Paralel yapı mensubu tutuklu 51 polis, bir dönem Ergenekon ve Balyoz gibi davalar kapsamında TSK personelinin yattığı Silivri Cezaevi'ne nakledildi. Şüpheli polisler yüksek güvenlikli koğuşlara konuldu. Bu durum Ergenekon ve benzeri davaların sanık ve çevrelerinde ibret verici olarak değerlendirildi.
19.10.2014 18:50 "Casusluk" ve "darbe" suçlarından yargılanan 51 paralelci polis, tutuldukları Metris Cezaevi'nden daha önce Ergenekon ve Balyoz davası sanığı askerlerin kaldığı Silivri Cezaevi'ne nakledildi. Paralelci polisler, yüksek güvenlikli koğuşlara konuldu. Tutuklu polislerin yakınları haberi, Metris Cezaevi'ne haftalık ziyaret için gittiklerinde öğrendi. İstanbul Adliyesi Örgütlü Suçlar Bürosu'nca yürütülen 3 ayrı soruşturma kapsamında, 51 polis tutuklanmıştı. Aralarında, paralel yapının emniyetteki "A Takımı" olarak bilinen eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, eski İstanbul Mali Şube Müdürü Yakup Saygılı ile eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürleri Yurt Atayün ve Ömer Köse'nin de bulunduğu polisler, dün sabah erken saatlerde daha önce Ergenekon ve Balyoz davalarında, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Orgeneral Çetin Doğan, emekli Orgeneral eski Hava Kuvvetleri Komutanı İbrahim Fırtına, emekli Korgeneral MHP Milletvekili Engin Alan ve birçok komutanın kaldığı Silivri Cezaevi'ne nakledildi. "Devletin gizli bilgilerini elde etmek" ve "casusluk" ile "darbeye teşebbüs" suçundan tutuklanan şüpheliler 3; "özel hayatın gizliliğini ihlal" gibi suçlardan tutuklananlar ise 5 ile 7 kişilik odalarda kalacak.
NELER YAPTILAR?
Ali Fuat Yılmazer'in de aralarında bulunduğu emniyetçiler, yasadışı dinleme, özel hayatın gizliliğini ihlal ve devletin gizli bilgilerini elde etmek suçlarından tutuklanmıştı. Emniyet Müdürü Yurt Atayün'ün de aralarında bulunduğu şüpheliler, 'Selam-Tevhid Örgütü' soruşturması adı altında aralarında Recep Tayyip Erdoğan'ın danışmanları, birçok bakanın danışmanı ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ı dinleyen paralel polisler ise "casusluk" suçundan tutuklanmıştı. Emniyet Müdürü Yakup Saygılı'nın da dahil olduğu emniyetçiler ise 25 Aralık darbe girişimi soruşturmasında "Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan tutuklanmıştı.
"F TİPİ ÇETE, EVİNİZE HOŞ GELDİNİZ"
Öte yandan Ergenekon Davası sanıklarından Albay Atilla Uğur'un, tahliye olurken koğuş duvarında bıraktığı not okuyanlar tarafından hayat dersi olarak yorumlandı: “F tipi çete, evinize hoşgeldiniz.”
Ergenekon davasında tutuklu olup aynı koğuşta kalan emekli Albay Atilla Uğur, gazeteciler Deniz Yıldırım ve Hikmet Çiçek ile Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, 7 ay önce Silivri Cezaevinden tahliye oldu. Uğur ve Yıldırım cezaevinden çıkarken koğuşlarına "F tipi çete, evinize hoş geldiniz" yazdı. SABAH'a konuşan Uğur, "Kin ve nefretle değil de bir duygusallık içinde yazmıştım" dedi. Yıldırım ise "Paralel yapının kumpası ile tutuklandığımız artık hükümet ve devletin en yetkili mercilerince tescil edildiyse artık onların girmesi gerekirdi. Bizler çıkınca artık onların gireceğini düşündük" diye konuştu.
Atilla Uğur 7 Temmuz 2008'de, Deniz Yıldırım 9 Kasım 2009'da tutuklandı. Silivri 4 nolu Cezaevi B1 koğuşunda gazeteci Hikmet Çiçek ve Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu ile birlikte 4 kişi kalıyorlardı. Uğur 10 Mart 2014'te Çiçek ile birlikte, Yıldırım da bir gün sonra Alemdaroğlu ile birlikte tahliye edildi. Uğur ve Yıldırım çıktıkları gün koğuşun duvarına ayrı ayrı "F tipi çete, evinize hoş geldiniz" diye yazdı.
Ergenekon operasyonlarını yürüten emniyet görevliler ise 22 Temmuz'dan itibaren paralel yapı soruşturmasında tutuklanıp Metris Cezaevi'ne konulmuştu. 51 tutuklu polis, cuma günü Metris Cezaevi'nden Silivri Cezaevi'ne nakledildi. Ergenekon, Balyoz, 17 ve 25 Aralık soruşturmalarında yasadışı faaliyetlere bulaştıkları öne sürülen polisler, daha önce Ergenekon ve Balyoz sanıklarının kaldığı koğuşlara yerleştirildi. Koğuşlarda tutuklu polisleri kendilerinden önceki tutukluların bıraktığı sürprizler bekliyordu. Bunlardan biri de Atilla Uğur ve Deniz Yıldırım koğuş duvarına yazdıkları "F tipi çete, evinize hoş geldiniz" yazısıydı.
Yıldırım, yaptığı açıklamada, "Biz bir kumpas meşruiyetiyle çıktık. Artık F tipi çete belli oldu. Hükümet ve devletin en yetkili mercilerince tescil edildiyse artık onların cezaevine girmesi gerekir. Bizler çıkınca artık onlar girecek, diye düşündük" ifadelerini kullandı.
'DUYGUSALLIK İÇİNDE YAZDIM'
Atilla Uğur ise şöyle konuştu: "Ömrüm Türk Silahlı Kuvvetleri'nde terörle mücadele ile geçti. Sadece PKK ile değil, Paralel çeteyi de iyi bilirim. Jandarma İstihbarat'ta da görev aldığım için bunların devlet içindeki faaliyetlerini ve illegal işlerini çok iyi biliyorum. Bunlarla mücadele ettiğimiz için kendimizi cezaevinde bulduk. Tam 5 yıl 8 ay 10 gün cezaevinde kaldım. Ben Allah'a inanan bir insanım. Yoksa onca yıl cezaevine dayanmak kolay değil. Tahliye olduğum gün bir duygusallık içinde koğuşa o yazıyı yazdım. Asla bir kin ve nefretle yazmadım. İlahi adaletin bir gün tecelli edeceğini biliyordum. Bunu cezaevi olarak düşünmedik ama bir gün bize kurulan kumpasın ortaya çıkacağına emindik."
(19 Ekim 2014, 18:50)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: