Daha önce İsmail Hakkı Karadayı´nın üç ses kaydı video paylaşım sitelerine düşmüştü. Yeni ses kaydı da yine gündemi sarsacak nitelikte... Eski Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı´ya ait olduğu iddia edilen ve Haber7.com´da yayınlanan ses kaydındaki konuşmalar yakın tarihle ilgili oldukça çarpıcı bilgiler veriyor. 27 Mayıs, 12 Eylül ve 28 Şubat askeri darbelerinde bir şekilde aktif görev aldığını belirten ses, Necmettin Erbakan´ın iktidardan nasıl düşürüldüğünü, Mesut Yılmaz´a iktidarın altın tepsiyle sunulduğunu anlatıyor. Karadayı´nın bu tür bir konuşmayı ancak Encümen-i Daniş gibi güvendiği bir yerde yapmış olma ihtimali ses kaydının da encümencilerden biri tarafından yapılmış olma ihtimalini gündeme getiriyor. Nitekim Karadayı da Encümen toplantılarını kayda aldırdığını daha önce ifade etmişti. Kendisi gibi bu işlere meraklı diğer bir encümencinin de muhtelif sebeplerle sesleri kayda almış veya aldırmış olabileceği konuşuluyor.
FLAŞ!!! Karadayı´nın 4. ses kaydı da piyasada! Karadayı´dan şok ifadeler.. Darbe itirafları..
Daha önce İsmail Hakkı Karadayı´nın üç ses kaydı video paylaşım sitelerine düşmüştü. Yeni ses kaydı da yine gündemi sarsacak nitelikte... Eski Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı´ya ait olduğu iddia edilen ve Haber7.com´da yayınlanan ses kaydındaki konuşmalar yakın tarihle ilgili oldukça çarpıcı bilgiler veriyor. 27 Mayıs, 12 Eylül ve 28 Şubat askeri darbelerinde bir şekilde aktif görev aldığını belirten ses, Necmettin Erbakan´ın iktidardan nasıl düşürüldüğünü, Mesut Yılmaz´a iktidarın altın tepsiyle sunulduğunu anlatıyor. Karadayı´nın bu tür bir konuşmayı ancak Encümen-i Daniş gibi güvendiği bir yerde yapmış olma ihtimali ses kaydının da encümencilerden biri tarafından yapılmış olma ihtimalini gündeme getiriyor. Nitekim Karadayı da Encümen toplantılarını kayda aldırdığını daha önce ifade etmişti. Kendisi gibi bu işlere meraklı diğer bir encümencinin de muhtelif sebeplerle sesleri kayda almış veya aldırmış olabileceği konuşuluyor.
4. SES KAYDI EN KÖTÜSÜ.. ŞOK İFADELER İÇERİYOR!.. KARADAYI COŞMUŞ DA COŞMUŞ, ANLATMIŞ. DUR DİYEN DE OLMAMIŞ..
28 Şubat´ın yıldönümünde 28 Şubatçı paşaya sürpriz!
Piyasaya düşen yeni video kaydındaki ses 27 Mayıs Darbesi´ne fiilen dahil olduğunu söylüyor. 27 Mayıs darbesi döneminde yaşanan olayları Üniversitelerin verdiği desteği anlatan ses Kemal Alemdaroğlu´nun o dönemde okuldan alındığını söylüyor. 12 Eylül darbesinde de fiili olanak görev aldığın aktaran sesin sahibi, Mamak´ta görev yaptığını ve Ankara´daki operasyonu yapan adam olduğunu anlatıyor.
İşte çok ilginç ve şok ifadelerin yer aldığı tüm metin:
Ben tabi 27 Mayıs´a iştirak ettim fiilen. 27 Mayıs´ta Davutpaşa´daydım ben, Orhan Erkanlı falan vardı. O zaman 27 Mayıs, bana hemen ertesi gün görev verdiler. Davutpaşa´daki işleri bitirdik, o Zeki Şahin, Bümin Yamanoğlu, ondan sonra neydi. Kemal Binatlı bunlar merkez komutanı, onları aldık oraya Davutpaşa´ya bir sürü insanlar alındı. Onları biz oradan Yassıada´ya gönderdik. Yeşilköy Havalimanı´ndan onlar gelirdi toplanırdı, gönderirdik. Şimdi bir de üniversiteler faaliyete geçerdi, bağırır şey yapardı, o zaman üniversitelerde muazzam bir kaynama vardı. Bunlar, üniversiteler partiye karşı çok şeydi, biliyorsunuz 555K falan vardı. Üniversiteler hükümete karşıydılar. Nümayişler yapıyorlar bilmem ne yapıyorlardı. Polis onlardan yakalarlardı. Kamyon kamyon bize adam gönderirlerdi. Davutpaşa´yı hapishane zannediyorlardı herifler. Biz çocuklarla akşam otururduk, top oynardık yemekler yedirirdik, akşam arka kapıdan gönderirdik. Bu kolayı ben anlattığım zaman, orada şey vardı, Alemdaroğlu dedi Komutanım ben onların içindeydim beni de saldınız dedi. Kemal Alemdaroğlu onu da almış gelmişler, ondan sonra biz akşam arka kapıdan göndermişiz. Şimdi tabi, ondan sonra Davutpaşa´da iş bittikten sonra irtibat bürosuna aldılar. İrtibat bürosunda Yassıada ile irtibattayız. Gittim geldim devamlı, işte o davalara falan girerdim. Ara sıra Yassıada´da ormanın içinde dahi otururdum sabaha kadar, gelen geçirdik. hiç uyumadan koltuk altında silah, ondan sonra şeyden sonra ayrıldık tabi, akademiyi kazandıktan sonra ayrıldık.
12 EYLÜL´DEKİ ROLÜ
12 Eylül´de de vardım, ben planlama grubundaydım, bizim sabıkamız fazla. 12 Eylül´de ben Mamak Tugay Komutanı idim. Ankara´daki operasyonu yapan adamdım. Ki oraya gelirlerdi hapishaneye. Recep Ergün vardı. Allah rahmet eylesin. Orda da biz daha evvel planlama grubuyduk, tayin dairesindeydim, beni oraya vereceklerdi ihtilal hazırlanırken. Biliyordum ben, benim planlamam şöyle oluyordu, belirli şahısları kritik yerlere atıyordum, çünkü tayin daire başkanıydım. Tayin daire başkanıydım, oraya ben şeyle atıyordum. Kim biliyordu, Nurettin Ersin biliyordu, Mehmet paşa biliyordu Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı, Kenan Evren biliyordu tayinleri, bir de ben cebimde şey yapıyordum, katiyen kimse bilmezdi onu. Ondan sonra yalnız ben oraya gideceğim. Mamak´a gidecektim. Mamak´ta o Kırıkkale de bana bağlı. Kırıkkale´de işçiler var, fabrika var, oradan da bazı sesler geliyor. 12 Eylül´de biz bundan da endişe ettik.
Oraya Kırıkkale´ye alay komutanı bir alayımız vardı orda. Kimi atayayım kimi diye günlerce düşünmüşümdür. Sonra Atilla Ateş´e atadım. Allah razı olsun çok iyi oldu. Yalnız şöyle bir terslik oldu. 10 Eylül günü Atilla oradan bana geldi. Kırıkkale´den, dedi komutanım annemi kaybettim dedi. O şeyli Kastamonulu, ondan sonra Taşköprülü oraya gideceğim dedi, müsaade eder misiniz dedi. Atla git dedim yarın gece saat 11´de burada olacaksın dedim en geç, ama anlamış, söyleyemiyorsun da...
Sabıkalı adamız, sicili bozuk bir adamım
Kim vardı orada, yarbay, yarbay vardı. Yardımcısı yarbaya da özel bir mektup yazdım. Dedim ki; bu mektup Atilla gelmezse, Allah korusun olabilir ki gelemeyebilir, bu mektup benim emrimle, benden müsaade olmadan açılmayacak, ben oku dediğim zaman açacaksın. Gelince alay komutanına vereceksin bunu. Atilla Paşa gelirse alay komutanına vereceksin bunu, bana soracak, öyle açacak dedim. Allah korusun yani, ondan sonra gece tabi oturuyorum 11 Eylül akşam, gece oturuyorum. Ben zaten 2 ay evvel çocukları gönderdim Antalya´ya 1 sene evvel zaten, 6-7 ay evvelinden. Seçim başladı, o zamanlar çıktı ortaya 2-3 ay evvel 4 ay evvel. Ertelendi biraz. Şimdi tabi günleri unuttum. Ben, hanım, Mamak´a gittim Mamak kışlasında kalıyordum, çocukları gönderdim Antalya´ya kampa gönderdim. ama hanıma bile söylemedim. Siz kalın dedim. Bazı sıkıntılar var. Mamak´ta çalışıyorum, anladılar onlar da tabi. Artık şehirle alakamı kestim ben. Oraya gittim. Orda yatıyorum, orda kalkıyorum. Allah rahmet eylesin Eşref Bitlis, Bolu´daydı, oradan da 2 tabur getirdik, o da bana misafir oldu. Komando taburu getirdi. Sabıkalı adamız, sicili bozuk bir adamım.
28 ŞUBAT
Hocayı, Demirel ile konuştum, dedim mutlaka gitmesi lazım, biliyorsunuz dev gazeteler verdi, nizamiyeden döndük dedim. Nizamiyeden döndük lafı enteresandır yani, bu demektir ki bir halt olmasaydı biz... Ne dersem onu yaparlardı, hocaya ayrıl dedim, ayrıldı. Daha ne olsun? Bunu Cumhurbaşkanı şey, herkes bunu kabul etti. Biz bunu yapacağız. Ben onu neden yayınladılar bilemiyorum. Bir sebebi olmalı onun bir sebebi olmalı. Bir de şimdi burada Genelkurmay´ın diri durması lazım. Bir partiyi kapattık yav. Valla aynı kafadan gidiyorlar kafaların değişmesi lazım.
ONUR ÖYMEN, BİZDEN HABERSİZ SİYASİ ADIM ATMAZ
Onur Öymen gelecek bana, bakalım, buluşacağız. Telefon etti Ankara´dan görüşmemiz lazım dedi. Peki dedim. Görüşeceğiz konuşacağız. Dürüst, kafası çalışır. Ben Genelkurmay başkanıyken o Dışişleri Bakanı Müsteşarıydı. Devamlı birlikte çalışırdık. Son derece o karargahta, bizim gizli karargahta bizim 2. Başkan oradaydı. Gider gelirlerdi. İrtibat sağlardık ve birbirimizden haberimiz olmadan hiçbir siyasi şeyler yapmaz. O zaman çok iyi işledi işler.
MESUT YILMAZ´A ALTIN TEPSİDE İKTİDAR TESLİM ETTİK
Ben Mesut Yılmaz´la 28 Şubattan sonra Bodrum´a gitmiştim hatta gazeteler yazdı, manşet attılar. Karadayı yoruldu da Bodrum´a gitti falan diye, o zamanın gazetelerine bakarsan. Şimdi orada Mesut Yılmaz ile beraber bir araya geldik. Hanım, Berna Hanım, Benim hanım dördümüz oturduk. Şeye şunu söyledim Mesut Bey´e dedim ki: Mesut Bey, size altın tepside bir iktidar teslim ediyoruz. Altın tepside önünüze kondu.Bunu iyi değerlendirin dedim, kimin yanında eşinin yanında, Berna Hanım´ın yanında gayet dikkatli dinliyorlar. Biz sizin arkanızdayız, sizi sonuna kadar destekleyeceğiz, ama dedim benim bazı taleplerim var. Bu taleplerim:
1- Siyasi Partiler Kanunu´nu değiştireceksiniz
2- Seçim Kanunu´nu mutlaka değiştireceksiniz
3- Sekiz yıllık eğitimi mutlaka sağlayacaksınız
4- Milletvekili dokunulmazlığını kürsü dokunulmazlığına çevireceksiniz
Saymış saymış... Mesut Yılmaz da sırıtmış.
Ondan sonra 7 tane şey saydım. Siyasi Parti Kanunu, Seçim Kanunu, milletvekili dokunulmazlığı, 8 yıllık eğitim kanunu, unuttum notlarımda var, 8 tane, 7 tane şey söyledim, hepsini sırıtarak dinledi. Sonra Cumhurbaşkanı dedi ki bana, bize, ikimize bir arada otururken. Sayın Genelkurmay Başkanının bazı fikirleri var dedi. Bunu dedi 3´ümüz bir araya gelelim de dedi, konuşalım. Basından gizli, zaman zaman toplandık biz, görüştük. 8 yıllık eğitim konusu açıldı, çocuklara ilkokul talebelerine Kur´an kursu yarışması yaptırıyorlar, hanginiz iyi okuyacak hanginiz. Öyle şey olur mu yav. Çocuk o zaman Kur´an düşecek Kur´an ezberlemeye kalkacak. Elinde bir dosya var, şu kadar ince bir şey, dosya şöyle, boyuna çeviriyor ben konuşurken, dedi ki, bunu yaparsak şu kadar dersliğe ihtiyaç var, şu kadar şeye dershaneye ihtiyaç var. Yapmayacaksanız dedim Hoca´dan ne farkınız var...
8 yıllık eğitime el atmış
Ondan sonra neyse geldik. 8 yıllık eğitime karar verdik. 8 yıllık eğitime değişecek diye komisyondan geçti. Bana dediler ki, istihbarattan geldiler, efendim bunlar 8 yıllık eğitimi 5+3 yapacaklarmış, önerge vermişler, sahtekar bunlar, burada karar veriyoruz. Bir milletvekili kalkıyor önerge veriyor, hemen onu Meclis´te ayarlıyorlar, Yaşar Tüycü.Allah biliyor ya inanmadım, ya dedim olmaz öyle şey Cumhurbaşkanı ile konuştum, Başbakanla konuştum, komisyona sevk ettirdim, komisyon kabul etti, yani hükümet, onun başında Başbakan var, inanmadım, sonra Meclis´e gelindi. Hakikaten 5+3 dendi, adamlar kabul etti. Sonra 8 yıla zor çektik. Onlar bu kadar adi adam, şimdi, Mesut Yılmaz da kaypak.
BENİ GÖREVDEN ALMAYA KALKTILAR
Beni emekliye ayırmaya kalktılar, 28 Şubat olmadan önce, bunların bende belgeleri var. Bir gün şeydeyim Pazar günü, oturuyorum ben, köşkün bahçesinde, hava gayet güzel, nizamiyeye bir şey gelmiş. Köşkün nizamiyesi var ya sivil bir adam gelmiş. Ahmet´e demiş ki, Ahmet benim emir subayım, ben demiş ki, ben komutanı çok seviyorum, ben demiş Tansu hanımın yanında çalışıyorum, onun korumasıyım. Komutana Tansu Hanım´ın masasını karıştırırken, gözünden şöyle bir mektup buldum, yazı buldum. O yazıya da çok üzüldüm, komutana bunu getiriyorum. Gizlice oradan getirdim, demiş. Baktım okudun, şöyle yazıyor. Cumhurbaşkanı´na teklif ediyor. Diyor, Cumhurbaşkanını test ediyor. Genelkurmay Başkanı´nı emekliye ayıralım, kararname hazırlayalım, Cumhurbaşkanı´na götürelim. Cumhurbaşkanına diyelim ki, sen askerden yana mısın, sivilden yana mısın, demokrasiden yana mısın, onu zorlayalım imzalatalım, Cumhurbaşkanına çünkü Genelkurmay başkanının tayinine Cumhurbaşkanı karar veriyor.
Onun üzerine ben bunu okudum, Çevik Paşa´yı çağırdım aşağıda, köşkte oturuyor, 50 metre aşağıda köşkte oturuyor. Otur şöyle Çevir, hemen okuttum okudu. Dedim, Çevik, bunlar tehdit, bana vız gelir dedim kesinlikle. Sen dedim mantık şu mu, var mı, bir Başbakanlık koruması, Başbakan´ın masasında ona ait evrakı bulacak. Dedim ki, bunun bir fotokopisini alın, fakat o gün de pazar, evde fotokopi yok, Ahmet fırladı nizamiyeye gitti, oradan Muhafız Alayı´na gidecek, Muhafız Alayı´nda tabii herkes izinli. Zaten adam orada bekliyormuş, demiş ki benim hemen almam lazım, beni mahvederler. Aradan bir dünya zaman geçti, o Meclis toplandı, AKP grubu ne diyorlar ona en küçük grup onların. Ondan sonra bu kararında içerdiği 2´şer sayfalık bir karar alıyorlar. Onların içinden bir tek Necmettin Cevheri karşı geliyor. Bu diyor çok tehlikeli bir şey diyor, biz bunu 12 Eylül´de yapamadık diyor. Bu bakımdan böyle bir şeye kesinlikle ben taraftar değilim diyor Necmettin Cevheri.
Şimdi bazıları dedi ki, komutanım bu kahpe, bu kahpe dedi. Yani kamuoyuna ordu bize ihtilal yapamaz, darbe yapamaz efendim havasını yaratmak için geliyor, söyleyeceği bir şey yok.
Ziyarete gelen Çiller´i kabul etmemiş.
Ondan sonra bunu merkez karar yönetim şeyinden sonra 2 saat sonra bana rahmetli Güven Erkaya telefon etti. Komutanım sizi dedi, bana bunu getirdiler ama el altından bizim de istihbarat çalışıyor, tabii hemen o şeyi masanın içine koydum.Komutanım dedi böyle böyle, ziyaret edeceğim dedi. Ben, hemen gel dedim, oturdu biraz durgun şey, üzüntülü. Çıkarttı kağıdı önüme koydu, ona da gelmiş, iki sayfa belge, ondan sonra ben de önüne koydum bana da geldi şimdi dedim. Dedim bunları ver bana. Bunların hepsi gözdağı, ne yapabilirler, bir halt yapamazlar, yani bizim alternatiflerimiz var, Bir şey yaparken alternatifsiz şey yaparken, alternatifsiz bir şey yapmam. Onun üzerine sonra Tansu Çiller beni ziyarete geldi, gelmek istedi, fakat kabul etmedim. On gün sonra tekrar eve telefon etti, bizim hanım çıktı. Tansu Hanım dedi, ondan sonra ben çıktım dedi ki, sayın Genelkurmay Başkanım sizinle görüşmek istiyorum dedi. Ondan sonra peki dedim ben size haber veririm dedim. Çok önemli bir şey söyleyeceğim dedi, çok önemli bir şey söyleyeceğim size dedi, peki dedim ertesi günde kuvvet komutanları tesadüfen bir araya geleceğiz. İşte yemek yedik, yemekten sonra, dedim ki arkadaşlar bu Tansu Hanım´ı birinci sefer kabul etmedim biliyorsunuz, basın da yazdı bunu. İkinci sefer, dün akşam bana telefon etti, böyle böyle dedi, ne diyorsunuz. Şimdi bazıları dedi ki, komutanım bu kahpe, bu kahpe dedi. Yani kamuoyuna ordu bize ihtilal yapamaz, darbe yapamaz efendim havasını yaratmak için geliyor, söyleyeceği bir şey yok.
Mesela bunlardan bir tanesi Allah selamet versin, Hikmet Köksal. Onun üzerine bazıları evet dedi. Bazıları Güven Paşa dedi ki, komutanım çok önemli bir şey söyleyeceğim dediğine göre, bu Başbakan Yardımcısı, Dışişleri Bakanı kabul etmeniz lazım dedi. İşte dedim ben Genelkurmay Başkanıyım dedim, kabul ediyorum dedim. Geldi, yani geldi oturdu, ben kapıda karşılamadım. Yüzbaşı, nöbetçi subayla karşıladım, odamın içerisinde karşıladım. Ondan sonra otururken bana dedi ki, beni çok rencide ettiniz dedi. Daha otururken daha beni çok rencide ettiniz dedi. Siz de dedim, bizi çok üzdünüz dedim.Ben dedim size, bu parti ile iktidar olmayın, çünkü ANAP´ta şeyden olmuştu. ANAP´ın şeyin kitabında vardır dedim benim söylediklerim. Meclis Başkanı vardı ya o zamanlar, doktor, son dakikada ben ona haber gönderdim, gazeteler yazdı bunu bazı kitaplarda da var. Geldi bana işte kesinlikle bu akşam iptal edin dedi. Ben iptal ettirdim, program hazırlandı, imza edecekler. O akşam Mesut Yılmaz´a şey yapılacak. Fakat ben Brüksel´e gittim. Brüksel´deydim. Bükreş´e gittim zaman bunlar böyle anlaştılar, bu sefer şeyle Tansu Hanım´la hala daha Tansu Hanım´a dedim ki, bunlarla koalisyon yaparsanız partiniz biter dedim. Şimdi bana ne dedi biliyor musunuz, şimdi ne yapmamız lazım dedi.
DEMİREL, BEN NE DERSEM YAPARDI
Şimdi dedim, istifa etmeniz lazım dedim. Ondan sonra şimdi deniz bitti istifa etmeniz lazım dedim. Sonra kalkacaktı, ben dedim hepsini söyledim şimdi şeyiniz yok, istifa etmeniz lazım dedim, bundan sonra masadan şeyi aldım. Bir dakika, kalkıyordu masadan, bir dakika dedim Merkez Karar Yönetim Kurulu´nun verdiği kararı, şöyle tuttum buna ne diyorsunuz dedim. Daha okumadan şöyle baktı, bu yanlış dedi, bu yalan dedi, okumadan bu yalan dedi.Okumadan tabii, bunu kaçırmadım, hemen gittim Cumhurbaşkanına telefon ettim, görüşmek istiyorum. Cumhurbaşkanı´na hepsini aynen anlattım, birinci sefer ne dediyse anlattım, Cumhurbaşkanı kalktı ben dedi, deli miyim dedi, böyle bu adamların saçma saçma şeyiyle sizin emeklilik şeyinizi nasıl onaylarım falan dedi. Demirel, Cumhurbaşkanlığı´nı fevkalade iyi yaptı, ilişkilerimiz de fevkalade iyiydi. Hatta bir gazeteye beyanat verdi. Darbeyi Karadayı önledi, falan diye. Tabi çok iyi ilişkilerimiz vardı, ben ne dersem onu yapardı. Mesela, Adana´ya gidecek efendim şu mesajı verirseniz iyi olur, kesinlikle, bir de bir birimizden hiçbir şeyi saklamazdık. ( Haber7)
Karadayı´nın tüm ses kayıtlarıyla ilgili manşetlerimiz
(27 Şubat 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Video kaydını izlemek için tıklayın
Video kaydını indirmek için tıklayın