Mehmet Gündem: ETÖ denilince akla ilk gelen isimlerden birisidir Doğu Perinçek. Onun karmaşık ilişkileri, hayat çizgisi Ergenekon´u bütün olarak anlama imkanı da veriyor.
18.01.2009 15:42 Mehmet Gündem (Yeni Şafak): ETÖ´nü, bu suç şebekesini sulandırma, etkisizleştirme stratejileri hiç durmayacak. Yeni yeni yol ve yöntemler devreye girecek, bunların bir kısmını ?itibarlı? hukukçulardan duyacağız, sureti-i haktan görünerek yapacaklar. Kafa karıştırmaya çalışacaklar, algılarımızla oynamaya kalkışacaklar. Patır patır dökülen çeşit çeşit silahlara, mermilere, bombaları, cephane gömülmüş çukurlara rağmen yine de, ?hedef ordu?, ?cumhuriyetle hesaplaşma?, ?28 Şubat´ın rövanşı?, ?laik cephe tehdit altında? diyecekler. Yetmeyince ?siyasi operasyon, iktidar rakiplerini, cumhuriyet güçlerini sindiriyor? yaklaşımını seslendirecekler. O da yetmeyince, mahalle baskısı var, dindarlaşma artıyor, toplumda zemin değişiyor, Türkiye´de eksen kayması yaşanıyor denilerek ?korku üretilmek? suretiyle içeride ve dışarıda medet umdukları kesimlere mesaj gönderecekler. Bu da tutmayınca, ?insanı? ve ?vicdani? bir yola vurgu yapacaklar, tutuklu ve sanıkların yaşına, sağlık durumuna, kimliğine, hayat tarzına, ilmine, itibarına atıfta bulunup da nedir bu zülüm diyecekler... Onlar ne derse desinler artık hukukun ne diyeceği önemlidir.
Ergenekon´da Bayrampaşa Cezaevi´ne konulurken; ?Hedefte ordu var? diye bağırıyordu
Hatırlayın, ETÖ´nün üst düzey yöneticisi olmaktan tutuklanan Doğu Perinçek, Bayrampaşa Cezaevi´ne konulurken; ?Hedefte ordu var? diye bağırıyordu. Hastalığı nedeniyle tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Kemal Alemdaroğlu ise ?Ergenekon soytarılığının ne olduğunu yakında herkes görecek? diyordu. Şimdi herkes gördü, ama onun gördüğü hayali değil, gerçeği gördü. ETÖ denilince aklına gelen isimlerden birisidir Doğu Perinçek. Onun karmaşık ilişkileri, hayat çizgisi bana Ergenekon´u bütün olarak anlama imkanı da veriyor. Bu tecrübeden bakınca alakasız gibi duran pek çok isim ve pek çok unsur yerli yerine oturuyor. Dev-Genç başkanlığından Maocu gizli örgüt liderliğine, eski ?yoldaşlarını? polise ihbar etmekten Kemalist ulusalcılığa uzanan karmaşık bir siyasi...
Perinçek ve aydınlık hareketinin pek çok karanlık iş ve ilişkilerinin, zik zaklarının yanında net olan belki de tek şey; İşçi Partisi´nin seçilmiş hükümete yönelik ?Ordu-yargı göreve? çizgisi, 12 Mart´tan, 12 Eylül´e, oradan da 28 Şubat´a uzanan oldukça istikrarlı bir duruştur.
Perinçek 1968 yılında Dev-Genç´e kaynaklık eden Fikir Kulüpleri Federasyonu´nun (FKF) başkanlığına seçildiğinde Ankara Hukuk Fakültesi´nde asistandır. O dönemde Türkiye devriminin yolunun ne olması gerektiği tartışması sürerken Perinçek´in ise devrim için planları başkadır. Perinçek, FKF başkanı seçilmesinden kısa bir süre sonra, 27 Mayıs Milli Devrim Derneği´nin başkanlığını yapan Albay Mucip Ataklı´dan bir mektup gelir; irtica olaylarının artışından, toplu Cuma namazları kılındığından bahsederek, FKF´yi bu olaylara karşı mücadele etmeye çağırır. Perinçek bu davete icabet eder. Cumhuriyet yazarı Uğur Cankoçak´ın yazdığına göre, 27 Mayıs Derneği, FKF´ye kanca atarak 1960´ta yarım kaldığına inandığı işi tamamlamak istiyordu. Yine Cankoçak´a göre, kancayı atmakla görevlendirilen kişi, 27 Mayısçı Albay Kadri Kaplan´dır. Perinçek´in ilişkileri Dev-Genç içindeki kadrolar tarafından hoşnutsuzlukla karşılanır. Nitekim Deniz Gezmiş, Mahir Çayan ve diğer gençlik liderleri, Dev-Genç´i cuntacıların eline vermekle suçladıkları Perinçek´i başkanlıktan uzaklaştırırlar.
Bu tarihten sonra Perinçek grubu, Kırmızı Aydınlık olarak adlandırılan Proleter Devrimci Aydınlık dergisini (PDA) yayınlamaya başlar. Maocu bir çizgiyi benimseyen Aydınlıkçılar, artık siyaset sahnesine çıkarlar. Türkiye solu ve Aydınlıkçılar arasındaki ebedi farklılığın temellerinin atıldığı bu yıllarda Aydınlıkçılar milliyetçi söylemleri nedeniyle ?Maocu Bozkurtlar? olarak adlandırılır. Dev-Genç içindeki gençler THKP-C, THKO gibi fraksiyonlarda örgütlenirken Aydınlık grubu Perinçek´in liderliğinde Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi´ni (TİİKP) kurarlar. TİİKP´in, ?devrim? stratejisi, sıkıyönetim mahkemesi dosyasında; ?TSK´ya sızarak, kendi fikriyatı istikametinde olan bir kısım subaylar vasıtasıyla parti için gerekli olan hüviyet, izin kağıdı, elbise vb. teminine ve sosyalist fikirlerin ordu içinde yayılmasına çalıştığı, ilerisi için bu yolla silah teminini düşündüğü...? cümleleriyle yer alır.
Ancak 9 Mart 1971´de ordudaki 27 Mayıs´çı subayların ve aralarında Perinçek grubunun da yer aldığı sivillerin planladığı cunta girişimi ters teper... Aydınlıkçıların 1974 affıyla cezaevinden çıkmasından 4 yıl sonra, 1978´de kurduğu Türkiye İşçi Köylü Partisi´nin (TİKP) genel başkanlık koltuğuna oturan Perinçek, ilk iş olarak günlük Aydınlık gazetesini yayınlamaya başlar. Perinçek, başyazarlığını yaptığı gazetede politik istikametlerini şöyle açıklar: ?Proleter devrimciler uzun süreden beri Türkiye´de asker-sivil-aydın zümrenin devrimci eğilimlerine dikkat çekmişlerdir.?
12 Eylül darbesi öncesi diğer solcuları ihbar ederek polise hedef gösterdiler
12 Eylül´den hemen önce Aydınlık gazetesinde sendika ve öğrenci örgütlerinin liderleriyle bazı fraksiyonların önde gelenlerine yönelik ihbarlar yayınlanmaya başlanır. Güvenlik güçlerinin bu ihbarlarla operasyonlar yapması Türkiye soluyla Aydınlıkçılar arasına bir anlamda ?kan? girmesine neden olur. Orduyu ?devrim? safına çekme politikasını tüm yayınlarına yansıtan Aydınlıkçılar, 30 Ağustos 1980´e gelindiğinde TİKP´nin bildirisini Aydınlık gazetesinin manşetine taşıdılar: Ordu ile halk arasındaki bağlar güçlendirilmelidir. Bu bildiriden 12 gün sonra Aydınlıkçıların dileği gerçek olur, 12 Eylül´le birlikte ordu ve halk arasındaki bağ tedricen de olsa güçlenmiştir. Ancak tüm hizmetlerine ve manipülasyon çabalarına rağmen kendilerini 12 Eylül mahkemelerinde bulan Aydınlıkçılar bu işe akıl erdiremezler. Perinçek savunmasında; ?Hizmetlerimizin karşılığı bu mu olacaktı? diye sorar; ?Partimiz orduyu parçalamak bir yana ona karşı gelenlerin adreslerini göstermiştir? derken darbeden payına düşeni ister.
28 Şubat´ta yine ´ordu göreve´ görevinde!
12 Eylül´de askerlerden umduğunu bulamayan Perinçek, 80´lerin sonu ve 90´ların ilk yarısı boyunca PKK ile flört eder. Ancak Kürtlerin desteğini alarak meclise girme planını SHP´ye kaptırınca eski stratejisine geri döner. Nitekim Perinçek, asker kanadında Refah-Yol hükümetine yönelik huzursuzluk baş gösterince, hükümeti ordu eliyle devirmek için bir kez daha kolları sıvar. 28 Şubat öncesinde hükümetin darbeyle devrilmesi için yoğun çaba harcayan Perinçek, ?Tanklar Hipodrom´da resmi geçit için mi alınıyor zannediyorsunuz? diyerek yine devrim stratejisini ilan eder, 28 Şubat´ı ?proletaryanın beklediği devrim? olarak gösterecek kadar kendini kaybeder.
Her zaman egemen güçler içinde kendisine bir yer bulmuştur
O daima darbecidir. Farklı zamanlarda birbirine zıt politikalara savruluyor gibi görünse de aslında bir iç tutarlılığı vardır; çünkü her zaman egemen güçler içinde kendisine bir yer bulmuştur. ETÖ´yü anlamak isteyenler için Doğu Perinçek´in hayatı kılavuzdur. Araştırmacı Fuat Akyol´a göre; Doğu Perinçek´in hakim olan ve bir dönem Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı Yardımcılığı yapan babası Sadık Perinçek, dört dönem Erzincan milletvekili seçildiği Adalet Partisi´nde Genel Yönetim Kurulu üyesiydi. Perinçek´in dayısı Turhan Olcaytu, tümgeneraldi ve Ankara´da Zırhlı Tümen Komutanı´ydı. Ünlü ihtilalcilerden Tümgeneral Cemal Madanoğlu, ilk eşi Sırma Perinçek´in halasının eşiydi. Teyzesinin oğlu Gürbüz Tüfekçi, Ankara´da askeri kesimde etkili bir şahsiyetti. Perinçek´in arkadaşlarına söylediğine göre Tüfekçi, aynı zamanda Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) görevlisiydi. Geçen hafta bir şey daha öğrendik: Perinçek, asılsız raporlarla Orta Asya´daki Türk okullarını karalamaya çalışmış. Perinçek ve ekibi ´Türki cumhuriyetlerdeki okullarda uyuşturucu ticareti yapılıyor.´ diye raporlar yazmışlar. Asılsız çıkınca, hem Türkiye araştırmış yine asılsız çıkmış... Utanmamış Türkiye´nin yüz akı bu okulları Rus ve Çin istihbaratına da rapor etmiş, yanlış bilgiler vermiş... Her şey yeterince açık değil mi... Şimdi bir kere daha düşünün; Perinçek ETÖ´nün neyi olur? (Mehmet Gündem / Yeni Şafak)
(18 Ocak 2009, 15:42)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: