AK Parti´yi devirmek için hazırlanan ´Balyoz´ kod adlı darbe planında, milletin galeyana getirilerek kaos ortamının oluşturulmasını sağlamak için Fatih ve Beyazıt camilerinin bombalanması öngörülüyordu. Dönemin 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan önderliğinde hazırlandığı öne sürülen ´Balyoz´ kod adlı darbe planında yazılanların ´oyun´ olmadığı her geçen gün daha net bir şekilde ortaya çıkıyor. Genelkurmay tarafından ´senaryo´ olduğu iddia edilen kanlı eylemlerde görev alacak personelin yanı sıra seçilen hedefler de tamamen gerçek.
Oyun değil, en ince ayrıntısına kadar terör
AK Parti´yi devirmek için hazırlanan ´Balyoz´ kod adlı darbe planında, milletin galeyana getirilerek kaos ortamının oluşturulmasını sağlamak için Fatih ve Beyazıt camilerinin bombalanması öngörülüyordu. Dönemin 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan önderliğinde hazırlandığı öne sürülen ´Balyoz´ kod adlı darbe planında yazılanların ´oyun´ olmadığı her geçen gün daha net bir şekilde ortaya çıkıyor. Genelkurmay tarafından ´senaryo´ olduğu iddia edilen kanlı eylemlerde görev alacak personelin yanı sıra seçilen hedefler de tamamen gerçek.
2002-2003 döneminde 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan önderliğinde, AK Parti´yi devirmek için hazırlandığı aktarılan ´Balyoz´ kod adlı darbe planı gündemi sarstı. Plan bugüne kadar ortaya çıkarılanların en kanlı ve kapsamlı olanıydı. Dört aşamadan oluşan darbe planında ilk olarak gerekli ´hazırlık´ların tamamlanması öngörülüyordu. Önceden seçilen ve belirlenen elemanların nerede ne yapacakları tek tek planlanmıştı. Hazırlık aşamasının ardından ´kaos ortamının oluşturulması´ bölümüne geçilecekti. Bu aşama, en kanlı olan bölümdü. Milleti galeyana getirmek için Fatih ve Beyazıt gibi tarihi camilerde cuma namazının hemen sonrasında bombalar patlatılacak ve yüzlerce kişinin ölmesi sağlanacaktı. Bu işleri yapacak askeri personel de özenle seçilmiş ve görevlendirmeler de yapılmıştı. Planlarda söz konusu personelin sicil kayıtları bile vardı. Bombalar patlatıldıktan sonra sözde ´irticacı´ gruplar Hava Müzesi´ni basacak ve içerideki uçaklara zarar verecekti. Ülkeyi içeriden karıştıranlar, hükümetin zor durumda kalması için ayrıca Yunanistan´la da gerginlik çıkmasını sağlayacak, bunun için bir jetimiz düşürülecekti. En nihayet ´icra´ aşamasına geçilecek ve tanklar İstanbul ve Ankara sokaklarında yürümeye başlayacak, asker ´demokratik düzenin tesisi için´ yönetime el koyacaktı. Darbe sonrası yapılması gereken konuşmalar bile hazırlanmıştı.
Dış tehdit bahane, önemli olan iç tehdit
Genelkurmay Başkanlığı, 5-7 Mart 2003 tarihinde 1. Ordu´nun Selimiye Kışlası´nda yapılan seminerin 2003-2006 tatbikatları çerçevesinde, dış tehdide yönelik bir harp oyunu çalışması olduğunu savundu. Ancak planın ayrıntıları ortaya çıktıkça bu açıklamanın gerçekle örtüşmediği belirgin hale geldi. Zira senaryo olduğu ileri sürülen planda yer alan bütün kişi ve kurumlar tamamen gerçekti. Dönemin 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan´ın başkanlığındaki ´jenerik senaryo çalışması´nda kolordu komutanlıklarının kullandığı Powerpoint sunumlar konuşulanın hayali bir senaryo olmadığını net bir şekilde ortaya koydu. Taraf Gazetesi´nin dün yayınladığı sunumlarda tamamen gerçek isim, makam ve istihbarat bilgilerine yer verilmiş, Genelkurmay Başkanlığı´nın açıklamasının aksine, bütün tespit ve teklifler de iç tehdit olarak adlandırılan halka yönelik. Seminerde 1. Ordu´nun hazırladığı açılış sunumu Atatürk´ün Önemli olan iç cephedir. İç cephe sağlam olmadan hiçbir şey yapılamaz. sözleriyle başlıyor. Ardından gelen sunumda Ülkenin ve devletin rejimine ve bekasına yönelik tehditlerden en önemlisi ülkenin bekasına yönelik tehdittir. deniyor. Bir sonraki sunumda, İrtica tehdidinin ülkenin gündeminden tamamen çıkartılması için Kurtuluş Savaşı´ndan sonra olduğu gibi, gerekli tedbirler alınmalı ve irtica sempatizanları asimile edilmelidir. önerisi getiriliyor. ´İç ve Dış Tehdit´ başlıklı bir sonraki sunumda da Türkiye Cumhuriyeti Dev-leti´nin bekasına yönelik, bertaraf edilmesi için icra edilecek harekatın başarı durumu, rejimin geleceğini tayin edecektir. ibaresiyle birlikte, ekrana dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer´in resmi geliyor.
Emniyet, emir altına alınacak
1. Ordu´nun yaptığı açılış sunumunda bu tehdidin ortadan kaldırılmasında açık ve kapalı görevler olduğu dile getirilmiş. Kapalı görevler içinde polisin resmi konularak ´kolluk kuvvetlerinin emre alınması ve kamu yönetiminin devralınması´ndan bahsediliyor. Sunumda Avrupa Birliği de iç tehdidi destekleyen düşmanlardan biri olarak gösterilmiş. AB´nin öne sürdüğü koşulların irticai, bölücü ve yıkıcı unsurlara yarayacağı söylenen sunumda AB, irtica ve bölücülüğün ortak amacının Türkiye Cumhuriyeti´ni zayıflatmak, bölmek ve rejimi değiştirerek anayasal düzenini bozmak olduğu söyleniyor. Gerçek kişi isimleri ve istihbaratlarının kullanıldığı tek sunum 1. Ordu´nun yaptığı sunum da değil. Seminerde diğer kolordu komutanlarının yaptığı Powerpoint sunumlarda da yasal dernekler, partiler, gerçek kişiler ve kurumlar adlarıyla yer alıyor. 3. Kolordu tarafından yapılan sunumda Sakarya, Yalova, Bursa, İzmit illeri irticai ve sol gruplar açısından incelenmiş. Bu sunum içinde düşman unsurlar arasında ÖDP ve EMP gibi yasal partiler de var. Sunumda rejim karşıtı dernekler içinde gösterilen İHD, Mazlumder ve TİHV, AB ve ABD bağlantılı olarak kodlanmışken, Türkiye´de faaliyet gösteren Alman vakıfları da Türkiye´yi güçsüz durumda bırakmak isteyen örgütler olarak adlandırılmış.
Seçim sonuçları bile değerlendirilmiş
En çarpıcı slaytlardan biri, aynı seminerde 15. Kolordu tarafından Marmara için hazırlanan sunumda irtica ve bölücülük tehdidi anlatılırken 3 Kasım 2002 seçimlerinden AKP, CHP ve DEHAP´ın oy oranlarını gösteren slayt. Oy oranlarının altında Gerçekleşen bu tablonun büyük oranda tepki oylarından kaynaklandığı değerlendirilmektedir. ibaresi var. İslami ve sol gösterilerden resimlerin kullanıldığı sunumlarda Barzani, Fethullah Gülen, Said Nursi, Patrik Bartholomeos´un resimleri de kullanılmış. ( Zaman)
Taraf Yönetmen Yardımcısı Yasemin Çongar: Harp oyunu kisvesi altında darbe planı yapılmış
´Çetin Doğan hastalıklı kafalar bu haberi yapmış ifadesini kullandı, aslında ordu içinde hastalıklı kafaların, bir takım hastalıklı oyunlar oynadığı ortaya çıkıyor. Kaldı ki yine konuşmalardan ve eldeki metinlerden bunun bir harp oyunuyla sınırlı olmadığını bir harp oyunu kisvesi altında aslında bir darbe planının masaya yatırıldığını görüyoruz ve bu darbe planının uygulamaya konmaya başladığının belirtileri de tamamen fişleme belgelerinde gözüküyor.´ Today´s Zaman´da Pazartesi günleri Monday Talk (Pazartesi Sohbeti) için konuşan ve Balyoz planıyla ilgili pek çok noktaya açıklık getiren Taraf gazetesi Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Yasemin Çongar sordu: Bir harp oyununda gerçek kişileri, şu diplomatı şöyle kullanacağız diye fişler misiniz? Başbakanlığa girilecek ve gerçek diplomatların adlarını vererek şu, şu, şu bürokratlar birinci derecede öncelikli olarak tutuklanacak der misiniz? Gazeteciler için şu, şu, şu gazeteciler gözaltına alınacak der misiniz? Hangi vali görevde kalacak, hangisi yerinden alınacak der misiniz? Yargıtay üyeleri tek tek şu sıkıyönetim komutanı yapılacak, şu emekli edilecek, bu olumludur görevinde kalacak diye fişlenir mi? Yonca Poyraz Doğan´ın sorularını yanıtlayan Çongar´ın anlattıkları Balyoz İstanbul gibi büyük şehirlerde El Kaide ve PKK gibi örgütlerin eş zamanlı büyük eylemler yapmasıyla darbe ortamının oluşturulacağını belirtiyor. Bu dendikten 6 ay sonra El Kaide İstanbul´da çok büyük eş zamanlı büyük eylemleri oluyor. Çongar´a göre Ya bu çok korkunç bir tesadüf ya da ordu içinde birileri El Kaide´nin ne yapacağını önceden tahmin edebiliyor, buna garanti gözüyle bakabiliyor ya da bunu bir araç olarak kullanmayı planlayabiliyor ya da belki El Kaide´yi etkileyebilecek güce sahip. Bir şey söylemek istemiyorum ama çok büyük şüphe uyandıran bir ifade belgede var. ( Zaman)
Doğan Tarkan (DSİP Genel Başkanı): Manevra halka ateş açmak, camilere bomba koymak mı?
Bu planlar artık şaşırtıcı olmaktan çıktı. Ancak camilere bomba koymak, uçak düşürmek, 200 bin insanı gözaltına almak, bunlar korkunç şeyler. Dün Genelkurmay´ın yaptığı açıklama çok daha vahim. Bu bir taktik, bir manevra diyor. Manevra halka ateş açmak mı, camilere bomba koymak mı? Bu nasıl bir ülke savunması? Bu anlaşılabilir bir şey değildir. Bu insanlar mutlaka yargılanıp ceza almalıdır.
Hüseyin Ergün (SHP Genel Başkanı): Cuntacılarla artık hesaplaşalım
Türkiye´nin en önemli gündem maddesi halk iradesine müdahaledir. Bütün bu planlar, provokasyon hazırlıklarının hepsi Türkiye´de demokrasinin tehdit altında olduğunu gösteriyor. 1960´tan beri Türkiye´de sürekli olarak bazı odaklar Silahlı Kuvvetler içinde ya darbeye hazırlık olacak bazı çalışmalar planlıyorlar ya darbe yapmak için planlar yapıyorlar. Bu hazırlıklar içinde faili meçhuller ve sabotajlar var. Balyoz Harekatı ile ilgili belgeler bana hiç yabancı gelmedi. Bunu 50 yıldır yaşıyoruz.
(25 Ocak 2010, 13:04)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: