Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından Doğu Perinçek´in genel başkanı olduğu İşçi Partisi´nin yayın organı Ulusal Kanal´da ´Ufuk Ötesi´ programına katılan emekli Kurmay Albay Ömer Lütfi Taşcıoğlu, ilginç açıklamalar yaptı. Taşcıoğlu, polisin güçlenmesinden duyduğu tedirginliği ve televizyonlardaki polis dizilerinden bile rahatsız olduğunu anlattı. Polislerin görevleri olmayan işlerde rol alarak sempatik gösterilmeye çalışıldığını savundu. Emekli albayın dizüstü bilgisayarından zaman zaman ekrana yansıtılan Emniyet Genel Müdürlüğü ile ilgili bilgilerin yer aldığı power point sunum da dikkat çekiciydi. Sunum, ´Emniyet teşkilatına yönelik bir çalışma mı yapılıyor?´ sorusunu akıllara getirdi. Ergenekoncu çevrelerin polis gücünden rahatsızlığı uzun zamandır gözleniyor. Ergenekon soruşturması ve davası sürecinde sanık ve çevrelerince polise sık sık eleştiriler yöneltildi, belli bir cemaatin kadroları işgal ettiği iddialarıyla polis zan altında bırakılıp operasyon yapamaz hale getirilmeye çalışıldı. Sanıklar, ofislerinde ve evlerindeki suç unsuru belgeler ile krokileri ve bunlardan hareketle arazilerde gömülü bulunan silahları hep polisin gömdüğünü ve sonra bulduğunu, kendilerine ait olmadığını iddia ettiler. Bu çevrelere göre Ergenekon olayı bir polis komplosuydu. Ergenekon sanıklarından Yarbay Mustafa Dönmez´in mahkemedeki şu sözleri bu çevrelerin polise nasıl baktığını gayet iyi ortaya koyuyor aslında: ´Tarihinde bir tek subay, bir devlet yöneticisine suikast yapmamıştır. Mustafa Kemal´e bile suikast girişiminde bulunan bir polistir. Başbakan Mustafa Bülent Ecevit´e 1977´de kimyasal silahla ateş eden de Bilal Çetin isimli bir komiserdi. Atatürk´e, Ecevit´e suikast yapan polis, başbakana da yapacak olan yine polistir. Tutuklanan teğmenlerin, subayların hepsi seçme, hedef Türk subayı. Çeteleşmiş polisleri yakalayamazsak yarın size de sıra gelecektir. Polis olmuş eşkıya, halkın vergileriyle beline silah takılmış, ama eli öpülesi polisler de var.´ Askeri darbe girişimlerine karşı sivil polis gücünün varlığının, kaos çıkararak darbe yapmaya alışmış Kontrgerillacıları rahatsız ettiğine dair diğer bir çarpıcı örnek de 28 Şubat sürecinde cuntacı yönetimin baskısıyla Özel harekat polisinin elindeki ağır silahların toplanması olayı verilebilir.
Ergenekoncular polis gücünden rahatsız
Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından Doğu Perinçek´in genel başkanı olduğu İşçi Partisi´nin yayın organı Ulusal Kanal´da ´Ufuk Ötesi´ programına katılan emekli Kurmay Albay Ömer Lütfi Taşcıoğlu, ilginç açıklamalar yaptı. Taşcıoğlu, polisin güçlenmesinden duyduğu tedirginliği ve televizyonlardaki polis dizilerinden bile rahatsız olduğunu anlattı. Polislerin görevleri olmayan işlerde rol alarak sempatik gösterilmeye çalışıldığını savundu. Emekli albayın dizüstü bilgisayarından zaman zaman ekrana yansıtılan Emniyet Genel Müdürlüğü ile ilgili bilgilerin yer aldığı power point sunum da dikkat çekiciydi. Sunum, ´Emniyet teşkilatına yönelik bir çalışma mı yapılıyor?´ sorusunu akıllara getirdi. Ergenekoncu çevrelerin polis gücünden rahatsızlığı uzun zamandır gözleniyor. Ergenekon soruşturması ve davası sürecinde sanık ve çevrelerince polise sık sık eleştiriler yöneltildi, belli bir cemaatin kadroları işgal ettiği iddialarıyla polis zan altında bırakılıp operasyon yapamaz hale getirilmeye çalışıldı. Sanıklar, ofislerinde ve evlerindeki suç unsuru belgeler ile krokileri ve bunlardan hareketle arazilerde gömülü bulunan silahları hep polisin gömdüğünü ve sonra bulduğunu, kendilerine ait olmadığını iddia ettiler. Bu çevrelere göre Ergenekon olayı bir polis komplosuydu. Ergenekon sanıklarından Yarbay Mustafa Dönmez´in mahkemedeki şu sözleri bu çevrelerin polise nasıl baktığını gayet iyi ortaya koyuyor aslında: ´Tarihinde bir tek subay, bir devlet yöneticisine suikast yapmamıştır. Mustafa Kemal´e bile suikast girişiminde bulunan bir polistir. Başbakan Mustafa Bülent Ecevit´e 1977´de kimyasal silahla ateş eden de Bilal Çetin isimli bir komiserdi. Atatürk´e, Ecevit´e suikast yapan polis, başbakana da yapacak olan yine polistir. Tutuklanan teğmenlerin, subayların hepsi seçme, hedef Türk subayı. Çeteleşmiş polisleri yakalayamazsak yarın size de sıra gelecektir. Polis olmuş eşkıya, halkın vergileriyle beline silah takılmış, ama eli öpülesi polisler de var.´ Askeri darbe girişimlerine karşı sivil polis gücünün varlığının, kaos çıkararak darbe yapmaya alışmış Kontrgerillacıları rahatsız ettiğine dair diğer bir çarpıcı örnek de 28 Şubat sürecinde cuntacı yönetimin baskısıyla Özel harekat polisinin elindeki ağır silahların toplanması olayı verilebilir.
Ergenekon iddianamelerinde de geçen Talat Paşa Harekatı katılımcıları arasında yer alan emekli Albay Ömer Lütfi Taşcıoğlu, adı geçen davanın sanıklarından Merdan Yanardağ ile birlikte katıldığı programda, konuşmasının büyük bir bölümünü emniyet teşkilatını yermeye ayırdı. Televizyonlarda yayınlanan polis dizilerinin kendisini rahatsız ettiğini açık bir şekilde dile getirdi. Emekli Albay, Polis dizilerinde bir yandan halkın sempatisi kazanılmaya çalışılıyor, bir yandan da polis üzerinden halk korkutulmaya çalışılıyor. Ben 5 yıl önce fark etmiştim. O dönemde çıkan polis dizilerinin sayısı 26 civarındaydı şimdi 30´u geçti. ATV´de ´Kahramanlar´ diye bir dizi çevriliyor. İtfaiyenin olduğu bir ortamda yanan bir binaya girip bir çocuğu polis kurtardı. Hatta doğum yapacak kadının çocuğunu polis doğurtturuyor. dedi. Hükümetin Avrupa Birliği standartlarına getirmeye çalıştığı konulardan biri de kişi başına düşen polis sayısı. Türkiye, henüz AB standartlarına yetişebilmiş değil. Taşcıoğlu´nun bu durumla ilgili savunması ilginç: Neymiş AB´de 250 kişiye bir polis düşüyor. Bizde 350 kişiye bir polis. Sanki her şeyde AB standartlarını yakalamışız da bir polis sayısında geri kaldık. Ömer Lütfi Taşcıoğlu, ayrıca, polis meslek yüksekokulu sayısının 23, polis akademisi sayısının 5´e çıkmasının da rahatsızlık verici olduğunu anlatıyor. Emekli Albay, konuşmasını, hazırladığı power point sunumla destekliyor.
Ergenekoncuların polis rahatsızlıkları
Emekli Kurmay AlbayTaşcıoğlu´nun Doğu Perinçek´in yayın organı Ulusal Kanal´daki sunumunda, Emniyet Genel Müdürlüğü´yle ilgili ayrıntılı bilgiler dikkat çekiyor. Sunumda yer alan Emniyet teşkilatı ile ilgili bazı değerlendirmeler şöyle:Emniyet Genel Müdürlüğü brifinginde ulusalcılığın suç olarak sayılması. Polis dizileriyle hem sempatisinin kazanılması hem de korkutulması. Polis akademisi ve yüksekokul sayısının 23+5´e çıkarılması kararı. Her yıl, 20 bin polisin işe alınması. 41 ildeki Çevik Kuvvet´e ilaveten 40 ilde daha Çevik Kuvvet kurulması. Bekçilere polis yetkisinin verilmesi. Polise 35 hava aracı alınması. Polise ağır silahlar alınması. Polise askeri ithalat yetkisi verilmesi. Jandarmanın sorumluluk alanlarının kısıtlanarak polise devredilmesi. Türkiye´nin sınır güvenliğinin askerden alınarak polise devredilmesi. Polisin askerlik hizmetinden muaf tutulması tasarısı. ( Zaman)
Abdullah Harun
(08 Ocak 2010, 10:05)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Ergenekon soruşturmasını/davasını akamete uğratma girişimleri