Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile başlayan ve Cumhurbaşkanı, Başbakan ve TBMM Başkanı´nı da kapsayacak şekilde devletin zirvesine uzanan suikast iddiasıyla ile ilgili Genelkurmay´dan dün yapılan yazılı açıklama kafaları daha da karıştırdı. Bilgi sızdıran bir askeri izleme görevi verdiğimiz iki subayımızdı denilen subayların üzerlerinde Arınç´ın adresi yazılı bir notun bulunduğu da Genelkurmay açıklamasında kabul edildi. Ancak Arınç´ın adresinin bu görevli personelde ne aradığı neden bu notu yutmaya çalıştıkları gibi sorular Genelkurmayca cevaplanmadı. Islak imzalı orjinal Kontrgerilla belgesinin ortaya çıkmasına ve Genelkurmay adli müşavirinin Ergenekon savcılarından delilleri nasıl gizleyeceklerine dair ses kaydına rağmen harekete geçmeyen Genelkurmay Başkanının bu olayda da sessizliğini sürdürmesi bekleniyor.
Ayrıntıları yutamayan Genelkurmay hikaye yutturmaya çalışıyor
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile başlayan ve Cumhurbaşkanı, Başbakan ve TBMM Başkanı´nı da kapsayacak şekilde devletin zirvesine uzanan suikast iddiasıyla ile ilgili Genelkurmay´dan dün yapılan yazılı açıklama kafaları daha da karıştırdı. Bilgi sızdıran bir askeri izleme görevi verdiğimiz iki subayımızdı denilen subayların üzerlerinde Arınç´ın adresi yazılı bir notun bulunduğu da Genelkurmay açıklamasında kabul edildi. Ancak Arınç´ın adresinin bu görevli personelde ne aradığı neden bu notu yutmaya çalıştıkları gibi sorular Genelkurmayca cevaplanmadı. Islak imzalı orjinal Kontrgerilla belgesinin ortaya çıkmasına ve Genelkurmay adli müşavirinin Ergenekon savcılarından delilleri nasıl gizleyeceklerine dair ses kaydına rağmen harekete geçmeyen Genelkurmay Başkanının bu olayda da sessizliğini sürdürmesi bekleniyor.
Yutulamayan not ve diğer ayrıntılar
İşte devletin zirvesine uzanan suikast iddiasıyla ile ilgili Genelkurmay´dan cevap beklenen o sorular:
1) Genelkurmay, askeri personelin üzerinde Arınç´ın adresinin yazılı olduğu notun tutanaklarda yeraldığını doğrularken, notla ilgili farklı iddialar olduğunu belirtti. Genelkurmay´ın açıklamasına göre 2 subay görevliydi ancak Arınç´ı izlemiyordu. Genelkurmay Başkanlığı´na göre, bilgi sızdırdığından şüphelenilen subay, Arınç´ın evinin yakınında oturuyor. Polisler kendilerini yakaladığında subaylardan birisi adresin bulunduğu krokiyi neden yutmaya çalıştı? Yutmaya çalışırken son anda kurtarılan kağıtta 1424 Cadde F... yazıyordu. Yani Arınç´ın oturduğu apartmanın adresi...Bülent Arınç´ın oturduğu 35 daireli apartmanda, muvazzaf ya da emekli hiçbir askerin oturmadığı öğrenildi.Apartmanda yoksa neden apartmanın adresi var? Neden not yutulmak istendi?.. Kamuoyuna yutturulmak istenen iddiayı doğrulayacak şekilde, takip edildiği açıklanan bu askere ilişkin neden hiçbir belge suikastçi subaylarda bulunamadı? TBMM Başkanı Şahin´in evinin krokisinin ajandada bulunmasının nedeni neydi? Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan´a ait bilgilerin bu iki subayda olmasının izahı nedir?
2) Genelkurmay iki subayın izlemeyle görevlendirildiklerini belirtirken, söz konusu subayların bağlı bulunduğu Seferberlik Tetkik Kurulu´nda görevli personelin izleme ve takip yetkisi var mı?. Jandarma İstihbarat, askeri istihbarat, polis ve MİT´e ait bu yetki neden operasyonel olan bu birime kullandırıldı? Askeri personel, rütbesi ne olursa olsun izleme faaliyeti yapacaksa mahkeme kararı alınması gerekiyor. İzleme askeri personel için değil de Arınç için miydi?.. Mart 2009´dan bu yana takip edildiği ortaya çıkan Arınç için böyle bir mahkeme kararı var mı? Eğer alınmışsa bu karar nerede?
3) Askerler saat 17:10 sıralarında gözaltına alınmalarına rağmen evlerindeki arama neden yaklaşık 7 buçuk saat sonra yapıldı?
4) Kaba takip olarak nitelenen sokak izlemeleri astsubay ve uzman çavuş seviyesinde yapılırken neden bir Albay ve Binbaşı sızma için sokakta takiple görevlendirildi? Genelkurmay açıklamasında, Arınç´ın evini izlediği iddia edilen Albay Erkan Y. B. ve Binbaşı İbrahim G´nin, ´bilgi sızdırdığından şüphelenilen başka bir subayı takip için orada bulunduğu´ öne sürüldü. TSK´nın iç işleyişine göre ´bilgi sızdırma´ faaliyetlerine bakması gereken birim Genelkurmay İstihbarata Karşı Koyma ve Güvenlik Dairesi Başkanlığı. Oysa yakalanan Topçu Albay Erkan Y. B. ile İstihkam Binbaşı İbrahim G. istihbaratçı değil Özel Harpçi. Subayların üzerinde çıkan resmi kimliklerde Genelkurmay Seferberlik Tetkik Kurulu Başkanlığı yazıyor. Yasal dayanağı bulunmayan ve emirle faaliyet gösteren bu teşkilat istihbari çalışma yapamıyor. Bu durumda görevi istihbarat veya istihbarata karşı koyma olmadığı belgelenen subaylar, neyin istihbaratını yapıyordu? Kroki suç unsuru değil mi? Krokide işaretli binaların hükümet yetkililerine ait olması anlamlı değil mi?
5) Genelkurmay sözkonusu araçta hiçbir izleme ve teknik takip cihazı olmadığını belirtiyor. Bu durumda belirtilen bilgi sızdıran personel nasıl izleniyor?
6) İzleme bir TSK personeline yönelik resmi bir takip ise neden rent a car´dan özellikle GPRS´siz olan çok sayıda araçlar kiralandı. Ordudan bilgi sızdıran askerin takibinde devlet aracı kullanılması gerekirken neden 47 günde 25 araç kiralandı? Üstelik neden kiralanan araçlar GPRS cihazı olmayanlardan seçildi? Takip edildiği iddia edilen sözkonusu ´bilgi sızdıran´ personelin tek başına GPRS izlemesi yapması mümkün mü?
7) Emniyet´ten brifing alan Bülent Arınç, aramalarda çıkan delillerle ilgili yazılanların satır satır doğru olduğunu belirtirken; Genelkurmay´ın açıklamasındaki gözle tespit edilen suç unsuru tanımlaması ne anlama geliyor? Ajandadan çıkan krokiler, fişleme bilgileri ne tür bir suç unsuru sayılır? Yakalanan şüphelilerden albay E.Y.B.´nin üzerinden kendi adına düzenlenmiş sahte sarı basın kartı çıktı. Bu sahte kart suç unsuru sayılmıyor mu?
8) Bakanlar Kurulu´nda gündeme gelen konu sonrası Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek´in yaptığı açıklama, Başbakan Erdoğan´ın Suriye´ye giderken konunun ciddiyetine yaptığı vurgu, konunun muhatabı Bülent Arınç´ın doğrulamaları karşısında Genelkurmay neden elindeki delillerle konunun muhatabına ve Hükümete bilgilendirme yapmadı? Başbakan Erdoğan iddia vahim, Cemil Çiçek ibretlik ceza lazım derken bu gerekçeden haberdar mıydı?
9) Özel Harpçi askerler normal şartlarda istihbarat faaliyetinde bulunmuyor. İstisnai bir durumda bile albay seviyesinde bir asker sahaya çıkmıyor. İzlemeyi Albay yapıyorsa, üst seviyede yani general seviyesinde bir subay izleniyor anlamı çıkıyor. Albay seviyesinde saha çalışması yapılmasını gerektiren o ´bilgi sızdırdığı´ iddia edilen askerin rütbesi general midir?
10) Soruşturmanın gizliliğine dikkat çeken Genelkurmay, bir TSK personelini bilgi sızdırma nedeniyle takip ettiklerini medyaya açıklayarak, sözkonusu soruşturmanın gizliliğini ve güvenliğini ihmal etmedi mi?
11) Arınç´ın, Çukurambar´da bulunan evinin Mart ayından bu yana izlendiği tespit edildi. Bu personel bu süre zarfı içinde görevine devam etti mi? Şüpheli bir personelin bu kadar uzun süre takip edilmesi normal mi?
12) Bülent Arınç´ın evinin bulunduğu Çukurambar polis bölgesi. TSK´nın polis bölgesinde takip yaparken Emniyet´e bildirmesi gerekiyor. İki subayın yaptığı takipte Emniyet bilgilendirildi mi? Eğer bilgilendirilmediyse sivillerin öğrenilmesinden çekinilen bir sebep mi vardı?
13) Genelkurmay açıklamasında ´askeri şahıs takip ediliyordu´ denilerek konunun askeri yargıya taşınması ve sivil soruşturmanın önlenmesi mi hedefleniyor?
14) Bilgi sızdıran asker ne tür bilgiler sızdırıyordu? Ergenekon soruşturmasında sıkça ortaya çıktığı gibi sivil soruşturmaya yardımcı olacak ´ıslak imzalı orjinal komplo belgesi´, sivil savcılardan delil gizleme çabalarını ifşa eden ses kayıtları ile diğer belge ve bilgileri mi sızdırıyordu? Genelkurmay bilgi sızdıranları bulduğunda operasyona nasıl devam edecekti, sızdıranı yargılayacak mıydı yoksa bilgi sızdırdığına dair kuvvetli şüpheler ortaya çıkmış olan Albay Varımlı gibi balkondan atlayarak intihar etti mi denilecekti?
Arınç´a suikast iddialarında flaş gelişme: Diğer kağıtta üç bakanın adresi varmış
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç´a suikast iddiasıyla gözaltına alınan subaylardan birinin yutmaya çalıştığı kağıtta Arınç´ın evinin ismi yer alıyor. Diğer kağıtta ise üç bakanın oturduğu yerin bilgileri var. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç´a suikast iddiasıyla ilgili soruşturmanın ayrıntıları ortaya çıkıyor. NTV, Arınç´a suikast iddiasıyla ilgili soruşturmanın ayrıntılarına ulaştı. Yutmaya çalışılan kağıtta Arınç´ın evinin ismi yer alıyor. Diğer kağıtta ise üç bakanın oturduğu yerin bilgileri var. En çok merak edilen askerin bulunduğu araçtan çıkan evraklardı. Araçtan iki ayrı kağıt çıktı. Bunlardan bir tanesi yakalanacaklarını anladıkları zaman ağızlarına atarak imha etmeye çalıştıkları dedikleri kağıt parçası. Askerlerin elinde bulunan kağıtta Bülent Arınç´ın oturduğu evin ve binanın isminin yazdığı öğrenildi. Diğer kağıtta ise üç bakanın oturduğu bir güzergah olan Cevizlidere Caddesi var. Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı ve Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir´in ikametgahlarının bulunduğu caddenin krokisi ve bu caddeye nasıl ulaşılacağına ilişkin bir kroki soruşturma dosyasına konuldu. Dinlemelerin kalbi olan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı da bu caddenin sol tarafında ancak krokide bunlar belirtilmiyor. Krokide Cevizlidere Caddesi´ne nasıl çıkılacağına ilişkin ipuçları yer alıyor. ( NTV)
Arınç: TSK´da bir suikast yapılanması olduğuna inanmak istemiyorum
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ´Suikast´ iddiasıyla ilgili açıklama yaptı. Arınç, ´TSK´da bir suikast yapılanmasının olmadığına inanmak istiyorum´ dedi. Arinç´ın açıklamaları satır başlarıyla şu şekilde: Vaka yargıda olduğu için açıklama yapmak istemedim. Ancak gazetelerde farklı bilgiler var. Genelkurmay Başkanlığı da bir açıklama yaptı. Bana intikal eden bilgiler şöyle: Ankara dışında olduğum bir sırada yanımda görevli bir polis tarafında olay bana intikal ettirildi. Ankara Emniyet Müdürü´nü arayarak olayla ilgili bilgi aldım. Olay şöyle cereyan etmiş. Saat 14:30´da ihbar gelmiş, iki aracın konutumun etrafında dolaştığı, eylem yapabilecekleri endişesi dile getirilmiş. Adım da geçince terörle mücadele ekipleri evimin çevresinde tertibat almışlar. Önce bir araba evimin bir üst sokağında park edilmiş şekilde tespit edilmiş. Daha sonra iki kişi hareketlenince terörle mücadele ekipleri durumu kontrol altına almış. Araçlardan birisi Genelkurmay Başkanlığı´na biri de otomobil kiralama şirketine ait olduğu ortaya çıkmış. Otomobillerde arama yapılırken bir kişinin polislerden su istediği ve el çabukluğu ile bir kağıt parçasını yutmak isterken polisler tarafından engellenerek elinden alınıyor ve o kağıttan evimizin adresi çıkıyor. Şahıslar asker olduğu için Merkez Komutanlığından da yetkililer çağırılmış. Hemen ardından da konutlarında, lojmanlarında arama yapılmış. Aramaya askeri yetkililer ve savcılar da katılmış. Kanun dışı bir işlem yapılmaması için çok titiz bir çalışma yapılmış. Ben son derece disiplinli bir kurum olan TSK´nın içinde bu tür çalışmalar içinde bulunabilecek insanların bulunmadığına inanmak istemiyorum.
Arınç: Suikast iddiasına CHP´lilerin safsata demesi çirkin
Ergenekon davalarını takip etmekten arta kalan vaktinde Meclis´e gelen bir Milletvekilinin ´geçmiş olsun´ bile demeden böylesine önemli bir iddiaya ´safsata´ demesi son derece çirkindir. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, kendisine yönelik suikast iddialarıyla ilgili ´Berlusconi sendromu´ yorumunu yapan CHP lideri Baykal ve CHP Milletvekilleri Şahin Mengü ile Kemal Kılıçdaroğlu´na sert tepki gösterdi. Arınç şöyle konuştu: ?Bir defa bunları bir siyasetçinin ağzından çıkmasından utanç duyuyorum. Bir geçmiş olsun dileğinde bile bulunmadan meseleyi sulandırarak, meseleyi mizah konusu yapmaya çalışarak bu siyasetçiler ne yapmaya çalışıyor anlamakta zorluk çekiyorum. Bu mizah konusu bir olay değildir. Ama hayatları tamamen mizaha dayalı insanlardan başka türlü bir davranış da beklenemez. Siyasette hiç düz çizgisi olmamış, omurgasız hareket etmeyi meslek edinenmiş insanların bu tür olay karşısında da söyleyecekleri budur. Maalesef bu iş safsatadır diyen bir milletvekili var. Bu milletvekilinin tek bir görevi var Genel Başkanı´nın talimatıyla Silivri´deki Ergenekon duruşmalarını takip etmek. Ergenekon duruşmalarını takip etmekten vakit bulduğunda Meclis´e gelen bir insan böylesine ciddi bir olay karşısında safsata kelimesini hiç yüzü kızarmadan kullanabiliyor. Bu çok garip bir şeydir. Bir başkası Türkiye´de dürüstlüğün timsali haline getirilmeye çalışılırken son olaylar sebebiyle üzerindeki makyajların tamamını kaybetmişti. O da bu tamamen mizahtır diyor. Bir başkası başka bir şey söylüyor. Hele hele bir Genel Başkan açık da söylemedi ama içeriden yansıyan haberler doğruysa meseleye Berlusconi sendromuyla bakıyor. Bu Türkiye´de hem muhalefetin hem siyasetin önemli ağızlar konuştuğu zaman ne hale de geldiğini gösteriyor.
Suikast şüphelisi binbaşı İbrahim Göze Muzaffer Tekin´le onlarca kez görüşmüş
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç´a yönelik suikast iddiasıyla başlayan ve Cumhurbaşkanı, Başbakan ve TBMM Başkanı´nı da kapsayacak şekilde devletin zirvesine uzanan Ankara´daki ´suikast soruşturması´nda ilginç gelişmeler yaşanıyor. Arınç´ın evinin bir arka caddesinde gözaltına alınan Genelkurmay Özel Kuvvetler Komutanlığı´nda görevli İstihkam Binbaşı İbrahim G.´nin Ergenekon sanığı Muzaffer Tekin ile telefon görüşmeleri saptandı. Geçtiğimiz cumartesi günü polisin yaptığı operasyonda yakalanan Binbaşı İbrahim G.´nin geriye dönük telefon taramalarında önemli bağlantılar ortaya çıktı. Buna göre İbrahim G., Danıştay suikastçısı Alparslan Arslan´la telefon görüşmeleri belgelenen emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin´i onlarca kez aramış. Soruşturmada gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan Topçu Albay Erkan Y.B.´nin üzerinden Özel Kuvvetler´de görevli 10 kişilik subay listesinin yanı sıra bir de kroki çıktığı bildirildi. El ürünü olan güzergah krokisi üzerinde bazı noktaların işaretlendiği belirtiliyor. İşaretlerden biri Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin´in oturduğu Dikmen´deki evi gösteriyor. Albay Erkan Y.B. ile Binbaşı İbrahim G.´nin yanı sıra Yüzbaşı O.D. ve Üsteğmen N.D.´nin de aynı şirketten oto kiraladığı öğrenildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Başbakan Yardımcısı Arınç´a dönük suikast girişimi şüphesiyle başlatılan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin´i de kapsayan fişleme ve krokilerin bulunduğu operasyonu genişletiyor. Operasyonda gözaltına alınan Bordo Bereli Albay E.Y.B. ile Binbaşı İ.G. tutuksuz yargılanmak üzere savcılık tarafından serbest bırakılmıştı. Ancak soruşturmayı yürüten Savcı Mustafa Bilgin´in tüm delillerin toplanması amacıyla talimat verdiği öğrenildi.
Albay E.Y.B. ile Binbaşı İ.G.´nin kullandıkları telefonların HTS olarak adlandırılan geçmişe dönük tüm dökümleri ortaya çıkarıldı. Yapılan incelemede Binbaşı İ.G.´nin Ergenekon sanıklarıyla irtibatları ortaya çıkarıldı. Binbaşı İ.G.´nin Ergenekon davasının en önemli sanıklarından emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin ile görüşmeler yaptığı belirtildi. Binbaşı İ.G.´nin, Muzaffer Tekin cezaevine girmeden önce Tekin´in kullandığı cep telefonunu onlarca kez arayıp görüştüğü belirtildi. Ancak görüşmelerin hangi döneme ait olduğuna ilişkin bilgi edinilemedi. Olayda gözaltına alınan Albay E.Y.B.´nin üst aramasında polisin, üzerinde Özel Kuvvetler´de görevli subayların isimlerinin yazılı olduğu 10 kişilik bir liste ele geçirdiği ortaya çıktı. Aramada ele geçirilen listede adı geçen astsubay, üsteğmen, yüzbaşı ve binbaşı rütbesindeki kişilerin zanlılarla ilgileri mercek altına alındı. Listede adı geçen 10 kişinin tüm telefon dökümleri ortaya çıkarılarak bağlantıları saptanmaya çalışılıyor. Söz konusu subayların bir hücre yapılanması içinde olup olmadığına ilişkin inceleme yapılıyor. Albay E.Y.B.´nin üzerinden bir de kroki çıktığı bildirildi. El ürünü olan güzergah krokisi üzerinde bazı noktaların işaretlendiği belirtiliyor. Polis, şifreli krokiyi çözmeye çalışıyor. Nokta ile belirtilen yerlerin ise hangi amaçla işaretlendiği üzerinde çalışma yapıldığı bildirildi. Subayların imha etmek üzere ele geçirilen adres, güzergah krokisi, 10 subayın adının yazılı olduğu liste ile subayların evlerinden ele geçirilen ajanda incelenmek üzere Emniyet Kriminal Daire Başkanlığı´na gönderildi. İnceleme sonrasında Arınç´ın ev adresinin kim tarafından not kağıdına yazıldığı netlik kazanacak. Soruşturmada, Albay E.Y.B. ile Binbaşı İ.G.´nin yanı sıra Yüzbaşı O.D. ve Üsteğmen N.D.´nin de aynı şirketten oto kiraladığı öğrenildi. Olayda Yüzbaşı O.D. ve Üsteğmen N.D.´nin de irtibatlarının araştırıldığı bildirildi.
Arınç´ın evinde böcek araması
Albay E.Y.B. ile Binbaşı İ.G.´nin gözaltına alındığı operasyonun ardından polis, her türlü ihtimali tüm detaylarıyla incelemeye başladı. Başbakan Yardımcısı´nın değişik sistemler kullanılarak dinlenme ihtimali üzerinde de duruldu. Bölgede bu yönde çalışma yapabilecek araçlara ilişkin de inceleme gerçekleştirildi. Arınç´ın evinde böcek araması yapıldığı öğrenildi. Arınç´ın özel kalem müdürünün takibinde uzman bir ekip, ev ve binada dinleme yapabilecek sistemleri araştırdı. Soruşturmada gözaltına alınan subayların çevre binalarda daire tutup tutmadığına da bakılıyor. Özellikle Arınç´ın dairesini görebilecek binalar üzerinde bu yönde de bir inceleme yapıldı. Çevre bina ve işyerlerinin tüm kamera kayıtları da alındı. Yakın çevresinden edinilen bilgilere göre, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç´ın bir süre önce MİT tarafından, muhtemel olaylara karşı uyarıldığı da öğrenildi.
Krokide (X) işaretli yer Şahin´in evi çıktı
Arınç´ın ev adresinin yazılı olduğu notu yutarak imha etmeye çalışan Albay E.Y.B.´nin üzerinden TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin´in Dikmen´deki evini işaret eden kroki çıktı. Albay´ın üzerinden çıkan şifreli kroki, Şahin ile iki bakanın oturduğu Dikmen semtindeki bir bölgeyi gösteriyor. Krokide, ....Bank, ....petrol istasyonu ve (x) şeklinde bir işaret yer alıyor. Çarpı işaretinin konulduğu yerin 10-15 metre ilerisinde bulunan apartmanda TBMM Başkanı Şahin´in oturduğu belirlendi. Soruşturmada 6 subay adına Ayrancı´daki rent-a car´dan son 9 ayda 6 araç kiralandığı tespit edildi. Özel Kuvvetler´de görevli 7 subayın son 9 ayda kendi adlarına kiraladıkları 6 aracı ne amaçlı kullandıkları henüz belirlenemedi. Bu arada Özel Kuvvetler´de görevli iki muvazzaf subayın Or-An´daki Milli Savunma Bakanlığı (MSB) Lojmanları´nda oturduğu anlaşıldı. ( Zaman)
Ecevit suikastından Bülent Arınç´a Özel Harp Dairesi (ÖHD) ya da diğer adıyla Kontrgerilla
25 Aralık 2009: Mahmut Övür (Sabah): Devlet Bakanı Bülent Arınç´ın evinin çevresinde, hem de eski adı Özel Harp Dairesi olan Seferberlik Tetkik Kurulu´nda görevli biri albay biri binbaşı iki askerin yakalanması akla geçmişin karanlık olaylarını getiriyor. Getiriyor çünkü eski adı Özel Harp Dairesi olan bu kurumun geçmişi bir hayli karanlık. Ve o kurumu Türkiye bu yüzüyle iyi tanıyor. Uzağa gitmeye gerek yok, 70´li yıllarda ülkeyi iç savaşın eşiğine getiren çatışmanın arkasında hep aynı yapıdan söz ediliyordu: Kontrgerilla. Bu yapının onlarca karanlık olayda imzası olduğunu o dönemi yaşayan herkes, başta da sol veya sosyal demokrat olduğunu söyleyenler biliyordu. O yıllarda çok sayıda aydın katledildi. Kahramanmaraş, Çorum ve 1 Mayıs katliamları oldu. Dikkat edin hiçbiri aydınlatılamadı. Bu açıdan en çarpıcı olay dönemin CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit´e yapılan Çiğli suikastıydı. 29 Mayıs 1977 tarihinde İzmir Çiğli Havaalanı´nda parti otobüsüne binerken uzun menzilden ateş edilmiş ve yanındaki Mehmet İsvan bacağından yaralanmıştı. Kurşun gazlı bir kurşundu ve füze cinsi bir silahtan atılmıştı. Ayrıca Türkiye´de kullanımı özel kurallara bağlıydı. İşte bu silahla eski Başbakan Ecevit öldürülmek istenmişti. Peki, bir süre sonra yapılan seçimlerde yüzde 42 oy alan Ecevit´i kim öldürmek istemişti? Daha sonra başbakan olmasına rağmen Ecevit bile bu sorunun cevabını veremedi. Ama bir adres gösterdi: Kontrgerilla. Takvim gazetesinden Mehmet Çetingüleç Ecevit´in olaya ilişkin görüşünü şöyle anlatıyordu: Belli ki bize karşı bir suikasttı. Devletin onun içinde olduğu belliydi. Sonra olay örtbas edildi. Sanıyorum o suikasttan sonraydı Ecevit, ilk kez Kars Sarıkamış´ta Kontrgerilla nın varlığını dile getirdi. Ve seçim meydanlarında Kontrgerilladan hesap sormak bizim için bir borçtur dedi ama dediğiyle kaldı ve hiçbir şey yapmadı, yapamadı.
Lafı eğip bükmeye gerek yok: Özel Harp Dairesi´nin Arınç´ın evinin çevresinde işi ne?
Nerden nereye... O günlerde Kontrgerilla´dan hesap sorulmasını isteyen CHP´nin bugünkü yönetimi ne yazık ki o yapının bir devamı olan Ergenekon´un avukatlığını üstlenmiş durumda. Aslında sadece Ecevit suikastı değil, geçmişte yaşanan onlarca olay örtbas edildi. Kimse bu karanlık yapının Türkiye´de neler yaptığını sorgulayamadı. Adeta siyasetin karşısında bir dokunulmazlar sınıfı vardı. Şimdi lafı eğip bükmeye gerek yok. Cevabı aranan soru şu; Seferberlik Tetkik Kurulu´nda yani eski Özel Harp Dairesi´nde görevli albayla yüzbaşının Devlet Bakanı Bülent Arınç´ın evinin çevresinde ne işi vardı? Elbette bu sorunun cevabı ve ayrıntıları ortaya çıkacak. Genelkurmay´dan yapılan açıklamada başka bir izlemeden söz ediliyor. Ama görünen o ki bu açıklama vicdanları rahatlatmadı. Polisin uzun bir izlemeden sonra tutuklama noktasına geldiği belli. Ne çıkacağını yakında göreceğiz ama kafalarda hala soru işaretleri var. Yıllarca devletin içindeki hukuksuz yapıların üzerine gidilemediği biliniyor.
Hala pervasızlar
Onlar da bunu bildiği için hala pervasızlar. Tabii bu olayı, son bir yılda ortaya çıkan ıslak imzalı AK Parti ve Gülen´i Bitirme Planı, Kafes Eylem Planı ve şüpheli komutan intiharlarıyla birlikte düşünmek gerekiyor. Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel yıllar sonra Yavuz Ağabey´e (Donat) ne demişti: Devlet rutin dışı işler yapabilir Benim aklıma şu soru da geliyor. Geçmişte gerektiğinde rutin dışına çıkan devlet son dönemlerde yani AK Parti iktidarı döneminde kaç kez rutin dışına çıktı? Acaba bu son olay da Devletin rutin dışına çıkması mı? ( Mahmut Övür, Sabah)
(24 Aralık 2009, 11:05), son güncel.: (25 Aralık 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Flaş!!! Arınç´a suikast iddiası: Albay ve Binbaşıya gözaltı
Arınç suikastçilerinde Şahin´in ev krokisi
Özel Harp Dairesi ile ilgili manşetlerimiz