biliniyor. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi´ni 1960 yılında bitirdi. 1966´da ODTÜ´de öğretim üyeliğine başladı. Yön, Emek, Ant dergilerinde Milli Demokratik Devrim yapılması için yazılar yazdı. 1971´de doçentliğe yükseldi, 12 Mart 1971 Muhtırası´ndan sonra görevden alındı. 1973-76 yılları arasında Cumhuriyet Gazetesinin ekonomi servisini yönetti. 1970´lerde, Türkiye İşçi Partisi´nin ikinci kez kuruluşu için çalışmalara katıldı, 1975´ten itibaren yayınlanan ve partiye yakınlığıyla bilinen Yürüyüş Gazetesi´nin editörlüğünü yaptı, ancak 1978´de partiden ihraç edildi. 1979´da kendisiyle beraber TİP´ten ihraç edilenlerle birlikte Sosyalist İktidar Dergisi´ni çıkarmaya başladı. Aynı yıl Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi´nde öğretim üyesi oldu. 12 Eylül Darbesi´nden sonra üniversiteden uzaklaştırıldı. 1983´te Yeni Bir Cumhuriyet İçin adlı yapıtından ötürü tutuklanarak, cezaevine girdi; daha sonra aklandı. 1987´de Gazi Üniversitesi´nde profesör oldu ve 1994´te emekli oldu. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra aydınların cunta yönetimine karşı örgütlenmesinde büyük çaba göstermiştir. Aziz Nesin ile birlikte Aydınlar Dilekçesi Hareketi´ni örgütlemiştir. 1987-1992 yılları arasında Toplumsal Kurtuluş adlı sosyalist bir aylık dergi çıkarmıştır. Daha sonra bu dergi kapanarak yerine Hep İleri adlı bir dergi çıkmıştır. Özgür Üniversite adıyla bilinen Özgür Ekin Derneği´nin kurucusudur. 1993´te Süleyman Demirel´in Cumhurbaşkanı olmasını ve Matild Manukyan´ın vergi rekortmeni olmasını öne sürerek Fransa´ya gitti. Daha sonra gene 1993 yılında Suriye´de Bekaa Vadisi´ne giderek PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan ile görüştü. Bu görüşmeyi söyleşi adıyla kitaplaştırdı.[1] Çeşitli sol dergiler çıkarttı. Bu arada MED-TV´de programlar yaptı. 28 Şubat sürecinden sonra 1998´de Türkiye´ye geri döndü ve Kürtçülük Propagandası yapmaktan iki yıl hapis cezasına çarptırıldı. 2000 yılında tahliye oldu. Sky Türk adlı televizyon kanalında Kalemler ve Kılıçlar programını yaparken, program Sky Türk İcra Kurulu tarafından sonlandırıldı. Son yıllarda Türkiye´nin yakın tarihiyle ilgili sansasyonel iddialar ortaya attı ve komplo teorileri alanına girerek isimbilim araştırmalarına yöneldi.
ESKİ YÖK BAŞKANI KEMAL GÜRÜZ
Kemal Gürüz 1947 yılında İzmir´de doğdu. ODTÜ Kimya Mühendisliği bölümünü bitirdi. ODTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğü, Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanlığı, Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörlüğü ve Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı, Tübitak Başkanlığı, YÖK Genel Kurulu Üyeliği yaptı. 6 Aralık 1995 tarihinde YÖK Başkanı seçildi. Daha sonra aynı göreve ikinci kere atandı.
BEDRETTİN DALAN (Gözaltında değil, ABD´de. Sahibi olduğu vakıfta arama yapılıyor)
Bedrettin Dalan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı idi. İstek Vakfı ve Yeditepe Üniversitesi´ni kurdu. Bedrettin Dalan 1941 yılında Bayburtlu bir ailenin çocuğu olarak Eskişehir´de doğdu. Kıpçak Türkü olan Dalan, İTÜ Maçka Fakültesi´nden Elektrik Mühendisi olarak mezun oldu. Anavatan Partisi´nin kurucuları arasında yer aldı ve bu partiden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi. Bu görevi 26 Mart 1984 - 28 Mart 1989 tarihleri arasında sürdürdü. Üsküdar sahili bu dönemde imara açıldı ve bugünkü haline getirildi. 1989 yılındaki yerel seçimlerde başarısız olduktan 1 yıl sonra 17 Mayıs 1990´da Demokrat Merkez Partisini kurarak genel Başkanı oldu. Bu parti 14 Eylül 1991´de Doğru Yol Partisi´ne katıldı. Aynı yıl yapılan genel seçimlerde Bedrettin Dalan milletvekili seçildi. 1 dönem milletvekillik yaptıktan sonra siyasetten çekildi. 1994 yerel seçimlerinde DYP´den İstanbul Belediye Başkanlığına aday olmuş, fakat seçilememiştir. Çesitli kuruluşlarda yöneticilik ve yönetim kurulu üyeliği yaptı. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi´nde öğretim görevlisi oldu. İstek Vakfı´nı kurarak, vakfın genel başkanı oldu. Vakıf çok sayıda anaokulu, ilköğretim okulu ve lise kurarak eğitime açtı. Vakfın kurduğu Yeditepe Üniversitesi 1996 yılında eğitime başladı.
SABİH KANADOĞLU (Jandarma güçleri evinde arama yapıyor. Henüz gözaltında değil)
Sabih Kanadoğlu 20 Mayıs 1938´de İzmir Menemen´de doğdu. Kabataş Erkek Lisesi´ni bitirdi, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi´nden 1959 yılında mezun oldu. Burhaniye hakim adayı olarak mesleğe başladı; sırasıyla Orhaneli ve Erzurum Cumhuriyet Savcılığı, Bingöl Sulh Hakimliği, Tokat ve Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı, İzmir Ceza Hakimliği ve Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi ile Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanlıkları görevlerinde bulundu. 19 Temmuz 1984 tarihinde Yargıtay Üyeliğine seçildi, Yargıtay Büyük Genel Kurulu´nca iki kez Yargıtay Onbirinci Ceza Dairesi Başkanlığına seçildi. Yargıtay Büyük Genel Kurulu´nca gösterilen adaylar arasından 21 Ocak 2001 tarihinde Ahmet Necdet Sezer tarafından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına seçildi. 20 Mayıs 2003 tarihinde yaş sınırı nedeniyle emekliye ayrıldı.
KEMAL YAVUZ
Emekli Orgeneral Kemal Yavuz 1934 İstanbul doğumludur. İlk ve orta tahsilinden sonra 1948´de Bursa Askeri Lisesi´ne girmiştir. 1953´te Kara Harp Okulu´ndan, 1967´de Kara Harp Akademisi´nden ve 1969´da Silahlı Kuvvetler Akademisi´nden mezun olmuştur. Muhtelif karargahlardaki kurmay görevlerinden sonra, 6 yıl süre ile Harp Akademilerinde Öğretim Üyesi olarak görev yapmıştır. Albaylığında, Artvin´de alay komutanlığı; Tuğgeneralliğinde, Kara Harp Akademisi Komutanlığı, Kıbrıs´ta Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı; Tümgeneralliğinde, Mekanize Tümen Komutanlığı ve Kara Kuvvetleri Harekat Başkanlığı; Korgeneralliğinde Trakya Kolordu Komutanlığı görevlerinde bulunmuştur. Körfez harekatı sırasında, Güneydoğu Anadolu´da 2nci Ordu Komutanı olarak görev yapmaktaydı. Son görevi, 1992-1994 arasında Harp Akademileri Komutanlığıdır. Yavuz, Akşam gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Show TV ve Kanaltürk´te, Ergenekon kapsamında tutuklu bulunana gazeteci Tuncay Özkan´la uzun yıllar Olaylar ve Gerçekler programını yaptı.
TUNCER KILIÇ
1960´ta Kara Harp Okulu´ndan, 1973´te Kara Harp Akademisi´nden mezun oldu. 1978-79´da Roma´da bulunan NATO Savunma Koleji´ne devam etti. 1979-82 arasında Brüksel NATO Karargahı´nda Türk Askeri Temsilciliği´nde plan subayı olarak görev aldı. 1982-1984 yılları arasında Milli Güvenlik Konseyi Genel Sekreterliği´nde Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı yaptı, 1984 yılında Milli Güvenlik Akademisi öğrenimine katıldı, 1984-1987 yılları arasında ise alay komutanlığı yaptı. 1987´de tuğgeneralliğe yükseldi, iki yıl Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği, iki yıl da tugay komutanlığı yaptı. 1991 yılında tümgeneralliğe yükseldi ve bu rütbede bir yıl tümen komutanlığı, üç yıl da Belçika´da bulunan NATO Avrupa Müttefik Yüksek Komutanlığı nezdinde Türk Askeri Temsilciliği görevini yürüttü. 1995 yılında korgeneral olmasını takip eden üç yıl süre ile Milli Savunma Bakanlığı Müsteşarlığı, bir yıl süre ile de kolordu komutanlığı görevlerinde bulundu. 1999 yılında orgeneral oldu ve sıra ile iki yıl Üçüncü Ordu Komutanlığı iki yıl da MGK Genel Sekreterliği görevlerini üstlendi. 2003 yılında emekliye ayrıldı.
İBRAHİM ŞAHİN
Tokat´ın Reşadiye ilçesinde dünyaya gelen İbrahim Şahin, Mehmet Ağar´ın Emniyet Genel Müdürlüğü döneminde vekaleten Özel Harekat Daire Başkanlığı´na getirildi ve bu görevi sırasında terörle mücadelede görev alacak özel timi oluşturdu. Şahin, bu oluşum sırasında Balıkesir´de ?Özel Tim Eğitim Okulu?nu açan isim oldu. 1990 - 1992 yılları arasında İstanbul´da çok sayıda terör operasyonunu yürüten Şahin, ?Avrasya Feribotu? operasyonunda da görev aldı. Susurluk skandalıyla Ömer Lütfi Topal´ın öldürülmesi olayına adı karışan Şahin´in, Susurluk´taki trafik kazasında ölen firari hükümlü Abdullah Çatlı ile yakın arkadaş olduğu ortaya çıktı. Şahin´in Çatlı ile arandığı dönemde bir düğünde karşılıklı göbek attıkları fotoğraflarla belgelendi. Hakkındaki adli soruşturma nedeniyle açığa alınan Şahin, İstanbul 6 No´lu DGM´de devam eden Susurluk davasında 13 sanıkla birlikte yargılandı. Şahin´in adı, İsrail´den satın alınan kayıp silah olayına da karıştı. Topal cinayetine karıştıkları öne sürülen özel tim polislerini koruduğu ve Tarık Ümit´in kaçırılmasına karıştığı gerekçesiyle soruşturuldu. Susurluk Komisyonu´na ifade veren Astsubay Ahmet Altıntaş, Tarık Ümit cinayetini soruşturduğu sırada, İbrahim Şahin tarafından engellendiğini ileri sürdü. Şahin´in adı daha sonra Mehmet Ali Yaprak´ın kaçırılmasında da geçti. Susurluk davası dördüncü yılın sonunda karara bağlandı. Özel Harekat Dairesi eski Başkan Vekili Şahin, MİT eski görevlisi Korkut Eken´le birlikte ´Cürüm işlemek için çete oluşturmak ve bu çeteyi yönetmek´ suçundan 6´şar yıl ağır hapis cezasına mahkum oldu. Hapishanede rahatsızlık geçiren Şahin daha sonra serbest bırakıldı.
-Yeditepe de Ergenekon İddianamesinde idi-
Ergenekon iddianamesinde, Ergenekon üyelerinin, Bedrettin Dalanın sahibi olduğu Yeditepe Üniversitesinde ve Bedrettin Dalanın özel odasında buluştukları yer alıyor. (Vakit)
-?Drej Ali ile Yeditepe Üniversitesi´nde tanıştım?-
İddianamede, Ergenekon Operasyonu kapsamında tutuklanarak cezaevine konulan emekli Tuğgeneral Veli Küçük, kamuoyunda Drej Ali olarak tanınan ve Ergenekon Terör Örgütü soruşturması kapsamında gözaltına alınan Ali Yasak ile Yeditepe Üniversitesi´nde tanıştığı yer alıyor. Veli Küçük, 25 Ocak 2008 tarihinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü´nde yapılan sorgulamasında, Ali Yasak ile olan ilişkisine yönelik soruya, ?Ali Yasak isimli şahsı Yeditepe Üniversitesi´nde de bir defa görmüştüm, ama ne amaçla orada olduğunu bilmiyorum? şeklinde cevap vermişti.
-?Bedrettin Dalan´ı ziyaret ediyorum Adil Serdar Saçan´la Dalan´ın odasında tanıştım?-
Veli Küçük´ün, Yeditepe Üniversitesi sahibi Bedrettin Dalan´ı ziyarete gittiğini ve Dalan´ın odasında (devlete ait gizli evrakları kurum dışına çıkararak görevi suiistimal etmekle suçlanan) İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar Şube eski Müdürü Adil Serdar Saçan´la karşılaştığını belirterek, ?Kendisinin (Adil Serdar Saçan) orada ders verdiğini öğrendim, ancak konuşmadım, zaten samimiyetimiz de yoktur? dedi. İddianamede, Veli Küçük ve Adil Serdar Saçan´ın tanışması da yer alıyor.
-Gözaltına alınan İbrahim Şahin Susurluk Davası´nın önemli sanıkları arasında yeralmıştı-
Ergenekon operasyonu çerçevesinde gözaltına alınan vekaleten eski Özel Harekat Daire Başkan Vekili İbrahim Şahin, Susurluk Davası´nın önemli sanıkları arasında yeraldı. Adı Ömer Lütfü Topal cinayetine de karışan Şahin, Susurluk skandalının önemli isimlerinden Abdullah Çatlı´nın arkadaşı olduğu ortaya çıktı. Yargılandığı Susurluk davasında 6 yıl hapis cezası alan Şahin, geçirdiği trafik kazası sonrası bilincini yitirdiği gerekçesiyle dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından cezası affedildi. 1956 yılında Tokat´ta doğan İbrahim Şahin, 1976 yılında Polis Akademisi´nden Komiser Yardımcısı rütbesiyle mezun oldu ve Sinop İl Emniyet Müdürlüğü kadrosunda göreve başladı. Askerliğini 1978 yılında Isparta Dağ Komando Okulu ve Erzurum´da yaptı. 1980 yılında Nevşehir İl Emniyet Müdürlüğü kadrosuna atandı. 1982´de buradan Bitlis İl Emniyet Müdürlüğü kadrosuna tayin oldu. Aynı yıl kurulan Özel Harekat Dairesi´ne kabul edildi. Genel Kurmay Başkanlığı´na bağlı Özel Harp Dairesi (ÖHD)´nde Özel Harekat Kursu nu tamamladı. 1984 yılında Almanya´da ´GSG-9 Komando Kursu´na katıldı. 1987 yılında ABD ´de ´Anti-Terör Kursu´na katıldı. 1988 yılında Siirt Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şube Müdürlüğü´ne atandı. 1990 yılında da İstanbul Emniyet Müdürlüğü´nde Özel Harekat Şube Müdürü oldu. İstanbul´da çok sayıda terör operasyonunu yürüttü, Avrasya Feribotu operasyonunda da görev aldı. 1993 yılında Mehmet Ağar´ın Emniyet Genel Müdürlüğü döneminde vekaleten Özel Harekat Daire Başkanlığı´na getirildi. Bu yeni oluşumun ilk başkanı oldu. Balıkesir´de Özel Tim Eğitim Okulu nu açtı ve terörle mücadelede görev alacak özel timi oluşturdu. Susurluk skandalıyla Ömer Lütfi Topal´ın öldürülmesi olayına adı karıştı. Susurluk´taki trafik kazasında ölen firari hükümlü Abdullah Çatlı ile yakın arkadaş olduğu ortaya çıktı. Hakkındaki adli soruşturma nedeniyle açığa alındı. Ömer Lütfi Topal´ın cinayetine karıştıkları öne sürülen özel tim polislerini koruduğu ve Tarık Ümit´in kaçırılmasına karıştığı gerekçesiyle soruşturuldu. Kendisinin de dahil olduğu 14 sanık hakkında çıkan 27 Ocak 1997 tarihli tutuklama kararından sonra firar etti. 6 Mart 1997´de Cürüm işlemek amacıyla silahlı teşekkül oluşturmak ile Hakkında yakalama ve tevkif müzekkeresi bulunan kişiyi yetkili mercilere haber vermemek suçundan 5 ile 9´ar yıl arasında ağır hapis cezası istemiyle dava açıldı. 11 Mart 1997´de teslim oldu ve yargılandı. 12 Eylül 1997´ de tahliye edildi. Dönemin DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, Şahin´in göreve iadesini isterken, o´nu şehit olmaktan dönmüş değerli bir polis şefi olarak nitelendirdi ve Şahin´den özür dilenmesi gerektiğini ifade etti. Mart 1999´da Emniyet Genel Müdürlüğü´ne hibe edilen ve kaybolduğu öne sürülen silahlarla ilgili olarak İbrahim Şahin´in de aralarında bulunduğu özel harekatçılara görevi ihmal suçundan birer yıla kadar ağır hapis cezası istemiyle dava açıldı. 28 Mart 2000´de trafik kazası geçirerek ağır yaralandı. Sağlık durumunda düzelmenin sürdüğünü açıklayan doktorları, beyinde su toplandığını ve tedaviyi uzatmak zorunda kaldıklarını söylediler. 14 Nisan 2000´de hastanede bilincini kaybetmiş halde yattığı sırada ´görevi ihmal´den bir yıl hapis cezasına çarptırıldı. 13 Mayıs 2000´de Mehmet Ağar, hakkında çete kurduğu iddiasıyla oluşturulan TBMM Soruşturma Komisyonu üyelerine ifade verdi. Komisyon başkanı Mehmet Pak Şahin´in ifadesini bu şartlar altında alamadık. Doktorlar 6 ay ile 2 yıl arasında hastanın tekrar hatırlamaya başlayacağını söylediler dedi. Susurluk davası dördüncü yılın sonunda karara bağlandı. Özel Harekat Dairesi eski Başkan Vekili Şahin, MİT eski görevlisi Korkut Eken´le birlikte ´Cürüm işlemek için çete oluşturmak ve bu çeteyi yönetmek´ suçundan 6´şar yıl ağır hapis cezasına mahkum oldu. Şahin´in kısa süreli fenalık geçirdiği duruşmada, diğer 12 sanık da yine ´Cürüm işlemek için çete oluşturmak´ tan 4´er yıl hapis cezasına çarptırıldı. Sanıkların tümüne yurtdışına çıkma yasağı konuldu. ´Duyma ve hafıza sorunu yaşadığı´ gerekçesiyle Adli Tıp Kurumu raporu üzerine cezası ertelenen Şahin 2002´de tahliye edildi. Avukatları Şahin´in iyileşemediğini belirterek 10.Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer´e başvurdu. Sezer de başvuruyu ekindeki raporları dikkate alarak kabul etti ve Şahin´in 486 günlük cezasını affetti.
-Ergenekon´un hedefi 2009´da darbeydi-
Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Ali Bayramoğlu Ergenekon operasyonu kapsamında bugünkü gözaltıları değerlendirdi. Bayramoğlu, Genelkurmay Başkanlığı´nın 1 saat içinde gözaltı talebine olumlu yanıt vermiş olması önemli. Hukuk mekanizması farklı bir yöne doğru ilerliyor. Bunu ben büyük bir hesaplaşma olarak görüyorum. Sistem içerisinde siyasetdışı bir çok odağın kurduğu ilişkilerin mercek altına alınması sözkonusu. Ayışığı ve Sarıkız oluşumlarınından buna yana gelen 2009´da bir darbeyle sonuçlanması öngörülen ve Susurluk´tan kalma yapılanmaları içeren bir yapılanma var dedi. (Yeni Şafak)
BAYKAL ÖFKESİNDEN NE DİYECEĞİNİ ŞAŞIRDI: ´HUMEYNİ ÖNCESİ SONRASI, HİTLER ÖNCESİ SONRASI BİR DURUMDAYIZ!´
Deniz Baykal Ergenekon gözaltılarına ateş püskürdü. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal Ergenekon Soruşturması kapsamında yapılan gözaltılarla ilgili olarak basın toplantısı düzenledi. Baykal´In açıklamaları şu şekildeydi:
Türkiye tarihi bir süreçten geçiyor. Bir takım gözaltı uygulamalarına tanık olduk. Kuşku yok ki tarihi bir virajı dönüyoruz. Yeni bir aşamaya getirdi. Sistematik bir şekilde Türkiye´yi tarihi çizgisinden çıkarmaya yönelik bu uygulama aşama aşama taşınıyor. Karşı karşıya bulunduğumuz durum bizi hukuki bir dava ile değil siyasi bir dava ile karşı karşıya bulunduğumuzu gösteriyor. Önümüzdeki tablonun hukuki bir tabloyu değil siyasi bir davayı ortaya koyduğunu söylemiştim. Şimdi bu teşhisim çok yerinde. Bu davada yasanın uygulanması değil, yasayı kullanarak belli bir siyasi hesaplaşmanın yöntemi uygulanmaktadır. Böyle bir sistematik tablo ile hiç bir hukuk devletinde karşı karşıya gelemezsiniz. Hiç bir hukuk devletinde karşınızda çıkmaz. Ancak rejim değişikliği dönemlerinde yaşarsınız. Humeyni öncesi sonrası, Hitler öncesi sonrası gibi. Toplumun saygın insanları yer değiştirirler. Yine böyle bir manzara ile karşı karşıyayız. Hukukun değil siyasi hesaplaşmanın gereği yerine getiriliyor. Siyasi intikam, hesaplaşma söz konusu. Sen madem dün bunları yaptın, bunları senin yanında bırakmam hesabını sorarım burnundan fitil fitil getirimim anlayışı. Bu intikam operasyonu. Hesaplaşma söz konusu. Belli kadro ile elde edilen olanaklarla hesap sorulmakta. Buradaki uygulama demokratik bir uygulama değil, hukuki değil, uluslararası standartlara uygun değil, TC anayasasına uygun değil kendine özgü. Türkiye bir kez daha kanunla hukuk arasındaki derinliği gördü. Kanun ayrı hukuk ayrı Türkiye bunun önemini bir kez daha yaşayarak gördü. Bu uygulama çağdaş uygulamalara hiç bir şekilde benzemez.
-Cumhuriyete sahip çıkanlardan hesap soruluyor. Bundan sonrakilere gözdağı veriliyor-
Bu davanın içinde yer alan toplumun saygın insanlarından hesap sorma çabasıdır. Çeşitli mafya içinde yer alan insanlarla bu insanları aynı kefeye konuluyor. Bu dava niçin özel bir dava olarak ele alınıyor ve özel mahkemede yargılama gerçekleştiriliyor. Sadece mafya ilişkileri ile yapılan davaların görüldüğü mahkemeler var. Ne İtalya ne de Sicilya´da olduğu gibi özel öneme ihtiyaç duyulmuyor. Ağır şartlarda bu davanın götürülmesi mafya insanlarından dolayı mı yoksa önemli görevler yapan insanlar açısından mı yapılmaktadır. Bu davaya hedef olanlar dürüst ahlaklı memleketini seven insanlardan hesap soruluyor olmasıdır. Şüphe yok ki davanın arkasında iktidar vardır. Bunu ta başından beri söylüyorum. Cumhurbaşkanı ve Başbakan bunu çok önceden söyledi. Bu davanın nasıl gelişeceğini Türkiye´ye aktardı. O nedenle bu davanın arkasında iktidar var. Herkese içinden geçmekte olduğumuz bu dönemde bir şey söylemek istiyorum. Bu gidiş iyi bir gidiş değildir. Hepimiz bu konuyu içimizde çok özel bir sorumluluk duygusu ile değerlendirmeliyiz. Gidişin sonu iyi değil. Hiç bir istikrarlı hukuk devletinde böyle bir tablo ortaya çıkmaz. Bu projeyi yapanlar uygulayanlar için iyi değildir. Bu projeyi köşesine çekilip izleyenler için iyi değildir. Toplumumuza alarm vermeye çağırıyorum. Herkes kendisine üzerine düşeni yapmalı. Sessiz kalanlar sorumluluğun parçası haline gelirler. Türkiye kriz ortamında çalışıyor. İşsizlik ve yolsuzluk iktidarı sarıyor. Bu iktidar gündemi böyle bir açılımla değiştirerek rahatlayamaz. O gündem iktidarı takip edecek. Böyle gösterişli tutuklama ile kriz geçiştirilemez buna göz yummayacağız. İktidar medya operasyonu yapıyor. Medyanın yapısı niteliği kapsamı içeriği çok ciddi şekilde değiştirilmek isteniyor. Türkiye´nin medya düzeni bu iktidarın yönlendirmesi ile köklü şekilde değiştirildi. Medya yapısı değiştirildi. Türkiye´de bütün telefonlar Başbakan´ın kişisel takdiri ile görevlendirilenler tarafından denetlenmektedir. Hiç bir toplumda böyle bir düzenleme yoktur.
-Çabanın hedefinde Cumhuriyetin ilkeleri ve değerleri var. Cumhuriyet köklü bir değişikliğe sürükleniyor. Halkımız sandıkta gerekli tepkiyi göstermeli-
Bu olaylar kanımca böyledir. Cumhuriyetin savunulması ihtiyacı her zamankinden çok daha fazla ihtiyacı var. Çok açıkça ortadadır ki tüm bunlar bunun bir parçası. Bu gidişle ilgili kaygılarımı 2005´ten beri ifade ediyorum. Bugün bu ihtiyaç herkesin gördüğü ihtiyaç haline geldi. Bu gidişe tavır takınmaktır, buna onay vermediğimizin bir göstergesidir. Bunun en etkili göstergesi sandıktır, halkımız buna gerekli tepkiyi göstermelidir. Öyle bir kaygı yaşamıyorum. Benim kaygı içinde olmamam öyle bir olasılık yok anlamına gelmez. Dokunulmazlık şu anda da kaldırılabilir. Dosya hazırlanır, meclise gönderilir dokunulmazlık kaldırılır. Yargının bağımsızlığı hukukun işleyişi kanunun önemi her zamankinden daha önemli hale geldi. Türkiye´deki tehlikenin önemini dinledim, içinde bulunduğumuz durum demokrasi ile bağdaşmıyor. Hiç bir ülkede böyle bir şey yok. 18 ay içerde tutacaksın iddianamesini bekleteceksin. Sonu gelmeyen bir biri arkasına ertelenen ve kaybolan hayatlar çekilen acılar. Demokraside böyle şeyler tasavvur edilemez. Bunlar tüm insan hakları sözleşmelerine aykırı, AB standartlarına, TC Anayasasına aykırıdır.
-Türkiye´de yaşayan iki tane cumhurbaşkanı var. Eski cumhurbaşkanına kadar gider mi?-
Bu sorumsuzluğun nereye kadar gideceği konusunda hüküm verilemez. Yaşanılanlarda uygun olmadığını söylüyoruz. Birlikte tespit etmeliyiz. Bu kabul edilebilir olursa buradan çok daha ileri noktalara gider. Nereye kadar gider nereye kadar gitmez bilinmez. AB içindeki sorumlu insanların da tabloyu doğru değerlendireceğine inanıyorum. Herkesi anlayışla yaklaşmaya çalıştı. Ama artık AB tavrı yıkılmaya başladı. Olaylar uygulamalar bunu daha da hızlandıracaktır. Bizim temel görevimiz yaşananların toplum tarafından doğru tespit edilmesini sağlamak. YÖK´te yıllarca hizmet veren insan tutuklanıyor. Bunlar görev yaparken suçlama yapılmadı. Yaptıkları işlerle faaliyetlerle suç işlemedi takip edilmedi. Görevden ayrılıyorlar yıllar geçiyor o dönemdeki bazı olaylarla yargılanıyor. Çeşitli gerekçelerle yargılanıyor. Ama bunlar bulunamıyor. Ortada ciddi bir delil iddia kanıt yoktur. Kim tutuklanıyor devletin zirvesinde beğen yada beğenme görev yapmış insanlar. O dönemde var mı bir suçu soruşturması. Yok. bir süre geçiyor ses yok. Sonra altyapı hazırlanıyor güç dengesi hazır susturmamız gerekeni susturduk. Birden bire bakıyoruz hukuk süreci harekete geçiriliyor. Bunlar siyasetin bir parçası. İdeolojik kırılmalardan sonra karalamalar, suçlamalar zaman zaman dünya tarihinde görülen şimdi aslında böyle bir kırılmanın yaşanmış olduğunu bir kez daha bize anlatmaktadır. (Zaman)
(07 Ocak 2009, 10:12)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: