Ergenekon örgütünün ortaya çıkmasına neden olan Tuncay Güney´in ´İPEK´ kod adlı MİT elemanı olduğu ortaya çıktı. Adı: Tuncay Güney, Kod Adı: İPEK, Görevi: MİT adına Ergenekon ve JİTEM´e sızmak..
26.11.2008 14:09 2001 yılında polise, bugün Ergenekon sanıklarından birisi olarak olayı örtbas etmek suçlamasıyla yargılanan polis şefi Adil Saçan´a verdiği ifadelerle ilk kez Ergenekon terör örgütünün ortaya çıkmasına neden olan Tuncay Güney´in MİT elemanı olduğu, üstelik MİT´teki kod adının da İPEK olduğu ortaya çıktı. Sabah gazetesinin elde ettiği çok gizli bilgiye göre Tuncay Güney, İPEK kod adıyla MİT´in Türkiye-İran Masası´na bağlı olarak görev yapıyordu. Ancak sonradan MİT, Tuncay Güney´i JİTEM ve Ergenekon´un içine sızdırdı. Güney polisteki sorgusunda deşifre olunca, dönemin MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun tarafından ABD´ye gönderildi.
Belgede kod ismi geçiyor
MİT´in 07.02.1997 tarih ve 10.251.01.011(IST00736) sayılı belgesinde Tuncay Güney´in kimliği ortaya çıkıyor. Belgede AOM (Ait Olduğu Masa) : Türkiye İran Konu: Tuncay Güney (İPEK) HAT (Haberin Alınış tarihi): 07.02.1997 VOT (Vakanın Oluş Tarihi): Metnin içinde KYN (Kaynak): 610/264 (MİT´in illegal dinleme kodu) ve T/K (Tali Kaynak): (Tali kaynak yok) ibareleri görülüyor. Son geçilen mesajın içeriğinde ise Tuncay Güney´in başka bir gazeteciyle konuşmasından bahsediliyor. Konuşmada Güney, kendisinin de komutanı olan tuğgeneral Veli Küçük hakkında, Abdullah Çatlı ile bağlantılı olduğu yolunda birçok haberin kamuoyunda yer aldığını, Hanefi Avcı´nın ifadesi ile de Veli Küçük´ün zor durumda kaldığını, adı geçen generalin yaptıklarının ortaya çıkması halinde kendisinin de bu durumdan etkileneceğini, zira Cem Ersever´in öldürülmesi olayının da ´vuzuha kavuşacağını´ anlatıyor.
Mehmet Eymür: ´Tuncay Güney içinize başarıyla sızmış, zokayı yemişsiniz´
Tuncay Güney´in MİT elemanı olduğunu eski MİT Kontrterör Daire Başkan Yardımcısı Mehmet Eymür de üstü örtülü biçimde yazmıştı. Eymür, Atin.org adlı sitede (1) Aydınlık dergisi ve avukat Ceyhan Mumcu´ya yazdığı yanıtta Tuncay Güney´den bahsetmişsin. Bir istihbarat elemanı. Yetenekli birisi. Sizin ekibe başarılı bir şekilde sızmış. İpliğinizi pazara çıkarmış. Zokayı fena yemişsiniz demişti.
Galip Tuğcu MİT´e soktu
Güney MİT´e çok genç yaşlarda, MİT İstanbul Bölge Başkanı Galip Tuğcu tarafından kazandırıldı. 1990´lı yıllarda önce Gerici Faaliyetler Şubesi sonra da İran Masası´na bağlı çalışan Güney, bu amaçla genç bir gazeteci kimliğiyle, Ortadoğu´daki liderlerle yüzyüze görüşmeler yaptı. Ancak 1992 yılında MİT Güney´in görevini değiştirdi. JİTEM ve Ergenekon´a sızma görevi verilen Güney, ilk kez bu tarihte albay rütbesiyle Ağrı´da görev yapan Veli Küçük ile tanıştı. 1996-97 yıllarında Susurluk skandalı sırasında MİT için önemli bir bilgi kaynağı olan Güney, hem Susurluk hem de 28 Şubat sürecinde elde ettiği bilgileri, MİT´in çalışma merkezi olarak kullandığı İstanbul Dolmabahçe Sarayı Harem Dairesi´ne götürüyordu. Ancak Güney´in kimliği 2001 yılında dönemin İstanbul Organize Suçlar Şubesi Müdürü Adil Serdar Saçan tarafından yapılan sorguda deşifre edildi. İddiaya göre Güney´in JİTEM kimliğinin deşifre olmasını istemeyen Veli Küçük, Güney´in serbest kalmasını sağladı. Tam bu noktada MİT de devreye girdi.
MİT 2003´te Ergenekon örgütünü Başbakanlık´a bildirdi
Bizzat MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun, CİA ile temas kurarak Güney´e 10 yıllık ABD vizesi aldı. Güney kendi adına pasaport ile MİT İstanbul Bölge Başkanı Kubilay Günay´ın ekibi eşliğinde THY´nin New York tarifeli uçağıyla ABD´ye gönderildi. New York´ta Güney´i karşılayanlar, Güney´i Manhattan 301 East 94 Street adresindeki The Marmara Oteli´ne yerleştirdi. Bir hafta sonra Manhattan Postanesi´nin yanındaki gökdelende, Türk istihbaratının kullandığı bir daireye geçti ve 1 yıl boyunca burada yaşadı. Elemanı Güney vasıtasıyla Ergenekon´u bildiği halde yetkili mercileri haberdar etmeme suçlamasıyla karşı karşıya kalmamak için MİT tam da bu tarihten bir yıl sonra ilk kez resmi bir rapor hazırladı. MİT´in 2003´te Başbakanlık´a gönderdiği yazıda, 2002´de postayla ulaşan 6 adet CD ve 2 sayfalık isimsiz mektupta Ergenekon ile ilgili istihbarat alındığı belirtildi. MİT´in Güney´le ilgili ilk kez Tuncay Güney İPEK olarak bahsetmesi savcı Zekeriya Öz´ün de dikkatinden kaçmadı. Savcı Öz, Tuncay Güney´den elde edilen, MİT Müsteşarlığı başlıklı gizli ibareli 1996/114 sayı numaralı Yusuf Balbay ve Dinçer Bozak imzalı belge nedeniyle, MİT´ten Güney´le ilgili bilgiyi resmi olarak istemişti.
Ergenekon örgütü ondan çıkan belgelerle deşifre oldu
Bürosuna yapılan polis baskınında, şimdi Terör Örgütü olarak ilan edilen Ergenekonla ilgili ilk somut belgelerin bulunduğu kişi olarak bilinen Tuncay Güney, Sabah´a önemli açıklamalarda bulunmuştu. Bilgisayarında, Ergenekon denilen yapıya dair somut bilgiler bulunduğu için, halen Ergenekon soruşturmasını yürüten savcı Zekeriya Öz´ün de çok önemsediği Tuncay Güney, Emekli Tuğgeneral Veli Küçük´ten Sami Hoştan´a pek çok önemli ismin, Ergenekon´la ilişkisini de ortaya çıkaran ilk kişi olarak biliniyor. Halen Kanada´da, haham olarak görev yapan Tuncay Güney, son operasyonların çok derine inmediğini öne sürdü. Operasyonun Ergenekon´un sokaktaki adamlarına yapıldığını kaydeden Güney, Küçük, Ergenekon´da Genel Sekreterlik yapıyordu. 2001´e kadar Küçük´ün üstünde 7 kişi olduğunu biliyorum. Örgütteki son görevi kaç numara bilmiyorum. İlk yedinin içinde hala görevde olanlar olduğunu biliyorum ama, can güvenliğimden dolayı açıklayamam dedi. İşte Güney´in çarpıcı açıklamaları:
Bana Kaç dendi
Ergenekon örgütü benden çıkan belgelerle deşifre oldu. Ama maalesef Türkiye´de iki savcı, beş emniyet müdürüyle bu iş bitmez. Yapılan operasyon Ergenekon´un sokaktaki adamlarına yapılmıştır. Ben 2001 yılında, Ergenekon yapılanması ile ilgili 11 saat ifade verdim. Ancak benim anlattıklarımdan dolayı bir operasyon yapılmadı. Dönemin Emniyet Müdürü Adil Serdar Saçan, 9 günlük işkenceden sonra, emniyetteki odasında eliyle pasaportumu bana vererek, ´Hiçbir işlem yapmadan dolaylı olarak kaç´ dedi. Ben de elimi kolumu sallaya sallaya Amerika´ya, oradan Kanada´ya geçtim. Küçük akıllı adamdır. Evinin altında silahları saklayacak kadar aptal biri değildir. Dünya globalleşiyor. Artık dünyada öyle silah tüccarları var ki, parayı havale ediyorsunuz, güvenli bir şekilde silahlar istediğiniz adrese teslim ediliyor. Ama Ergenekoncular akıllıdır. Polisin bazı adresleri tespit ettiğini anladıklarından, eldeki silahlardan kurtuluyorlar. Ama aranılan silahlar belki de, üzerine Türk bayrağı dikili bir elektrik binasının altında olabilir. Kimbilir? (Sabah)
(1) http://www.atin.org/detail.asp?cmd=articledetail&articleid=509
(26 Kasım 2008, 14:09)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Tuncay Güney´in 2001 yılında polis sorgusunda verdiği ifade (tam metin)
Ergenekon iddianamesinde arama yap